yine ılık rüzgarlar eser 
ikindi vakitleri 
yağmurlar yağar
güneşin son kızılından 
düşen her damla
kim bilir kaç evvel
kaç ahirden
nisan yağmurları yağar 
vuslat kokan cennet sabahına 
rahmet taneleri 
bahar demez 
güz demez 
ağlar daima
kaç yüz defa ıslanır 
gözyaşlarıyla 
arz-ı zemin
ve sonra
erir buzlar gibi 
sel olup çağlar 
başını taştan taşa vurup 
arzular dalgalanır 
gecenin tam ortasında
bir lütuf hoplatır yürekleri adeta 
kutsi sevinçler salınır 
ayla yıldızlar arasına 
bir nefes iner seher yeline 
ta uzaklardan 
gözyaşlarına siner bir faslı bahar
mevsimler yaşatır renk renk
misali cennet
yetim bir çocuk gibi
toprak kadar acıların yekunu
kıştan miras kalan her çile
yaşanır daha yüklü
kucağında toprağın 
en büyük muammanın 
çözülür kördüğümü 
aşk sarhoşu 
teselli arar şehrin bulvarları 
bir siyah tül ile örtülür 
tutkuların çehresi
kaybolur mecrasından çıkmış saatler 
ağlaşır ıssız caddelerde 
vizesiz yürek yangınları 
her gece
kaldırımlarda gezinen damlalar
ateşin zebunu 
uzun bir yolculuğun içine doğru 
yürürler 
yolculuk dehlizlere değil 
aşkın deryasına doğru 
girdabında hangi hayaller kurulur 
hangi rüyalar görülür
karanlık gecelerde
sonsuza dek 
ümitlerden taşar duygu çağlayanı 
adeta köpürür ezeli sevdalar
büyülü muhteşemlikler 
efsunlu ırmak içinde 
başlar zamanın yeni bir masalı 
sevda ateşlerinin tutuştuğu 
yeni bir şafağa değin 
biçare 
yeni bir fecir doğar 
seher vakti 
soğuklara aldırmadan 
ayaza tutulmadan 
yağmurlar 
bir beldenin en kuytu noktasına inerler 
uyurlar
mışıl mışıl 
yağmurlar yağar aheste 
dem hüzzam vaktidir  artık
bilindik acılardan
yavaş yavaş
hüzün düşer
toprağa
redfer
Kayıt Tarihi : 23.11.2016 18:54:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!