Benim sende sevdiğim sendeki benim
Görmesem gözlerinde kendi yüzümü
Böyle güzel çıkmasa dilinden adım
Sana bir dakika katlanır mıydım?
Gökyüzü benim gökyüzüm
İster kaldırır atarım
ister keser, metre metre satarım
Kime ne? ..
Bazen kaybolur da gökyüzünden
Anlarım, bir çocuk çalmış bulutlarımı
Şimdi, sabah sekiz
akşam beş nöbetimde,
dört duvar arasında
koca bir gün duruyor önümde...
-Dışarıda bahar,
Boş bir köşk kadar hüzünlüyüm bu sabah
Terkedilmiş odalar öylece yapayalnız
Örümcekler sessizce ağlarını örüyor
Ve gün ışığı tozlu bir ok misali
giriyor pencereden içeriye apansız…
Sevindim, az daha benlesin diye
Gözlerin yoldaydı, acıdı canım
Ateşe koydum da demlensin diye
"Yaktın"dedin, sustun, acıdı canım.
Gözlerine baktım, gülersin diye
Kötü ettik…
Yemin etmiştik oysa sevgisizliğe
Yitirmiştik aşka inancımızı
Biz değimliydik,
Kanatsız bırakan masumiyeti,
Prangalara mahkum eden yüreğimizde
Sigara dumanları olacak katilim
Ağzımda paslı teneke tadı
Genzimde duman
Dudağımdaki sarhoşluk...
Ve gözlerin olacak katlim
Bu yalnızlıklar, bu ıssızlıklar
Siz geçmişinizi yanınızda taşıyorsunuz bayım
Öyle tek bir sevdada geçmez yorgunluğunuz
Yüreğinizde çıplak ayakla yürüyemez bir kadın
Yerlerinizde cam kırığı çocukluğunuz
-kim gölgenizi izlese yorulur kavganızdan
Cennette de olsan cehennemde de
Yalnızlıksa mevzumuz bence fark yok sevgili
Sınır karakolumda nöbet tutar gözlerin
Sensizliğimden öte bana Şark yok sevgili.
Kurulur her sabah nasip masası
İşlemeye başlar çekim yasası
Herkesin nihayet ne kadar tası
Nasip kefesine başka konur mu?
İster köyde yaşa ister şehirde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!