Yusuf Akkaya Adlı Antoloji.com Üyesinin Şair ...

Ne zaman İlhan İrem’i görsem, okusam veya dinlesem, “ İlhan İrem benim sınıf arkadaşımdı” diyerek övünen, bir zamanlar matematik öğretmenim olan Sadık Orhan Yıldırım’ı hatırlarım…

Köyünden ayrılıpta özlem duymayan yok sanırım…
Ne diyelim Hoca’m, Allah sonumuzu hayrede!
Bu şiiriniz de köyden kaçmak isteyenlerin kulaklarına küpe olsun!…

Sezai Karakoç merhumu hatırlattı dizeleriniz nedense…
Nicelerine Hoca’m…

Ecdat güllere öyle güzel manalar yüklemiş ki, gül ile alakalı ne okusak ne duysak hoşumuza gidiyor…
Gül dikeniyle güzeldir Hoca’m…

Hepimiz birini bekliyoruz, belkide en büyük yanılgımız bu. Ya beklediğimiz de bizi bekliyorsa vuslat mümkün olabilir mi?
Buz tutmuş ellerimizi, yüreğimiz harı ile ısıtmanın vaktidir vesselam…

Rabbim her türlü afatından bizleri korusun ve muhafaza eylesin Hoca’m.
Allah’a emanet olun…

Türkü tadında Hoca’m… Ömrü gurbette geçen birisi olarak, bu şiiri ve sizi ayakta alkışlıyor, ellerinizden öpüyorum…

İhaneti bilmem, bilmekte istemem doğrusu. Bu yüzden muhabbetle dolu bir hayat diliyorum hem size hemde sevmesini bilen herkese…

Anneniz hayattaysa ve yakınınızdaysa ne mutlu size…
Birde benim gibi vuslatı mahşere kalmış olanlar var…
Biz ruhlarına Fatihalar yollayalım annemizin; siz ellerinden öpün annenizin…

Bazen de insan kendini uğurlamalı kendi bilinmezlerine doğru…

Ve o bebekler günü gelince kendi yuvalarına kanatlanıp uçacaklar. İnancım o ki kendi bebeklerine masal diye bizleri anlatacak, ninni diye yazdıklarımızı okuyacaklar…

Bir gecede yüzlerce sabinin büyüdüğü günün adıdır SOMA. Çünkü çocuklar babaları vefat edince büyürler…

Maşallah Hoca’m…

Anneler yuvalarını bıraktıkları vakit çocuklar büyümüş demektir. Ne varki büyüyen çocuklar için annelerine kavuşmak artık mahşere kalmıştır…

Nedense bu şiir bana Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Bursa’da Zaman şiirini hatırlattı… Zamanla yaşanan her şeyin zaman içinde mazi oluşu. Yine bir başka zamanda mazinin aranışı… Elbet zamanı geldiğinde de mazinin hesabının sorulacağı hakikati… Ezcümle zamana sıkısmış hayatlardan payımıza düşeni yaşıyoruz…
...

Karakış olan memleketimin dağlarına gelecek olan bahar gönüllerimizde de çiçekler açılmasına vesile olacaktır…

Bizler umudun şiirini yazıp, türküsünü söylemeye devam edeceğiz…

Nice kıymetli şiirler yazmanız temennilerimle…

Arada bir Mahmut Ünsal Hocamın (merhum) sayfasına girip, tasavvuf kokulu şiirlerinden istifade ediyorum. Sizinde birçok şiirinizde o tadı bulduğumu ifade etmeliyim Hoca’m…
Her mısranız salih amel olarak defterinize yazılsın!…
“Birlikte rahmet vardır” hadisi uyarınca amel edebilmeyi nasip eylesin M ...

“Bana demiş aşkı yaz / Aşk yazılmaz yaşanır” demiş şair… Aşkı gerçek manada yaşayanlardan olmanızı temenni ediyorum…
Baki selamlar…

Maşallah Hoca’m… Mısralarınız Salih’ amel olarak amel defterinize yazılsın inşallah…

“Toprak bağrını açmış bekliyor,
Düşsün diye son yaprak,
Bie EYLÜL daha çekip gidiyor,
Hüzünleri miras bırakarak…” demiş şair…
Eylül’ler artık hep hüznü hatırlatır oldu…
Ne diyelim, hüznünüz az hatta yok, sevinciniz bol olsun!…

Maşallah!…

“Geçmez bir ömür hastetle”

Gönül geçmez diyor da mirim, bazı vuslatlar istemesekte mahşere kalıyor…
Umarım sizin hasretleriniz uzun sürmez…

Sevgi (aşk) dediğin;
Yâr uğruna Cennet’ten olup,
Yâr’e asla minnet etmeden,
Yâr’la Cennet’e koşmaktır!... (y.a)

Hz.Adem babamız Havva anamız gibi…

Sevgi dolu nice şiirlere …

Ölme vakti dediğiniz şey ölümsüzlük vaktinin başladığı an değil midir?