Yorgun kalbimin sahralarında ılgın yanılsama.
Ruhumun kurumuş yerlerini göğe çeviriyorum.
Keşke sen merhamet olsaydın susuzluğuma…
Yalpaladım, tökezledim… devriliyorum.
Zamanın göğsüne saplanmış zehirli hançer..
Doğradı tüm umutları, hışmından yok kurtuluş.
Öyle görünüyorki, hırsını alamadı gönlümden kader.
Anladım derdini, yaşarken ölmek gerekiyormuş.
Geçtim sesinden, fısıltılarında dirilmek istiyorum.
Bir rüya saflığında olmasın zaten hayat.
Her şeyi kaybetsemde bir tek gülüşünü diliyorum.
Koy yüreğini avucuma, huzuruma lazım gelen ıttırat.
Aşk dediğin şey, yıkılmaz öyle boranda fırtınada.
Sığınağım benim, tertemiz yüreğinse üstelik…
Titriyorum sadece adını bile andığımda.
Seven gözlerin varya, yangınıma tek serinlik.
Bir gül kurusu renk çöküyor göğsüme,
Akşam ayazından nasibini almış algılarım…
Yorgun seher gibi sızıyor bakışlarım güneşe.
Işığa susamış taşların solgunluğundayım.
Ürperir tenimde ismin, o güzel harflerin…
An gelir, gelmez olur vakit, donar zaman!
Kırık bir kandilim, rüzgâra nasıl olsun mukavemetim.
Sensizlik ateştir, yaktıkça yakıyor her an.
Ay göğe yaslanır, giyerek hüznünü,
Ben, geceler boyu ezberlemiştim yüzünü.
Geçiyor gözümün önünden “düşler yamacı.”
Kıyısız gamlarda aramak seni, ölümden acı.
Toprak, sen diye çiçekler verir gönül bahçemde,
Senden bana kalan ne varsa, dirilir benliğimde.
Öyle bir bakisin ki canımda, hayalin dokunuyor ruhuma.
Umut veren bakışın bile yetiyor, yerlerde sürünen umuduma.
Kayıt Tarihi : 9.6.2025 15:08:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!