Hüseyin bir kızı sevdi.
Yırtık gömleğine, topal bacağına bakmadı da
Bir kır çiçeğine gönül verdi.
Ne yani, o erkek değil miydi,
Sevemez miydi bir topal?
Pantolonu yamalı olsa da
Kurtulup bedenimden düşündüğümü görsem
En son çocukken gördüğüm yeşil denize gitsem
Ağlasam
Denizkızı çıksa içinden
Korksam
Yapayalnız kaldın, bekledin bizi.
Bir yolunu bulup gelmedik ana.
Teselli etsen de dinmiyor sızı.
Aktı gözün yaşı, silmedik ana.
Yıllar oldu, bu hasretlik bitmiyor.
Şiirlerce duygu var içimde.
Şiirlerce şiirlerce…
Çok fazla ikileme var,
Çok fazla ikileme.
Kim uğraşır şimdi
Yaşayan anlar beni.
Öğretmenler gününü nasıl kutlarım!
Mehmetçiğim şehit düştü toprağa.
Bugün olsa olsa ağlarım
Tabutlar sarılırken bayrağa.
Görmez misin ocakların söndüğünü?
Bakıyorum, geçmez zannettiğim geçmişe.
Değişen, değişen ben miyim?
Alamıyorum artık yağmur kokusunu.
En son ne zamandı, geçmişimi bitiren gün,
En son ne zaman çözüldü, düğüm?
Tabloya Nâzım, ressam lâzım.
Ressama Nâzım, ressam lâzım.
Toprağı Nâzım, insan yapan
Ressamı Nâzım, bulman lâzım.
Bilmiyorum iyi bir baba olur muyum sana.
Seni bana verdi Allah, böyle yazılmış kader.
Veren de O, alan da O; ömrüm ermeden sona
Bana bir kez baba dediğini duysam da yeter.
Ağlama sonrası hıçkırıkları cebinde
Sesleri gören gözlere inat
-Sanki varsa kabustan uyanacak-
Yolcuyu bekliyordu İstanbul.
Neyi bilmediğini bilmiyordu yolcu.
Haberi de yoktu başlayan soğuktan.
Yaşamın anlamını kaçımız biliyoruz?
Ruhumuzu unutup, salt beden kalıyoruz.
Ruh ve beden insanın iki ayrı nimeti.
Ruhu bedenden ayıran şeytanın gayreti
Otur da düşün birkez, nereye gidiyorsun?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!