Gel seninle gençliğimize geri dönelim,
Başımızda kavakyellerinin estiği günlerimize,
O ilk göz ağrımızla yine durup bakışalım,
Sen yine ellerinle düzelt saçlarını,
Ben yine bilemeyeyim ne yaptığımı, neye uğradığımı,
Yine ürkek ürkek bakın kaçamak gözlerle çevrene,
Ben yine dokunabilmek için canlar vereyim
Eline.
Ah, o iliklerime kadar titrediğim günler,
Seni beğendiğim, seni sevdiğim günler.
Sen bir piyangonun en büyük ödülü,
Ben şansını umutlarda arayan umutsuz.
Mutlu değil miydik çirkini güzel görecek kadar?
Aya elimizi dokunduracak,
Bulut olup bulutlarla uçacak
Ve taşı-toprağı öpecek kadar mutluyduk.
Gel gör ki; bir büyük karasevdada
Neler umduk,
Ne bulduk.
Şimdi istediğin kadar gül ol, sümbül ol,
İstediğin kadar özgür ol,
Aramıza bir sınırdır çekip koymuş dikenler,
Ne akşamımız kalmış, ne mehtabımız,
Ne denizlerimiz,ne yelkenler.
Düşüp gider olmuş yakamızdan tüm güzellikler,
Ay artık mehtap değil,
Güneş artık bir kavuran işkence,
Bizim için artık akmıyor köpüklü sular,
Çiçekler artık bizim için kokmuyor,
Kuşlar, arılar, kelebekler artık bizim için değil,
Sen artık bir yalnız güzel,
Ben; dlı-yaprağı budanmış
Gönül.
(KAVAKYELLERİ isimli Serbest Şiirler 'inden > 15-16/100)
İsmet BarlıoğluKayıt Tarihi : 10.12.2004 01:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)