Galaksinin uzak kıyılarında, iki kadim gezegen yaşardı: Solara ve Noctis.
Bir zamanlar birbirlerinin yörüngesinde dönmüş, zamanın kendisine meydan okurcasına yakın olmuşlardı. Solara ışığını Noctis’in yüzeyine yansıtır, Noctis bu ışığı kendi karanlığında saklardı. Konuşmazlardı; gezegenlerin dili yoktu. Ama ışık ve yerçekimiyle anlaşan bir bağ kurmuşlardı.
Sonra döngü değişti.
Yıldızlar evrilirken, zaman kırıldı. Onlar da ayrı düşmek zorunda kaldılar. Bunu birbirlerine söyleyemediler. Çünkü gezegenlerin vedalaşacak bir dili yoktu. Sadece yavaşça uzaklaştılar.
Sessizce.
güneşin tersine git
sol tarafından kalkmış bir taze
sabah bulunsun yanında
Kent! gümüş kanatlı melek
yalancı düşler uyuyor olsun
Devamını Oku
sol tarafından kalkmış bir taze
sabah bulunsun yanında
Kent! gümüş kanatlı melek
yalancı düşler uyuyor olsun
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta