Şaşırtmayı seversin
Çık gel bir fırtına eşliğinde
Eğilirken nehir kenarında başaklar
Bir yaz sabahında yağan yağmur gibi
Şaşırt beni ve nehri
Dünyanın en usta yalancılarına
Şu politikacılara imrenmek ne kadar kötü
Ne kadar kötü sömürge bir ülkenin dilini bilmediğim
İşbirlikçi generaline imrenmek ne kadar kötü
Evden işe işten eve
İşini bilen rüşvetçi memurlara imrenmek ne kadar kötü
Çikolata için beklerdim ben babamı
Yağmurlu akşamlarda kışın
Bir korkuyla asılırdı boynumda merak
Hiçbir şey ummadan beklemeyi ben büyüyünce
Senden öğrendim
Denizlerden daha derin kalacak sevgim
Daha mavi ve daha sonsuz
Dalga geçecek zamanla
Martılarla oynaşacak
Hasretleri taşıyacak saf yelkenlerle
Gelmiş geçmiş güzellerin güzeli
Kim öğretir sana bunca cefayı
Böyle dert yok kendim bildim bileli
Kim öğretir sana bunca cefayı
Dünya mı ki o da böyle yalancı
Ben kavgada ölmek isterim
Bir sevginin kavgasında vuruşarak
Öyle durup dururken
Bir kalp sektesi almamalı canımı
Ya da ters şeritten gelen bir aracın altında kalmamalıyım
Kırık dalım filizlendi
Saçlarının rüzgarıyla
Küllenen kalbim közlendi
Saçlarının rüzgarıyla
Ben hüznümle bahtiyarım
Semalarımda nice yıldızı görmezden geldim
Umut mehtabım oldu hep
Işığını aşktan alan bir mehtap
Her gün biraz daha büyüyen
Büyüdükçe yükselen
İsteğini yaz ver anında çalsın
Kimseyi çevirmez piyanist şantör
Beni de ağlatıyor idi az kalsın
Misafiri kırmaz piyanist şantör
Ferdi'den Cengiz'den Orhan'dan çalar
Şimşek şimşek çakan çifte kaşların
Ğöğü birbirine katsın razıyım
Tufanlarda boğsun haykırışların
Hayalimin gemisi batsın razıyım
Örgülü saçlara evet talibim
sevgili dostum bende yazıyorum nacizane senin şiirlerini de okudum ve okurken bir çoğundan keyf aldım yüreğine sağlık şiirlerini imini kullanarak pay yapacağım