Aşkın ayazı vurdu yine yüzüme,
Körün taşı gibi degiyor yar gözüme.
Sevmiyormu takmıyormu, ne desem nafile,
Ya anlayışı yok, ya almıyor beni hiç kâle...
Yüreğim kan ağlar, gözlerin nemli,
Beklemek çok zor, öfkemsw demli.
Belkilerle bir umut kırıntısı yeşerir,
Ama böyle giderse, bu sevdayı elleriyle bitirir.
Oysa ben hep umutla baktım yarına,
Tebessüm bile merhem olur yarama.
Ama taş duvar örüyor sanki kendisiyle arama
Ne desem boş, hafife alması dokunuyor kanıma...
Bir çıkmaz sokakta gibiyim sanki,
Ne gitmek kolay, ne kalmak şimdi.
İki ihtimal var, yüreğimi acıtan derinden,
Ya hiç sevmemiş, ya da sevmeyi bilmediğinden...
Dediği yaptığı bir sır, çözülmez düğüm,
Ben ona tutkun, bir garip sürgün.
Ne kadar yaklaşıyorsam, o kadar uzak,
Bu sevda çözümsüz bir bilmece, gönüle tuzak...
Niye hep böyledir aşkın hiç değişmez huyu,
Biri yanar kül olur, diğeri vermez bir damla suyu.
Çok sevenin payıma düşen kahır ve hüsran,
Hep beklemek, çok özlemek, feryat ve figan...
Tükeniyor sabrım, kalmadı takat,
Bilmez ki, böyle sevdalar yoruyor beni nihayet.
Artık kabullenmek gerek her şeyi belki de,
Ya hiç onun olmadım, ya da yaşandı düşte, hayalde...
Gözlerden ırak benimle buluşmaların,
"Canım" derken titreyen bal dudakların,
Neden bu kıyı köşe kaçar gibi hallerin?
Benimle Yan yana görümekten mi çekinirsin?
Sus artık sus, huzuli yanma yüreğim,
Yeter, bitsin bu biçare yar bekleyişin.
Belki zamanla diner içimdeki bu derin sızı,
Ya sev ya terket, son sözüm, kırıp dökmeden bizi...
Kayıt Tarihi : 19.5.2025 09:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!