Bir defa geldim dünyaya bin defa pişman ettin sen
Neyse yalnız çekip gitsen dostu da düşman ettin sen
Dünyaya meydan okuyan barut gibiydim dağdım
Hasretin kor ateşiyle halimi duman ettin sen
Selam olsun benden şu Has Turizm'e
Benim bu sesimi duysun bir zahmet
Bir yolcu olarak vasiyetim var
Beni de adamdan saysın bir zahmet
Ne halde olduğunu diyemeyen var
Bitmez mi şu ayrılığın çilesi
Gurbetin yolları uzayıp gider
Yaktı beni şu feleğin hilesi
Göl kurur çölleri uzayıp gider
Bülbüllerim sustu güllerim soldu
Gözlerinin kıyısında terk edilmiş kırık bir kayığım
Etrafımda demirlemiş sarhoşlar arasında
Her akşam sadece ben ayığım
Ay ışığı yoklar beni yusyuvarlak on dürt günde bir
Yıldızlar her akşam varlığıma alışkın diye bakmaz bile bana
Alnına değen akşam güneşi de gitti
Gölgen gibi esmer bir ufukta yitti
Gidişinin tek darbesiyle sendeledim
Aşkımın saflığını kara felekte eledim
Unuttum sözümü acıklı filmde
Dilime tercüman oldu gözyaşım
Sandım ki üzüntüm diner kalbimde
İçimi döktükçe doldu gözyaşım
Anılar dizildi bir bir sıraya
Ben seni yüreğime gömdüm
Sevda yeşerdi dört bir yanımda
Etrafımda kırlangıçlar uçuştu
Rüzgar değdi dallarıma
Yemyeşil otlar nice tür çiçek
Ve börtü böcek doluştu toprağıma
Bahtımın kapkara tekeri
Gamzenin çukuruna düşüverdi
Çarptı bakışlarına gıcır gıcır yüreğim
Heba oldu gençliğim emeğim
Tepe taklak oldu hayaller
Pencereyi açtım bakınca
Masmavi gördüm gökyüzünü bu sabah
Beyazla süslü maviydi gülüşü
Selamladı beni gökyüzü
Denizden daha mavi
Rüzgardan daha deli
Oflayarak geçti bu ömür treni
Koştum yetişmedim ona geç kaldım
Ömür sarayına gördüm gireni
Bense tenha viran hana geç kaldım
Bülbülün sesine daldığım zaman
sevgili dostum bende yazıyorum nacizane senin şiirlerini de okudum ve okurken bir çoğundan keyf aldım yüreğine sağlık şiirlerini imini kullanarak pay yapacağım