Bir yolculuğa çıkıyorum bedeninde
Önce gözlerinde konaklıyorum
Gözlerin boğulduğum en derin deniz
Bir yolculuk ki
Kendimi gözlerine saklıyorum
Bir yolculuğa çıkıyorum dillerinde
..
sıkıntı içimde kat kat kördüğüm
sıkıntı içimde çevrilen dolap
içimdedir benim yol vermez dağlar
nerde yol gösteren ölümsüz sağlar
örümcek dolaşan damarlarımda
durmadan yenisi kurulan ağlar
..
Umutla çıkılan bir yolculuk...
Başı yaşam,sonu ölüm...
Gittikçe büyüyen,büyüdükçe kör eden ışıklar...
Bir yol kenarında,soğuk asfaltta son bulan yaşamlar...
Anlıktı aslında mutluluklar,umutlar...
Anlıktı insanı ölümle buluşturan hatalar...
..
Tebessüm ve heyecan
Merhaba S..., sanırım o heyecan, o haz ve o yolculuk tek taraflı değil...Aynı şeyleri ben de duyumsuyorum...maillerini heyecanla bekliyorum... Evet ikimizde anı yaşamaktan söz ediyoruz...Bir zamanlar bir dizi vardı Attila ilhan'ın senaryosunu yazdığı 'yarın artık bugündür' diye evet yarın yok... Hiç birimizin bir saniye sonrasının garantisi yok...Mesela şu anda ben gerçekten çok rahatsızım... Sakın bunun üzerinde durma bana ne diye sorma...Yalnızca durumu somutlayabilmek için yazdım... Yani her şeye rağmen sana yazıyorum...Çünkü bu beni heyecanlandırıyor... Yaşamı iliklerimde hissetmeme neden oluyor...Ötesi de hikaye... Çünkü ancak böyle anlarda yaşamın tadına varıyoruz...Haramiler gibiyiz...Kralın hazinesinden en güzel mücevherleri çalıyoruz...Islak bir gül oluyor dudaklarımızda yaşam...Diri, taptaze ve her an kokusu bizi sarıyor... Yaşamak güzel be kardeşim dizelerini döküveriyor ağzımızdan...Ben sonbahar çocuğuyum ve sonbaharın bütün renkleri taşıdığına inanıyorum hatta düşünemediğimiz renkleri bile...Ama bu ıslak bir gülü hissetmeme ve istememe engel değil... hepsini seviyorum mevsimlerin...hepsi başka bir güzel ve hepsi çıldırtıcı..Yaşam çıldırtıcı... Eğer bir şeyleri tutkuyla istiyorsan...Yoksa son derece sıradan, rutin...Herhangi bir şey gibi...İşte ben herhangi bir şey istemiyorum...Islak gül tadını hep dudaklarımda hissetmek için çaba sarf ediyorum ve hissediyorum da...Sonra bir harami olup dünyanın en güzel hazinelerinin çalıyorum...Yaşamak tutkusu ve coşkusuyla her şeye inat... savrulan zamana inat... inadına ve tutkuyla yaşamak... Kah bir Ay olup geceleri bütün dünyaya doğmak...Kah Güneş olup cümle üşümüşleri ısıtmak...Kah bir yıldızın sessizliği ve tenhalığı ve kendiliğindenliğinde kendi içime koşmak... Bazen uçurtması göğün en yükseklerinde dolaşan kısa pantolonlu bir çocuğum...Bazen müşfik bir el başları okşayan...Bazen küskün istediğine kavuşamayan bir boynu büküğüm... Ama direngenim, yaşamak denen bu eski zaman yosmasının karşısında... Evet yaşam oturak alemlerinin rakkase yosması...kıvırttıkça saçılıp açılıp dökülüyor ve güzelliği büsbütün ortaya çıkıyor...Ama biliyor musun bütün bu güzelliklere ancak birisiyle gidiliyor...İnsan güzel bir esere bakarken yanındaki birini dürtmek istiyor 'bak! 'diye...işte bu da onun gibi bir şey...İnsan bütün bunların tadına ancak başka biriyle varabiliyor... paylaşmak güzel şey yaşamak gibi...
sevgi ve saygılarımla
h...
..
Gözlerin öyle güzel öyle mahzun bakarken
Sözlerin alevden ok yüreğimi yakarken
Çağlayan bir pınardım gürül gürül akarken
Gözlerinde rehinim derin,uçsuz,bucaksız...
Sevdanın kollarında kısmet değil mutluluk
..
Sektikçe sevinçlere keklikçe
Gülümseyiş ışık olur yüzlerinde
Derin bir yolculuk gibidir çocukluk
Islık/ça s/aklanır mutluluk derinlerinde
Saf bir masumiyettir ah çocukluk!
Sarmal bir kucaklayışın benzeridir
..
alevlenen ateşlere atılan ibrahimdi
ruhunu özgürlüğe adamışın biriydi
kıvılcımlara direnen saran yüreğindi
bin ateşe direnir ateş yakmaz ibrahimi
yüreğin ateş olur nasılda yakar ibrahimi
sürüp giden bir yazgı gibidir sana yolculuk
ateşinde serinlik,serinliğinde ateş gizlenir
..
Işıklar, sönmüş,
Loş, oldukça hoş.
Gönül alev almış,
Dünya başı boş!
Bomboş...
Bırak beni hancı,
Hadi sende koş!
..
Çaresiz esirler gibi ümitsizce bekleriz ölümü,
Zaman geçtikçe ağırlaşır omuzlarımızdaki yük.
Hayat insanı avutan dekorların bir bölümü,
Yalnızlık terkedilmişliğin diğer adı,dağ gibi büyük.
Ayrılıklar sardıkça her yeri,yok olur içimizdeki renkler,
Birer birer kaybolur,içimizdeki hayâl ülkeleri.
..
Belki de ben 'Unutmayacağım bunu! ' dediğim şeylere
Oldukça yabancıyımdır da
Bundan dolayı sanki her şey başıma gelmiş de gelebilir de gibi, yaşamı ta içine almış da
Ondan sana uzağımdır.
Olamaz mı?
Bunu hiç düşündün mü?
Meral Meri / Deniz Fenerine Yolculuk / Ucuz Düşünce
..
Yolculuk başlarken gerçek âleme
Malın mülkün eşin boş yara kadar
Gül yüzlü buyurmuş bana ne deme
Yaptıkların ancak huzura kadar
Ki huzur dedikse izâhı uzun
Mürekkepler yetmez Hazar’a kadar
..
Sen en güzel renklerimi bile vuramadığım resmim.
Yarım kalan bestem
sonunu getiremediğim yolculuk.
Gençliğimin göstergesi sevdam
Yaşama sevincim.
Sözcükleri boğazımda düğümlenen şiirim
Sevgilim.
..
'Güneş dürülüp söndüğü zaman
yıldızlar dağıldığı zaman
dağlar yürütüldüğü zaman
bütün değerler terk edildiği zaman
..
ne eyvah demenin bir anlamı kalır
ne de son bir pişmanlığın
hayat dediğin uçurumun kenarında yürümeye benzer
kimi çabuk düşer
kimi ise sallanır
..
Benim gönlüm su içen bir yaralı ceylandır
Bozulmuş bahçelerin yaslı havuzlarından
Senin gönlün çalınmış bir dal kızıl mercandır
Uçarı geyiklerin sedef boynuzlarından.
Ömrümüz bir yolculuk gibi hazin ve yaman
Bilinmez hangi çölde kaybolacak bu kervan
..
Ayrılığın damarları törpülendiğinde
gidişlerimiz eskimesin
ki eskitilen aşk olmasın
veresiyeye yazılan sevişler
bir kez daha doğrulansın
yalınlığa yolculuk için
rotası çizilmiş seyir defterinde
..
durma ne olur öyle yüzüne bakarken
gözlerinden içine uzun bir yolculuk bu
dudağına kadar düşmüş bir damla
özlem acıtmış canını besbelli
ama ağlamak son çare
elimizde olan bir şeyler varken
ölürüm ellerini bırakırken
..
Önce bir şeyin değişmesi lazımdı;
Aşık olmanın,aşık kalmanın...
Sen oradaydın,aşık kalan
Ben burada,aşık olan
Değişmesi lazımdı önce olanın...
Deniz Fenerine Yolculuk /Öncesi
..
Öfke ve endişe dolu bütün bu hatıralar,
Ki çıplak,sevimsiz,uçsuz bucaksız bir sestir.
Aşkın kanatlarını kullanan içimdeki yaralar,
Kahkahaları çığlığa çeviren ızdırap kadar mukaddestir...
Yokluğunu uzaklara taşıyan köleler gibi yıllar,
Ki hepsi merhametsiz,hantal ve ürkektir.
..
Karanlıksa karanlık
ben hep geceyi sevdim..
Gülümsetip yüzümü,
özgürce
düşlerime
yolculuk yaptırdığı için..
..