Deprem/ müstakil acılar…
şubatı şehirlerce severdik
hala sevenlerimiz var
korkanlarımız/ sevmeyenlerimiz…
Deprem/ üst üste, yan yana ve müstakil acılarımız var.
Yıkıldık/ yığıldık
"ölüler yaşayanlardan daha çok çiçek alır
çünkü pişmanlık sevgiden daha çok minnet yükler"
benim annem öldü
gidiyorum, gelmem dedi ve öldü
elini tuttum yapma anam ha gayret dedim
evvelde
ben bu perspektifte bir bez bebek yitirdim
şimdi
bahardan, günden ve sabahtan istifade ediyorum
bir katilin olay mahalline dönüp
tanrı yok bu işin içinde
cennetten kovulmadık
elmayı henüz ısırmadık
tanrı yok bu işin içinde
belki iki erkek melek var (üçüncüsünün adını anmayalım)
ben anlamam mülkiyetten;
ay kimin olursa olsun.
nehirler de korkutur gözümü
bizim eldeki çay vura vura kayalara akar gelir
Çukurova'ya
sen mesela aklımın ermediği bir damlasın...
kaygan zemin
çok yabancı
ay ışığı sokak sokak
kaldım işte portakal ağacı;
burnu kürt mahallesinde sanki lunapark
keskin bir kirişsin
uykumun herhangi bir yerinde sıklıkla
öyle hatırlanıyorsun ki
şakıyorsun küçüğüm
seninkilerden büyük kulaklarımda
o sıcak ellerin nerede (nasırlı olmayan)
nerede sarılınca kucağımı dolduran belin (ince olmayan)
seni resim diye kağıtlara dökerken feryat feryat
kaldırımlara hasret çöllerde
yol ortasında yürüyorum
adanalı diye (eşkıya olmayan)
yar!
ben sana konuşamayınca
tüm diğer insanlara/çirkin kadınlara susma hakkımı kullandım.
az gittim uz gittim
gözlerinden öte bir yere varamadım...
defalarca yüreğimin şartellerini indirdim kaldırdım
dün iki arkadaşla mezarlığa gittik
bellerinde silahlar
bir uçtan bir uca huzurla uyuyor
görünen isimler
benim mezarlık gezmelerim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!