Uzaktan Uzaktan Şiiri - Yorumlar

Peşimde her âşığın gölgesini taşırım
Alırım esrârını her devin bir dudaktan
Dağda haramilerle, kurtlarla ağlaşırım
Gökler sıcaktı sana; ben uzaktan uzaktan

Yorumsuz,, mükemmel bir şiir yazmışsın yine hocam yüreğin var olsun

'Simsiyah bir kıyamet tohumu filizlenir
Mezarıma isminle atacağın topraktan
Acılar sanki neden bu sevdada gizlenir
İçim tutsaktı sana; ben uzaktan uzaktan '

Hocam gerçekten çok güzel bir şiir..

'Sevgili kardeşim,Tebrik ederim fefkalade güzel bir şiir okudum, akıcı ve mana yüklü bir şekilde anlatmışsınız, yüreginizi kutlarım, Herşeyin sizin ve sevdiklerinizin gönlünce olmasını dilerim.Sevgi ve saygılarımla... '

şiir yankılandı ağlıyarak sessizce yüreğimde uzaktan uzaktan..

Sevgili Günay;

Nurullah Bey'in bu mesajınıza cevap vereceğini zannetmiyorum. Oysa birçok konuda ortak seviyedesiniz. Yaş ve akademik unvan konusunda ve benim bilmediğim konularda, eğer varsa. Bunları kısaca belirtip geçeyim ve şunu söyleyeyim: Öncelikle Türkçe bilgisine hakim olmalısınız. Bütün özellikleri taşıdığını belirttiğiniz şiirinizde en az on tane hata 'Ben buradayım!' diyerek haykırıyor. Örnek olarak sadece şiirin başlığını bile verebilirim. 'Aşiyan daki Çamağacı!' demişsiniz. İkinci kelime gibi görünen 'daki'yi neden ayırdınız? Çam Ağacı yazmalıyken Çamağacı yazmışsınız bir de ünlem işareti koymuşsunuz. Bakınız, daha ilk mısranıza bile gelemeden üç tane hata tespit ettik!

Ümraniye Belediyesi'nin düzenlediği yarışmaların, Ümraniye Belediyesi'nden kaynaklanan ve bu sitenin veya bu belediyenin bir yerlerden bulduğu ve yarışmaya gönderilen binlerce şiiri 'onlarca' diyebileceğimiz sayıya kadar eleyen, ikinci sınıf şairlerden kurulu ön jürisinden kaynaklanan bazı sebeplerden dolayı, şiir sanatına hizmet ettiğini ben de kabul edemiyorum. Ancak bunun asil jürideki Nurullah Genç ve İskender Pala gibi konu dahilinde uzman hocalarımızdan kaynaklanmadığını da iyi biliyorum. Bu sebeple jüriye dil uzatmayınız ki daha da küçülmeyesiniz...

Bakınız; siz daha herhangi bir noktalama işaretinden sonra bir boşluk bırakılması gerektiğini bile öğrenememiş veya uygulayamamışsınız. Yine 'Ben burayayım!' diye bağıran bir mısranızda 'Bu gece gölgene düştü uolumuz;' demişsiniz. Hoşgörünüze sığınarak soruyorum: uolumuz tam olarak ne anlama geliyor?

Her insan hata yapar. Klavye hatası ise en masum hatalardan biridir. Ancak kendinizce eleştiri yaptığınız bir metinde 'şair bozuntusu' gibi 'ders vereyim' gibi hoş olmayan ifadelerde bulunuyorsanız, biraz da kendinize dönüp bakacaksınız...

Nurullah Bey'den özür dilerim; onu savunmak bana kalmadı. Ve kaldı ki, benim kendisini savunduğum da yok. Fakat ortada bir sanat vardır, adı şiir sanatıdır ve öz babamın öz oğlu bile bu konuda ileri geri konuşmuşsa, sözümü esirgemem!

Sevgili Günay, incinmeyiniz. Ancak biraz olsun kendinizi geliştiriniz...

En Derûnî saygı ve sevgilerimle...

Abdulkadir Öğdüm

Sayın hoca aşağıya kopyalayacağım şiir iddia ediyorum şu yüzyılda hiç bir şair tarafından kaleme alınamaz.Her türlü şiirin özellikleri bu şiirde var.Bu şiir İstanbul kokuyor.Anlayana?..Şairim diye geçinen şair bozuntularının bunu anlamaları imkansız.İsteyen olursa gelsin o şair bozuntularına ders vereyim.Birileri gelip şiirimin altına bu kadar veciz sözler yazsa idi utancımdan tüm şiirlerimi Antolojiden siler giderdim.Bilmem anlatabildimmi?...


Aşiyan daki Çamağacı!

Su ürperrti bizi, ay gıcıkladı,
İçimizde eski huzur kalmadı;
Aradık:Nerdedir gecenin tadı

Dedik:başımızın nerede tacı?
Seni buluverdik Çamağacı!

Bu gece gölgene düştü uolumuz;
Göz kırpsın uzaktan İstanbul'umuz.
Gövdene sarılmak ister kolumuz

Tedirgin canların haline acı
Üsküdar daki Çamağacı!

Dudak,değsin; ayak basmasın yere:
Göğüs göğüs tepe; mum mum minare
Bulunur bu gece ölüme çare;

Yapraklarında her derdin ilacı,
Çamlıcadaki Çamağacı!

Hep aynı avutma suyun dilinde.
Dağlar baygın düşmüş ayın selinde.
Bizi de kurtarmak senin elinde;

Eğil,elimizden tut,yeşil bacı!
Caddebostan daki Çamağacı!

Kubbeler seyrettik, gökten sökülmüş;
Tarlalar seyrettik, ışık ekilmiş;
Yıldızlar seyrettik, suya dökülmüş;

Herkes, herşey yola düşmüş, sılacı;
Sensin ilk dönemeç, Çamağacı!

Dağ omuzdur, ada göğüstür sansın;
Yanında çırpınan kalbe yaslansın;
Uslansın şu deli gönül, uslansın;

Masala boğmuşum bütün yamacı,
Bebek deki Çamağacı!

İbrahim Necati Günay

Saygılarımla.....

Sen içimde eserken,çiçekler açıyordu,
Her yerde gül kokusu,ben uzaktan uzaktan.

Kutlarken ben hayırlı, bol ilhamlar dilerim,
Yakından olmasa da ben uzaktan uzaktan.

hocam...hep ve her zamanki gibi harika...duru...tıpkı..'Mihriban 'gibi duru....sayglarımla....

Sırf eleştirmek için yorum yapmanın ne manası var bilmiyorum.Üstadın şiirlerini sadece ve sadece zevk aldığımız için okuyoruz; bunun şıracılıkla bozacılıkla ne alakası var? Şiirler hoşumuza gitmese neden okuyalım ki? Şıracılık bozacılık başka şeylerde geçerli olabilir ama şiir okumakta olmaz.Nurullah GENÇ Beyefendiyi yüzbeyüz bir kere görmüş can değilim.Hatta televizyonda bile görmedim.sadece şiirlerinden tanırım kendilerini.Ben ve benim gibi birçok insan üstadı bu kadar tanırlar.Birbirini tanımayan insanlar arasındaki buluşma şıracı bozacı mesabesinde olamayacağına göre, olsa olsa icra edilen sanatın güzelliğinde olur.Saygılarımla.

Sayın Fevzi Günenç;

Düştüğünüz iz ilgimi çekti, biraz da nadan buldum zira diyorsunuz ki:

' Antolojide bu kadar bozacı, şıracı varken daha çok kötü şiir yazarsınız' söyleminizde haklı olabilirsiniz ama burada İsmi geçen şair Nurullah Genç!

Yani şiirin ne olduğunu bilecek kadar bu yolun tozunu yutmuş, konuşmalarında muhataplarının yaşına bakmaksızın ' efendim' diye hitap edecek kadar egolarından arınmış, gelen her saldırıda ya da her yersiz eleştiride susup izleyecek kadar kendinden emin ve birikimiyle karşısındakini ezmeyecek kadar vakurdur. Size cevap vermemesi de büyük bir ihtimalle hoş görüsündendir, söyleyecek lafının olmadığından değil! Bunu şunun için söylüyorum; sizin düşündüğünüz gibi Genç üstad size ateş püskürmez :))

Dilin eskimesinden bahsediyorsunuz! azizim dil eskiyen bir kavram değildir ama öyle bir dil özenticiliği sarmış ki dört yanımızı, kendi dilimizi dahi unutur olmuşuz :) kullandığımız kelimelerin yüzde kırkı türkçe değil ( ki bu iyimser bir yaklaşımla yüzde kırk olarak ifade edilmiştir ) şimdi siz yeni dil anlayışı ile sonradan dilimize yerleşen kökeni bizden olmayan ve sözümona çağdaş kurulumu mu kastediyorsunuz?

Şiirlerde bilinmedik her yeni kelime ( ki tarihi eski olsa da ) konuştuğumuz 200-300 kelimeye bir katkı değil midir? anlamıyoruz bu dili demek yerine neden araştırarak kısır dilinize bir yeni kelime eklemeyi akıl etmezsiniz?

Ayrıca profilizde çok özgün olmayan ve fakat anlamsalı bakımından hoş karşılanan iki satırlık yazınızda yazım yanlışı var, düzeltmeniz dileğimle )

'ŞAİR, ŞİİRLERİYLE ÇAĞININ TANIĞI OLDUĞUNU GÖSTERMELİDİR. BUNU 'YAPMASZA' ÇAĞININ SANIĞI OLUR' ( DEMEM O Kİ; İKİ SATIRLIK YAZIMIZDA DA HATA BULUNABİLİYORMUŞ! )

Mervan'ın da dediği gibi, 'okurun tembeli' bu olsa gerek.

( Sevgili Genç; Bilirsin ki kolay müdahil olmam ama bu kez gerçekten adaletsiz bir yaklaşım gördüm eminim o engin hoş görün beni de hoş karşılar )

Sevgimle.