Otuz üç metrede bir derece artar sıcaklık
Yer'in merkezi kıyamet var demek
Demirleri eritir belki
Binlerce derece sıcaklık
Kıyametler koparken ama
Sana bir kez bakmak ölüme çare
Ömrüme bin ömür katmış gibiyim
Merhaba diyorum tüm güzelliklere
Acılara veda etmiş gibiyim
Seninle bu ömrüm dört mevsim bahar
Bir yanım uçurum bir yanım sarp dağ
Üstüme üstüme geliyor dünya
İnce rüzgar boynuma sarılan bağ
Kapkara düşten beter soğuk rüya
Derin çok derinken gök denen kuyu
Kırık camdan içeri girmiş kuş gibiyim
Çarpıp duruyorum usanmadan bakışlarına
Bir çıkışı olmalı
Girişi nasıl olduysa
El sallar bana perncereye sarkan salkım söğüt
Parça parça bulut taze gelincik
Söz düşmez goncaya sen bir gülünce
Sen gül, gül yüzünü o gül kıskansın
Tebessüm et sen bir şöyle gönlünce
Nergis çiğdem ile sümbül kıskansın
Gözlerinde açsın mor menekşeler
Kedersiz bilinmez dünyanın tadı
Bir kadeh misali hoştur bu dünya
Yüreği doluyken içer üstadı
Hoş sanılır ama boştur bu dünya
Sabahları sanki umut doludur
Yerimiz aynıydı kökümüz aynı
Bizi bizden etti bu zalim zaman
Rengimiz aynıydı kokumuz aynı
Seni buğday etti beni de saman
Aynı anda düştük kara toprağa
Gel de hasret kalma bizim oraya
Bizim iller başka ile benzemez
Bal damlar her akşam aydan dünyaya
Bizim ballar başka bala benzemez
Kaybolan yolcuya handır dünyada
Bekledim seni hep bekliyorum
Çağır yalnız ölsem bile gelirim
Bu halime bakma sen bir gel de
Ben belamı bulsam bile gelirim
İlla şimdi değil sonra ilerde
Harbiden yaman çocuktur
Şu bir milyoncunun oğlu
Yamuk adama gıcıktır
Şu bir milyoncunun oğlu
Tam çaprazında okulun
sevgili dostum bende yazıyorum nacizane senin şiirlerini de okudum ve okurken bir çoğundan keyf aldım yüreğine sağlık şiirlerini imini kullanarak pay yapacağım