Yardım sever millet her şeyden önce
Hep her o an sezen, hep her o an müdahale
Hep her o an sevgiyle, hep her o an ileriye
Bir bebek, vatan yüreğinin beşiğinde tebessümsün
Yaşam nasiplenecek bir güvendesin sevgiye
Bir çocuk, vatan yüreğinin toprağına yeşerensin
Zalimlerin korktuğu, mazlumun ümitlendiği güvene
Bir gençlik, pan zehire şerare olacak şerefsin
Göz yaşı akarsa, sebep olana ıslah vakti, o Batı yönüne
Yardım sever Millet ruhu doğuşun aşk köprüsündesin
Çılgın yüreksin artık sen, ateş imtihanına…
Yardım sever millet diye hep insan bu varlıkta
Vatan yüreğinin toprağını bir koklarsa
Dünyayı bilen ruhunun kokusuyla anlatsa
Yardım sever millet doğan ilk dalgınlığa daha
Sarmadan alev, ateş imtihanına…
İnsan, vatan yüreğinin toprağından semaya
Açtığı eline bakabilse alın terinin göz ayarı hizasında
Karşısını hep çevresiyle dikkatle anlamaya
Yayılmadan alev, ateş imtihanına…
Ekim 2007…..Türk’ün ateşle imtihanı: Halide Edip Adıvar
Sevinç KavukKayıt Tarihi : 1.11.2007 21:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şiiri değiştirdim... hikayesinin amacını bağlayacak konuyu unutmuştum... ...……………İsrail-Filistin savaşlarının bitmez tükenmezliği gibi bitmez tükenmez çalışmalar, romanlar vardır. Hatta, her iki savaşan tarafın kadınlarından da… hep dikkatimi sızlatan hislerim, hepsinde, gerçekten hepsinde ille de değinilmiş olan konu olarak mutlak şu da yer alıyor olduğuydu: İsrail askerleri vatan duygusuyla coşturulup, 1968-1990’lı yıllara kadar hep okunan, sadece tanklar, zırhlar, silahları da, hep karşı karşıya tokuşturmuş yeni silah geliştirmeye malzeme dayanıklığı testi gibi ve çölde de bırakmışlar… öylece duruyormuş çöplük gibi, ölen bir hayvan iskeleti gibi, bir heykel harabesi gibi… çürüyen malzemelerden korkunç resimler ve sayısızca… Şehitlerin parçalarını Yahudi Rabinleri –papazları- inceliyormuş, şehidin adı verilmeli diye metod buluşlayan bilimciler olmuşlar, her şehidin adına kendi parçası toprağa verildiği onuru teşekkür duygularıyla alkışlanıyor, bu teselli ile şanlı törenlerle şeref ağlaşıyorlarmış… Yıllar sonra ancak düşünebilmiştim bu anlatılanı ve niye anlamak istemediğimi de. Okumayı daha beynime sığdıramamıştım… sanki, usum isyan kilidi vurmuştu… okudukça, yıllar sonra açıl susam açıl oynuna geldi galiba…şaka ne çirkin kaçıyor burada…ama anlatılan gerçek bu vahşet… Anlaşılan sadece, bir Soykırım iddiası Türkiye’ye karşı da böyle gidiyor, Yahudi hangi ülkede bir bankadan öbürüne büyümeyi göze aldıysa, hangi ülke ile kimi meşgul etmeye veya ele geçirilmeye kim iyi bir tavdaysa veya yeraltı zenginliklaeri kaynağıyla belki sıradaysa gibi kavramlarda, disiplinli, programlı ve hep sıcağı sıcağına aralıksızca, soluğu keserce direterek anlatmakla, örneğin Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya vs, stratejilerine angaje oluyor… kendi halkını ölüm denekleri gibi... Milletçe buna, artık 1990’lardan sonra dayanışmada değillermiş… Bir ‘barış kuşları’ kadın grubu mücadele ediyormuş buna karşı koymaya, halkı bilgilendirmeye başarılı olabiliyorlarmış… Filistin ise, canım, canım… keçi yağ derdinde, kasap can derdinde direniyor öylece…çaresizce… ölüyor ve sayısını sayıyor… yıllar…yıllar… bu anlatımlar ve resimlerle bilgilenmek hem önemli, çünkü bunda artık bir gerçek çığlığı yükseliyor, ama çaresizlik yüreği eziyor… haftalarca uyku rahatsızlığı yaşadığımı hatırlıyorum… ve hep sanki teselli diye söylenirim kendi kendime: hayret, Yahudi’nin hiç nefesi, soluğu kesilmiyor üç bin yıldır kafaları ütüleme, tütsüleme işinde. İnsan ne kadar süre buna eğimli olabilir? Avrupa, Amerika, İngiltere nasıl başarıyor bunu? Hep sızı kalmıştır içimde… Ben de okudum, ne yapabildim ki? Hiç… üzüldüm, dua ettim, ağladım sadece… Korkunç tehditlerle karşılaşılma da anlatılıyor… en az 160 sayfalı kitaplar bunlar… Bir ülkenin stratejisini Irak gibi üstlenene, güçlendirme diye önce borç veriyor batı ve Amerika, sanıyorum savaş için ortak bir kasa var, bunun karşılığında 60% kadarını silah satın almaya harcayacak, ülkenin eski silah artıklarını tüketecek, sonra yeniyi deneme için kullanmaya devam edecek, düşmanlığa kimi kışkırtacaksan diye tercih ya sunuluyor, ya o karar veriliyor, ülkelere göre bir farklılık olabiliyor bunda, kışkırtı için de yardım ederiz söz güvencesi var… Yahudi akılsız mı? Türkiye Cumhuriyeti Hükümet Şirketinin de derdi bu işte! Seçimden sonra, Türkiye Cumhuriyeti Hükümet Şirketi diye açıklamıştı AKP hükümeti başkanı başbakan olunca… ve her gün bir yeni karmaşa dolu açıklamalarla sürüp gidiyor elbette… Barzaniyle İran’ı çatıştır hesabı son anda değişti... Türkiye olmalı bu… Suriye olmalı bu… İlle de olmalı… Bu her ülkeden topak alınacak zorbalıkla, sözde Kürdistan kurulacak… Aslı ama, orta doğu planı için, askeriyelerini Asya’ya yerleştirmek… Irak kalkınma için evet demiş yıllarca İranla savaşmıştı… Türkiye de buna boyun eğer diye hesaplanıyor bu hükümetle… durmadan Amerika’ya seyahat ediyor, ama mecliste konuşmuyor, askeriyemize de durmadan laf söylüyor, sözüm ona Türk ordusunu zayıf görünüme aşağılayacak… Amerika’da tehdit ediyor bu hükümeti, bunu beceremezsen hükümet devrilir diye… bu yüzden seyahat sıklığıyla gidip yalvardıkça, karşılığında mutlak, kürt saldıracak sözünü verip gelecek yine vatanıma, gidecek Meclisime… Tanrım! Sabır ver vatana! ... Sakince devam edeceğim: Kürt = Terör = PKK = Barzani = Talabani = Tarikat = Amerikan ve Yahudi de emir hakimi! Ağaları! Burada Avrupa demedim, en kolay uşaklık tuzağında pabucu hep sürüyor zaten, alışıklar ve her huylarının bam teli belli… Yahudi katliamı ile sözde bundan sonra ırk ayrışımı olmayacak… Ama son 21 yılda 7 ırk yok edildi yeryüzünde… hayvan türü kaybı da az değil... doğa, deniz, hava denemeleri de keza öyle... Kızılderili dahil buna, sanıyorum… 168 ülke kanatıldı ve açlıktan ölümle burun buruna, Afganistan’da hala günde 3 ila 80 kişi ölüyor, Irak keza… Avrupa, Amerika’nın yerli terörleri yok artık, buna karşılık terör maskesi Kürt, sıkışırsa paçayı kurtarmaya PKK ek yardım, orta doğu projesine besliyorlar… Bir birini bahane edecekler, bir öbürünü... Tarikat becerirse tabi, amacı Anayasa'yı yıpratmak, kendine has bir ülke türü de o kuracak... Yahudi projesi tecrübesine ne büyük benzerlik ve bunu aleve vermeye Soykırım kışkırtması… Yahudi akılsız mı? Amerika, Avrupa Yahudi’lerin uşakları tarihlerce… Roma imparatorluğunda Yahudilerin elindeydi hukuk... Hz. İsa'yı çarmıha gerenler ama Batı'lı uşaklar işte... üç bin yıldır Yahudiler –eskiden krallıklardı- bir krallık tarafından alınıyor, yedi sekiz yıl içinde orayı hır haş karmaşalığa bürüyor ve doğallığı olarak da yine kovuluyor… üç bin yıldır kovuluyor… Türkiye Cumhuriyeti Hükümet Şirketinin de derdi bu işte! 1968’lerden başlayıp –daha geriye de vardır mutlak, ben bu tarih sonrasıyla ilgilendim-, aranırsa kitaplar, çok ilginç manzara seyredilir ve rahatlıkla vatan duygusuyla coşturup askeriyeye test yaptır, karşı karşıya tokuşsun yavrularım… Buna Türkiye evet demiyor, bu yüzden AKP Amerika, Yahudi, Avrupa ve Arap destekleriyle seçilmeye korundular... para iktidar... Ar damarları yırtıklar, Yahudi, Amerika, Batı yani, ölüm deneklerinin bedelini de biliyor… şaka gibi geliyorsa, inanılmaz geliyorsa da, ne yazık ki okunuyor bunlar… Batı ve Amerika kütüphaneleri olağanüstü bir zenginliktir… Bitmez tükenmez yırtıklıkta ve sürekli olarak, mümkünse hep aynı düşman, yoksa yeniyi yarat, daha da yoksa veya vaz geçtim dersen Roma gibi toptan yanacak, Bağdat’ı ateş sardı, alevler görkemliydi… Bir tek kere evet denilsin, gör Filistin- İsrail halini, Bağdat alevini…gerisine karışma artık, onlar gerisine olan tecrübe ve fırsat yırtıklığına hakimler… İsrail nasıl dayanıyor buna? Anlamış değilim… Yazanlar da anlamıyorlar, sadece belgeliyorlar… onlar da sızılarını bir buçuk, bazı kitaplarda 4 sayfa halinde, ağlayışlarını anlatıyorlar onlar da… ister kadın yazar, ister erkek, ister fotoğrfçı… hep aynı… Vietnam başarısızlığı diye bir nedeni biliyorum, bitmiş olmasına… öbür nedenleri anlayamadım, hem uzun zamandır tazelemiyorum okumayı… bu neden: uyanınca birileri, bitiriyorlar, halk uyanmadıkça savaşa devam… bu süreçte biri yardım toplayacak, biri iman dolacak, amin diye teselli etmeye kiliseye çay bisküvit koyacak… bitmeyen bir vahşet… hep bu türde anlatımlar dolu dolu… biraz düşünmeye ışık tutar bu bilgiler… Batı’da, Amerika’da konuşulabilir bu örnekler, Türkiye halkı tarafından biliniyor demeyi anımsatır… belki… Amerika, Batı'lı hep vahşet değiller, sadece anlaşmaya bir diyalog kararlılığı olmalı... bilim adamlarımız yapabilir belki bunu... Diyalog kurulunca, en azından Orta doğu proje hayalleri ertelenebilir, Terör savaşılabilir... hatta belki, yepyeni bir istikamet kazandırılabilir, insanlığa yakışan bir teklifle... Kalkınma diye böyle halkı sinsice savaşa sokmaya anlaşmalar insan dışılıktır! Kınıyorum bu Hükümeti! Diyalog, milletle, meclisle, askeriye ile, bilim adamlarımız, kurum ve makamlarımızla birlikte düşünülen bir anlaşma ile mümkündür! Hiç şahit olan oldu mu buna? Ben olmadım daha! Ve üzüntüdüen kıvranıyorum... Tek büyük Allah! Sermaye değil.... Tek değer Vatan! vatanda federe beyliklerle parçalanmış pörçüklük değil...

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!