Yalnızım
Yalnızlığım kalabalığın gürültüleriyle dolu
Bu sonbahar doldurmuş
Karşımda uzayan yolu
Yalnızım
Yalnızlığım esaretimin gardiyanlarıyla dolu
Kelepçelerde berduş gönlümün sızlayan kolu
Bir çırpınış, yüreğimde martı var sanki
İçimdeki kalleş bir yalnızlığın kini
Ellerim tutuştu,
Saçımı bile yüzümden, çekemez oldum ben
Vakit
Hasretlerin vakti
Şehir
Küflü acıların şehri
Ben bu serseri dümene söz geçiremedim ki
Akıyor iki gözümün şakağından ümitlerim
Sensiz ne geceyi, ne de gündüzü beklerim
Bir gün belki olur dileklerim
Belki de sıcak bir sızıyla kanar bileklerim
Yalnızım
Soğuk dört yanım
Gök duvarların sessizliğiyle sayıklarım
Varsa bu berduş dünyanın,
Anasını ben satayım.
Bu sarhoş gecelerde
İçtikçe yüreğimde zabdedemediğim denizlerde
Boğuluyorum artık
Dizime kadar geldi sanki kederden bir balçık.
Bu yalancı yıldızların
Yalancı ışığına da başlarım
Ağrıdan sancıdan kalkmıyor başlarım
Yok artık bu son!
Bir sana ölürsem
Sanmayın ki, bu lanet hayata yeniden başlarım.
Dişlerim arasında
Kekre bir acının tadı var.
Dört yanımda yalnız onun gözleri
Ve dilimde adı var.
Bu taşlara mühür olsun gözyaşım
Yangınlarda benim bu garip başım
Sensiz, boğazımdan geçmeyecek aşım!
Kayıt Tarihi : 11.5.2002 21:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!