Yıldıray Coşkun Antoloji.com

youtube.com/@YildirayCoskun

twitter.com/yldrycskn

instagram.com/yldrycskn

  • Işık German Ersoy
    Işık German Ersoy 27.11.2024 - 23:53

    Sayın Yıldıray Coşkun
    ** DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN **

  • Işık German Ersoy
    Işık German Ersoy 28.11.2023 - 00:03

    Şair arkadaşımız Sn. Yıldıray Coşkun
    << DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN >>

  • Işık German Ersoy
    Işık German Ersoy 28.11.2023 - 00:02

    Site arkadaşımız Sn. Yıldıray Çınar
    << DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN >>

Toplam 11 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR


Toplam 62 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR
  • duvar

    17.06.2025 - 18:38

    zaman uzun en azından bilimsel olarak öyle. bilimsel olarak güneşin kızıl deve dönüşüp dünyayı yutmasına beş milyar yıl var. beş milyar yıl. tabi güneşten önce biz onu yok etmezsek. ya da başımıza göktaşları yağmazsa. ki bu iki ihtimalde, güneş tarafından yutulmasından daha yakın geliyor bana. İyi de bundan banane size ne değil mi? Allah'ın işine akıl sır ermez ama sanırım içimizde beş milyar yıl yaşamayı düşünen yoktur. isteyen var mıdır? olduğuna yemin edebilirim ama ispat edemem. insandır. ister. bunu bile ister. bile derken, meseleyi hafife aldığım düşünülmesin sakın. beş milyar yıl yaşamak hafife alıncak iş değildir. fakat insanın bu denli bir aç gözlülük içinde bulunabilecek bir varlık oluşu ağır meseledir.

    iğineyi başkasına batırdığıma göre, çuvaldıza hazırım.

    evet hadi başlayalım batırıp kanırtmaya.

    standart donanımla yaratılmış bir insan olarak, benim de isteklerim oldu. çoğu basit şeylerdi. o çoğunun çoğu da imkansız oldu. bazen haketmediğim için, bazen yeterince gayret etmediğim için, haketmek için gayret ettiğimde, nasip olmadığı için, olmadığını düşündüm. sonra yine istedim. yine olmadı. bir daha istedim. bir daha olmadı. bazıları öyle güzel olmadı ki, o olmayışları olmuş saydım. dedim ya insanım. ömrüm yeter mi demeden istedim. yürümeye ömrümün yetmeyeceği yollara, yolculuklara niyetlendim. çünkü bu işleri bilenler "mühim olan niyet" demişlerdi. "kader gayrete aşıktır" demişlerdi. ha gayret. yürüdüm. kısa anlarda güzel manzaralar gördüğümde oldu inkar edemem. ama hep çok istemenin tuzağına düştüm. bilir misiniz bilmem etobur çiçekler vardır. öyle güzel görünür, öyle güzel kokarlar ki, düşüverir içine bir arı. petek yapacak, bal yapacak ya, hatta özünü aldığı çiçeğin polenlerini taşıyacak, çiçeğin sonraki nesillerinin oluşmasına katkıda bulunacak ya. bak sen şu arıya. o güzelliğe, o kokuya, o cazibeye kapılıverir ve düşer avcı çiçeğin ağzına. çiçeğin ömrü uzar, arı artık yoktur. istekleriyle birlikte sindirilmiş bir protein püresidir. çok istemek işi çok tehlikelidir. zira bu dünyada her şeyin bir bedeli vardır. ödetilir. hesabı ödemeyi baştan kabullenmiş, benim gibi biri değilseniz, o çokun karşılığında çok zor durumda kalabilirsiniz.

    ben kaldım. son kalışımda karanlık bir çıkmaz sokaktaydım. hala oradayım. çıkmaz! girme tabelasını kendi ellerimle söküp girdim üstelik. gündüzdü. aydınlıktı. bahçeli evler sıralıydı sağlı sollu. çiçekler mis kokulu, allı morlu çiçekler. sokağın sonunda bir orman. cıvıltısını duyuyorum. çok güzel. rüzgar öyle kokular taşıyor ki burnuma. hiç duymadığım. arada bir duvar. yüksek. çok yüksek. sesleri duyuyorum. kokuyu alıyorum. ormanın yeşilinin, göğün mavisine değdiğini görüyorum. ama duvar. yüksek. çok yüksek. koşuyorum. kapı kapı o bahçeli evlere. kimse bilmiyor duvarın nasıl geçileceğini. neden diyorum. hiç geçmek istemedik ki diyorlar. sen de isteme diyorlar. etme. merdiven diyorum yok mu? yok! yapalım. olmaz! ama diyorum. görmedin mi diyorlar. burası çıkmaz. ya kal burada ya dön yoluna. yolum yok ki benim. yolcuyum ama yolum yok. yol benim değil. ben yolun yolcusum. sadece yürüyorum. şimdi bu duvar. geçmek istiyorum. çok istiyorum. dedim. karardı gökyüzü. şimdi karanlıkta kararlılıkla bekliyorum. size beklemenin kararlı karanlığından yazıyorum.
    çok istemeyin. çok beklemeyin. bir ömür bu kadar uzunken. beş milyar yıl yaşamayı istemeyin.

    ben hâlâ çok istiyorum...

  • duvar

    17.06.2025 - 18:38

    zaman uzun en azından bilimsel olarak öyle. bilimsel olarak güneşin kızıl deve dönüşüp dünyayı yutmasına beş milyar yıl var. beş milyar yıl. tabi güneşten önce biz onu yok etmezsek. ya da başımıza göktaşları yağmazsa. ki bu iki ihtimalde, güneş tarafından yutulmasından daha yakın geliyor bana. İyi de bundan banane size ne değil mi? Allah'ın işine akıl sır ermez ama sanırım içimizde beş milyar yıl yaşamayı düşünen yoktur. isteyen var mıdır? olduğuna yemin edebilirim ama ispat edemem. insandır. ister. bunu bile ister. bile derken, meseleyi hafife aldığım düşünülmesin sakın. beş milyar yıl yaşamak hafife alıncak iş değildir. fakat insanın bu denli bir aç gözlülük içinde bulunabilecek bir varlık oluşu ağır meseledir.

    iğineyi başkasına batırdığıma göre, çuvaldıza hazırım.

    evet hadi başlayalım batırıp kanırtmaya.

    standart donanımla yaratılmış bir insan olarak, benim de isteklerim oldu. çoğu basit şeylerdi. o çoğunun çoğu da imkansız oldu. bazen haketmediğim için, bazen yeterince gayret etmediğim için, haketmek için gayret ettiğimde, nasip olmadığı için, olmadığını düşündüm. sonra yine istedim. yine olmadı. bir daha istedim. bir daha olmadı. bazıları öyle güzel olmadı ki, o olmayışları olmuş saydım. dedim ya insanım. ömrüm yeter mi demeden istedim. yürümeye ömrümün yetmeyeceği yollara, yolculuklara niyetlendim. çünkü bu işleri bilenler "mühim olan niyet" demişlerdi. "kader gayrete aşıktır" demişlerdi. ha gayret. yürüdüm. kısa anlarda güzel manzaralar gördüğümde oldu inkar edemem. ama hep çok istemenin tuzağına düştüm. bilir misiniz bilmem etobur çiçekler vardır. öyle güzel görünür, öyle güzel kokarlar ki, düşüverir içine bir arı. petek yapacak, bal yapacak ya, hatta özünü aldığı çiçeğin polenlerini taşıyacak, çiçeğin sonraki nesillerinin oluşmasına katkıda bulunacak ya. bak sen şu arıya. o güzelliğe, o kokuya, o cazibeye kapılıverir ve düşer avcı çiçeğin ağzına. çiçeğin ömrü uzar, arı artık yoktur. istekleriyle birlikte sindirilmiş bir protein püresidir. çok istemek işi çok tehlikelidir. zira bu dünyada her şeyin bir bedeli vardır. ödetilir. hesabı ödemeyi baştan kabullenmiş, benim gibi biri değilseniz, o çokun karşılığında çok zor durumda kalabilirsiniz.

    ben kaldım. son kalışımda karanlık bir çıkmaz sokaktaydım. hala oradayım. çıkmaz! girme tabelasını kendi ellerimle söküp girdim üstelik. gündüzdü. aydınlıktı. bahçeli evler sıralıydı sağlı sollu. çiçekler mis kokulu, allı morlu çiçekler. sokağın sonunda bir orman. cıvıltısını duyuyorum. çok güzel. rüzgar öyle kokular taşıyor ki burnuma. hiç duymadığım. arada bir duvar. yüksek. çok yüksek. sesleri duyuyorum. kokuyu alıyorum. ormanın yeşilinin, göğün mavisine değdiğini görüyorum. ama duvar. yüksek. çok yüksek. koşuyorum. kapı kapı o bahçeli evlere. kimse bilmiyor duvarın nasıl geçileceğini. neden diyorum. hiç geçmek istemedik ki diyorlar. sen de isteme diyorlar. etme. merdiven diyorum yok mu? yok! yapalım. olmaz! ama diyorum. görmedin mi diyorlar. burası çıkmaz. ya kal burada ya dön yoluna. yolum yok ki benim. yolcuyum ama yolum yok. yol benim değil. ben yolun yolcusum. sadece yürüyorum. şimdi bu duvar. geçmek istiyorum. çok istiyorum. dedim. karardı gökyüzü. şimdi karanlıkta kararlılıkla bekliyorum. size beklemenin kararlı karanlığından yazıyorum.
    çok istemeyin. çok beklemeyin. bir ömür bu kadar uzunken. beş milyar yıl yaşamayı istemeyin.

    ben hâlâ çok istiyorum...

  • duvar

    17.06.2025 - 18:37

    zaman uzun en azından bilimsel olarak öyle. bilimsel olarak güneşin kızıl deve dönüşüp dünyayı yutmasına beş milyar yıl var. beş milyar yıl. tabi güneşten önce biz onu yok etmezsek. ya da başımıza göktaşları yağmazsa. ki bu iki ihtimalde, güneş tarafından yutulmasından daha yakın geliyor bana. İyi de bundan banane size ne değil mi? Allah'ın işine akıl sır ermez ama sanırım içimizde beş milyar yıl yaşamayı düşünen yoktur. isteyen var mıdır? olduğuna yemin edebilirim ama ispat edemem. insandır. ister. bunu bile ister. bile derken, meseleyi hafife aldığım düşünülmesin sakın. beş milyar yıl yaşamak hafife alıncak iş değildir. fakat insanın bu denli bir aç gözlülük içinde bulunabilecek bir varlık oluşu ağır meseledir.

    iğineyi başkasına batırdığıma göre, çuvaldıza hazırım.

    evet hadi başlayalım batırıp kanırtmaya.

    standart donanımla yaratılmış bir insan olarak, benim de isteklerim oldu. çoğu basit şeylerdi. o çoğunun çoğu da imkansız oldu. bazen haketmediğim için, bazen yeterince gayret etmediğim için, haketmek için gayret ettiğimde, nasip olmadığı için, olmadığını düşündüm. sonra yine istedim. yine olmadı. bir daha istedim. bir daha olmadı. bazıları öyle güzel olmadı ki, o olmayışları olmuş saydım. dedim ya insanım. ömrüm yeter mi demeden istedim. yürümeye ömrümün yetmeyeceği yollara, yolculuklara niyetlendim. çünkü bu işleri bilenler "mühim olan niyet" demişlerdi. "kader gayrete aşıktır" demişlerdi. ha gayret. yürüdüm. kısa anlarda güzel manzaralar gördüğümde oldu inkar edemem. ama hep çok istemenin tuzağına düştüm. bilir misiniz bilmem etobur çiçekler vardır. öyle güzel görünür, öyle güzel kokarlar ki, düşüverir içine bir arı. petek yapacak, bal yapacak ya, hatta özünü aldığı çiçeğin polenlerini taşıyacak, çiçeğin sonraki nesillerinin oluşmasına katkıda bulunacak ya. bak sen şu arıya. o güzelliğe, o kokuya, o cazibeye kapılıverir ve düşer avcı çiçeğin ağzına. çiçeğin ömrü uzar, arı artık yoktur. istekleriyle birlikte sindirilmiş bir protein püresidir. çok istemek işi çok tehlikelidir. zira bu dünyada her şeyin bir bedeli vardır. ödetilir. hesabı ödemeyi baştan kabullenmiş, benim gibi biri değilseniz, o çokun karşılığında çok zor durumda kalabilirsiniz.

    ben kaldım. son kalışımda karanlık bir çıkmaz sokaktaydım. hala oradayım. çıkmaz! girme tabelasını kendi ellerimle söküp girdim üstelik. gündüzdü. aydınlıktı. bahçeli evler sıralıydı sağlı sollu. çiçekler mis kokulu, allı morlu çiçekler. sokağın sonunda bir orman. cıvıltısını duyuyorum. çok güzel. rüzgar öyle kokular taşıyor ki burnuma. hiç duymadığım. arada bir duvar. yüksek. çok yüksek. sesleri duyuyorum. kokuyu alıyorum. ormanın yeşilinin, göğün mavisine değdiğini görüyorum. ama duvar. yüksek. çok yüksek. koşuyorum. kapı kapı o bahçeli evlere. kimse bilmiyor duvarın nasıl geçileceğini. neden diyorum. hiç geçmek istemedik ki diyorlar. sen de isteme diyorlar. etme. merdiven diyorum yok mu? yok! yapalım. olmaz! ama diyorum. görmedin mi diyorlar. burası çıkmaz. ya kal burada ya dön yoluna. yolum yok ki benim. yolcuyum ama yolum yok. yol benim değil. ben yolun yolcusum. sadece yürüyorum. şimdi bu duvar. geçmek istiyorum. çok istiyorum. dedim. karardı gökyüzü. şimdi karanlıkta kararlılıkla bekliyorum. size beklemenin kararlı karanlığından yazıyorum.
    çok istemeyin. çok beklemeyin. bir ömür bu kadar uzunken. beş milyar yıl yaşamayı istemeyin.

    ben hâlâ çok istiyorum...

Toplam 16 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR