Tuna Kafkas Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Anto ...

  • Kırklar Semahı

    25.02.2024 - 04:04

    Yâ Rabbi aşkın ver bana
    Hû diyeyim döne döne
    Aşkın ile yana yana
    Hû diyeyim döne döne

    Çâhe düşdüm Yusuf gibi
    Derde düşdüm Eyyub gibi
    Ağlayayım Yâkup gibi
    Hû diyeyim döne döne

    Mevlâm koma beni bana
    Al gönlümü senden yana
    Müştakın oluben sana
    Hû diyeyim döne döne

    Seyyid Nizâmoğlu kuldur
    İster güldür ister öldür
    Aşkınla gönlümü doldur
    Hû diyeyim döne döne

  • haberin var mı?

    25.02.2024 - 02:00

    biz bu dünyaya var olmaya değil, yâr olmaya geldik... bir ehl-i irfan

  • zaman

    17.02.2024 - 16:18

    sonsuzluk gibi,
    sonsuza kadar…,
    ...........................sus zamanı,
    ....kendini kırıştıran kumaşla kaplı,
    .......................................kalbim…,
    solgun,
    aşkı aşındırmış sevmekten bitkin…,
    ..........................yasıma el sürmeyesin,
    ........................ufalansın ellerinde gönlüm,
    ...............................üzgünüm,
    unut zamanı
    afet aşk…,
    ah,

  • iki uçlu mizaç bozukluğu

    17.02.2024 - 16:17

    bahar yağmurlarını getiren kaba yel gibi
    uçkun esen ve oldukça kalın mizacınla,
    kaderindir senin masum dizelere yolunun düşmesi,
    dizelerin ki aşktan utanmaz
    ve aşikârdır aşka dair muradın,
    gizlemek ar gelir sana,
    sevgilinin kokusunun sindiği yerdir vatanın

  • cenaze evi

    17.02.2024 - 02:37

    kundak kokulu bebek masumluğuyla bulmak yokluğu,
    ve gözyaşlarıyla yürek katranını yıkamak dem be dem;
    zamanın sarkacında umut tohumları çatlasa,
    tufan sonrası durulan umman;
    kalpte bir ab/ı hayat katresi olsa…,
    ve konma/göçme aleminin ayrılıkları,
    için için,
    içine akan bir ırmak,
    ah kardeş payı edilen saatlerde,
    ömür biriktirmek,
    mümkünlü olaydı;
    ah nolaydı...,

  • yokluk

    17.02.2024 - 01:42

    kundak kokulu bebek masumluğuyla bulmak yokluğu,
    ve gözyaşlarıyla yürek katranını yıkamak dem be dem;
    zamanın sarkacında umut tohumları çatlasa,
    tufan sonrası durulan umman;
    kalpte bir ab/ı hayat katresi olsa…,
    ve konma/göçme aleminin ayrılıkları,
    için için,
    içine akan bir ırmak,
    ah kardeş payı edilen saatlerde,
    ömür biriktirmek,
    mümkünlü olaydı;
    ah nolaydı...,

  • senlik benlik

    17.02.2024 - 01:40

    e(y\n) sevgili\aşk…,
    biz;
    kadim yadigâr, tuna ve nil…
    t\aksim görmüş bulutların altında,
    hürriyetleri ellerinde,
    avuç avuca muhîbanız biz;
    aydınlık kuytumuzda
    ikimiz biz…
    ki ezelden ebede birbirine akan
    ve ummanına hasret çeken her demde
    biz ikimiz,
    senlik ve benliksiz,
    \ah\

  • kuytu

    12.02.2024 - 03:23

    https://youtube.com/clip/Ugkxu2T8mZM3nfs_OeB0KA3vFedlHqOiiXFB?si=M-YEc3STis0Q8E5O

  • bu vesile ile

    12.02.2024 - 03:16

  • küp

    12.02.2024 - 02:58

  • messenger kurbanları

    12.02.2024 - 02:28

  • tecelli

    16.01.2024 - 00:28

    ve belki de panayırda kaybolmuş bir çocuktum,
    tuzlu kocaman gözlerimle ve,
    atlı karınca döndükçe,
    hareleri oyuncak çemberiydi ne malum,

    ve belki mutlu çocuk yüzleri biriktiriyordum,
    yüzümü yasladığım parlak bir yıldızın yanağında;
    zaman, pastasını bir kez daha keserken…,

    derken gök;
    matem giysisini geçirip üstüne,
    tülden siyah örtüsüyle,
    sildi tuzlarını çocuğun gözlerinden,
    ve üfledi mumu…,

    bir dilek panayıra düştü,
    belki de yine bir düştü…,
    kaybolmuş bir çocuktum belki
    kendi karanlık ormanımda
    ve yağmur kokusu avuç içlerimde,
    alnı buz gibi bir çocuk…,

    ve bir kerametli ve ismiyle müsemma kalbi gördü,
    o panayırda kaybolmuş çocuk ve,
    gömüldü; yürek boşluğuna
    uysal kalbinin kuş tüyleri…,

    korku tünelindeki gürültü,
    içinden hızla geçerken,
    aralık kapılar bırakıyordu,
    ve hep o; aralık kapılardan süzüldü
    o/nun ol tecellisi,

  • patika

    16.01.2024 - 00:12

    yatağına alabildiğine kırgın
    ve suyu zehir akan bir nehrin
    arsız dereleri yoldan çıkmışken,
    en kritik dönemecinde hayat
    bağrımda ecinnîler reçetesi
    bir muska gibi taşınırken,
    ruhu ve cismi ayrı yönlere
    aksak bir keklikken ben ve,
    göğün kirpiklerinin metanol
    yağmur kıymıklarına sımsıkı
    sarılmış zifîr gecenin ağarmasını
    öylece beklerken,
    ki göğüs kafesim uzlaşmasızken
    bütün kandillerin söndüğü bu çağla,
    ve yaşama sevinci özünün çekildiği,
    olgunluk evresi tenhalığında,
    inzivasına bigâne bir zavallıyken,
    mülevves yürek patikasından,
    meçhuller uçurumuna müflisçe
    yol hazırlığı yapa dururken;
    çırpınıyordu gözlerimde varlığına
    iknasız tuzlu bir deniz akmamak için
    ummanına senin, saklı
    illiyyunum;

  • mürekkep

    16.01.2024 - 00:01

    beyaz bir kağıtsa elbet,
    bir müsveddeye dönüşebilir
    ve kalbimin en ücrasının,
    sağlanabilir teması kalbinle;
    ki kağıdın üstüne boşalmış mürekkep,
    ölü suskunluklar saçabilir pekala,
    beyaz kırışık kağıda...,

    ve mayası ikiz tabiatlı keklikle güvercin,
    hem bozkır, hem harman yeri kokar…,
    \iyigeliyorgönülyarasınadenizdenesenrüzgar\

    kanatları birbirine dikili,
    ha keklik/güvercin, ha turna/martı,
    atmaca olamadıktan sonra,
    ne ayrılık türküsü söyleyebilir,
    ne de uçuşur göğe sarmaş/dolaş…,
    ve \iyigelmiyordurgunluğumapiyanonuntuşları\

    gökte bir bulut ağlar turnasına,
    çöplükte muhabbet kırıntısı
    can çekişir martıya,
    kan kaybediyorum kanadımdan
    ve hızlıca düşüyorum,
    düşerken bile uçmayı düşlüyorum,
    ve \budefaölümdenkorkmuyorum\
    ah;

  • Gözleri kan çanağına dönmek

    14.01.2024 - 23:54

    turna katarları geçer her kandilde içimden,
    ve yutkunarak akar içime kanat sesleri,
    göç mevsimi...,
    ah;

    uzatsam elim sanki dokunacak
    öteler yakınımdayken hep, lakin
    her bağım koptuğunda dağılıyorum senden
    ve yokluğunda yaşaması tuhaf kaçıyor hayatı,
    nicedir özlediğim hekimim…,

    allahın şarkılarından bir buhur sonrası,
    döşeği topraktan tahta bir sedire kıvrılıp,
    dualarla üstünü örtmüşken insanlar,
    hayatla aralarındaki paravan aralanır...,
    ve herkes kendi kadar özlediğiyle kalır,
    ah kalbimizi kussak bedenimizden,
    safrası hayattır ve,
    sarı bir gül gibi uzanır aramıza,
    ötelerle…,

    benliğimizde ötelediğimiz ayrılık;
    kavuşturur bizi esasında sevdiklerimize
    unutmayalım ve çıplak bir tebessümün asıldığı,
    kefen altındaki yüz kadar bizdedir ki…,
    zahirle çevrelenmiş gözlerimin,
    en kuytu yerindeki gözyaşı kadar gönlümde,
    ve bana aitsin ayrılık,
    aşk belki de sadece imkansıza meyyaldir,

    ah hekimim,
    semt çorbacısı sabahı dahi olsa şu her an,
    kimse seni benim kadar sevemez diyemem,
    ömrümün kalbine düşen iç sesli duasın,
    söylediğim her sözden bana gelen yankın
    içime dolan çocukluk sevincimdir…,
    buz tutmuş bir nehrin üstünde,
    kızak kayan kabansız bir çocuğun
    o masum ve sıcak gülücüğüsün sen,
    \ah...,

    ve şimdi küskün küskün çöreklenir
    bağrıma hüzün, ki... yoksun…,
    yağmur kuşlarının kanatları altında koşan
    nefes nefese kuzuların eve dönüşünde,
    anne sevgisiyle öpülen ıslak başlarınca
    okşasın o gün görmüş saçlarını, nice
    bahar müjdecisi kabayel rüzgarı...,

    zamanın aramıza çektiği perdeler,
    belki uçuşur güneyden esen kıbleyle
    ve duyulur huzur esen avlusunda
    ayak seslerimiz yine...,
    ki bak gözlerime, gözlerim
    kandil kandil kan çanağı,
    ah;

  • sızı

    14.01.2024 - 23:50

  • istifa etmek

    14.01.2024 - 23:46

    ve ömrümü bilmem kaça bölen,
    zamanın ben merkezlilik kılıcının,
    keskin yanıyla tenime battığı yerde;
    gözleri dolu dolu derelerin,
    eğrile doğrula sapmalarıyla dolan bir gölün kıyısında,
    medeniyet tasavvuru demli bir yudum bir çay bile,
    içilemez ve zehir oldu haberin var mı,
    mülevves ortadoğulu kucaklaşmasından…,
    ve başlatma şimdi ümmet olma bilincinin,
    ızdırabından,
    böyle zırvalık sancılı kasıkların yapacağı doğumdan,
    nilüfer gözlü,
    ve asr/ı saadet bereketli bir kız evladın,
    dünyaya gelişini beklemek;
    başını suya eğip, içine akan
    ve cebinde sakladığı kıpırtısız susuşu
    sessizce derine bırakan...,
    cuma selamlığı beynamazlarının,
    mürted haline bakmadan,
    kadim kelama gösterdiği ihtirama benzer
    /ah…,

    fakirane diyorum ki;
    bir gül dalıyla nakışlayıp aşkı…,
    yedi cüceli masalın,
    içine düşen kalbimizi,
    kalabalık bir meydana,
    yağmur dualarıyla serelim,
    artık bahtına
    ve müktesebatına ne yağarsa…,

    ki gâh çenemi gâh alnımı dayadığım,
    kalp atışlarımın arasından yol açtım,
    dikenli ve yeşil bir köprüyle rabıtana,
    /ah elbistanın iftiharı,
    evet biliyorum,
    yaşam kızgın bir tavuskuşu aramızda,
    tüylerindeki gökkuşağını başımıza kakan,

    ve öyleyse sizlerde duyun ulan,
    müstafiyim artık bu,
    hayata pantolonun paçasından bakan magandaların,
    ve akşam sofrasına bir arada oturamayan
    aileliği kütükte kalmışların ve
    aşkını vatanı bilmeyen,
    gözdelik ve ikbal peşindeki
    dilberlerin davasından,
    ah;

  • Kök Neden Analizi

    14.01.2024 - 23:44

    ve yürek ne zaman,
    ibrikten,
    bal şerbetli kahve köpüğünü,
    damla damla, yavaş yavaş
    usul usul,
    süzüm süzüm süzülerek içse…,
    hayat;
    yüksekten engine inmek gibi,
    aklını yitirmiş bir şelale olup köpüre köpüre
    ve deli kudretli bir devinimle akarak,
    iç telaştan azade itminana kavuşup,
    temkin sahibi ve ağırbaşlı bir vakarla,
    sekinet buluyor…,

    /ah kaçırma gözlerini benden
    bal köpüğü; sohbetini tattım bir defa
    ve kalbimde bir dolunay bakışıyla,
    yüzünün mehtabına giden yakamozun yolunda,
    iki turkuaz porselen kırdım…,

    bu karanlık okyanus
    nihayet gözlerini açtı,
    /ah ayın on dördüm,
    affet…,
    açlıkla terbiye oluyorum,
    ayyaş bir nefes gibi kokarak,
    sensizim,
    ve öyle görünüyor ki özlemiş olmalıyım…,
    bunca değersizlik hisli ve,
    kırık dökük sızım sızım,
    iç çekmelerimden belli,

    bu, /yeniden kavuşmaya itikadı bozuk dünyanın,
    sevda manastırında,
    yokluğunun kırbaçladığı bir besteyle,
    içime uşşâk makamında düşen şarkısın sen,
    neden anlamıyorsun…,

  • haylazlaşmak

    14.01.2024 - 23:40

    yalnızca yerdeki gönlü çorakları değil,
    semavattaki maşukları bile,
    gıptaya mecbur eden,
    siy/ah ve okyanus mavisi anların,
    gelişi/güzel sohbetlerinde,
    gönül hüzmelerine karışırken lisanımız,
    halimize bak ki,
    gecenin lacivert tufanında kaybolur olduk…,

    ele avuca sığmıyordu zaman,
    mekân haylazdı ve üzgünüm
    çok üzgünüm diyerek çalamam
    kapını da bir daha, ama bilirsin;
    şiirler yazabildiği vakte dektir
    ömrü aşkın…,

  • pervasızlık

    14.01.2024 - 23:37

  • fukara

    14.01.2024 - 23:30

    ihtiyar bir deniz çalkalanır gözlerinde,
    ve aldığın her nefes
    kalbimin kayalarına çarpan
    köpük köpük su...,

    bağrı dağlanmış al kırmızı gül;
    içine kapanık bütün yapraklarıyla
    ve mürefte rüzgarlarından mahrum,
    nefessiz ve bir kenarda sessizce,
    uçurum gözlerinden bakar kan çanağı
    mühür nazarlarla zeytin çağlasına,
    kanatları hüzün taşıyan, yazgısına
    deniz kabukları ve kalbi kırık çakıllar
    toplayan bir ana kuzusu düşer incir dalından
    ve babasının ciğerparesi bir melek ağlar
    mülke dökülen göz yaşlarıyla,

    köpüklerin ufaladığı her gün,
    biraz daha, biraz daha, biraz daha
    hayat kumbarasına yılları atar,
    sen ve ben darda kalmış
    iki fukara yoksulsak yoksuluz,
    ama unutma;
    her uçurum bir ovaya sevdalıdır,

  • kaval

    14.01.2024 - 23:16

    ve masalın minimal beklentisi…;

    madem yoksun ve yoksunum artık,
    ki hani yine mayısın bu son haftası takvim yaprağında,
    kapatıyorum gözlerimi…,
    bir düş daha;
    camdan bir doğum günü tabutu içinde,
    sensiz kokular burnumda tüterken,
    gardenya bahçesinde
    yedi cüceler,
    on dört gözbebeği ile,
    türlü renkte yaşlar içinde,
    ormanın derinliklerinden gelen,
    kaval sesini
    ve beni beklerken;
    yedi tepeli istanbul dahi utanıyor,
    yönsüzlüğümün şahitliğine
    ah;

    ki içimden yedi kez tekrarlayamadan
    seni sevdiğimi,
    ellerimden kayıp,
    gidiverdi şahitsiz hatıralarımız;
    at kendini raylarıma,
    sahipsiz şiirler taşırım sana,
    dizelere devrilen keder yüklü vagonlarla…,

    ve seç göğün intihar meyilli
    bulutlarından birini,
    bileklerinden kırmızı yağmurlar yağsın;
    bizden uzak constantineye,
    mezar olsun bu kadim ah/

    ki seni gördükten sonra aylarca ağladım,
    nerelerdeydin diye gençliğim katledilirken,
    cibilliyetsiz ve şerefini yitirmiş
    bir yılan soyunun maktulü,
    gençliğimin baharı evet,

  • buyurgan

    14.01.2024 - 23:11

Toplam 753 mesaj bulundu