Gün gelir...
Ona susar yüreğim
Koskocaman bir okyanustur artık
tek damlasını içemediğim...
Ona susar yüreğim
Dudaklarımda takılır kelimelerim
Şimdi farzet, sen bana
ilkokulda yaptığımız gibi
kağıttan bir yelpaze yaptın
Temmuz sıcağında...
Farzet ki,
Ellerinle yazdın başlamanı ömrüme
Çalışmak zor geldiyse bende hata kusur yok
Gözümü açtığında başlar mesain bende
Bu gece nöbetçiyiz, sana rahat huzur yok
Mesai ücreti yok, elbette yükü fazla
Baba kokusu nasıldır bilmem...
Benim babamın,
elleri sigara,
üzeri balık,
nefesi rakı kokardı.
Belki de hiç yoktu ışık
Örümcek ağları bütün gördüğüm
Darağaçları, cellat bıçakları,
Giyotinler…
Her şey duygularım gibi karmakarışık
Belki evvelce de karanlıktı tüm dünya
Kelimeler biriktiriyorum cebimde
Birleştiriyorum şiir oluyor.
Bir öfke patlıyor gözbebeginde
Parçaların yine gelip beni buluyor
Ellerini koyacak yer bulamıyorsun
Kimsin nesin bilmiyorum
Bir gördüm koridorda çarpıldım
Ne zaman görsem çevrende kızlar
Biliyorum bana yar olmazsın
Çevrendeki halkadan görmezsin bile beni
Sevdalı yüreğini bir çocukla bölüştün
İzmir sokaklarına saçtın özlemlerini
Hatırlarım;
Konakta, bir kafede tanıdım gözlerini.
...
Hani fırından çıkan taze ekmek misali
-Merhaba…Nasılsın? .. Hoş geldin dostum
seni böyle erken beklemiyordum.
Nasıl? ..Yalnız mısın? Hani nerdeler?
Bir sorun mu var? O? ..
Evdekiler? ..
Konuş hadi, susma…Bir sorun mu var?
Yitip gitmiş anılarım saklanmış aynalarda
Yüzümü bıraktım parlak bir aynanın yüzeyinde
Binlerce ben binlerce aynada saklanmakta
Çalmaya başlamazdan önceki yüzüm nerde?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!