Yolculuk güneşi doğdu
Ey dostlar diyorum
Gidiyorum uzaklara
Ayrılık göründü bana
Can gözlüm tutmuyor elimden
Misafirim bugün ben
Gurbet güneşine
..
Dalların ucuna doğru yolculuk
Yapraklar birer, birer basamak
Ah bir çıksam tepeye
Bir daha bakmasam geriye
Hep yükselsem
En uçtan en göğe
Arınsam yüklerden
..
göz yaşlarında görülen bolluk
dostlarının arkandan geldiği oluk oluk
suratların genelde sararmış soluk
omuzlarında sevdiklerinin yapılan yolculuk
..
Gönlüm hicranla dolu gözyaşım oluk oluk
Belki bu son gelişim belki de son yolculuk
Çanakkale Ezine Ayvalık Altınoluk
Belki bu son gelişim belki de son yolculuk.
..........Yıkma umutlarımı olmasın son gelişim
..........Açık tut gönül kapın geleceğim mavişim.
..
Yılan sırtınta yolculuk
Akrep kuyruğunda öfke
Balık karnında özlem
Bulutlarda sevgilerim.
..
Beni artık bekleme pencerende boş yere
Yüreğine hasretin zehiri aksa bile
O felaket gün var ya! Hani boş çevirdiğin
Yolculuk ölümeydi! ..Uğurlamadın bile
..
Bir meçhulde,bir meçhule gidiyorum,bir meçhulle,
Ve sessizce....
Yol kenarında hızla yanımdan geçen gölgelerin eşliğinde,
Derin bir sessizliğe...
İhtiyaç duymadan kimseye,
Kırarak zincirleri,kelepçeleri,
..
Gel söyle, bu dar vakitte nereye bu yolculuk?
Saçların dağılmış, kalbin kırık, benzin uçuk...
Kim bilir, şimdi hangi uzak şarkıları söylüyor,
Mesafeler ötesinde bıraktığın güzel çocuk!
..
Yeni bir hayat başlıyor yüreğinde
Yepyeni tohumlar ekti ümitler, sevgi mahaline
Ay, göz kırptı geceye
Yolculuk başlıyor harflerden heceye
..
Ve adam çıktı yola,
Derin bir sessizlik,
Kırık dökük,
Ve buruk anılar bırakarak ardında...
Güneşin doğduğu yere değin uzanıyordu sanki yol.
..
Bildiği tüm öğretileri,
Doldurdu valizine.
Evrimin erte vaktineydi yolculuk.
Denizi tarttı, güneşi örttü.
Tüm irilikleri yaşamıştı,
Ve ışığını önüne kattı,
Omuzlarında mavi gagalar, el salladı bazukasına.
..
Titreyişin ritmini yüreğime kondurdum
Adımlarım evreni güç alıp sancılardan
Yolculuk zaman içre tebdil- i mekan
Talihi yok cismimin gurbette hancılardan
..
düş, gerçek ve felsefe: üç önemli kapısıydı saydam haritanın. Hava berraklığında, sana doğru bakıyordum. Çok geçmedi, yaklaştın, yumuşacık bir bulut gibi yayıldın üzerime. Ses perdelerinden girdim, ışık perdelerinde durdum. Gölgen bile saf şiirdi, panzehirdi kokuların. Demet demet heyecan, değerlerin suskun dalgalanışında. Ve tanımsız tadı yangın ertesinin. Birbirimizi çözmeye çalışıyorduk derken, güneş sarıda gün kırmızıda kaldı, yolunda yoruldu her şey. Ne anlamı var bugün hangi topraklarda nasıl yürüdüğümüzün? Unutmak mümkün mü ölümsüz melodilerinde aynaların ayaklanma girişimini? Sen; içimden çıkıp gidebilecek kadar özgür ve çatışmalara girebilecek kadar da korkulu. Diliyorum ki; beyaz yük gemilerini izlerken oyalanma onur ödülü limanlarda. Taş dağlarında kapatma gözlerini. Düşünme, uç dökül girdiğin her siyah gecede. Çürüt vahşi tüccarları. Umut; umut olarak saklanmasın samanyolu sömürgelerinde. Ben; senim zaten, başında taşıdığın ince kitap, boyutsuz ve çok sıcak. Göreceksin; ne senin, ne kutsadığın orduların, ne de fırçanın ucundaki dünyaların güçleri yetmeyecek bıraktığım sözcükleri silmeye. Bulundukları yerde incinmesinler. Kıyametin başlangıcı olur çiçeğin yanlışlıkla çarmıha çivilenmesi... bir tarihte... Yanımızda apaçık belgeleri yalnızlığımızın. Parmaklar çıplak, kollar ateş dilimi. Yükseliyorduk, daha derin anlamlar siniyordu ruhlarımıza. Her bakış ayrı bir yaşamdı o kar damlacıklı gecelerde, her öpüş ayrı bir yolculuk ...
..
Bu yolda , biletsiz, ayakta yolculuk yapan tek yolcu benim
Herkesin adresi belli
Her durakta bir kişi iniyor, bir de onu karşılayan bir kişi bekliyor
Bizim ne bir durağımız, ne de bir bekleyenimiz var
..
Hazan mevsiminde büyüyen hasretim,
sarı yapraklar gibi dökülüyorum
bitmiyor hasretlik dolu yolculuğum,
buluşma haberlerini alacağım yerden.
hayat kavgası ile biten yolculuk,
el sallamadan dosta çekip gideriz.
..
Uzaktan yüzümüze her zaman gülen ufuk,
Sen değil misin bizi hep çağıran mutluluk?
Neden hep boşa gider sana kavuşmak için
Nice beklentilerle çıktığımız yolculuk? .
..
Şimdi, ayrılığın hükümdarlık zamanı..
Bu çok zor bir yolculuk olmalı sevgilim..
Yanında yeterince ihanet var mı?
..
Yeni başlayan bir yolculuk
Bir ihtilalin başlangıç aşamalarını anımsatan
İllegal yürüyüşlerle büyüyen
Özgürlük çığlıklarıyla sessizlikleri delen
Tutsaklığının kor ateşini meydanlarda haykıran
Zindanlarda savrulup dağlarda yeşeren
Kimseye baş eğmeyip kimliğini coşkuyla yaşatan
..
22*09*15
Bu kez İstanbul’a gideceğiz. Terörü lanetleyeceğiz. Mesaj geç geldi. Bu yüzden biraz tereddüt ettim. Eşim gidelim değişiklik olur dediği için bana da uygun geldi. Hazırlandık. Böyle bir eyleme can u gönülden katılmalıydık. Milli bir vazifeydi. Terörün bitmesi için bu eylemlerin yapılması gerektir.
Arabamızla limana kadar gideceğiz. İçimde garip bir hoşluk vardı. Bir tatsız olay moralimi bozdu. Zamanında vardığımız halde bir saat gecikmeli kalktık. Vapur aheste aheste ilerliyordu. Manzara müthişti. Anlaşılan zevkli bir yolculuk olacaktı.
Çay içiyorduk art arda. Yer beğeniyoruz. Oldukça boş vapur. Daha bunun birkaç misli yolcu olabilirdi. Şapkalar, bayraklar dağıtıldı. Simit, kaşar, meyve suyu ve sudan ibaret nevalelerimizi aldık. Gölcük iskelesine yanaştık. Oradan binecek olanlar gelmedi.
Tanışayım birkaç kişiyle dedim bu fırsattan faydalanarak. Darıca’dan yolcu aldık. Bayağı katılım oldu. Sevindik, bir az da korktuk. Boş yerler tamamen dolacak ta rahat edemeyecektik. Çok şükür korktuğumuz başımıza gelmedi. Adnan’ı aradım o da gelemeyecekti. Arkadaşsız dostsuz bu yolculuk nasıl geçecekti bilmem. Oysa söz vermişti.
Sendika başkanlarıyla tanıştım. Mesajları alıyor ama kendilerini tanımıyordum. Hava oldukça güzeldi. Rüzgar esiyor sıcağa karşın içimizi ferahlatıyordu. Ne zamandır deniz yolculuğu yapmıyordum. Oysa gençliğimde sık sık kısa da olsa bu tip yolculuklar yapıyordum.
..
Bir gemi yanaştı önümdeki iskeleye
Sordum:'Kaptan amca bu yolculuk nereye? '
Kaptan bağırarak cevap verdi:
'Fani dünyadan,ebedi iskeleye.'
..