Keskin bir nişancı gül yanaklarda
Kirpiklerden oklar atıyor gamzen
Gizlenmiş tırpandır cana kasteder
Dört mevsim pusuda yatıyor gamzen
Kaybolsa öldürür görünse üzer
Akıtırım gözyaşımı
İçime ben kimse bilmez
Dumanlar sarar başımı
Yanar bu ten kimse bilmez
Susuz muyum karnım tok mu?
Bu yaşımda benim canıma yettin
Azaptan zulümden bık artık dünya
Üstümü başımı paçavra ettin
Elini yakamdan çek artık dünya
Çileye acıya hüzne doymadın
Durup dururken koşuyorum pencereye
Çekiyorum perdeyi bakıyorum semaya
Keskin bir ayaz teslim almıştır geceyi
Buğulu penceremin nemine rağmen görüyorum
Bulutlar arasında geceye bir hançer gibi saplanan hilali
Kanıyor gökyüzü damla damla
Anlamı yok hiçbir mevsimin sensiz
İlkbahar yaz sonbahar kış anlamsız
Kara toprakla örtünsem kefensiz
Ak kefene türlü nakış anlamsız
Ben seni ilk defa baharda gördüm
Beklemekten yorulmaz deniz asla yorulmaz
Rüzgardan yorulmaz gerekirse hiç durulmaz
Aydınlatmaz ısıtmaz geceyi binlerce yıldız gerçi
Ay umut verir yarınlara düşleri koruyan bekçi
Uzaktan izlemeli
Şehirleri ve nehirleri
Yüksek yerleri seçmeli
Mesela tepeleri
Ve herhangi bir zamanda da değil
İlla geceleri
Senin ellerine benzetilir de
Martı sevinçten havalara uçar
Işıltıyı göreli o gözlerinde
Nergisler Allah'ım ne güzel açar
Baykuşların sesi kısılır hemen
Gelmezsin git de demezsin
Gerçek düşsün, esrarengiz
Sevmez nefret de etmezsin
Nedir ki bu apaçık giz
Varlığın yok yokluğun var
Senin
Gözlerinin bereketi rahmet bağışlar
Tebessüme susamış çatlak dudaklara
Benim
Bulanık gözlerimin altı
sevgili dostum bende yazıyorum nacizane senin şiirlerini de okudum ve okurken bir çoğundan keyf aldım yüreğine sağlık şiirlerini imini kullanarak pay yapacağım