Fatih Yılmaz Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Ant ...

  • Pier Paolo Pasolini

    04.08.2006 - 21:22

    'mamma roma' filmi bir başyapıt...

  • marcel proust

    04.08.2006 - 01:33

    'Uyuduğum esnada okuduğum şeye dair birtakım mülahazalarda bulunmaktan henüz kendimi alamamışımdır.Lakin,bu mülahazalar,kafamda,epeyce acayip bir şekle girmiştir.Bana öyle gelirdi ki eserde bahsi geçen şeyler -mesela bir kilise,bir 'quatour',Birinci Fransuva ile Şarlken'in rekabetleri-bizzat ben imişim.'

  • marcel proust

    04.08.2006 - 01:29

    '...bir defa hafızam harekete geçmiş bulunuyordu ve umumiyetle uyandıktan sonnra tekrar uyumak adetim olmadığı için gecenin büyük bir kısmını mazideki hayatımı yad etmekle...'

  • marcel proust

    04.08.2006 - 00:22

    '...saatlerce dağlımağa,yayılıp ve gerinmeğe çabalar ve nice geceler bu azabı çekerken,ben gözlerim tavana dikili,kulaklarım bunalmış,burun deliklerim isyandan dimdik olmuş ve yüreğim çarparak yatağım üzerinde kaskatı uzanır,dururdum...'

  • emma thompson

    03.08.2006 - 18:37

    sinir bozucu...

  • vertigo

    03.08.2006 - 15:33

    filmin başındaki damda kovalamaca sanesi matrix'e esin kaynağı olmuştur...kim novak ve james stewart yanlış seçim...hiçkok tadı yok filmde...

  • dıkşinya

    03.08.2006 - 09:38

    yahu biz çocukken mahallede komandoculuk oynarken,silah sesi niyetine dıkşinya derdik de,sadece bize mahsus bir efekt sanırdık...

    jung'un kollektif bilinçaltı dediği şey bu olsa gerek...

  • yeşilçam klişeleri

    03.08.2006 - 08:38

    ne olur gercegi söyleyin doktor yasayacakmiyim.. :))

    Tanrim ne kadar bedbahtim.

    -Bana yillar once cilgincasina sevdigim bir kadini hatirlattiniz...

    -Babanin kanini yerde koma ogul.

    -Iste bana yazmis oldugun ask dolu mektuplar. Meger hepsi yalanmis. Al bunlari.

    -Hayir Tamer... Olaylar sandigin gibi degil.

    -Fakirsin sen.. Fakir.. Fakir..

    -Beni paranla satin alabilecegini mi sandin?

    -Bu resimdeki amca kim anne?

    -Sen kac yigidim, ben onlari oyalarim.

    -Hayir.. Hayir.. Tertemiz hislerimle oynadin benim.

    -Biliyordum.. Olmedigini biliyordum Rifat.

    -Oh ne saadet.

    -Yaa Justinyanus, iste buna Osmanli tokadi derler.

    -Yettim yigidim.

    -Yavrum Istanbul sana neler etmis?

    -Saadet dolu yuvamiza kara bir golge dusurdun.

    -Bizim gibi insanlar serefleri icin yasarlar, namuslari icin olurler. Ama sen bunu anlayamazsin.

    -Ben artik yarim bir insanim.

    -Cocugumun ameliyat parasi icin yaptim herseyi.

    -Aglamak istiyorum.

    -Demek ikimizde ayni kadini sevdik.

    -Olmadi Neriman, yapamadim.. Seni unutamadim.

    -Ben sirtimda tas tasir, yine seni okuturum yavrum.

    -Soyleyemedim anne, babamin simitci oldugunu yine soyleyemedim!

    -Son nefesimde herseyi itiraf etmek istiyorum. Katil benim.

    -Demek askimiz bir yalandi.

    -Parayla saadet olmaz evladim, bunu sakin unutma.

    -Tanrim neden, neden ben!

    -N'allahim...sen sen...bu ses n'olamaz...

  • marcel proust

    03.08.2006 - 06:41

    'Hangimiz maddi bir bütün teşkil ederiz? Hangimizin şahsiyeti herkes için birdir? Hangimizin hüviyeti bir makavele veya bir vasiyetname gibi başkalarının her istedikleri vakit gidip kolaylıkla teşvik edebilecekleri bir istikrar arz eder? Bizim sosyal benliğimiz,alemin hakkımızdaki düşüncelerinin yarattığı bir şeydir.Hatta 'filan tanıdığı gidip görmek' namını verdiğimiz hareket bile yarıdan yarıya fikri bir harekettir.'Tanıdığımız kimse' derken bu kimsenin fizik varlığını ona dair edindiğimiz bir sürü mefhumlarla doldururuz ve onun,yekpare görünüşünde bu mefhumların pek büyük bir hissesi vardır.Bunlar,o tanıdığıımız kimsenin yanaklarını öyle bir şişirir; burun çizgisini yerli yerine o kadar tam bir isabetle yapıştırır; sesine -sanki bu ses şeffaf bir kılıfmış gibi- öyle bir ahenk verir ki,her ne vakit bu yüzü görsek,her ne vakit bu sesi işitsek hakikatte görüp işittiğimiz bu şeylerin bizim kendi telakkilerimizden,kendi düşüncelerimizden ibaret olduğunu asla hissetmeyiz.'

  • tiyatro

    02.08.2006 - 16:37

    'O devirde benim gönlümde bir tiyatro aşkı vardı; fakat bir aşk platonik diyorum,çünkü,beni tiyatroya hiç göndermezlerdi.Bu yüzden,tiyatro denilen yerde tadılan zevki,hakikate o kadar az uygun bir şekilde tasavvur ederdim ki,mesela bütün seyircilerin aynı dekor karşısında bulunduklarını bilmekle beraber,her seyircinin kendine mahsus bir istereskopla o dekoru diğer binlerce seyircden başka türlü gördüğüne zahip olurdum.' M.Proust

  • sinek

    02.08.2006 - 16:33

    'Dışarıdaki sıcak gün aydınlığını bana hissettiren şeylerden biri de sineklerdi.Bu küçük mahlukların vızıltıları,benim üzerimde bir nevi hafif yaz odası konseri tesirini işlerdi.Gerçi,bu bir mevsim ortasında rasgele işitip de sonradan hatırlanan insan elinin çıkardığı çalgı seslerine benzemiyordu; bu sesler,yaz mevsimine daha zaruri bir ilgiyle bağlıydı.Zira,güzel güneşli günlerden doğmuştu ve bu günlerle beraber doğuyordu; kendilerinde bu günlerin cevherinden birşey vardı; onun için,yalnız hafızamızda o günlerin yadını uyandırmakla kalmıyor,onların dönüp gelişini,onların bizi saran,bize hemen doğrudan doğruya ulaşılabilir huzurlarını ispat ve tasdik ediyordu.' M.Proust

  • erman toroğlu

    02.08.2006 - 09:31

    mustafa denizli atv'de spor programı sunduğu dönemde erman toroğlu'nu 'tartışmasız türkiyenin en büyük düdüğü...' diye anons eder...

  • kedi

    02.08.2006 - 08:39

    Kediler gizemli yaratıklardır... Sizi mi seviyorlar yoksa yalnızca lütfedip evinizde mi kalıyorlar asla bilemezsiniz. Onları son derece çekici kılan bu gizemdir. (Paul Moore)

    Kedileri seviyorum çünkü evimi seviyorum; yavaş yavaş evimin gözle görülür ruhu oluyorlar. (Jean Cocteau)

    Minicik bir kedi yavrusu bir sanat şaheseridir. (Leonardo da Vinci)

    Bir kedi daha? Belki. Sevginin de mevsimi var. Tohumlar yeniden ekilmeli. Ama bir aile kedisi, eskimiş bir palto ya da patlak bir lastik gibi değiştirilemez. Her kedi yavrusu kendine özgü bir büyük kediye dönüşür. Ben dört kedi yaşındayım. Yaşamımı, birbirlerinin yerine gelen ama asla birbirlerinin yerini almayan dostlarımla ölçüyorum. (Irving Towsend)

    Bir kedinin öfkesi muhteşemdir; saf kedi aleviyle yanar, bütün tüyleri dimdik olur ve herbiri cızırdayan mavi kıvılcımlar saçar. Gözleri ise içinin aleviyle ışıl ışıldır. (William S. Burroughs)

    Kediler, seçilmiş arkadaşlardır. (Norman Corwin)

    Kediler krallara bakabilir. (İngiliz Atasözü)

    Kusursuz dostlarımın asla dörtten az ayağı olmaz. (Colette)

    - Bir yazarın edebi gücünün bir mezar taşı yazısı yazabilmesiyle ölçülebileceğini söylüyorlar. Ben derim ki: ‘‘Bir kedi yavrusuna isim verebiliyor mu? ’’ (Samuel Butler)

    Küçük tüylü yaramazlar yalnızca bütün duygularınızı boşalttığınız derin, çok derin kuyulardır. (Bruce Schimmel)

    Kedinin kalpsiz olamayacak kadar derin bir ruhu vardır. (Ernest Menault)

    Bütün hayvanlar arasında yalnızca kedidir yaşamı seyreden. Varolmanın döner dolabını mesafeli bir konumdan izler. Kedide sempatik olma kaygısı yoktur. Yalnızca yaşar, uzak, dingin ve bilge. (Andrew Lang)

    Kedi gösterişli bir imparatordur, tebaası olmayan tek imparator! (Ayhan Kurt)

    Sevgilinizle birlikte uyuyup uyumamak tercihinize bağlıdır, oysa kedinizle evliliğinizde bir önşarttır. (Marge Piercy)

    Kediler köpeklerden daha akıllıdır. Dizboyu karda kızağı çekecek altı kedi bulamazsınız. (Jeff Valdez)

    Kedinin duygusal dürüstlüğü tamdır. İnsanlar çeşitli nedenlerden duygularını saklayabilirler ama bir kedi asla. (Ernest Hemingway)

    -Kedimle oynadığım zaman, kimbilir belki de o benle daha fazla oynuyordur. (Montaigne)

    Köpek düzyazıdır, kedi ise bir şiir. (Jean Burden)

    Sanatçılar kedi sever, askerler köpek. (Desmond Morris)

    İnsanlar hakkında psikolojik romanlar yazmak istiyorsanız yapacağınız en iyi şey bir çift kedi edinmektir. (Aldous Huxley)

  • çapkın

    02.08.2006 - 07:39

    1-İlk görüşte aşka inanır misin? Yoksa dışarı çıkıp tekrar mi gireyim?

    2-Affedersiniz! Biz küçükken farklı okullarda okumamış miydik?

    3- Sırtına dokunup: Aman allahım gerçekten omuz kemikleri! ! Ben bunları kanat sanmıştım!

    4- Çukulatadan bebeklerimiz bir düğün pastasının üstünde sence de güzel görünür mü?

    5-Saati sorun.9'u 5 mi geçiyor? Bugün pazartesi 28 mart 9.05..Sizinle tanıştığımın günü ve zamanı aklımda tutmam gerekli de!

    6-Oturdunuz, konuştunuz ve kalktı gidiyor..Bir şey unutmadın mi? Neyi? Beni.!

    7- Baban uzaylı miydi? Senin gibi bir Şey yeryüzünde yok çünkü!

    8-Telefon numaramı unutmuşum, seninkini ödünç alabilir miyim?

    9-Erkek 'Sesi sen de duydun mu? ' Ne sesi? Ben bir şey duymadım! Kalbim kirildi

    10-Baban hırsız miydi? Hayır! Ne Alaka? ! ? Gözlerinin yerine konulan elmasları kim,nerden çaldı o zaman?

    11-Bana yolu tarif edebilir misiniz? Kız: Ne yolu? Nereye? Kalbine

    12-Beni bir cimcikler misin Kız: Neden? Bu güzellik gerçek olamaz! Rüya görüyorum sanırım

    13-Annenle baban zamanında karsılaşmasaydı, yeryüzündeki en mutsuz insan ben olurdum!

  • zayıflamak

    02.08.2006 - 07:28

    devamlı bir iç gerilim yaşayan insanlar...

  • diş kamaşması

    02.08.2006 - 07:27

    diş sağlığınız için yatmadan evvel elma sirkesi damlatılmış suyla gargara yapın...

  • pulp fiction / ucuz roman

    02.08.2006 - 07:24

    'Filmde parçaların toplamından fazla birşey yok.' woody allen

  • Okumak saadeti

    01.08.2006 - 19:27

    'Benim müfekkirem de,kendimi göstermeden,dışımda ne olup ne bittiğini rahatça görebilmek için sokulduğum ve çardak nev'inden bir hücre değil miydi? Evet dışımda bulunan herhangi bir nesneye bakarken 'Görmek şuurum' benimle onun arasına giriyor; onun kenarlarını incecik bir zeka zırhiyle çevreliyerek,bana onun maddesine doğrudan doğruya dokunabilmek imkanını veriyordu.Kızdırılmış ve beyaz ateş haline girmiş bir cismi ıslak bir şeye yaklaştırdığımız zaman bu şeyin etrafında hasıl olan nemli buhar tabakasının,o ateşli cismin yakıcı temasına mani oluşu gibi,benim gördüğüm 'Nesne' de ona elimi dokundurmazdan evvel,sanki,bir buğu haline inkilap edip dağılıveriyordu.Bir kitap okurken şuurumun,bu okuduğum şeylere muvazi olarak,açıp serdiği bir alacalı perde üstünde,birbirine hiç benzemiyen ve benliğimin derinliklerindeki en saklı meyelanlardan,arzulardan,gözlerim önünde duran bahçenin ta öbür ucundaki ufkun harici görünüşlerine kadar her biri başka bir hedef,başka bir mahiyet gösteren haller arasında,bana en çok yakın başlıca halet,öbürlerine hükmeden daima hareketli his,okuduğum kitabın güzelliğine; felsefi zenginliğine inancım ve bunları (hangi kitap olursa olsun) kendime maletmek arzu ve iştiyakımdı.' M.Proust

  • ay ışığı

    01.08.2006 - 06:41

    clair de lune...debussy...

  • sentez

    31.07.2006 - 18:18

    terkib...

  • ailurufobi (kedi korkusu)

    30.07.2006 - 16:21

    bazı kediler var,gözleri çok acayip oluyo...

  • kedi

    30.07.2006 - 16:18

    * Kedilerde 230 adet kemik bulunur. İnsanlarda bulunan kemik sayısından 24 fazladır.

    * Kedilerde köprücük kemiği yoktur. Bu sayede başının sığdığı heryere girebilir.

    * Kedilerin işitme duyusu insanlarınkinden ve köpeklerinkinden hassastır.

    * Kendi boyutlarındaki bütün memeliler arasında en büyük gözlere kediler sahiptir.

    * Kedinin görüş acısı 185 derecedir.

    * Kediler dakikada 20 ile 40 nefes alırlar.

    * Kedinin normal vücut sıcaklığı 38.6 derecedir.

    * Normal bir evcil kedi 49.6 km/h hızla koşabilir.

    * Kendi yüksekliğinin 5 katı yüksekliğe sıçrayabilir.

    * Mırıltı sesi çıkaran tek hayvan kedidir.

    * Kediler bayanlarla daha iyi anlaşır. Çünkü bayanların sesi daha incedir.

    * Çok eski dönemlerde mısırda kedi öldürmek ölümle cezalandırılırdı.

    * Ortalama kedi ömrü 15 - 16 yıldır.

    * Kedinin yaşının karşılığını insan yaşı olarak bulmak için kedinin yaşının ilk yılı için 20 sonraki yıllar için 4 ekleyin. Örnegin 4 yaşındaki kedinin insan yaşı karşılığı 32 dir. (20 + 4 + 4 + 4 = 32)

    * Kediler memeliler içerisinde en fazla uyuyan canlılardır. Günde ortalama 16 saat uyurlar.

  • Scarface

    30.07.2006 - 00:51

    paul muni'nin oyunu harikaydı...

  • ay ışığı

    30.07.2006 - 00:48

    deniz kıyısında...dalgaların sesiyle...kendinden geçmek...

Toplam 983 mesaj bulundu