Şimdi şurası harman yeri olsaydı.
Akşam yelleri kesilinceye kadar
Yaba yaba savrulurdu tınaz
Ayrışırdı buğdaylar sapla samanından biraz
Artık o yanık sesler de işitilmez oldu.
Islak yolları yaran tekerlek izleri çoktan kayboldu
Unut demek kolay gel bana sor bir de,
Unutamıyorum işte unutamıyorum,
Birşey var şuramda beni kahreden,
Şuramda tam yüreğimin üstünde,
Çakılı duran birşey var,
Elimde değil söküp atamıyorum.
Devamını Oku
Unutamıyorum işte unutamıyorum,
Birşey var şuramda beni kahreden,
Şuramda tam yüreğimin üstünde,
Çakılı duran birşey var,
Elimde değil söküp atamıyorum.
El deymemiş çiçekti sanki Anadolu bozkırları ovaları yaylası kırk yılda tükendi bitti seyislerin su içtiği Ankara çayı, ne zamanki ehlin önüne geçti çok bilmişin Âli menfaati, yavaş yavaş tükendi insanlığın olmazsa olmaz atadan miras dürüstlüğü yalana satmaları, işte size yıkım sonrası. Kutluyorum sayın Necdet hocam saygılarımla
geçmişin üstüne örttüğümüz bu çığlar üşütüyor biraz da o samimiyetini herşeyin.. uzaklaşmak için yaratılmış çoğunluğun arasında bunu kabullenmeyen azınlık olmak da şairin işidir yine.. ve böyle bir söküğe dikiş tutturmak ancak şiirin işidir..........kutlarım üstadım..çok güzeldi.. yüreğinize sağlık..saygılar..
Oktay Akbal'ın dediği gibi 'önce ekmekler bozuldu, sonra her şey' Ne yazık ki yaşam albümlerimizin eskilerinin üstüne yapıştırılan yeni fotoğraflarına baktıkça gözlerimiz alta kalan ve bir daha hiç göremeyeceğimiz o eski fotoğrafları daha çok arıyor, ararken de böylesi hüzünlendiriyor.
Ve sanıyorum ki çocuklarımız, torunlarımız da üstüne yenilerinin yapıştırıldığı bugünün fotoğraflarını arayacaklar kendi yaşam albümlerinde, hüzünlenerek.
Kaleminize sağlık sayın Necdet Arslan...
yürteğinize sağlık...saygılar
İnsanlar değişiyor, şehirler değişiyor, anlayışlar deşiyor. Her şey değişiyor. Bizler ise, güzel olan, ya da, bildiğimiz şeylerin, bizden olan şeylerin hep devam etmesini istiyoruz. Sayın şairim, izninizle bir anımı paylaşmak istiyorum. Çocukluğumuzda, kırlarda yerden fokur fokur sular kaynardı. Yere yüzüstü yatarak o kaynayan sudan içerdik. Şimdi yok bunlar. Dediğiniz gibi:
'Yollar gibi, evler, arabalar gibi köyler de yeni,
O eski ruh, neden tanımaz oldu bilmem ki beni?'
Artık her şey yeni. Biz eskidik şairim. Çağımızı yaşadık, ne geliyorsa elden yaptık yapabildiğimiz kadar. Harmanlar, yabalar, düvenler, dirgenler, dizginler, tırmıkların yok olduğu gibi, bize hitap eden tüm güzellikler de yok oldu.
Çok uzattım ama, şunu da söylemeliyim. Zeki Müren'in; 'Ben seni unutmak için sevmedim' şarkısının yeni yetişen gençliğe hitap edeceğini sanmıyorum. Onların 'rep' leri de bizi sarmıyor.
Ne güzel duygular yaşattınız. Size çok teşekkür ederim. Sizi kutlarken, selam, sevgi ve saygılarımı iletirim. Hoşça kalın.
Ah Dostum... 'Aynı dertten muzdaribiz' desene... Aynı hasret bitirecek bizi, biz olmaktan çıkardığı gibi...
Ne 'medeniyet/teknoloji' uyumsuzluğu bu, ne de gerisinde kalmak çağın... Başka bir şey var, duyup diyemediğimiz, desek duyuramadığımız...
'İçtenlikten, samimiyetten' yoksunluk mu? Dostluktan, insanlıktan kopuş mu? Uzatılan bir elin 'nereye uzandığından' emin olamamak mı?
Yoksa alın terinin, üretimin, 'imecenin', harman olan bolluğun, bereketin özlemi mi?
Var bir şeyler, eksilen... Yeri de bir türlü dolamayan... Ya da biz eksiliyoruz, ondandır 'hüzün kokan', geçmişe hasret dizeler...
Çok güzeldi Sevgili Dost... Hiç fazla söze gerek bile yok...
Kutluyorum şiiri ve 'yazınca' yazma isteği uyandıran dostumu...
Şiirin dizelerinde gezinirken nasılsa birden konuk oluvermişim şiirdeki harman yerine. Ali Dedenin bulgur aşıyla soğanına da tabii... Oruçlu olduğumu anımsadım nasılsa. Tatmadım bir kaşık bile. Ama aklım da kalmadı değil.Ne yapalım, alacağım olsun...
O iki katlı şirin köy evlerimizin yerinde gökdelenleri gördükçe içim sızlıyor benim de... Ne değirmenler kaldı yerinde ne de onun taşlarını döndürecek su kaldı derelerde.
'Zaman değişmeseydi,günler geçmeseydi yerinde dursaydı
Ne olurdu sanki
Zurnalar peşrevsiz ötseydi davullar eskisi gibi vursaydı. '
diyorum. Diyorum demesine de, sonra düşünüyorum, say ki değişmedi, aynı tadı alacak mıydık acaba o güzelliklerden. Bizde ne kaldı eskilerden?... Ne kadarını tanıyoruz yeni neslin?... Yıkım sadece çevremizde mi?... Ya içimizdeki yıkım?...Kaybettiklerimiz. Yerine koyamadıklarımız?...Sanki biz, eski biz miyiz?...
Yazık! zamanın dişlileri arsında öğünüp gidiyor pek çok değer...
Özlemiştik şiirlerinizi öğretmenim. Size ve kaleminize susmak yakışmıyor. Yeniden hoş geldiniz. Sefalar getirdiniz... Nice yeni şiirlerinizde buluşmak dileğim ve sevgimle kutlarım...
'Hiç bir şey eskisi gibi değil artık' sözü kalıplaşmış olsa da doğruluk payı çok yüksek. Ne köy eski köy, ne kasaba eski kasaba. Peki içlerinde yaşayanlar...?
Geçmişe, memlekete hasret dolu çok güzel bir şiirdi. Sayın Arslan'ı yürekten kutlarım...saygıyla++
Zaman herşeyimizi aldı alıyor ellerimizden
Kutluyorum abi saygılarımla
Esasında 'bugün' dediğimiz, dünlerin yıkım sonrası. Bizler de o yıkım sonrası enkazında kendimize ait izler arıyoruz.
Güzeldi sayın Necdet Arslan.., kaleminize sağlık...
Bu şiir ile ilgili 22 tane yorum bulunmakta