Sevda Deniz Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Anto ...

  • KARAGEYİK

    18.08.2007 - 13:20

    alageyiği, ren geyiğini duyduydum amma kara geyik ne ola ki dedim..sonra aklıma geldi..anlatayım..
    iki geyik gemidedir..sohbet gırla gitmektedir..hatta geyiğe kesmek lafı ordan çıkmıştır(sallıyoruz ne var) ..derken geyiğin biri heyecanla kara geyik demiş..yani sevgili geyik karayı gördün mü demiştir.tabii yol uzun,deniz fena..işte o heyecanla araya virgülü unutan geyiğin söylediği sözdür..kara geyikkkkk..diğer geyiğin tepkisi neymiş acaba derseniz..durun diyem:o kara değil geyikcan seni deniz tutuyor demiş..
    off yeter :))

  • Jack Kerouac

    18.08.2007 - 13:13

    uyuşturucu+beat kuşağı+anlaşılamamak+allen ginsberg+ William S. Burroughs..

    yolda.. zen kaçıkları..(ve son) .. yalnız gezgin..
    final.. var mı?

  • git kendini çok sevdirmeden

    18.08.2007 - 13:03

    gamze vurgunu, yazar-kasanın kitabı..adı lazım değil..tuna kiremitçi,neyse yazalım hadi ayıp olmasın :)) kime neden ayıp olacaksa..
    hadi canım git kendini dövdürtmeden..iyi bir kitap başlığı..yazam mı.. :))

  • erbab

    18.08.2007 - 13:00

    konuya hakim olan bilgili ve tecrübeli kişi anlamındadır..
    tasavufta sıkça geçer, erbab olmak zordur..ehl-i vukuf yada vakıf olan da denilebilir..
    yani zor :))) hatta Nabi bile demiş:

    Leb zikirde ammâ ki gönül fikr-i cihanda
    Kaldi arada sübha-i mercan mütereddid

  • boris vian

    18.08.2007 - 12:48

    pekin'de sonbahar, mezarlarınıza tüküreceğim ve günlerin köpüğü bilinen romanlarındandır..
    mezarlarınıza tüküreceğim adlı kitabını takma isimle yazmıştır, trompete,caz'a genelde müziğe aşıktır :)
    claude abadie adli grupla müzik yapmıştır..tiyatro yazarlığı ve senaristliği de vardır..
    kitaplarının isimleri çok ilginç ve baştan çıkarıcıdır..örneklemek gerekirse:
    Ölülerin Derisi Hep Birbirine Benzer, Bütün Kötüler Öldürülecek
    Kızlar Farkına Varmıyor ve Buzlaşmış Ezgilerle Gebermek İstemiyorum..

  • ilham

    18.08.2007 - 11:15

    ilham nöbetleri

    kırarsın bazen ekmeği
    öyle buğu falan da çıkmaz
    bayattır
    ya da
    ısıtılmıştır bir bayatlığın üzerine
    ama masana doluverir
    ilham perileri

    masanın altında
    açlıktan ayağına göz koymuşlar
    kalemini oynatmaya başladın ya
    hemen kıskanır
    ilham kedileri

    biraz içeri gir
    dil ovasının altında binlerce şair
    -mezara nasıl da yakışıyorlar
    yaşarken kemirilen cesetler-
    onlara gülüyorlar
    ilham pireleri

    öpüştükten sonra ağzımda
    ispirto tadı bırakan kadınlar
    girer rüyalarıma
    ama öyle değil
    ne kadar küçülürse küçülsünler
    mide bulandırmıyor
    ilham sinekleri...

  • unutu

    18.08.2007 - 11:13

    Şair Özge Dirik 14 Ekim 1978’de doğdu..
    Şiirleri Öteki-Siz, Pencere, Varlık, Kuzey Yıldızı dergilerinde yayımlandı.
    27 Ağustos 2004 tarihinde intihar etti.
    Bir isteği vardı, “ 30 şiirim bir kitapta toplansın'..şair dostları! ! hala 30 şiirini toparlayamadı.
    bu başlık ona armağan olsun..nedeni belkide! bildiği ölümü için..hep hatırlamak şartıyla..

    İçimizdeki Müzik

    bam telimde parmak izin duruyor
    yeni boyanmış bir aşka oturduk
    kalkarsak üzerimizde kalacak izi

    korsan limanlarda bekliyoruz birbirimizi
    omuzumuzda mırıldanan güvercinler dahil
    aldatıyor bu kahperengi hayat bizi

    sarhoş olup zehirliyoruz sırlarını
    bu aşkı herkese susmak
    şarapsız çalmam kadar ayıp kapını

    içimdeki müziğin susması
    altındaki tabureyi tekmeleyip kemancının
    çalması gibi son notalarını

  • çocuk

    18.08.2007 - 11:00

    Çocuklar korkunç Allah´ım,
    Elleri,yüzleri,saçları.
    Uyurlar bütün gece
    Yok sana ihtiyaçları.

    Çocuklar korkunç Allah´ım,
    Bebek yaparlar haçları.
    Aşina değiller hatıramıza
    Severken aynı ağaçları
    f.h.d

  • sor

    18.08.2007 - 10:31

    Nasıl olur da deniz köpeğin ağzından pislenir?
    Nasıl olur da güneş üflemekle söner?
    M.

  • paradoxlardan seçmeler

    18.08.2007 - 10:22

    Bir tür kavuşmadır hatırlayış, unutuş bir özgürlük.

  • paradoxlardan seçmeler

    18.08.2007 - 10:19

    Bana susmayı ver, gecenin hücumlarına meydan okuyayım.

  • paradoxlardan seçmeler

    18.08.2007 - 10:19

    'İki kadın konuştuğunda hiç bir şey söylemezler. Bir kadın konuştuğunda bütün bir hayatı açıklar.'

  • deniz gezmiş

    18.08.2007 - 10:12

    aklım hep gözlerine takılı kalmıştır..sorudur,cevaptır ve evet siz sadece parkamı ve yumruğumu alacaksınız ne için vazgeçtiğim umurunuzda olmayacak der gibi bakar..
    yusuf aslan,hüsyin inan ve deniz gezmiş..
    ama vazgeçmeyi bilmek ve inandığın şeyler için ölmek onurdur..onur sadece bir isim değildiri bilgilerinize. sunup gözler çok önemlidir diyerek..yüksek müsadelerinizle hani! ! !

  • edip cansever

    18.08.2007 - 10:03

    İkinci Yeni akımının en kendine has örneklerini vermiştir. Yenilik, Pazar Postası, Yeni Dergi gibi yayınlarda şiirsel canlılığı besleyen şairlerden biri oldu. Şirinde zamanla sevinç yerini bunalıma, toplumsal dengesizlikleri eleştirme kaygısı yerini yıkıcı bir umutsuzluğa bırakmıştır.. Anlaşılması güç, yine de anlamdan ayrılmayan bir tarzı vardır. imgeler herşey olsa da düşünceyi göz ardı etmedi..
    hatta 'cümleyi parçaladınız,mahvettiniz' diyen bir zata 'ne güzel cümleye kimliğini geri verdik 'diyecek kadar hazırcevap ve inanandır..
    cemal süreyya'nın deyişiyle'yeşil saten gömleğinin yakası geniş zamanlara açılan şair'..

    çağrılmayan yakup

    Kurbağalara bakmaktan geliyorum, dedi Yakup
    Bunu kendine üç kere söyledi
    Onlar ki kalabalıktılar, kurbağalar
    O kadar çoktular ki, doğrusu ben şaşırdım
    Ben, yani Yakup, her türlü çagrılmanın olağan şekli
    Daha hiç çağrılmadım
    Biri olsun 'Yakup! ' diye seslenmedi hiç
    Yakup!
    Diye seslenmedi ki, dönüp arkama bakayım
    Ve içimden durgun ve çürük bir suyu düşüreyim
    Ceplerimdeki eskimiş kağıt parçalarını atayım
    Sonra bir güzel yıkanayım da.
    Ben size demedim mi.

    Evet, kurbağalara bakmaktan geliyorum
    Sanki böyle niye ben oradan geliyorum
    Telaslı, aç gözlü kurbağalara
    Bakmaktan
    Bilmiyorum
    Bilmiyorum, bilmiyorum
    Ben, yani Yusuf, Yusuf mu dedim? Hayır, Yakup
    Bazen karıştırıyorum.

    Bazen karıştırıyorum ya, çok uzun bir gündü
    Sonra bu çok uzun günün sıcak bir günü
    Kediler kırmızı alevler halinde koşuyordu
    Onlar işte hep boyuna koşuyordu
    Birileri çıkıyordu ordan burdan

    Hiç çıkmamak halinde ve olgun
    Birileri çıkıyordu
    Geceden kalma bir lamba yanıyordu, açık
    Bir pencerenin sokağa doğru içinde
    Bu uyum korkunçtur Yakup!
    Yakubun olması korkunçluğudur bu
    Dünyanın insana doğru içinde
    Yakup, Yakup!
    Burdayım, yani ben.. evet, geliyorum
    Lambayı söndürmesinler, geliyorum
    Siz bütün lambaları yakın, evet
    Ben, yani Yusuf, Yusuf mu dedim? hayır, Yakup
    Bazen karıştırıyorum.

    Ve kendine bilinmeyenler yaratan Yakubum ben, iyi ya
    Durduğum bir gündü, diyorum, bütün ilgiler sizin olsun
    Her türlü bir şeyler sizin olsun, ben artık
    Hep böyle istiyorum, ayıp degil ya
    Durduğum bir gündü, diyorum, yüzümü göğe doğurduğum
    Bir gündü ve yaş

  • enteresan diyaloglar

    18.08.2007 - 09:50

    -kamikaze dalacaz abi
    -kime?
    -sana,bana,bize,size,ona,şuna,buna..
    -tekil ve çoğul dalış diosun.
    -abi ne dediğimin önemi yok,dalalım işte..
    -oğlum dalaman! !
    -deneyelim en azından abi
    -kamikaze dalış bir kere denemeyi kaldırır babacan
    -abi o zaman sen dene ben bir bakam,nasıl oluyor?
    -bak gel beri,yaklaş.ben sana bir dalam kamikazeyi sonra çağırırız.

  • ece ayhan

    17.08.2007 - 17:02

    MELAHAT GEÇİLMEZ

    1-Gazetelerde ak kara bir resmi otuz yıllık. Arkasında mülki taksimatlı bir harita.
    Komiserin odasında ağırlanırmış.

    2-Ve imparatoriçeliğinde bir vesikalık. Tombalacı Ceylan renkli çekmiş.
    Delikleri balmumuyla örterler.

    3-Gönderilen çelenklerde 'Geçilmez' yazılmıştı soyağacı. Küçük harflerle de
    'fuhşun anısına'.

    4-Çanakkaleli Melâhat'ın törenine polis bandosu da katılmıştır.

  • ece ayhan

    17.08.2007 - 16:58

    BİR ELİŞİ TANRISI İÇİN AĞIT

    Peki nasıl oldu da hatırladı denizde boğulduğunu
    nasıl oldu da peki anlatamıyorum biliyorsun

    Öyle ölüme düşkündü ki biyoloji sıfır
    bir şarkı yiyor şimdi şapkalarını orospular eksiliyor

    Ama yok ne olur ağlama böyle ama yok
    şunun şurasında tramvaysız, çocuk olmak turunç olmak

    Kantocu peruz sahiden yaşadı mı patron?

  • Bencileyin

    17.08.2007 - 16:54

    anırmayan arıya eşşek, havlamayan balığa da köpek denir.

  • Benzer bütün yaralar birbirine

    17.08.2007 - 16:53

    Şaşırdın mı? Kafan mı karıştı? Güzel işte.

  • Abbas Sayar

    17.08.2007 - 16:47

    ee abbas sayar..biz ne arıyoruz burda dcek kadar yıldığım dakikalardır..abbas saysın ben gidem..

  • eksilmek

    17.08.2007 - 16:45

    Herkes aynı teli ayrı notalardan çalıyor. Kediler çöp bidonlarını karıştırmıyor, evlere giriyor. Köpekler gergedanlara saldırıyor. Ben ona buna saldırıyorum. Nükleer başlıklı kırmızı kalem olmuşum, döne döne ucum bitiyor. Dibe vurmak gerek, kıyıya vurmak değil. Kıyıya vurmuş yunuslar kadar ciddi hiç kimseyi görmedim. Ciddiyetsizlik: en etkili ilaç. Ciddiyetin üstünü ciddiyetsizlik ile örtmek gerek. Ciddiyetsizliği ise örtmemek. Ne kadar ciddiyetsiz davransam o kadar ciddiye alınıyorum. Ne kadar ciddi davransam o kadar el üstünde tutuluyorum. Arada pandik atıyorlar, büyüklük bende kalsın diye laf etmiyorum. Entellektüeliteyi yemişim,eksiklik baştan başa..

  • edilgen

    17.08.2007 - 16:43

    edenin ettiğiyle kaldığı edilenin ben edilgenim napam dediği muhteşem! ! döngü..
    'pasifize kuvvetleriz biz etken ne bilmeyiz'ne sözü bilmem ama yazdım..

  • çocuk yalnızlığı

    17.08.2007 - 16:40

    'Arkadaşları zakkumlarla örmüşlerdir şu şiiri:
    Aldırma 128! İntiharın parasız yatılı küçük zabit okullarında
    Her çocuğun kalbinde kendinden daha büyük bir çocuk vardır
    Bütün sınıf sana çocuk bayramlarında zarfsız kuşlar gönderecek.'

    ece ayhan şiirinden..

  • ölümcül kimlikler

    17.08.2007 - 13:39

    okuduğum ve sığ bulduğum maalouf kitabı..bazı bölümlerde içselleştirilmeye çalışılan herşey çok eğretiydi..daha derine daha derine hissi oluşturuyor kitap...

Toplam 66 mesaj bulundu