Duraklarım var benim,
Hiç gelmeyenleri beklediğim
Duraklarım var benim
Hiç gitmeyeceklerimi beklettiğim
benden kalma bir Akdeniz vursun kıyılarına,
senden kalma bir Ege gelsin,
biraz rakı getirsin,
biraz da, çizik, yeşil zeytin,
içsin Anadolu,
içimsin, içim, içinde Anadolu,
Beni aramışsın dün gece
Bir okyanus kıyısın da görmüşler kirpiklerini
Almış başını, bir berduş, bir serseri gibi
tüm ayaklarını dolaşmış sokaklar
Bir ağacın saçların dan sarkan,
küçük, kırık bir ışığım oysa ki gece de ben
Zaman çevik bir akrep gibi,
durmadan zehirliyor bütün mutlu anları,
Sense; küçük gülüşlerini yüzünde saklayan bir anne gibisin,
ifadesiz...
Korumacı...
buradasın işte;
yanımda, buracıkta,
bütün gözümü kaplıyorsun,
çıplak bacağında, saatlerdir oturduğun sandalyenin izi,
kızgınım sandalyeye, acımasızca uyuşturuyor çelimsiz etini,
ellerin yazmaktan buruşmuş, dudakların susmaktan,
Buralar kavuştu artık sana
Ölseler de gözleri açık kalmayacak hiç bir yerin
ne dağın
ne toprağın
ne taşın
Dün geceden daha hevesli yalnızlıklarım var bu gece,
Ne var üzerinde söylesene,
Neyle sıcaksın,
Üşümüyorsun neyle,
Kim gelse,
seni getiriyordu,
Göllere dönüşüyor bütün çukurlarım.
Derin çukur çöllerin den
Sığ tuz göllerine...
Ya da başka bir yıkıntının molozlarını döküyorlar içime
Eziliyor papatyalar
seni bir köy saflığı ile özleyeceğim
bir taze nane
bir taze kekik gibi
göğsüm de, kokunu bekleyeceğim
gelmesen de başım üstüne
hiç yoksa, hasretin de öleceğim...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!