Yaşamı söz tuvaline betimliyordum
Bir tarafta yaşadıklarım diğer tarafta yaşayamadıklarım kalacaktı,
Küçük kaygıların sığ vuruşlarıyla değil, gerçek ve sonsuza dek yaşayacak, hatırlanacak olan yumuşak fırça darbeleriyle anlatı resmediyordum.
Şimdi de var olmanın hatırına,
Bir dolu yaşamı geleceğe taşıma kaygısıyla anlamdan yoksul olgulara çokta önem yüklemeden kendi hayal gücü ateşimin büyüttüklerinden daha fazla büyük olmayan,
Zaman zaman korkutan, acı çeken ve çektiren kendi olmayı resmediyordum.
Daha önce önemli olan birçok şey, önemini yitiriyordu,
Bu bilinçle çıkmıştım yola,
Yeniden önemsiz birçok şeyle karşılaşabileceğimi bilerek,
Daha tecrübeli, daha mesafeli bitmez tükenmez bir ışığı yakaladığımda,
O ışığı tuvale yansıtmakta zorlanmıyordum.
Ben merkezli düşüncelerin yanlışlarına düşmeyerek,
İyileştirici ışıkla kapsıyordum tuvali
Tanık olduğum ilişkilerin hüzünlü durumu artık beni ilgilendirmiyordu,
Çünkü yeteri kadar üzmüşlerdi,
Diğer taraftan artan yalnızlığımı direniş adına çoğaltıyordum.
Cansız hayallerimin yer aldığı tuvale yalnızlığın ilgi çekici halini kaçınılmaz bir şekilde kaydediyordu,
Düşüncelerin sınırladığı öteki dünyalara geçebiliyor,
Gerçeğin ta kendisiyle temas kurabiliyordum.
Uyanıyor, kendime ve yaşamıma ilişkin düşüncelerin yanılsamalarından kurtuluyordum.
Düşüncelerimin önüne daha büyük istekleri koymuyor,
Korkusuz yaşamın da resmi çizilebilir diyebiliyordum.
Gerçeğin yeni yüzlerini açıyordum sayfalarımda,
Yanılgılardan beslenmeyecek kadar zengin, inancımızı ve umudumuzu sınırlamayan,
Gerçek yaşamın ta kendisiyle bir kavgaya tutuşmayan bu tuvalde yanılgıları tehdit ediyordum.
Artık olayların istediğim ve ihtiyaç duyduğum gibi ilerlemesine izin veriyor insanlar ve olayların beni hayal kırıklığına uğratamayacakları komploları ben onlara kuruyordum.
Yaşamda olumsuzluk tek seçenek değildi bunu çok iyi biliyordum,
Aslında her an bize mükemmel fırsatlar sunuyordu
O olguyu mükemmelliğinden dışarı çıkaranın biz olduğunu,
Bir sonraki adımı atmada eksik kaldığımız için olgunun mükemmelliğini kaybettiğini biliyordum.
Bir yaşam yenileme tuvali bu,
İçinde hainleri, sırtından vuranları beslemeyen, onları dışlayıp tuvalin dışına atan büyük sırların resmiydi bu.
Gerçeği mümkün hale getirmek projesi,
O ilkeleri yaşamın köşe taşı yapma gayretleri,
Aceleyle gün ışığının tadını çıkarmak için yapılmış bir tuval değildi bu tuval
O gün ışığının aydınlık yolunu izlemek,
Derinliklerine ulaşarak yaşama yansıması gereken tuvalde o ışığı yakalamaktı.
Akışa teslim olmak değildi yaşamak,
Yeri geldiğinde akışa karşı kürek çekebilmekti,
Akışa teslim olabilecek bir kalp ve isteğe sahip değilseniz zaten teslim olmaz,
O zaman hiçbir korkunun tutsağı olmamanız gerektiğini bilirsiniz.
Işığınız içinizde sizin yeter ki dışınıza tutmasını bilesiniz.
Böyle bir cesaret ile korkularımı aşmaya çalışırken ışığımı yanıma almayı unutsaydım tuvali dışarı taşardım.
Neticede çukuru bol bir dünyada yaşıyoruz,
Işığım olmadan yürürsem tökezleyeceğimi biliyordum.
Kendi tuvalim ile sadece uyuyan vicdanımı uyandırabildim.
Önder Karaçay
Kayıt Tarihi : 19.9.2013 08:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Tuval karşıda., şairin elinde renk tüpleri, fırçalar ve kafasında tuvale düşüreceği resmin yaşamındaki iz düşümünden seçmeler...
Kaleminize sağlık sayın Önder Karaçay...
Derinliklerine ulaşarak yaşama yansıması gereken,
Tuvalde o ışığı yakalamaktı.
---Çok harika bir eser okudum kutlarım .
TÜM YORUMLAR (3)