Western filmlerinin olmazsa olmaz malzemesi..Ama ne yazıkki günümüz teknolojisi ve güvenlik önlemleri hırsızların bu fantezisini öldürmüş durumda..Ancak çok iyi eğitim almış ve iyi organize olmuş bir grup gerçekleştirebilir bunu..
Çocukken izlemesi çok zevkliydi..Ama ne yazıkki insan yaşını alıp kamile erince bu tip filmlerin saçmalığını çok iyi anlıyor..Bana göre bilim ne kadar gelişirse gelişsin asla bir 'zaman makinesi' yapamaz..Zaman,tanımı bile yapılamayan fizik ötesi göreceli bir olgu..Stephen Hawking'e sormuşlar zaman makinesi sizce icad edilebilirmi diye Hawking gülmüş ve şöyle demiş: 'zaman yokki,makinesi olsun! '
Bill Clinton,henüz bir lise öğrencisiyken 1961 yılında Mıami'deki bir yaz kampında dönemin Amerikan Başkanı John Kennedy gençlerin kurduğu bu kampı ziyaret eder..Gerçek bir Kennedy sempatizanı olan genç yaştaki Bill Clinton ise başkanla tokalaşmak için heyecanla sıraya girer..Sırayla her genç başkan Kennedy'e olmak istediği mesleği ve hayallerini anlatır..Sıra Bill Clinton'a gelir..Clinton heyecanla başkan Kennedy'nin elini sıkar ve 'fotoğrafı çekin' diye gazetecilere seslenir ve şöyle der:' Karşınızda şu andaki Amerikan başkanı ve geleceğin Amerikan başkanı'..Gerçekten de sezgileri Clınton'ı yanıltmamıştır..Bu lafı söyledikten tam 30 yıl sonra Amerikan başkanı olup,Beyaz Saray'da başkanlık koltuğuna oturmuştur..
Bilgisayar programcılığının eğitimini ODTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi'nin 'bilgisayar mühendisliği' bölümlerinden daha iyi öğreten bir üniversite yada kurs yok Türkiye'de..Eğer bu bölümlerden birinden başarı ile mezun olursanız genç yaşta dolar milyoneri olmanız an meselesi demektir..Çünkü iyi bir bilgisayar programcısı yada yazılım mühendisi dünyanın heryerinde ihya oluyor..Ancak şunu da söylemek de yarar var..Sadece bu bölümlerin adının büyüsüne kapılıp da özel üniversitelerde ve paralı kurslarda bu işin eğitimini almaya kalkanlar ya bu öğretimi yarıda bırakıyorlar yada birşey öğrenemeden mezun oluyorlar..Onun için yanlız kafası basanlar bu bölümü okumalılar..Bana kalırsa ÖSYM özel üniversitelerdeki TIP,bilgisayar,yazılım,elektronik,elektrik gibi bölümleri kaldırmalı..Çünkü özel üniversitelerde parayla okuyan çoğu kişi bu bölümlerde başarılı olamıyor..Bu durumda 'niteliksiz eleman' yetişmesine neden oluyor..Turizm ve Otelcilik,uluslararası ilişkiler,işletme,bankacılık gibi eşit ağırlık bölümleri özel üniversitede olabilir ama yukarıda saydığım branşlar analitik ve keskin zeka gerektirdiği için özel üniversitelere dahil olmamalı..
Futbolculuk olarak hırsı ve özgüveni ile iyi bir futbolcuydu fakat sporcu ahlakının onda birine sahip değildi..İkide bir kendini yerlere atmalar,hakemi aldatmaya çalışmalar,kameraların önünde edilen küfürler ve yapılan çirkeflikler...İşte Bülent Korkmaz'ın kısaca tanımı..
Ehud Olmert, Ariel Şaron'un aniden hastalanıp komaya girmesiyle İsrail'de başbakanlık koltuğuna damdan düşer gibi bir anda oturan karanlık bir siyasi lider..İsrail gizli servisi Mossad'ın askeri kanadında bile Ehud Olmert'e ait net bilgiler yok..Mossad gibi dünyanın en tehlikeli gizli servisi, kendi başbakanı hakkında yeterince bilgiye sahip olmamaktan yakınıyor..Ehud Olmert'in 70'lerde Amerikan dışişleri bakanlığı yapan ve siyonist politkiları yüzünden eleştirilen musevi Henry Kissenger'ın öğrencisi olduğu dışında net bir bilgi yok..Anlayacağınız nereden bakarsanız bakın adam kapalı bir kutu..
Trafik kazalarında önemli payı olan bira,tertibindeki alkolün kana daha çabuk karışması sebebiyle kısa zamanda sarhoşluk verir. İnsanların birayı hafif görmesi nedeniyle,bira tüketiminde görülen hızlı artış, gerek alkolizmi,gerekse de narkotik bağımlılıklarını ve kaza-belaları da çok büyük oranda artırmış ve artırmaya da devam etmektedir. Aile içi şiddet-geçimsizliklerin,futbol anarşisinin baş sebebi biradır. Bira kesinlikle kanser yapıcıdır.Karışımında önemli miktarda Nitroz -Amin bulunan bira, korkunç bir kanserojendir. Nitekim ağrı dindirici olarak kullanılan “Pramidon” ilacı içinde fazla miktarda nitroz-amin bulunduğu için piyasadan kaldırılmıştır. Orta miktarda bira içen bir kimse,günde 70 pramidon hapı almış kadar nitroz-amin almaktadır.
Sevgili gençler, alkolsüz denilen bira reklamlarına aldanmayınız. Zîrâ,arpa ile şerbetçi otunun mayalanmasından (alkolize olmasından) oluşan biranın alkolsüz olması ilmen mümkün değildir. İçinde %2-%4 alkol ulunan fakat alkolsüz(!) olarak tezgahlanan biralar da alkollü içkidir. Bakınız:“İngiltere’de 18 yaşından küçükler için açılan alkolsüz(%2-%4 alkollü) birahanelere giden gençlerin hepsi 18 yaşına girerken alkollü birahanelerin ve meyhanelerin en sâdık müşterileri olduğu” İngiliz yetkililerince bildirilmiştir. Unutmayın! Alkol miktarı ne kadar az olursa olsun,bedenin organları alkolün tahribatından kurtulamaz. Çünkü alkol ve benzeri maddeler gram gram zehirdir. Bira, alkolizmin ve arkasındaki bütün kötülüklerin, uyuşturucu bağımlılığı dahil, itici gücü olduğu gibi, alkollü olduğu halde alkolsüz diye reklam edilen bira da tam bir yutturmaca ve aynı şekilde alkolizmin maskeli tuzağıdır.
Evet, bira, en şerli meyhanelerin, büfelerden başlayarak, köşe başı ve mahalle bakkallarına ve marketlere uzanan kanlı oltasıdır. Bira,özel biracılığın başladığı 1669-70’li yıllardan sonra,biracının akla gelmez oyunları,reklam ve rekabet yarışları sebebiyle ülkemizde alkolizmi ve alkol tüketimini %900’lere ve daha yükseklere ulaştıran alkollü içkidir. Biranın hafif görünümüne kesinlikle aldanmayınız,inanmayınız.Zîrâ ülkemizde ve dünyada alkolizm ve uyuşturucu salgınlarının baş sebebi biradır. Serbest bira satışları ve biracı oyunlarıdır.
Trafik kazalarında önemli payı olan bira,tertibindeki alkolün kana daha çabuk karışması sebebiyle kısa zamanda sarhoşluk verir. İnsanların birayı hafif görmesi nedeniyle,bira tüketiminde görülen hızlı artış, gerek alkolizmi,gerekse de narkotik bağımlılıklarını ve kaza-belaları da çok büyük oranda artırmış ve artırmaya da devam etmektedir. Aile içi şiddet-geçimsizliklerin,futbol anarşisinin baş sebebi biradır. Bira kesinlikle kanser yapıcıdır.Karışımında önemli miktarda Nitroz -Amin bulunan bira, korkunç bir kanserojendir. Nitekim ağrı dindirici olarak kullanılan “Pramidon” ilacı içinde fazla miktarda nitroz-amin bulunduğu için piyasadan kaldırılmıştır. Orta miktarda bira içen bir kimse,günde 70 pramidon hapı almış kadar nitroz-amin almaktadır.
Sevgili gençler, alkolsüz denilen bira reklamlarına aldanmayınız. Zîrâ,arpa ile şerbetçi otunun mayalanmasından (alkolize olmasından) oluşan biranın alkolsüz olması ilmen mümkün değildir. İçinde %2-%4 alkol ulunan fakat alkolsüz(!) olarak tezgahlanan biralar da alkollü içkidir. Bakınız:“İngiltere’de 18 yaşından küçükler için açılan alkolsüz(%2-%4 alkollü) birahanelere giden gençlerin hepsi 18 yaşına girerken alkollü birahanelerin ve meyhanelerin en sâdık müşterileri olduğu” İngiliz yetkililerince bildirilmiştir. Unutmayın! Alkol miktarı ne kadar az olursa olsun,bedenin organları alkolün tahribatından kurtulamaz. Çünkü alkol ve benzeri maddeler gram gram zehirdir. Bira, alkolizmin ve arkasındaki bütün kötülüklerin, uyuşturucu bağımlılığı dahil, itici gücü olduğu gibi, alkollü olduğu halde alkolsüz diye reklam edilen bira da tam bir yutturmaca ve aynı şekilde alkolizmin maskeli tuzağıdır.
Evet, bira, en şerli meyhanelerin, büfelerden başlayarak, köşe başı ve mahalle bakkallarına ve marketlere uzanan kanlı oltasıdır. Bira,özel biracılığın başladığı 1669-70’li yıllardan sonra,biracının akla gelmez oyunları,reklam ve rekabet yarışları sebebiyle ülkemizde alkolizmi ve alkol tüketimini %900’lere ve daha yükseklere ulaştıran alkollü içkidir. Biranın hafif görünümüne kesinlikle aldanmayınız,inanmayınız.Zîrâ ülkemizde ve dünyada alkolizm ve uyuşturucu salgınlarının baş sebebi biradır. Serbest bira satışları ve biracı oyunlarıdır.
Ülkemizde ne yazıkki sigaraya karşı yürütülen kampanyanın onda biri alkole karşı yürütülmüyor..Alkolizm Türkiyede ilerleyen çok sinsi ve ciddi bir sorundur..Alkolizm her geçen gün Türk toplumunun altını oymaktadır..Alkolün illa bir insana zarar vermesi için bir insanın alkolik olması gerekmez..Genç bir çocuk düşünün..Kafası birşeye bozuluyor..Alkolle arası pek yok..ama o gün kafası bozuk olduğu için gidip istediği marketten rahatlıkla alkol temin edip içebiliyor ve alkolün verdiği cesaretle cinayet ve gasp gibi birçok suçu rahatlıkla işleyebiliyor..Alkol uzun vadede en az uyuşturucu kadar zararlıdır..Hem sosyolojik,hem psikolojik hemde fiziksel açıdan bu zararları düşünmek lazım..Fiziksel olarak kanser,kalp krizi ve beyin kanaması gibi ölümcül hastalıklara davetiye çıkarıyor, sosyolojik olarak insanları suça teşvik ediyor,psikolojik olaraksa insanı madde bağımlısı nevrotik bir kişi haline getiriyor..Kısacası toplumun altını oyuyor..Ne yazıkki ülkemizde alkolün satışına yönelik bir denetim de yok..18 yaşından küçük olan milyonlarca insan bugün alkol bağımlısı..bunun en önemli nedenlerinden biri alkol satışına denetim ve yaş sınırlamasının getirilmemesi..Bence uyuşturucu bir madde olarak insan sağlığına ve toplum refahına verdiği zararlar göz önüne alınarak tıpkı uyuşturucu madde gibi alkolün satışı da yasaklanmalı..Dünya çapında alkolün yasaklanmamasının ana nedeni halkın alkol ile uyuşturulmak istenmesidir..Alkol satışından milyarlarca dolar kazanan dev şirketlerin global bazda yaptığı lobiler de alkolün yasaklanmasına mani olmaktadır..çünkü onların kazanacağı para insan hayatından daha değerli...Akp hükümeti alkolü yasaklamaya kalktığı zaman 'yobaz' olarak nitelendirildi..Bu yakıştırmayı yapanlara sormak lazım alkol kullanarak mı laik ve demokrat olunuyor
Nereden bakılırsa bakılsın korkunç bir olay..Doğanın kanunu..Bence yeni bir hayatın başlangıcı falan değil..Kimse insanların ölüm korkusunu yenmesi için uydurduğu bu yalanlara inanmasın..Kimsesizler mezarlığında hiç ölen insanların gözündeki o korkunç ifadeyi gördü mü? şimdi bazı dindar arkadaşlar diyecekki:' o korkunç ifadenin nedeni yaşarken günahkar olmaları' boşuna kendinizi avutmayın..çünkü aynı korkunç ifade 5 yaşındaki çocuğun cesedinde de var..bu da olayın korkunçluğunu gözler önüne seriyor..Ölü insanlar mezara konduğunda ise çürüme önce bağırsaklardan başlar..bağırsakları beyaz kurtçuklar,kanatlı karıncalar,hamam böcekleri ve haşareler işgal eder..yeni ölmüş bir insanın mezarına kulağınızı koyduğunuzda arı kovanını andıran bir ses duyarsanız..ancak bu arı sesi değil ölünün üzerindeki böcek sürüsünün çıkardığı koro halindeki yemek yeme sesidir..mezara yeni gömülen ölü insan onlar için taze protein kaynağıdır..leş kokusu ise onları yemeğe davet eden iştah açıcı bir davetiye kokusudur..hele ölen insan başına yada vücuda aldığı bir yara sonucu ölmüşse deymeyin böceklerin keyfine..hemen yaranın içine gömülürler..kısacık bir sürede yarayı koskoca ve içi böcek dolu bir oyuk haline geitirirler..gözleri ise kapakları ile birlikte karıncalar yerler..Bazen leş kokusuna dayanamayıp sinekler de toprağın içine girerler..bir kere küçükken bir kedi ölüsünün nasıl çürüdüğünü izlemiştim...kediyi gömdükten sonra toprağı açtığımda çok tuhaf böcekler gördüm..kanatlı karıncalar,eşşek arıları,tırtıllar,hamam böcekleri,siyah örümcekler...belliki böceklerin hepsi davetliydi ziyafete de davetiye kartları yoktu..Öldükten sonra insana niçin abdest aldırılır,biliyormusunuz? ? çünkü çoğu ölü insan ölüm sırasında korkudan dışkısını,idrarını ve spermini dışarıya boşaltır..Bu pislikten dolayı ölü insanlar bol su ile iyice yıkanır,ilaçlanır..ardından abdestin farzları yerine getirilir..çenesi de düşmesin diye sıkıca bir kumaş parçası ile bağlanır..gözleri kaydığı için ve kendisini gören yakınların moralinin bozulmaması için göz kapakları kapatılır..
Uyku için yarı ölüm diyorlar..Bu cahiliye döneminden kalmış bir hurafe..uykuda insanın duruş biçimi öldükten sonraki duruş biçimiyle aynı değildir..Öldükten sonra insana niçin abdest aldırılır,biliyormusunuz? ? çünkü çoğu ölü insan ölüm sırasında dışkısını,idrarını ve spermini dışarıya boşaltır..Bu pislikten dolayı ölü insanlar bol su ile iyice yıkanır,ilaçlanır..ardından abdestin farzları yerine getirilir..çenesi de düşmesin diye sıkıca bir kumaş parçası ile bağlanır..gözleri kaydığı için ve kendisini gören yakınların moralinin bozulmaması için göz kapakları kapatılır..uyku ise bambaşka birşeydir..şimdi soruyorum size uykunun neresi yarı ölüm? bu durum ise insanların ölüme alıştırılması için uydurulmuş bir durumdur.. başka birşey değil
Herkes bu adamın bir anda 'hokus pokus' yapan bir sihirbaz gibi sıfırdan başlayıp dolar milyarderi olduğunu falan sanıyor..Ama çok yanılıyorlar..Kimsenin bir halt bildiği yok..Herkes laf olsun diye konuşuyor..Adam,Rus gizli servisi KGB ile İngiliz gizli servisi MI5 arasındaki bağlantıyı sağlayan bir KGB ajanı...Yoksa komunizmden yeni çıkmış bir ülkede devlet malının üzerine kondururlar mı adamı? Eğer KGB'den bağımsız biri olsaydı önce Rus devletinden uyarı alırdı malı devlete iade etmesi için..Uyarıya kulak asmaması halinde ise dünyanın öbür ucuna kaçsa öldürülürdü..Bundan dolayı Abramovich denilen dolar milyarderi kukladan başka birşey değil..KGB'nin kirli paralarını aklamakla görevli bir ajan..Hem dünyada Ruslara iyi bir imaj kazandırmak,hem KGB'nin İngiltere faaliyetlerini organize etmek hemde sasyonel ve gösterişli hareketlerle Rusya'yı dünyaya tanıtmak için seçilmiş bir dublör..Yoksa dünyada sıfırdan başlayıp öylesine bir servete ulaşabilen insan varmıdır acaba? ? bir düşünsenize..
Tüm dünyada global sermaye olarak adlandırılan Türkiye gibi ülkelere bile faizle borç verecek kadar zengin olan,IMF ve amerikan dolarını basan Federal Reserve Bank'ın sahibi Rotschild ve Rockefeller gibi yahudi para babalarının finanse ettiği terör örgütü..Bu terör örgütünün finanse edilmesinin ana nedenleri islamın tüm dünyada kötü gösterilmek istenmesi,islama karşı nefret uyandırılmak istenmesi ve ABD-İsrail ikilisinin ortadoğuya canının istediği zaman saldırabilmesi için hazır bir bahane olması..Türkiye'de ABD ve İsrail karşıtlığı çok üst seviyede...İleride ABD, İran'a; İsrail ise Suriye'ye saldıracak..Bu durum gözönüne alındığında Türkiye'nin açık desteğine ihtiyaç duyacaklar..Ancak şu anki durumda Türkiye'den destek değil ancak köstek bulabileceklerini onlar da çok iyi biliyorlar..Türkiye'de halk ABD ve İsrail'den nefret ediyor..Onun için öyle birşey yapmalılarki Türkiye'yi 'islami terörizm'den nefret ettiririp kendi saflarında savaşa sokmaları gerekir..Bunun içinde El-Kaide ve Usama Bin Laden'in yardımına ihtiyaçları var..El-Kaide Türkiye'de çok sansasyonel ve kanlı bir eyleme girişmenin arifesinde..Filistin'de El-Fetih'in askeri kanadı Ebu-Nidal'ın bünyesindeki Türkiye sempatizanlarından sızan bilgilere göre El-Kaide İstanbul yada Ankara'da katliam yapmak için uygun zaman kollamaya başladı..Kimsenin aklına Kasım 2003'deki HSBC bank ve İngiliz konsolosluğu gibi basit saldırılar gelmesin..El-Kaide'nin yapmayı planladığı saldırı on binlerce kişinin öleceği bir saldırı olacak..Kimyasal silah yada misket bombası kullanılması yüksek ihtimal..El-Kaide saldırıdan kısa bir süre sonra saldırıyı üstlenip 'gavurlaşan Türkiye'yi cezalandırdığını söyleyecek..ABD ise fırsattan istifade İran'a saldıracak..Büyük bir ihtimalle İsrail de Suriye'ye saldıracak..ABD Türkiye'nin desteği karşılığında PKK ve EL-Kaide'yi yok edeceğini ayrıca Türkiye'nin IMF'deki tüm borcunun sileneceğini söyleyecek ve karşılığında Türk askerinden savaşta istifade edecek..Terörizmden çok çeken Türkiyede, halkın öfkesi nedeniyle ABD ve İsrail'in tarafında savaşa girecek..Neticede Türkiye istenilen kıvamda tezgaha gelmiş olacak..
Bazı kitaplarda,dergilerde ve basın organlarında gerçek adının Mahmut Yıldırım olduğu öne sürülmesine rağmen adı sır gibi saklanan bir ajan..Fakat sanıldığı gibi Yeşil Jitem bünyesinde görev yapmamıştır..Çünkü Yeşil Jitem'in faaliyetlerini yürütebilecek çapta birisi değildir..Ne bağlantı olarak nede güç olarak..Yeşil dediğiniz adam tecavüzcü bir katildir..Yeşil'in bu kadar sansasyonel bir kişilik haline gelmesinin ana nedeni ise kendisine emir veren güç odaklarının sahip olduğu prestijdir..Yeşil sadece Gladıo'nun tetikçilerinden birisidir..Gladıo soğuk savaş yıllarında komunizm tehlikesine karşı savunması zayıf olan ülkelerin kendilerini korumaları için CIA tarafından kurulup tüm dünyaya kirli işleri ile bir örümcek ağı gibi yayılan kontr-gerilla grubudur..Yeşil ise Gladıo ve Jitem'in arasındaki bağlantıyı sağlayan birisidir..Yeşil anlatıldığı gibi bir halk kahramanı falan değil sadece bir tetikçidir..Yeşil Jitem'in faaliyetlerini sabote eden kişidir..Gladıo'nun Jitem bünyesine sızmasını istemeyen kişileri ve ordu mensuplarını ise kendi elleriyle aldığı emirler doğrultusunda öldürmüştür..Şimdi soruyorum size Yeşil CIA için mi çalışan biri yoksa Türk birimleri için mi?
Jitem, MİT tarafından sınır ötesi operasyonlarda ve gerilla harekatlarında kullanılmak üzere yetiştirilmiş olan çok iyi eğitimli komando-ajan grubunun adıdır..Üst düzey ordu yetkilileri tarafından varlığı bilinen ancak operasyon sırasında operasyonun herhangi bir nedenden dolayı başarısızlığa uğramaması için basına sızdırılmayan gizli bir örgüttür..Jitem'in yaratılmasındaki temel amaç İncirlik üssündeki Amerikalı ordu istihbaratçılarından,güneydoğudaki CIA ajanlarından ve 1961 yılından beri kuzey Irak'da cirit atan MOSSAD ajanlarından gizli olarak sınırötesi operasyonlar düzenleyebilmektir..Yani birinci görevi yabancı gizlis servislerin desteklediği PKK terörünü güç kullanarak durdurmak ve yok etmektir..Gelelim ikinci görevine..İkinci görevi ise Jitem'in çok masraflı faaliyetlerini finanse etmek ve Jitem'in yaratıcıları arasında bulunan üst düzey askeri yetkililere para kazandırmak için uyuşturucu ve silah kaçırmaktır..Çünkü bu ülkede aranamayan iki insan türü vardır..Birincisi milletvekilleri ikincisi ise Jitem subaylarıdır..Jitem adındaki örgüt bu sayede Irak,İran ve Azerbaycan üzerinden gelen milyarlarca dolar değerindeki uyuşturucuyu Avrupa ve Amerika'ya deniz,kara ve hava yollarını kullanarak sevk edebilmişlerdir..Bana kalırsa Jitem'in kurulmasındaki en önemli neden de budur..
iktidardaki hükümeti bile iplemeyen devlet içindeki derebeylik..dünyanın hiçbir yerinde devlet içinde özellikle de eğitim alanında böyle bir yapılanmaya rastlanamaz..bu demokrasiye tamamen aykırı bir durumdur..eğer ülkeyi yöneten halk YÖK'ü istemiyorsa YÖK kaldırılmalıdır veya sınav yapma yetkisi elinden alınmalıdır..
Var olup olmadığı bile tartışma konusu olan bir emperyalist piyonu..CIA'in entrikalarla dolu faaliyetlerinde kendisine çok yardımcı olan sözde mücahit..Bazıları Usama Bin Laden'in öldüğünü bazıları bu adamın başından beri Amerikanın kontrolündeki bir aktör olduğu,bazıları ise böyle birinin gerçekte hiç var olmadığını söyleyip duruyor..ortalık birçok söylenti ile dolu..Ancak şunu biliyorumki CIA tarihin her döneminde bir piyona ihtiyaç duymuştur..Kennedy suikastinde sözde suikastçi Lee Oswald,birçok terör eyleminde piyon olarak kullanılan Çakal Carlos ve şimdi de El-Kaide-Usama Bin Laden..
Mafya yabancı gizli servislerin kontrolünde onların istek ve emirlerine yönelik eylemler yapan ve maaşını bu gizli servislerden alan organize suç örgütüdür..Mafyanın var olmasının nedeni liberal rant ekonomisinin var olması,idam gibi yaptırımı ağır cezaların kalkmış olması,türkiyedeki ekonomik dengesizlikler ve zengin ile fakirin arasındaki uçurumun giderek artması ve tabiiki Türkiyedeki kaltesiz eğitim sistemi..Mafya sanıldığı gibi elinde tesbihi ile,takım elbisesiyle gezinen tipler değildir..Mafya sanılanın aksine üzt düzey işadamları ve bürokratlardan oluşan kurumsallaşmış bir yapıdır..
Evrimin varolması Tanrının var olmadığı anlamına gelmez..Evrimin varlığı bilimsel bir gerçektir..Ancak evrim gibi aşırı derecede karmaşık ve şaşırtıcı doğal bir döngünün de yaratıcı olmadan işlemesi imkansız bir durum..
Cinnet geçirildiğinde aranan şey tabanca yada bıçaktır..Tabanca da bıçakta cinnet geçiren kişiyi farklı şekillerde tatmin edebilir..Bıçak elinizdeyse ve cinnet geçiriyorsanız karşınızdaki insanı doğrayarak fışkıran kanlar ve yükselen çığlıklarla orgazma varabilirsiniz..Tabancada ise elinizdeki silah eğer 45'lik yada Glock gibi bir silahsa silahın güçlü sesi ile karşınızdakine bir şarjör mermi boşaltarak orgazm olabilirsiniz..Cinnet genellikle bilinçdışı bir durumdur..İnsanlar normalde beyinlerinin süper ego kısmıyla toplum içinde yaşarlar..Beynin bu kısmı saldırganlığı ve cinselliği frenler,sosyal davranmayı sağlar..İnsanların beyinlerinin bu kısmı insan ırkının öbür maymun türlerinden farklılaşıp evrimleşmesi sırasında çok uzun bir süreç içerisinde oluşmuştur..Ancak cinnet gibi psikolojik travma anında süper ego devredışı kalır ve devreye id adı verilen ilkel beyin devreye girer..İlkel beyin yani id, karşınızdakini bir tehdit olarak algılar ve onu öldürmenizi sağlar..Bu tip cinnet durumlarında çoğu kişi hızını alamayarak kendini de öldürebilir..Bazı dini inanışlara göre ise cinnet herhangi bir cin yada ruhun insanın bedenini geçici olarak ele geçirerek etrafındakileri öldürmesi yada intihar etmesi şeklinde tanımlanır..Buna kanıt olarak da hiçbir sorunu olmadığı halde cinnet geçiren insanlar gösterilir..
1975 yılında Gerald Ford yönetimi sırasında Pentegon'da İstanbul'u vurma planları yapıldığını çok az kişi bilir..Türkiye'nin Kıbrıs'a kendisinden habersiz asker çıkarması dönemin Amerikan yönetimini çılgına çevirmiştir..Üst düzey Pentegon yetkilileri Türkiye'ye askeri müdahalenin an meselesi olduğunu söylüyorlardı..Fakat Sovyetler Birliği'nin 'Kıbrıs konusunda Türklerden yanayız' şeklindeki Birleşmiş Milletler demeci Amerikan yönetimini geri adım atmaya zorlamıştır..Amerika işgal kararından vazgeçip,işgal yerine ambargo uygulamayı tercih etmiştir..Bu yıllarda bırakın Türkiyede viski ve sigara bulmayı tüp bile piyasada bulunmuyordu..Yemeklik pirinç bile karaborsaya düşüp fahiş fiyatlar altında satılıyordu..Onun için Türkiye şu anki haline otursun da şükretsin..Ayrıca çok eleştirdiği komunistler olmasaydı şu anda ülkemizde Türk bayrağı yerine Amerikan bayrağı görebilirdiniz
Hollywood çıkışlı genç kuşak dizilerinin yerli bir kopyası..Sabrina isimli Amerikan dizisinin taklidi..Bu tip dizileri yetişkin insanların izlediğini sanmıyorum..Bu dizi çocukları hedefleyerek rayting toplamayı hedefleyen iğrenç bir dizi..Ülkenin geleceği olan çocuklarımızı böyle saçma sapan dizilerin kontrolünde rayting uğruna harcamamalıyız..
Spekülasyon, Lord Baron Rotschild,George Soros gibi dolar milyarderi bankerlerin,kara para aklayıclarının borsanın serbest işlem eğrisinin alt taban yaptığı zamanlarda,bu ülkelerinin borsalarındaki değersiz kağıtlar üzerine milyarlarca dolar akıtmaları sonucu bu kağıtların aşırı ivmelenip fırlamasıyla yatırımcıyı ters köşeye yatırıp dolandırmaya denir..George Soros'un 1985 yılındaki Paris borsası vurgunu da aynen böyle gerçekleşmiştir..Bir de para spekülasyonu vardırki bu apayrı birşeydir..Para spekülasyonu ile borsa kağıtları üzerinde yapılan spekülasyonu karıştırmamak gerekir. hele spekülasyonun yapıldığı ülke bir üçüncü dünya ülkesi ise durum çok vahimdir..tıpkı Soros'un Ukrayna'da yaptığı turuncu devrim gibi..fakat aynı Soros İngiliz sterlini üzerinde spekülasyon yapıp bir saatte 1 milyar dolar gibi astronomik bir para kazanmıştı..gerçekten ilginç bir adam! fakat spekülasyon yoluyla sıradan insanların ve küçük yatırımcıların para kazanması mümkün değildir..
banka soygunu
07.08.2006 - 13:16Western filmlerinin olmazsa olmaz malzemesi..Ama ne yazıkki günümüz teknolojisi ve güvenlik önlemleri hırsızların bu fantezisini öldürmüş durumda..Ancak çok iyi eğitim almış ve iyi organize olmuş bir grup gerçekleştirebilir bunu..
Back To The Future / Geleceğe Dönüş
07.08.2006 - 13:07Çocukken izlemesi çok zevkliydi..Ama ne yazıkki insan yaşını alıp kamile erince bu tip filmlerin saçmalığını çok iyi anlıyor..Bana göre bilim ne kadar gelişirse gelişsin asla bir 'zaman makinesi' yapamaz..Zaman,tanımı bile yapılamayan fizik ötesi göreceli bir olgu..Stephen Hawking'e sormuşlar zaman makinesi sizce icad edilebilirmi diye Hawking gülmüş ve şöyle demiş: 'zaman yokki,makinesi olsun! '
bill clinton
07.08.2006 - 13:03Bill Clinton,henüz bir lise öğrencisiyken 1961 yılında Mıami'deki bir yaz kampında dönemin Amerikan Başkanı John Kennedy gençlerin kurduğu bu kampı ziyaret eder..Gerçek bir Kennedy sempatizanı olan genç yaştaki Bill Clinton ise başkanla tokalaşmak için heyecanla sıraya girer..Sırayla her genç başkan Kennedy'e olmak istediği mesleği ve hayallerini anlatır..Sıra Bill Clinton'a gelir..Clinton heyecanla başkan Kennedy'nin elini sıkar ve 'fotoğrafı çekin' diye gazetecilere seslenir ve şöyle der:' Karşınızda şu andaki Amerikan başkanı ve geleceğin Amerikan başkanı'..Gerçekten de sezgileri Clınton'ı yanıltmamıştır..Bu lafı söyledikten tam 30 yıl sonra Amerikan başkanı olup,Beyaz Saray'da başkanlık koltuğuna oturmuştur..
Bilgisayar Programcılığı
07.08.2006 - 12:55Bilgisayar programcılığının eğitimini ODTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi'nin 'bilgisayar mühendisliği' bölümlerinden daha iyi öğreten bir üniversite yada kurs yok Türkiye'de..Eğer bu bölümlerden birinden başarı ile mezun olursanız genç yaşta dolar milyoneri olmanız an meselesi demektir..Çünkü iyi bir bilgisayar programcısı yada yazılım mühendisi dünyanın heryerinde ihya oluyor..Ancak şunu da söylemek de yarar var..Sadece bu bölümlerin adının büyüsüne kapılıp da özel üniversitelerde ve paralı kurslarda bu işin eğitimini almaya kalkanlar ya bu öğretimi yarıda bırakıyorlar yada birşey öğrenemeden mezun oluyorlar..Onun için yanlız kafası basanlar bu bölümü okumalılar..Bana kalırsa ÖSYM özel üniversitelerdeki TIP,bilgisayar,yazılım,elektronik,elektrik gibi bölümleri kaldırmalı..Çünkü özel üniversitelerde parayla okuyan çoğu kişi bu bölümlerde başarılı olamıyor..Bu durumda 'niteliksiz eleman' yetişmesine neden oluyor..Turizm ve Otelcilik,uluslararası ilişkiler,işletme,bankacılık gibi eşit ağırlık bölümleri özel üniversitede olabilir ama yukarıda saydığım branşlar analitik ve keskin zeka gerektirdiği için özel üniversitelere dahil olmamalı..
bülent korkmaz
07.08.2006 - 12:46Futbolculuk olarak hırsı ve özgüveni ile iyi bir futbolcuydu fakat sporcu ahlakının onda birine sahip değildi..İkide bir kendini yerlere atmalar,hakemi aldatmaya çalışmalar,kameraların önünde edilen küfürler ve yapılan çirkeflikler...İşte Bülent Korkmaz'ın kısaca tanımı..
ehud olmert
07.08.2006 - 12:33Ehud Olmert, Ariel Şaron'un aniden hastalanıp komaya girmesiyle İsrail'de başbakanlık koltuğuna damdan düşer gibi bir anda oturan karanlık bir siyasi lider..İsrail gizli servisi Mossad'ın askeri kanadında bile Ehud Olmert'e ait net bilgiler yok..Mossad gibi dünyanın en tehlikeli gizli servisi, kendi başbakanı hakkında yeterince bilgiye sahip olmamaktan yakınıyor..Ehud Olmert'in 70'lerde Amerikan dışişleri bakanlığı yapan ve siyonist politkiları yüzünden eleştirilen musevi Henry Kissenger'ın öğrencisi olduğu dışında net bir bilgi yok..Anlayacağınız nereden bakarsanız bakın adam kapalı bir kutu..
bira
29.07.2006 - 21:11Trafik kazalarında önemli payı olan bira,tertibindeki alkolün kana daha çabuk karışması sebebiyle kısa zamanda sarhoşluk verir. İnsanların birayı hafif görmesi nedeniyle,bira tüketiminde görülen hızlı artış, gerek alkolizmi,gerekse de narkotik bağımlılıklarını ve kaza-belaları da çok büyük oranda artırmış ve artırmaya da devam etmektedir. Aile içi şiddet-geçimsizliklerin,futbol anarşisinin baş sebebi biradır. Bira kesinlikle kanser yapıcıdır.Karışımında önemli miktarda Nitroz -Amin bulunan bira, korkunç bir kanserojendir. Nitekim ağrı dindirici olarak kullanılan “Pramidon” ilacı içinde fazla miktarda nitroz-amin bulunduğu için piyasadan kaldırılmıştır. Orta miktarda bira içen bir kimse,günde 70 pramidon hapı almış kadar nitroz-amin almaktadır.
Sevgili gençler, alkolsüz denilen bira reklamlarına aldanmayınız. Zîrâ,arpa ile şerbetçi otunun mayalanmasından (alkolize olmasından) oluşan biranın alkolsüz olması ilmen mümkün değildir. İçinde %2-%4 alkol ulunan fakat alkolsüz(!) olarak tezgahlanan biralar da alkollü içkidir. Bakınız:“İngiltere’de 18 yaşından küçükler için açılan alkolsüz(%2-%4 alkollü) birahanelere giden gençlerin hepsi 18 yaşına girerken alkollü birahanelerin ve meyhanelerin en sâdık müşterileri olduğu” İngiliz yetkililerince bildirilmiştir. Unutmayın! Alkol miktarı ne kadar az olursa olsun,bedenin organları alkolün tahribatından kurtulamaz. Çünkü alkol ve benzeri maddeler gram gram zehirdir. Bira, alkolizmin ve arkasındaki bütün kötülüklerin, uyuşturucu bağımlılığı dahil, itici gücü olduğu gibi, alkollü olduğu halde alkolsüz diye reklam edilen bira da tam bir yutturmaca ve aynı şekilde alkolizmin maskeli tuzağıdır.
Evet, bira, en şerli meyhanelerin, büfelerden başlayarak, köşe başı ve mahalle bakkallarına ve marketlere uzanan kanlı oltasıdır. Bira,özel biracılığın başladığı 1669-70’li yıllardan sonra,biracının akla gelmez oyunları,reklam ve rekabet yarışları sebebiyle ülkemizde alkolizmi ve alkol tüketimini %900’lere ve daha yükseklere ulaştıran alkollü içkidir. Biranın hafif görünümüne kesinlikle aldanmayınız,inanmayınız.Zîrâ ülkemizde ve dünyada alkolizm ve uyuşturucu salgınlarının baş sebebi biradır. Serbest bira satışları ve biracı oyunlarıdır.
alkol
29.07.2006 - 21:09Trafik kazalarında önemli payı olan bira,tertibindeki alkolün kana daha çabuk karışması sebebiyle kısa zamanda sarhoşluk verir. İnsanların birayı hafif görmesi nedeniyle,bira tüketiminde görülen hızlı artış, gerek alkolizmi,gerekse de narkotik bağımlılıklarını ve kaza-belaları da çok büyük oranda artırmış ve artırmaya da devam etmektedir. Aile içi şiddet-geçimsizliklerin,futbol anarşisinin baş sebebi biradır. Bira kesinlikle kanser yapıcıdır.Karışımında önemli miktarda Nitroz -Amin bulunan bira, korkunç bir kanserojendir. Nitekim ağrı dindirici olarak kullanılan “Pramidon” ilacı içinde fazla miktarda nitroz-amin bulunduğu için piyasadan kaldırılmıştır. Orta miktarda bira içen bir kimse,günde 70 pramidon hapı almış kadar nitroz-amin almaktadır.
Sevgili gençler, alkolsüz denilen bira reklamlarına aldanmayınız. Zîrâ,arpa ile şerbetçi otunun mayalanmasından (alkolize olmasından) oluşan biranın alkolsüz olması ilmen mümkün değildir. İçinde %2-%4 alkol ulunan fakat alkolsüz(!) olarak tezgahlanan biralar da alkollü içkidir. Bakınız:“İngiltere’de 18 yaşından küçükler için açılan alkolsüz(%2-%4 alkollü) birahanelere giden gençlerin hepsi 18 yaşına girerken alkollü birahanelerin ve meyhanelerin en sâdık müşterileri olduğu” İngiliz yetkililerince bildirilmiştir. Unutmayın! Alkol miktarı ne kadar az olursa olsun,bedenin organları alkolün tahribatından kurtulamaz. Çünkü alkol ve benzeri maddeler gram gram zehirdir. Bira, alkolizmin ve arkasındaki bütün kötülüklerin, uyuşturucu bağımlılığı dahil, itici gücü olduğu gibi, alkollü olduğu halde alkolsüz diye reklam edilen bira da tam bir yutturmaca ve aynı şekilde alkolizmin maskeli tuzağıdır.
Evet, bira, en şerli meyhanelerin, büfelerden başlayarak, köşe başı ve mahalle bakkallarına ve marketlere uzanan kanlı oltasıdır. Bira,özel biracılığın başladığı 1669-70’li yıllardan sonra,biracının akla gelmez oyunları,reklam ve rekabet yarışları sebebiyle ülkemizde alkolizmi ve alkol tüketimini %900’lere ve daha yükseklere ulaştıran alkollü içkidir. Biranın hafif görünümüne kesinlikle aldanmayınız,inanmayınız.Zîrâ ülkemizde ve dünyada alkolizm ve uyuşturucu salgınlarının baş sebebi biradır. Serbest bira satışları ve biracı oyunlarıdır.
alkol
29.07.2006 - 21:04Ülkemizde ne yazıkki sigaraya karşı yürütülen kampanyanın onda biri alkole karşı yürütülmüyor..Alkolizm Türkiyede ilerleyen çok sinsi ve ciddi bir sorundur..Alkolizm her geçen gün Türk toplumunun altını oymaktadır..Alkolün illa bir insana zarar vermesi için bir insanın alkolik olması gerekmez..Genç bir çocuk düşünün..Kafası birşeye bozuluyor..Alkolle arası pek yok..ama o gün kafası bozuk olduğu için gidip istediği marketten rahatlıkla alkol temin edip içebiliyor ve alkolün verdiği cesaretle cinayet ve gasp gibi birçok suçu rahatlıkla işleyebiliyor..Alkol uzun vadede en az uyuşturucu kadar zararlıdır..Hem sosyolojik,hem psikolojik hemde fiziksel açıdan bu zararları düşünmek lazım..Fiziksel olarak kanser,kalp krizi ve beyin kanaması gibi ölümcül hastalıklara davetiye çıkarıyor, sosyolojik olarak insanları suça teşvik ediyor,psikolojik olaraksa insanı madde bağımlısı nevrotik bir kişi haline getiriyor..Kısacası toplumun altını oyuyor..Ne yazıkki ülkemizde alkolün satışına yönelik bir denetim de yok..18 yaşından küçük olan milyonlarca insan bugün alkol bağımlısı..bunun en önemli nedenlerinden biri alkol satışına denetim ve yaş sınırlamasının getirilmemesi..Bence uyuşturucu bir madde olarak insan sağlığına ve toplum refahına verdiği zararlar göz önüne alınarak tıpkı uyuşturucu madde gibi alkolün satışı da yasaklanmalı..Dünya çapında alkolün yasaklanmamasının ana nedeni halkın alkol ile uyuşturulmak istenmesidir..Alkol satışından milyarlarca dolar kazanan dev şirketlerin global bazda yaptığı lobiler de alkolün yasaklanmasına mani olmaktadır..çünkü onların kazanacağı para insan hayatından daha değerli...Akp hükümeti alkolü yasaklamaya kalktığı zaman 'yobaz' olarak nitelendirildi..Bu yakıştırmayı yapanlara sormak lazım alkol kullanarak mı laik ve demokrat olunuyor
ölüm
28.07.2006 - 19:16Nereden bakılırsa bakılsın korkunç bir olay..Doğanın kanunu..Bence yeni bir hayatın başlangıcı falan değil..Kimse insanların ölüm korkusunu yenmesi için uydurduğu bu yalanlara inanmasın..Kimsesizler mezarlığında hiç ölen insanların gözündeki o korkunç ifadeyi gördü mü? şimdi bazı dindar arkadaşlar diyecekki:' o korkunç ifadenin nedeni yaşarken günahkar olmaları' boşuna kendinizi avutmayın..çünkü aynı korkunç ifade 5 yaşındaki çocuğun cesedinde de var..bu da olayın korkunçluğunu gözler önüne seriyor..Ölü insanlar mezara konduğunda ise çürüme önce bağırsaklardan başlar..bağırsakları beyaz kurtçuklar,kanatlı karıncalar,hamam böcekleri ve haşareler işgal eder..yeni ölmüş bir insanın mezarına kulağınızı koyduğunuzda arı kovanını andıran bir ses duyarsanız..ancak bu arı sesi değil ölünün üzerindeki böcek sürüsünün çıkardığı koro halindeki yemek yeme sesidir..mezara yeni gömülen ölü insan onlar için taze protein kaynağıdır..leş kokusu ise onları yemeğe davet eden iştah açıcı bir davetiye kokusudur..hele ölen insan başına yada vücuda aldığı bir yara sonucu ölmüşse deymeyin böceklerin keyfine..hemen yaranın içine gömülürler..kısacık bir sürede yarayı koskoca ve içi böcek dolu bir oyuk haline geitirirler..gözleri ise kapakları ile birlikte karıncalar yerler..Bazen leş kokusuna dayanamayıp sinekler de toprağın içine girerler..bir kere küçükken bir kedi ölüsünün nasıl çürüdüğünü izlemiştim...kediyi gömdükten sonra toprağı açtığımda çok tuhaf böcekler gördüm..kanatlı karıncalar,eşşek arıları,tırtıllar,hamam böcekleri,siyah örümcekler...belliki böceklerin hepsi davetliydi ziyafete de davetiye kartları yoktu..Öldükten sonra insana niçin abdest aldırılır,biliyormusunuz? ? çünkü çoğu ölü insan ölüm sırasında korkudan dışkısını,idrarını ve spermini dışarıya boşaltır..Bu pislikten dolayı ölü insanlar bol su ile iyice yıkanır,ilaçlanır..ardından abdestin farzları yerine getirilir..çenesi de düşmesin diye sıkıca bir kumaş parçası ile bağlanır..gözleri kaydığı için ve kendisini gören yakınların moralinin bozulmaması için göz kapakları kapatılır..
uyku
28.07.2006 - 19:04Uyku için yarı ölüm diyorlar..Bu cahiliye döneminden kalmış bir hurafe..uykuda insanın duruş biçimi öldükten sonraki duruş biçimiyle aynı değildir..Öldükten sonra insana niçin abdest aldırılır,biliyormusunuz? ? çünkü çoğu ölü insan ölüm sırasında dışkısını,idrarını ve spermini dışarıya boşaltır..Bu pislikten dolayı ölü insanlar bol su ile iyice yıkanır,ilaçlanır..ardından abdestin farzları yerine getirilir..çenesi de düşmesin diye sıkıca bir kumaş parçası ile bağlanır..gözleri kaydığı için ve kendisini gören yakınların moralinin bozulmaması için göz kapakları kapatılır..uyku ise bambaşka birşeydir..şimdi soruyorum size uykunun neresi yarı ölüm? bu durum ise insanların ölüme alıştırılması için uydurulmuş bir durumdur.. başka birşey değil
roman abramovich
28.07.2006 - 18:55Herkes bu adamın bir anda 'hokus pokus' yapan bir sihirbaz gibi sıfırdan başlayıp dolar milyarderi olduğunu falan sanıyor..Ama çok yanılıyorlar..Kimsenin bir halt bildiği yok..Herkes laf olsun diye konuşuyor..Adam,Rus gizli servisi KGB ile İngiliz gizli servisi MI5 arasındaki bağlantıyı sağlayan bir KGB ajanı...Yoksa komunizmden yeni çıkmış bir ülkede devlet malının üzerine kondururlar mı adamı? Eğer KGB'den bağımsız biri olsaydı önce Rus devletinden uyarı alırdı malı devlete iade etmesi için..Uyarıya kulak asmaması halinde ise dünyanın öbür ucuna kaçsa öldürülürdü..Bundan dolayı Abramovich denilen dolar milyarderi kukladan başka birşey değil..KGB'nin kirli paralarını aklamakla görevli bir ajan..Hem dünyada Ruslara iyi bir imaj kazandırmak,hem KGB'nin İngiltere faaliyetlerini organize etmek hemde sasyonel ve gösterişli hareketlerle Rusya'yı dünyaya tanıtmak için seçilmiş bir dublör..Yoksa dünyada sıfırdan başlayıp öylesine bir servete ulaşabilen insan varmıdır acaba? ? bir düşünsenize..
El Kaide
28.07.2006 - 18:30Tüm dünyada global sermaye olarak adlandırılan Türkiye gibi ülkelere bile faizle borç verecek kadar zengin olan,IMF ve amerikan dolarını basan Federal Reserve Bank'ın sahibi Rotschild ve Rockefeller gibi yahudi para babalarının finanse ettiği terör örgütü..Bu terör örgütünün finanse edilmesinin ana nedenleri islamın tüm dünyada kötü gösterilmek istenmesi,islama karşı nefret uyandırılmak istenmesi ve ABD-İsrail ikilisinin ortadoğuya canının istediği zaman saldırabilmesi için hazır bir bahane olması..Türkiye'de ABD ve İsrail karşıtlığı çok üst seviyede...İleride ABD, İran'a; İsrail ise Suriye'ye saldıracak..Bu durum gözönüne alındığında Türkiye'nin açık desteğine ihtiyaç duyacaklar..Ancak şu anki durumda Türkiye'den destek değil ancak köstek bulabileceklerini onlar da çok iyi biliyorlar..Türkiye'de halk ABD ve İsrail'den nefret ediyor..Onun için öyle birşey yapmalılarki Türkiye'yi 'islami terörizm'den nefret ettiririp kendi saflarında savaşa sokmaları gerekir..Bunun içinde El-Kaide ve Usama Bin Laden'in yardımına ihtiyaçları var..El-Kaide Türkiye'de çok sansasyonel ve kanlı bir eyleme girişmenin arifesinde..Filistin'de El-Fetih'in askeri kanadı Ebu-Nidal'ın bünyesindeki Türkiye sempatizanlarından sızan bilgilere göre El-Kaide İstanbul yada Ankara'da katliam yapmak için uygun zaman kollamaya başladı..Kimsenin aklına Kasım 2003'deki HSBC bank ve İngiliz konsolosluğu gibi basit saldırılar gelmesin..El-Kaide'nin yapmayı planladığı saldırı on binlerce kişinin öleceği bir saldırı olacak..Kimyasal silah yada misket bombası kullanılması yüksek ihtimal..El-Kaide saldırıdan kısa bir süre sonra saldırıyı üstlenip 'gavurlaşan Türkiye'yi cezalandırdığını söyleyecek..ABD ise fırsattan istifade İran'a saldıracak..Büyük bir ihtimalle İsrail de Suriye'ye saldıracak..ABD Türkiye'nin desteği karşılığında PKK ve EL-Kaide'yi yok edeceğini ayrıca Türkiye'nin IMF'deki tüm borcunun sileneceğini söyleyecek ve karşılığında Türk askerinden savaşta istifade edecek..Terörizmden çok çeken Türkiyede, halkın öfkesi nedeniyle ABD ve İsrail'in tarafında savaşa girecek..Neticede Türkiye istenilen kıvamda tezgaha gelmiş olacak..
yeşil
25.07.2006 - 16:38Bazı kitaplarda,dergilerde ve basın organlarında gerçek adının Mahmut Yıldırım olduğu öne sürülmesine rağmen adı sır gibi saklanan bir ajan..Fakat sanıldığı gibi Yeşil Jitem bünyesinde görev yapmamıştır..Çünkü Yeşil Jitem'in faaliyetlerini yürütebilecek çapta birisi değildir..Ne bağlantı olarak nede güç olarak..Yeşil dediğiniz adam tecavüzcü bir katildir..Yeşil'in bu kadar sansasyonel bir kişilik haline gelmesinin ana nedeni ise kendisine emir veren güç odaklarının sahip olduğu prestijdir..Yeşil sadece Gladıo'nun tetikçilerinden birisidir..Gladıo soğuk savaş yıllarında komunizm tehlikesine karşı savunması zayıf olan ülkelerin kendilerini korumaları için CIA tarafından kurulup tüm dünyaya kirli işleri ile bir örümcek ağı gibi yayılan kontr-gerilla grubudur..Yeşil ise Gladıo ve Jitem'in arasındaki bağlantıyı sağlayan birisidir..Yeşil anlatıldığı gibi bir halk kahramanı falan değil sadece bir tetikçidir..Yeşil Jitem'in faaliyetlerini sabote eden kişidir..Gladıo'nun Jitem bünyesine sızmasını istemeyen kişileri ve ordu mensuplarını ise kendi elleriyle aldığı emirler doğrultusunda öldürmüştür..Şimdi soruyorum size Yeşil CIA için mi çalışan biri yoksa Türk birimleri için mi?
jitem
25.07.2006 - 16:26Jitem, MİT tarafından sınır ötesi operasyonlarda ve gerilla harekatlarında kullanılmak üzere yetiştirilmiş olan çok iyi eğitimli komando-ajan grubunun adıdır..Üst düzey ordu yetkilileri tarafından varlığı bilinen ancak operasyon sırasında operasyonun herhangi bir nedenden dolayı başarısızlığa uğramaması için basına sızdırılmayan gizli bir örgüttür..Jitem'in yaratılmasındaki temel amaç İncirlik üssündeki Amerikalı ordu istihbaratçılarından,güneydoğudaki CIA ajanlarından ve 1961 yılından beri kuzey Irak'da cirit atan MOSSAD ajanlarından gizli olarak sınırötesi operasyonlar düzenleyebilmektir..Yani birinci görevi yabancı gizlis servislerin desteklediği PKK terörünü güç kullanarak durdurmak ve yok etmektir..Gelelim ikinci görevine..İkinci görevi ise Jitem'in çok masraflı faaliyetlerini finanse etmek ve Jitem'in yaratıcıları arasında bulunan üst düzey askeri yetkililere para kazandırmak için uyuşturucu ve silah kaçırmaktır..Çünkü bu ülkede aranamayan iki insan türü vardır..Birincisi milletvekilleri ikincisi ise Jitem subaylarıdır..Jitem adındaki örgüt bu sayede Irak,İran ve Azerbaycan üzerinden gelen milyarlarca dolar değerindeki uyuşturucuyu Avrupa ve Amerika'ya deniz,kara ve hava yollarını kullanarak sevk edebilmişlerdir..Bana kalırsa Jitem'in kurulmasındaki en önemli neden de budur..
YÖK
22.07.2006 - 20:04iktidardaki hükümeti bile iplemeyen devlet içindeki derebeylik..dünyanın hiçbir yerinde devlet içinde özellikle de eğitim alanında böyle bir yapılanmaya rastlanamaz..bu demokrasiye tamamen aykırı bir durumdur..eğer ülkeyi yöneten halk YÖK'ü istemiyorsa YÖK kaldırılmalıdır veya sınav yapma yetkisi elinden alınmalıdır..
usame bin ladin
22.07.2006 - 19:55Var olup olmadığı bile tartışma konusu olan bir emperyalist piyonu..CIA'in entrikalarla dolu faaliyetlerinde kendisine çok yardımcı olan sözde mücahit..Bazıları Usama Bin Laden'in öldüğünü bazıları bu adamın başından beri Amerikanın kontrolündeki bir aktör olduğu,bazıları ise böyle birinin gerçekte hiç var olmadığını söyleyip duruyor..ortalık birçok söylenti ile dolu..Ancak şunu biliyorumki CIA tarihin her döneminde bir piyona ihtiyaç duymuştur..Kennedy suikastinde sözde suikastçi Lee Oswald,birçok terör eyleminde piyon olarak kullanılan Çakal Carlos ve şimdi de El-Kaide-Usama Bin Laden..
mafya
22.07.2006 - 19:48Mafya yabancı gizli servislerin kontrolünde onların istek ve emirlerine yönelik eylemler yapan ve maaşını bu gizli servislerden alan organize suç örgütüdür..Mafyanın var olmasının nedeni liberal rant ekonomisinin var olması,idam gibi yaptırımı ağır cezaların kalkmış olması,türkiyedeki ekonomik dengesizlikler ve zengin ile fakirin arasındaki uçurumun giderek artması ve tabiiki Türkiyedeki kaltesiz eğitim sistemi..Mafya sanıldığı gibi elinde tesbihi ile,takım elbisesiyle gezinen tipler değildir..Mafya sanılanın aksine üzt düzey işadamları ve bürokratlardan oluşan kurumsallaşmış bir yapıdır..
evrim teorisi
22.07.2006 - 19:35Evrimin varolması Tanrının var olmadığı anlamına gelmez..Evrimin varlığı bilimsel bir gerçektir..Ancak evrim gibi aşırı derecede karmaşık ve şaşırtıcı doğal bir döngünün de yaratıcı olmadan işlemesi imkansız bir durum..
cinnet
22.07.2006 - 19:32Cinnet geçirildiğinde aranan şey tabanca yada bıçaktır..Tabanca da bıçakta cinnet geçiren kişiyi farklı şekillerde tatmin edebilir..Bıçak elinizdeyse ve cinnet geçiriyorsanız karşınızdaki insanı doğrayarak fışkıran kanlar ve yükselen çığlıklarla orgazma varabilirsiniz..Tabancada ise elinizdeki silah eğer 45'lik yada Glock gibi bir silahsa silahın güçlü sesi ile karşınızdakine bir şarjör mermi boşaltarak orgazm olabilirsiniz..Cinnet genellikle bilinçdışı bir durumdur..İnsanlar normalde beyinlerinin süper ego kısmıyla toplum içinde yaşarlar..Beynin bu kısmı saldırganlığı ve cinselliği frenler,sosyal davranmayı sağlar..İnsanların beyinlerinin bu kısmı insan ırkının öbür maymun türlerinden farklılaşıp evrimleşmesi sırasında çok uzun bir süreç içerisinde oluşmuştur..Ancak cinnet gibi psikolojik travma anında süper ego devredışı kalır ve devreye id adı verilen ilkel beyin devreye girer..İlkel beyin yani id, karşınızdakini bir tehdit olarak algılar ve onu öldürmenizi sağlar..Bu tip cinnet durumlarında çoğu kişi hızını alamayarak kendini de öldürebilir..Bazı dini inanışlara göre ise cinnet herhangi bir cin yada ruhun insanın bedenini geçici olarak ele geçirerek etrafındakileri öldürmesi yada intihar etmesi şeklinde tanımlanır..Buna kanıt olarak da hiçbir sorunu olmadığı halde cinnet geçiren insanlar gösterilir..
banka
22.07.2006 - 19:21Banka paranın tanrı olduğu putperest tapınaklar, bankacılar ise zenginlerin tabağını yalayan yalakalardır..
a.b.d
22.07.2006 - 19:111975 yılında Gerald Ford yönetimi sırasında Pentegon'da İstanbul'u vurma planları yapıldığını çok az kişi bilir..Türkiye'nin Kıbrıs'a kendisinden habersiz asker çıkarması dönemin Amerikan yönetimini çılgına çevirmiştir..Üst düzey Pentegon yetkilileri Türkiye'ye askeri müdahalenin an meselesi olduğunu söylüyorlardı..Fakat Sovyetler Birliği'nin 'Kıbrıs konusunda Türklerden yanayız' şeklindeki Birleşmiş Milletler demeci Amerikan yönetimini geri adım atmaya zorlamıştır..Amerika işgal kararından vazgeçip,işgal yerine ambargo uygulamayı tercih etmiştir..Bu yıllarda bırakın Türkiyede viski ve sigara bulmayı tüp bile piyasada bulunmuyordu..Yemeklik pirinç bile karaborsaya düşüp fahiş fiyatlar altında satılıyordu..Onun için Türkiye şu anki haline otursun da şükretsin..Ayrıca çok eleştirdiği komunistler olmasaydı şu anda ülkemizde Türk bayrağı yerine Amerikan bayrağı görebilirdiniz
Acemi Cadı
22.07.2006 - 19:01Hollywood çıkışlı genç kuşak dizilerinin yerli bir kopyası..Sabrina isimli Amerikan dizisinin taklidi..Bu tip dizileri yetişkin insanların izlediğini sanmıyorum..Bu dizi çocukları hedefleyerek rayting toplamayı hedefleyen iğrenç bir dizi..Ülkenin geleceği olan çocuklarımızı böyle saçma sapan dizilerin kontrolünde rayting uğruna harcamamalıyız..
spekülasyon
18.07.2006 - 20:39Spekülasyon, Lord Baron Rotschild,George Soros gibi dolar milyarderi bankerlerin,kara para aklayıclarının borsanın serbest işlem eğrisinin alt taban yaptığı zamanlarda,bu ülkelerinin borsalarındaki değersiz kağıtlar üzerine milyarlarca dolar akıtmaları sonucu bu kağıtların aşırı ivmelenip fırlamasıyla yatırımcıyı ters köşeye yatırıp dolandırmaya denir..George Soros'un 1985 yılındaki Paris borsası vurgunu da aynen böyle gerçekleşmiştir..Bir de para spekülasyonu vardırki bu apayrı birşeydir..Para spekülasyonu ile borsa kağıtları üzerinde yapılan spekülasyonu karıştırmamak gerekir. hele spekülasyonun yapıldığı ülke bir üçüncü dünya ülkesi ise durum çok vahimdir..tıpkı Soros'un Ukrayna'da yaptığı turuncu devrim gibi..fakat aynı Soros İngiliz sterlini üzerinde spekülasyon yapıp bir saatte 1 milyar dolar gibi astronomik bir para kazanmıştı..gerçekten ilginç bir adam! fakat spekülasyon yoluyla sıradan insanların ve küçük yatırımcıların para kazanması mümkün değildir..
Toplam 313 mesaj bulundu