Yaşamın Hakkını Verebilmek

Neden dünyada yaşıyoruz? Bu kadar sorun neden birikti? Ve nasıl çözülüyor!

Misyoner doğal kaynak soygununun yapıldığı yahudi ve hristiyanlar yararına dincilik adına iş tutulan her yerde metafizik bir etik ahlak anlayışı mutlaka ortaya çıkar.

Metafizik etik ahlak anlayışı bir mucize midir?

Mucize olmadığını insan olarak yaşamda görev ve sorumluluk anlayışının farkında olan her insan bunu bilir.

Ortadoğu da ortaya çıkan bu tür irade din doğurur, peygamber ortaya çıkartır. Bu kültür böyledir.

Yaşamda ki bir zulmü ortadan kaldırana mucize bir elbise biçer bu coğrafya. Kültürü budur.

Bunun bir misyoner kültür olarak başka bir niyet ile yayılması saldırıya uğrayan her kültür için büyük bir tehdittir.

Yaratan sevgisi yerine korkusu üzerine inşa edilmiş bu anlayış doğal kaynak soygunu adına görevli siyaset için biçilmiş bir kaftan görevi görür. Anadolu son çeyrek yüzyılda özelleştirme talanı sonrası dinin siyasete alet edilerek nelere mal olduğu konusunda bir laboratuvardır.

Geçmişte engizisyon zamanında da Avrupa'da bu tür etik ahlak anlayışı ortaya çıkmıştır. Yalnız hiçbiri kendini peygamber olarak mucize gösterdiğini iddia etmemiştir. Felsefeleri yeryüzünde soyguna engel olabilecek güçte bir etik ahlak anlayışı hiçbir çağda olmamıştır.

Kant Almanlar için önemlidir. Yalnız Almanya bugün yeniden hit faşizme geri dönme hazırlığı içindedir.

Yaşamdan aldığı gücü yaşama veren bir etik ahlak anlayışı mucize değildir.

Mustafa Kemal Atatürk sonrası Anadolu'nun ve Türk ulusunun gördüğü zulüm sonrası küresel din üreticileri yarım kalan devrimi tamanlama etik ahlak anlayışı karşısında sıkıntıya sokmuş bütün planlarını yaşamdan aldığı gücü yaşama aktaran doğal tınlanım yasasına uygun titreşim uyanış frekans uyumlu enerji ile evrensel kozmik enerji ile uyumlu atası Hun Türk tufanı gibi mahşer tufanı ile metafizik bir enerji ortaya koyarak Türk ulusunun uyandırılması sonrasında emperyalizmin son tehdit yapısının temsim edildiği tüccar başkanı kendisini mesih ilan etmek zorunda kalmıştır.

Çünkü asırlardır küresel din planlarını yerel taşeronları aracılığıyla dinci eğitim ve öğretim ile hedefe koydukları toplumları o dogma kıvama getirmek ve bin yıllık kini nihayete erdirmek istiyorlardı.

Mustafa Kemal Atatürk'ün yaptığı devrimin sonsuza kadar devam edecek bir insanlık devrimi olduğunu bildikleri halde beklentilerini karşılamak adına uydurdukları tarih ile insan avlayarak bunu başaracaklarına inanıyorlardı.

Bunlar böyle madde güç ile istedikleri yerde istediği dini, siyaseti, düşmanı ve savaşı üreteceklerine bugüne kadar çok güveniyorlardı. Yeryüzünde ne kadar devlet veya toplum varsa bu durum karşısında bugüne kadar buna karşı bir duruş Mustafa Kemal Atatürk sonrası ortaya koymayı geçin tümü adeta teslim olmuş hizmet ederek yurdunu adeta talan ettirmiştir.

Demek ki mucize yaşamdan aldığı gücü yaşama veren bir direniş, mücadele ve etik ahlak anlayışı olan devrimdir.

Başka bir anlam yüklemeye gerek yoktur.

Us ve duyuncu ile farkındalığı yüksek her insan titreşim uyanış frekans uyumlu enerji ile bu gücü kendinde bulur.

Niyeti ve çabası aynı amaca hizmet etmesi gerekir.

Dili başka konuşur niyeti başka bir tutumunu gizler yaptığı başka bir yöne giderse o bozgunculuktur.

Yeryüzünde her sorun bu tür bir bozgunculuğun eseridir.

Yahudi ve Hristiyanları dost edinenler bozguncu olmaktan kurtulamazlar.

Tarihin diyalektiği, duyuncu, dinler dahil her geçmiş bilgi bize bunu söylüyor ise bununla muhataplarını yüzleşmeye davet etmek insanlık görevidir. Bunun mucize bir tarafı yoktur.

Günümüzde insan kalabilmek ve insanlığı savunmak mucize olarak kabul görmektedir.

▪️Önder Karaçay ▪️