mezopotamya sular altında bir plastik
ben geldim diye mi?
örtülmüş üstü
köşe taşlarında
görüyorum sular altında
acınası
(öğrencim elif güneş’e)
elif kız sarı bal rengi gözleri
saçının teninde bittiği yerde altın madeni
elif kız sarı bal rengi gözleri
çam ormanlarından gelir nehrime
süzüle süzüle kar sularıyla gelir
iklimden iklime yazılır onun şiiri
soranlara derim bal rengi gözleri
rıhtım gibi oralarda çam gölgeleri
bir tarafı kozalak bir tarafı gri bulut
elif kız sarı bal rengi gözleri
kendini yazar yokluğa doğru
hala atla sürülür onun umut tarlaları
soranlara susmadan derim
elif kız sarı bal rengi gözleri
bağlı saçları
bağlı ömrü gibi dağlardan umuda
ıssızı sevmez
aklı kadar güzeldir niyetleri
kelime dağarcığıyla sınırlı hayalleri
şöyle bir koşar boşluklarda
şöyle bir isyanlaşır sevmeleri
elif kız sarı bal rengi gözleri
saçının teninde bittiği yerde altın madeni
zafer aydaş
ben de kalabalık bir mahalleye yerleşeyim dedim
beton kutucuklardan birini seçtim
onlar gibi ben de yıllarımı borçlandım
faturalarımı ödedim
sonra birden
hanem sessizleşti
"Bahçenin harımıyım
Ben sana varır mıyım
Sen ettiğinden utan
Ben yarsız kalır mıyım"
"ne münasebet efendim"
diye kandırdın...
vallahi kandırdın billahi kandırdın
limonata dedin nane yaprağı bir de
tırnakların da geri kalmadı küçük kulakların da bu işbirliğinden.
yağmurları seviyoruz beraberce
beraberce nice dertler ve neşeler
çerçeveleşti ufacık mazimizde
geceye dolanır aya küser
ve üzerdik hasreti saatlerce
oysa kirpiklerimi
hırsla diriyordum göz yaşlarıma karşı
sen de o derece inattın
mahvoldum bu mevsim
harama benzer yağmurları
bu bulutsuz havada
ayaz tutsağında
hararetli bir sevdanın teridir vücudumuzdaki TUZSU TUZSU
boş ver korkuyu
bak seninim
şimdi bu denizde duruldu dalgalar
kocaman bir ahmak gibi yatıyor önümde
gök
mavi
deniz
mavi
zafer aydaş
karga senfonileriyle girdim
yalnızlık şehrine
kara kaşlı kara gözlü bir trenin
asılaraktan pencerelerine
şimdi sensiz ve kimliksizim
tutuklandım soğuğa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!