Yıldız Demirel Adlı Üyenin Nedir Yazıları - A ...

  • özgüven

    26.05.2006 - 11:39

    İnsan dengesinin ana unsuru...

  • ara kültür

    25.05.2006 - 17:55

    Yüreklerinde o çığlığı taşıyanlar ilk geldikleri kültürü henüz kaybetmemiş olanlar... Kaybettiklerinde;
    bağyan diyen, çay koymayıp çay döken, iyi akşamlar günaydın gibi hoş selamlaşmaları tümüyle unutmuş olan bi yaratık çıkıyor ortaya

  • ara kültür

    25.05.2006 - 17:09

    Altı yedi yıl önce... Ankaranın oldukça kozmopolit, bol göç almış ama gelir seviyeside oldukça yüksek bir semtinde bir sitede oturuyorum... Üst komşum çok zarif çok hoş bir hanım.. Aynı zamanda yöneticinin de eşi... Karşı dairesine yeni komşular taşınır.. Semanım bütün nezaketiyle gider kapılarını çalar... Bir erkek çocuğu açar... Açılan kapıdan salon görünür.. Abartılı şaşaalı koltukların önünde, yerde halının üzerinde oturan birkaç kadın birşeyler örmektedirler.. Çocuk anne biri geldii diye bağırır.. Kadınlardan biri kapıya gelir..;
    - Nevar diye sorar
    Semanım;
    - Hem karşı komşunuzum hemde apartman yöneticisinin eşiyim.. Hoşgeldiniz demek istedim.. Ve bir ihtiyacınız olur mu diye soracaktım.. der..
    Kadın şöyle bir yüzüne bakar;
    - Bi ihtiyacımız yok deyip semanımın suratına kapıyı kapatır... Ve kadıncağız orada öylece kalakalır..
    Şimdi bu öyle arada bi durum ki
    Ve okadar yabani bir durum ki, kentli desem değil
    Köylü desem hiç değil (çünkü köylü yoldan geçene sofrasını açar doyurur. Kırk kat yabancıya ne ikram etsin bilemez..
    Bu ne acaip bir kültürdür ki;
    Aynı apartmanda otururken kaç kez apartmanın çift taraflı kapısın suratıma yedim... Kaç kezde bu durumdan kıl payı kurtuldum.. önümden apartmana giren adamcağız, olur a bi şekilde birbirimize dokunuruz da abdesti falan mı kaçar diye
    yoksa dönüp bakarsa selam vermek zorunda kalır.. hatta o selam vermesede ben mazallah iyi akşamlar günaydın falan derimde zor durumda mı kalır nedendir bilinmez.. Kapıyı tutmasını filan hiç beklemiyorumda o kaçar gibi gidiş o kadar zavallı bi durum kii....:(((

  • işkembe çorbası

    25.05.2006 - 16:35

    Ankara da işkembe yenecekse Rumeli işkembecisine gidile.. :)) Damardan mıydı şırdan mıydı neydi.. :))

  • öcü

    25.05.2006 - 12:32

    2-2,5 yaşlarında olmalıyım.. bir şurubu içmekte biraz direnince babaannem eline siyah bir eldiven giyer ve kapıdan sadece ellerini uzatarak, gizemli bir varlık sesiyle şurubu içmemi söyler.. Ben alelacele şurubu içip şöyle seslenirim;

    - tamam içtim tamam... babaanne öcü olma gel...

  • öcü

    25.05.2006 - 12:27

    bir evvelki resim çalışmamdaki elemanlar.... :))) Genel olarak kırmızı tonlarında.. Şimdiki çalışma hayaletlerden oluşuyor.. Mavi ve sarı ağırlıklı... :))

  • bergamot

    25.05.2006 - 12:06

    missssss..... :)))

  • tedavülden kalkmak

    25.05.2006 - 11:56

    ya da paha biçilmezsin demektir.... :)))))

  • bayan

    24.05.2006 - 17:03

    ALINTI.......dır

    BAĞYAN OLMANIN DAYANILMAZ AĞIRLIĞI

    İlk kez çocukluğumda, 'Dallas' dizisini izlerken duymuştum o kelimeyi. Ailenin annesi, beyaz saçlı zarif hanımefendiye 'Bayan Ellie' diye sesleniyorlardı. Biz komşu teyzelere Şaziye hanım teyze, Ayşe hanım teyze diye seslenirken, filmlerdeki genç ya da yaşlı, evli olan tüm kadınlara 'Bayan bilmem kim...' deniyordu. Ortaokulda Bay ve Bayan Brown'ın alışverişe gittiklerini gördükten sonraysa Avrupa ve Amerika gibi gelişmiş ülkelerde insanlara soyadlarıyla seslenildiğini, kadınların ilk adlarıyla çağrılmadığını anlamış oldum bir kez daha. 'Demek ki yabancılarda olay bu şekilde işliyor' demiştim kendi kendime.

    DALGA DALGA, 'BAĞYAN'...

    90'lı yıllarla birlikte, önce minübüs, sonra da taksi şoförlerinin ağzından duymaya başladık o biraz yayvan, biraz mayışık, biraz iç bayıltıcı kelimeyi. 2000'li yıllardan itibaren, özellikle medya sayesinde akın akın, dalga dalga yayılmaya, âdeta üstümüze üstümüze gelmeye başladı. Son birkaç yıldır ise evimizin baş köşesine yerleşen arsız bir misafir gibi tamamen oturdu yerleşti, günlük dilimize. Sanki tüm ulus, kendi arasında gizli bir anlaşma yapmış, elbirliğiyle güzelim kızlarımızı, kadınlarımızı, hanımefendilerimizi başka bir kalıba sokmaya çalışıyor. Artık sadece sokaktaki sıradan insan değil, radyodaki DJ, televizyondaki talk showcu, gazetedeki köşe yazarı bile kullanır oldu bu kelimeyi. En tuhafıma giden de bir kadının hemcinsine 'bağyan' diye seslenmesi! Otobüste ayakta duran 50'li yaşlardaki bir hanımefendiye, 20'li yaşlarının başındaki bir genç kızın 'Bağyan burada boş yer var, oturabilirsiniz' demesi gerçekten canımı sıkıyor. Üstelik komik de geliyor bir yandan... Siz hiç, bir erkeğin hemcinsine, 'Bay(ım) burada boş yer var, oturabilirsiniz' dediğini duydunuz mu? Ne alâkası varsa, 'Bayanlar baylarrrr, kaydıraktan kayanlarrr! ' diye aptal ve zorlama bir espri geldi şimdi aklıma, çocukluk günlerimden kulağıma yer etmiş... Hanımefendili, beyefendili günler, o sıfatları hak edenlerle birlikte yavaş yavaş tarihin tozlu sayfalarına gömülmeye başlamışken, günümüzde kendinden bahsederken '20 yaşında bir bayanım' diyen bir genç kız tiplemesi de içimi kıyıyor doğrusu. Etimolojik olarak baktığımızda ise durum daha da vahim: Bayan, bay-an, karşısındakini bayan bir dişi...
    Güzel yurdumuzda, takıp üzülecek bunca dert, sorun ve çarpıklık varken, yüreğime bir de bu 'bağyan' sıkıntısının ağırlığı çökmesi belki saçma gelebilir ama alışamadım işte bir türlü... İşin ilginci, alışmak da istemiyorum.
    Hiçbir şey için olmasa bile, en azından şu örneklemelerin hatırına vazgeçmeli o kelimeden: 'Küçük Bayan', 'Ve Allah Bayan'ı Yarattı', 'Bayan Kokusu' gibi filmleri izlediğinizi, 'Bayanın fendi bayı yendi', 'Bayan bayanın kurdudur' gibi deyimleri kullandığınızı, Bukowski'nin 'Kasabanın En Güzel Bayanı' kitabını okuduğunuzu, 'Dünya Bayanlar Günü'nü kutladığınızı, giden sevgiliye Tanju Okan'ın 'Bayanım' şarkısı eşliğinde ağladığınızı, meyhanede 'Aşk gibi, sevda gibi huysuz ve tatlı bayan' eşliğinde efkârlanıp rakılarınızı içtiğinizi düşünün. Hayır, hayır daha fazla dayanamayacağım... Reddediyorum.
    ORKİDE ÜNSÜR

  • bayan

    24.05.2006 - 16:57

    Evet her zaman samimiyetsiz, yılışık, ikiyüzlü bulduğum, içimi kıyan ve iç bayan bu terimi eklemek bana düştü...:((

    -Ne köylü ne kentli olabilmiş bir ara kültüre ait,
    -sanki aslında kadın demek istermiş dee.. öyle dese ayıp olurmuş iki yüzlülüğü içinde,
    -hanımefendilik beyefendilik kavramlarını da kavrayamadığından dağarcığında böyle bir kelimesi de bulunmayanların
    - kullanmaya başlayıp, virüs gibi tüm topluma bulaştırdığı,
    -duyduğumda tüylerimi tiken tiken eden kelimeyi eklerken elim bile titredi valla... :)))
    Ama neyleyim kiii;
    Pazar günü radikalin ekinde bu kelimeye dair, bütüüüün duygularıma, düşündüklerime ve söylemek istediklerime tercümaaan olan bi yazı bulunca koşa koşa nedirlere geldim ki bu yazıyı ekliyeyimmm.. Aaa bayan diye bi terim bile yokmuşşş.. İyi bişey aslında... Bence de yok böyle uyduruk bi kelime... :))

  • fenerbahçe fobisi

    23.05.2006 - 15:18

    denizlinin horozları benliiidiiiirrr... :)))
    Ay pardon benlimiydiii çillimiydi? ? ? ?
    Yoksam vestelin mi horozları çilliydi... :))))

  • sean connery

    23.05.2006 - 14:15

    O masalsı İlk Şövalye filminin Efsaneyi Kral Arthur'u
    Yaşlılığı gençliğinden en az beş kat yakışıklı
    Favori aktörlerimin başında gelenlerden.... :))

  • the blues brothers

    23.05.2006 - 13:24

    Evdeki DVD çekmecesinin en güzide köşesinde barındırdığımız,
    arada aklımıza geldikçe çıkarıp çıkarıp çoluk çocuk seyrettiğimiz,
    seyrederken müthiş eğlendiğimiz,
    gelmiş geçmiş caz filmleri içinde belkide en iyisi... :)))

  • acem kızı

    23.05.2006 - 12:16

    En güzel Ruhi Su söylerdi....

  • Picasso

    23.05.2006 - 10:28

    ''Aynısını bende yaparım ne var''
    demişti netekim bi devletlû büyüğümüz... :))
    E yapsaydın diyesi geliyo insanın..
    O bulmadan akıl etmeden önce sen yapsaydın...

  • teoman

    22.05.2006 - 16:51

    sen geçerken sahilden sessizceeee...
    gemiler kalkar yüreğimden gizliceeee...
    çok güzel söyler valla.... :)))

  • cem karaca

    22.05.2006 - 16:32

    Hayatta hiçbirşeyim az olmadı senin kadar....
    Ve hiçbişeyi özlemedim seni özlediğim kadar...

    Dinliyorum şuan.. Cem Karaca'dan

  • Dinler Arası Diyalog

    22.05.2006 - 16:29

    Ne diyoloğu kardişim.. Yok diyalog miyalog... Tebliğ edilir... bakılır... tebliğe uyulmuyosa gidilir... alnının şakından vurulur.. Demokrasi dediğin de insan hakları dediğin de aynen budur zaten....

  • Danıştay

    22.05.2006 - 11:13

    Ve o daire başkanının katledildiği kurum...

    Yeterince demokrasinin olmadığı bir ülkede yaşıyoruz zaten...! ! O kadar ki şeriatçı kardeşlerimiz, bu demokrasi noksanlığı yüzünden dilediklerince şeriatı savunamıyorlar...:(

  • vakit gazetesi

    20.05.2006 - 18:22

    Allah iyilerin yanında olduğundan vakit gazetesine oldukça uzaktır....
    Çünkü Bekir Coşkunun dediği gibi biz onları tanıyoruz.. Kimse kimseye iftira etmiyor..

    Biz Onları Tanırız

    Dün Danıştay’ı basıp yargıçları vuran, eli tabancalı olanlarındandı. Öbürlerinin ellerinde sadece tabancaları yok.

    Yüzlerinde aynı kin, gözlerinde aynı nefret, dillerinde aynı hakaret ve tehdit vardır, bir tek tabancaları eksiktir.

    Biz onları biliriz.

    Kimi zaman bir gazetenin köşelerinde, kimi zaman bir televizyonun ekranında, kimi zaman bir kürsüde, kimi zaman bilgisayarlarımıza gelen e-postalarda, kimi zaman devletin en yüce koltuğunda, onlarla karşılaşırız.

    Kin, aynı kin...

    Nefret, aynı nefret...

    Düşmanlık, aynı dozdadır...

    Eksik olan sadece tabanca...

    *

    Biz onları biliriz.

    Devletin koltuklarında oturanları ile dün Danıştay’ı basıp yargıçları kurşunlayan arasında zerre kadar zihniyet farkı bulamazsınız.

    Birisinin dili ile yapmak istediğini aslında bu arkadaş tabanca ile yapıverdi.

    O kadar...

    Elbette tabancası olmayanlarından kimileri, görevleri gereği dünkü baskını yapmacık cümlelerle kınayacaklardır.

    Aldanmamalısınız...

    Nitekim aynı zihniyetteki gazetelere, televizyonlara, köşe yazarlarına, yorumculara, önde gelenlerine, kısacası devletin koltuklarında oturdukları için maske takmak zorunda olmayanlarına bugün iyi bakın.

    Asla saldırıyı kınamayacaklardır.

    Çünkü dün olan, aslında onların istedikleri şeydir.

    *

    Ellerinde tabanca-bomba olsun olmasın...

    Hedefleri aynıdır:

    Laik cumhuriyeti silmek...

    Devrim yasalarını tekmelemek...

    Çağdaşlığı-uygarlığı engelleyip, ortaçağ yaşam biçimini Türk toplumuna giydirmek...

    Şeriatı egemen kılmak...

    Ve bu amaçlarını engelleyen, istemeyen, karşı duran, direnen, savaşan kim varsa yok etmek...

    Bu dünkü, sadece tabancalı olanı.

    İster tabancalı, ister tabancasız olsunlar...

    Biz onları tanırız..

    Bekir Coşkun

  • savaşta ölen çocuklar

    20.05.2006 - 18:00

    Kapıları çalan benim
    kapıları birer birer.
    Gözünüze görünemem
    göze görünmez ölüler.

    Hiroşima'da öleli
    oluyor bir on yıl kadar.
    Yedi yaşında bir kızım,
    büyümez ölü çocuklar.

    Saçlarım tutuştu önce,
    gözlerim yandı kavruldu.
    Bir avuç kül oluverdim,
    külüm havaya savruldu.

    Benim sizden kendim için
    hiçbir şey istediğim yok.
    Şeker bile yiyemez ki
    kâat gibi yanan çocuk.

    Çalıyorum kapınızı,
    teyze, amca, bir imza ver.
    Çocuklar öldürülmesin
    şeker de yiyebilsinler.

    (1956)
    N.Hikmet RAN

  • kadın şarkıları

    18.05.2006 - 16:22

    kadifeden kesesi
    kahveden gelir sesi.....
    oturmuş kumar oynar
    ah ciğerimin
    vah ciğeriiiimin köööşesiiiii... :))))))

  • kaymaklı ekmek kadayıfı

    16.05.2006 - 16:25

    Sizin mutfak ni yana düşüyo..? ? ? ? ? Gerçekten... :)))

  • başka yerde olmak

    16.05.2006 - 14:33

    istiyoruuummm... Deniz manzaralı biyer rica ediyim... :))

Toplam 1393 mesaj bulundu