Dün Kadıköy’deydim. İlçe meydanına standlar kurulmuş, gelip geçenlere Karadeniz yeniden yaşatılıyordu. Horon tepen gençler, fokur fokur kaynayıp halka dağıtılan kesintisiz çay lezzetleri..Ben de üç etekler giyinmiş, çay toplayan bir kız oluverdim sanki o meydanda bir an..
Derken az ilerde, içi kocaman harflerle yazılı bir tabela dikkatimi çekti. Hayatın böyle cıvıl cıvıl olduğu bir yerde ansızın karşılaşınca bilgiyle, daha bir büyüdü içimde ölümün ağırlığı..
İşte tabelada yazılanlar:
'Depremden altı yıl sonra dehşet raporu:
Sevgilim, bir günün ortası şimdi
Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
Uzat bana uzat ellerini
İzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,
Devamını Oku
Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
Uzat bana uzat ellerini
İzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,
17 Ağustoslar her yıl üzerine bir ekleyerek artmaya devam ediyor. Bin yıl de geçse, yine ders almayız. İşte en son araştırmalarda 3 aktif fay hattı bulundu Marmara'da. Bu, yeni bir bilgi midir, hayır. O zaman büyük felaketin gelmesine kadar rahat rahat yetkililer koltuklarında oturabilirler. Nasıl olsa yıkılacak, biraz hamasi yüz ifadesi ile üzüntü ve taziyeler (!), hepsi bu. Önce kafalar değişmeli, insana insan olduğu için değer ve yaşama hakkı verilmeli.
Saygılar.
Burhanettin Akdağ
Depremden altı yıl sonra diyebiliyoruz bu bilgiler için.Umarım gün gelir de depremden şunca yıl önceki dehşet raporu buydu demeyiz.Artık bilimsel gerçeklerle yaşamayı öğrenmeliyiz diyorum.
Saygılar.
herkes için yaşayabilse herkes senin kadar, herkesin gönlü rahat olurdu ..
saygımla aynur
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta