Usul usul gir kalbime
Ne bir hışırtı ne bir ses
Uyusun bırak tüm gerçekler
Ciğerlerime dol nefes nefes
Böyle başlasın yolculuk
Unutsun bizi zaman
..
Çetrefil bir yolculuk
Ayağı kayar yıldızımın
Garibim,
Mahzunluğun yüzünden okunur
Kırılır dalı fındığının
Elpençe durmuş bir hayat
..
Yolculuk
Uzun sandığımız yollara bak
Bir arpa boyu imiş yolumuz
Baktıkça hatıralara coşmakta ruh
Katığımız eski resimler
Sığmadık zamana
Hadi arkadaşlar yolcuyuz...
..
Dömüşü olmayan bir yolculuk benimkisi,
hani gitme kal desen yüreğini avucuna koyup
bana uzatsan...
Tek başına kalmış savaş cocuklarının sesi gibi
titresede sesin, ne olur bana gitme kal deme
Çünkü ben ne gidebildim nede kalabildim
..
Rüzgarlar eser gemide, gemi demirden
Yollar uzak dururda vazgeçermi gelen
inanmaz bekleyen görmeden yüzünü gelenin
ne hoş olur beklenmeyenin gelmesi denizden
Yolculuk nereden nereye bu bir delilik
bir akşam biter yolda, sabahı mutluluk
..
Sensiz hiç koymuş muyum başımı yasdığa,
Aç da bak rüya damıyım kâbus damıyım,
Kısılmış sesim seni haykırdığımda,
Dinle bak gerçekleri hepsi yalanmı,
Umut yolunda umutsuz yolcu,
Sor da bak yolculuk nereye,
..
Münkere sor,ahiret var mıdır?
Girdiğin kabir geniş mi yok sa dar mıdır?
Gidip te bu dünyaya dönen var mıdır?
Ölümü durduran ne para,ne şöhret,ne şandır
Başlamış yolculuk,ey yolcu,vakit kalmadı
'ESER' yağar yolcu gider...
..
otururken okul bahçesinin bankında
garibin dünyasına girdim
Orhan Velinin dünyasına
bir şairin dünyasına
girdimde iyi mi ettim
deli sanmışlar meğer
okumamı bitirip okula doğru
..
Göz ve nizam vardır kanmamalı gözlere
Ya soğuktur ya sıcak şu feleğin kastı ne?
Yolculuk hayır mıdır feryat figan ederken
Kalbimde bir göç vardır gam ve keder semtine
Benim suçlu benim suç giyotinim gözlerin
Ne bir ses ne de seda karşımda silüetin
..
Ey gozleri ucurum boylarindan bakan guzellik,
sana sirti kamcili bir yaban kopegi gibi baglandim.
Kizagimda gavur olusu bir sevda
Ne elimde bir adres
ne alicisindan bir haber.
Tasirim tasirim bitmez yolculuk
kara kisin kara vadilerinde heyhaaat,
..
Karın lapa lapa yağışını izlerken içime tarifi imkânsız muazzam bir coşku, harikulade bir huzur ve mutluluk doluyor. Birde, yağmur yağarken hissederim aynı şeyleri… Sanki bir kargaşa gizlidir bu sessiz düşüşlerin ardında, bir coşku, telaş, kararsızlık… Bir boyun eğiş belki ama vakur bir mutluluk… ve büyük bir tutku, özlem mutlaka... Tüm evreni içine sığdıran, tüm duyguları kapsayan bir kavrayış hissederim tenime değen her bir kar tanesinde yahut yağmur damlasında… ve kanıma işleyen bir sıcaklık; eriyip yanaklarımdan kayan her bir zerrede… - yüzyıllar öncesinden miras kalan bir içgüdü ile belki de kim bilir- uçsuz bucaksız vadide yağmurdan kaçıp bir kaya kovuğuna sığınarak çalı çırpı ateşinde ısınmak isterim. Ciğerlerime derin derin toprağın ve yağmurun kokusunu çekmek ve sadece karnımı doyuracak kadar yiyeceğin tasasında, yalnız geceyi geçirecek kadar gelecek kaygısında olmak… Tenimle birlikte kalbimi de yakan bir tutkuyla, belki de hiç gelmeyecek 10 yılları ya da hiç olmayacak çocukları düşünmeden yanıp kavrulmak yüreğimin tüm coşku ve arzusuyla…
Karın sessiz sessiz yağışını izlerken temel taşlarından biri olduğum doğaya ne kadar yabancılaştığımı fark ediyorum birden… ve ne kadar özlediğimi onun parçası olduğumun farkında olmayı, buna ne kadar ihtiyacım olduğunu… Rüzgârın önünde savrulan sarı yapraklarda -belki biraz hüzün dolu ama- büyük bir coşku hissediyorum, heyecan dolu bir yolculuk… huzur dolu sıcak bir sığınak var sanki takılıp kaldığı kuytu köşede… Sandığımız gibi bir terk ediş bir bitiş ya da… ya da ne bileyim bir kahrediş olmadığı, tersine olgun bir kabulleniş ve olağanüstü bir bütünlük var gibi gelir sonbaharda da…
Karın yavaş yavaş tükenişini izlerken içimde gerçek bir hüzün ve büyük bir özlem beliriyor. Ne garip… işte bu dakikalar bana bir ayrılık ya da terk edişi, apansız bir gidiş belki de ölümü hatırlatıyor ve acıyor içim… Sanki sessiz bir ağıtla ağlıyor her bir hücrem. Uçsuz bucaksız topraklar, ağaçlar, hayvanlar, binalar, dağlar… Hepsinin, hepsinin bir yanı kanıyor aynı ağıtla sanki… Gözlerimi kapayıp toprak ana oluyorum… Kuşların dalımda öttüğünü, hayvanların kuytularımda koşup, yavruladığını, otların, tarlaların tenimde yeşerip yetiştiğini hayal ediyorum… ve kocaman insanların; surlar, kaleler ya da duvarlar ardına saklanıp yalnızlaşan küçücük insancıkların tersine; göğsüme uzanıp sere serpe huzur içinde uyuduklarını, koşup oynadıklarını, yiyip içtiklerini… Biraz buruk vedalaşırken kar taneleri ya da yağmur damlalarıyla, tenime bıraktığı damlacıklar için şükranlarımı sunuyorum, kokusu ve ondan kalanlarla avunmaya çalışarak…
Sessizce yanağıma düşen kar taneleri ya da yağmur damlaları bana hep bu masalı anlatır yıllardır… ve ben saygı dolu bir sükûnetle dinlerim hiç bıkmadan usanmadan hem büyük bir özlemle…
..
Her Bir Kitap Anlatısı; Keşfedilesi Güzelliklere Açılan Bir Penceredir! .
= 000.000.014 =
Kusur Bularak Değil De, Yararlanmasını Bilerek Okumasını Bilmelidir! .
Kemal KABCIK’ın Kaleminde; Kalp Serinliği Umutlara Açılan Yolculuk! .
Çok seversen; şımarttığını, az seversen; asileştirdiğini, ölçülü seversen; asilleştirdiğini görürsün! . Çok düşündürürsen; mantık yolu ile bağlılığı, az düşündürürsen; gönül yolu ile bağlılığı, özgür bırakırsan; “kendine saygı ilkesi” ile hayata tutunma çabası içerisinde bulunanlara nasip olabilen, önceliklerini doğru tanıyan ve önceliklerini doğru bilen, sadakat izinde duraksamadan koşan, eli meşaleli olanı görürsün! .
..
Her Bir Kitap Anlatısı; Keşfedilesi Güzelliklere Açılan Bir Penceredir! .
= 000.000.008 =
Kusur Bularak Değil De, Yararlanmasını Bilerek Okumasını Bilmelidir! .
Kemal KABCIK’ın Kaleminde; Kalp Serinliği Umutlara Açılan Yolculuk! .
Kusurları görmezlikten gelerek; hayatı mana ile yüzleştirebilmek gerekti. Her bir insan; kendi eğitiminin yörüngesinde: kendi bilinci ile bir şeyler öğrenebilme çabasında idi. İnsanlara anlayışla yaklaşabilmeli ve onları gereği gibi anlayabilmeliydi! . Her bir insan; kendi yol hikayesinin kahramanı idi ve her bir insan; kendi bilincinin erdiği doğru bir yol üzerinde idi! . İnsanları yargılamaya kalkışırsak eğer ki; onları sevmeye ve onları anlamaya zaman bulamayız! . Hata işlemek insana özgü idi ve hatalardan dersler çıkararak ilerlemek de insana özgü bir davranış biçimi idi! . Düşünmesini bilmeli ve çekirdek aile içersinde, kendi konumumuzu ustalıkla koruyabilmeliydi! . İnsana mahsus olan düşünce gücünü kullanmalı ve yine yeni bir düşünce ile yine yeni bir hayata başlayabilmeliydi! .
..
Birileri söylemişti sanki,
hatırlıyorum...
ezbere olmaz iklimler,
yanıbaşında buluverirsin
grilik tonajındaki günleri.
Düşlerle yolculuk etmeye benzemez hayat,
Sürüp giden değil
..
Bülbülün çilesi yanmakmış güle,
Ömürler geçiyor ağlaya güle.
Kimisi yanar gençliğine,
Kimisi ağlar sevdiğine.
Gelmeden yolculuk sırası bize;
Sevelim dostlar Mecnun olalım,
Sevelim dostlar Leyla olalım...
..
Mavi bir kelebeğin kanadı kadar
hassastır yüreğin
bilirim..
korkarım seni ezmekten
yüreğini üzmekten..
onun için affet beni sevgili..
yolculuk var sonsuzluğa doğru..
..
Mevsimler geçer
Yolculuk biter
Bir gün gelir
Hasretler biter
Baharım ol da gel
Güneşim ol da gel
..
ON lar yanlış biliyor, bela umumileştikçe güzelleşirmiş! Hiç aynı gün kutlanan özel gün olur mu?
DÖRT kategoridir özel günler; doğum, evlilik, meyvelik, birde ölüm ki hayat ışığının sönen mumu.
ŞUBAT soğuğunda, iç ısıtan gülüşlere, sarılışlara ihtiyacından mı gönüllerin denk getirildi bilinmez.
İKİ gönül bir olsun yeter ki kutuplarda yaşasan önemi yok, ayrıysa çöllere göçsen sıcak kâfi gelmez.
BİN dik gidiyoruz bir sevda trenine, aşk olsa heves tükenir, yolculuk biter; sevda ömür boyu sürer.
ON dandır belki seslenişler, yakarışlar, sitemler; yasaklanmış mesajlar yolunu bulur sahibine gider.
DÖRT döner hisler, taşar kalpten üzer bazen, ama birde suskunluk var ki; işte o beterden de beter.
..
Bir trene binip gidiyoruz hep
Yolculuk nereye bilemiyoruz
Bu yolculuk acı keder ızdırap
Yaşamak isterken gülemiyoruz
Her yolcu belli bir durakta iner
Kimi tez ayrılır kimi geç kalır
..
Düş yolculuğunda bir yolculuk
Nereye gittiği belli belirsiz
Sanki meçhüle yolculuk..!
Nedir ne degildir
Derken
Kaldırımlardayım.
Sevenlerimden sevdiklerimden ayrı.
..