Kıyamet koptu, geriye dönüş yok;
Er ya da geç ayrılık var, bilesin.
Ölüm Allah’ın emri, mümkünü yok;
O gün her şeyini kaybedeceksin.
Vicdani yükle kafam allak bullak;
Et parçası gibi savruluyorum.
Çocukluğum asırlar kadar uzak;
Korkunç boşluk, o ses işitme duyum.
Yüreğim şakaklarında atarken,
Var sanılan şey bir anda yok olur.
Baş döndürücü güzelliğim dersen,
Unutmak kimin haddinde bulunur.
Müthiş bir acıyla yitirdim şimdi;
Yanarak öldüm mü diye düşündüm.
Her şey seninle ilgili söylendi,
Gözünde beliren acıyı gördüm.
O küçücük titreyen parmakların,
Tevekkülü sunar mutlak Allah’a.
Ruhumda aralanan o anların,
Sonu ölüm ve ayrılık ya güya.
Bileti kesilmiş yolculukların,
Kirpiğinde mazisin tutunarak.
Yaramın üstüne yaralar açtın,
Gözlerimin ta içine bakarak.
Her yerde şu birkaç günlük ayrılık,
Bu ayrılık bin ölümle kapımda;
Vuruyor ayrılık lafları âşık,
Yatan acı sesler gibi şuramda.
10 Ocak 2024 / Çarşamba / Ankara
Halil KumcuKayıt Tarihi : 24.2.2025 16:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
"Ayrılık, zamanın soğuk yüzüdür; her şey kaybolur, her şey biter, geride kalan sadece acının ve hatıraların izidir."
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!