alageyiği, ren geyiğini duyduydum amma kara geyik ne ola ki dedim..sonra aklıma geldi..anlatayım..
iki geyik gemidedir..sohbet gırla gitmektedir..hatta geyiğe kesmek lafı ordan çıkmıştır(sallıyoruz ne var) ..derken geyiğin biri heyecanla kara geyik demiş..yani sevgili geyik karayı gördün mü demiştir.tabii yol uzun,deniz fena..işte o heyecanla araya virgülü unutan geyiğin söylediği sözdür..kara geyikkkkk..diğer geyiğin tepkisi neymiş acaba derseniz..durun diyem:o kara değil geyikcan seni deniz tutuyor demiş..
off yeter :))
gamze vurgunu, yazar-kasanın kitabı..adı lazım değil..tuna kiremitçi,neyse yazalım hadi ayıp olmasın :)) kime neden ayıp olacaksa..
hadi canım git kendini dövdürtmeden..iyi bir kitap başlığı..yazam mı.. :))
konuya hakim olan bilgili ve tecrübeli kişi anlamındadır..
tasavufta sıkça geçer, erbab olmak zordur..ehl-i vukuf yada vakıf olan da denilebilir..
yani zor :))) hatta Nabi bile demiş:
Leb zikirde ammâ ki gönül fikr-i cihanda
Kaldi arada sübha-i mercan mütereddid
pekin'de sonbahar, mezarlarınıza tüküreceğim ve günlerin köpüğü bilinen romanlarındandır..
mezarlarınıza tüküreceğim adlı kitabını takma isimle yazmıştır, trompete,caz'a genelde müziğe aşıktır :)
claude abadie adli grupla müzik yapmıştır..tiyatro yazarlığı ve senaristliği de vardır..
kitaplarının isimleri çok ilginç ve baştan çıkarıcıdır..örneklemek gerekirse:
Ölülerin Derisi Hep Birbirine Benzer, Bütün Kötüler Öldürülecek
Kızlar Farkına Varmıyor ve Buzlaşmış Ezgilerle Gebermek İstemiyorum..
kırarsın bazen ekmeği
öyle buğu falan da çıkmaz
bayattır
ya da
ısıtılmıştır bir bayatlığın üzerine
ama masana doluverir
ilham perileri
masanın altında
açlıktan ayağına göz koymuşlar
kalemini oynatmaya başladın ya
hemen kıskanır
ilham kedileri
biraz içeri gir
dil ovasının altında binlerce şair
-mezara nasıl da yakışıyorlar
yaşarken kemirilen cesetler-
onlara gülüyorlar
ilham pireleri
öpüştükten sonra ağzımda
ispirto tadı bırakan kadınlar
girer rüyalarıma
ama öyle değil
ne kadar küçülürse küçülsünler
mide bulandırmıyor
ilham sinekleri...
Şair Özge Dirik 14 Ekim 1978’de doğdu..
Şiirleri Öteki-Siz, Pencere, Varlık, Kuzey Yıldızı dergilerinde yayımlandı.
27 Ağustos 2004 tarihinde intihar etti.
Bir isteği vardı, “ 30 şiirim bir kitapta toplansın'..şair dostları! ! hala 30 şiirini toparlayamadı.
bu başlık ona armağan olsun..nedeni belkide! bildiği ölümü için..hep hatırlamak şartıyla..
İçimizdeki Müzik
bam telimde parmak izin duruyor
yeni boyanmış bir aşka oturduk
kalkarsak üzerimizde kalacak izi
korsan limanlarda bekliyoruz birbirimizi
omuzumuzda mırıldanan güvercinler dahil
aldatıyor bu kahperengi hayat bizi
sarhoş olup zehirliyoruz sırlarını
bu aşkı herkese susmak
şarapsız çalmam kadar ayıp kapını
içimdeki müziğin susması
altındaki tabureyi tekmeleyip kemancının
çalması gibi son notalarını
aklım hep gözlerine takılı kalmıştır..sorudur,cevaptır ve evet siz sadece parkamı ve yumruğumu alacaksınız ne için vazgeçtiğim umurunuzda olmayacak der gibi bakar..
yusuf aslan,hüsyin inan ve deniz gezmiş..
ama vazgeçmeyi bilmek ve inandığın şeyler için ölmek onurdur..onur sadece bir isim değildiri bilgilerinize. sunup gözler çok önemlidir diyerek..yüksek müsadelerinizle hani! ! !
İkinci Yeni akımının en kendine has örneklerini vermiştir. Yenilik, Pazar Postası, Yeni Dergi gibi yayınlarda şiirsel canlılığı besleyen şairlerden biri oldu. Şirinde zamanla sevinç yerini bunalıma, toplumsal dengesizlikleri eleştirme kaygısı yerini yıkıcı bir umutsuzluğa bırakmıştır.. Anlaşılması güç, yine de anlamdan ayrılmayan bir tarzı vardır. imgeler herşey olsa da düşünceyi göz ardı etmedi..
hatta 'cümleyi parçaladınız,mahvettiniz' diyen bir zata 'ne güzel cümleye kimliğini geri verdik 'diyecek kadar hazırcevap ve inanandır..
cemal süreyya'nın deyişiyle'yeşil saten gömleğinin yakası geniş zamanlara açılan şair'..
çağrılmayan yakup
Kurbağalara bakmaktan geliyorum, dedi Yakup
Bunu kendine üç kere söyledi
Onlar ki kalabalıktılar, kurbağalar
O kadar çoktular ki, doğrusu ben şaşırdım
Ben, yani Yakup, her türlü çagrılmanın olağan şekli
Daha hiç çağrılmadım
Biri olsun 'Yakup! ' diye seslenmedi hiç
Yakup!
Diye seslenmedi ki, dönüp arkama bakayım
Ve içimden durgun ve çürük bir suyu düşüreyim
Ceplerimdeki eskimiş kağıt parçalarını atayım
Sonra bir güzel yıkanayım da.
Ben size demedim mi.
Evet, kurbağalara bakmaktan geliyorum
Sanki böyle niye ben oradan geliyorum
Telaslı, aç gözlü kurbağalara
Bakmaktan
Bilmiyorum
Bilmiyorum, bilmiyorum
Ben, yani Yusuf, Yusuf mu dedim? Hayır, Yakup
Bazen karıştırıyorum.
Bazen karıştırıyorum ya, çok uzun bir gündü
Sonra bu çok uzun günün sıcak bir günü
Kediler kırmızı alevler halinde koşuyordu
Onlar işte hep boyuna koşuyordu
Birileri çıkıyordu ordan burdan
Hiç çıkmamak halinde ve olgun
Birileri çıkıyordu
Geceden kalma bir lamba yanıyordu, açık
Bir pencerenin sokağa doğru içinde
Bu uyum korkunçtur Yakup!
Yakubun olması korkunçluğudur bu
Dünyanın insana doğru içinde
Yakup, Yakup!
Burdayım, yani ben.. evet, geliyorum
Lambayı söndürmesinler, geliyorum
Siz bütün lambaları yakın, evet
Ben, yani Yusuf, Yusuf mu dedim? hayır, Yakup
Bazen karıştırıyorum.
Ve kendine bilinmeyenler yaratan Yakubum ben, iyi ya
Durduğum bir gündü, diyorum, bütün ilgiler sizin olsun
Her türlü bir şeyler sizin olsun, ben artık
Hep böyle istiyorum, ayıp degil ya
Durduğum bir gündü, diyorum, yüzümü göğe doğurduğum
Bir gündü ve yaş
-kamikaze dalacaz abi
-kime?
-sana,bana,bize,size,ona,şuna,buna..
-tekil ve çoğul dalış diosun.
-abi ne dediğimin önemi yok,dalalım işte..
-oğlum dalaman! !
-deneyelim en azından abi
-kamikaze dalış bir kere denemeyi kaldırır babacan
-abi o zaman sen dene ben bir bakam,nasıl oluyor?
-bak gel beri,yaklaş.ben sana bir dalam kamikazeyi sonra çağırırız.
Herkes aynı teli ayrı notalardan çalıyor. Kediler çöp bidonlarını karıştırmıyor, evlere giriyor. Köpekler gergedanlara saldırıyor. Ben ona buna saldırıyorum. Nükleer başlıklı kırmızı kalem olmuşum, döne döne ucum bitiyor. Dibe vurmak gerek, kıyıya vurmak değil. Kıyıya vurmuş yunuslar kadar ciddi hiç kimseyi görmedim. Ciddiyetsizlik: en etkili ilaç. Ciddiyetin üstünü ciddiyetsizlik ile örtmek gerek. Ciddiyetsizliği ise örtmemek. Ne kadar ciddiyetsiz davransam o kadar ciddiye alınıyorum. Ne kadar ciddi davransam o kadar el üstünde tutuluyorum. Arada pandik atıyorlar, büyüklük bende kalsın diye laf etmiyorum. Entellektüeliteyi yemişim,eksiklik baştan başa..
edenin ettiğiyle kaldığı edilenin ben edilgenim napam dediği muhteşem! ! döngü..
'pasifize kuvvetleriz biz etken ne bilmeyiz'ne sözü bilmem ama yazdım..
'Arkadaşları zakkumlarla örmüşlerdir şu şiiri:
Aldırma 128! İntiharın parasız yatılı küçük zabit okullarında
Her çocuğun kalbinde kendinden daha büyük bir çocuk vardır
Bütün sınıf sana çocuk bayramlarında zarfsız kuşlar gönderecek.'
okuduğum ve sığ bulduğum maalouf kitabı..bazı bölümlerde içselleştirilmeye çalışılan herşey çok eğretiydi..daha derine daha derine hissi oluşturuyor kitap...
Saygıdeğer yüce efendilerim Kendimi ihbar ediyorum Beni hemen alıp götürün Yasadışı düşler görüyorum Sakıncalı kitap okuyorum Sansürünüze yazı yazıyorum Kaybediniz beni egemen beyler Ben si ...
KARAGEYİK
18.08.2007 - 13:20alageyiği, ren geyiğini duyduydum amma kara geyik ne ola ki dedim..sonra aklıma geldi..anlatayım..
iki geyik gemidedir..sohbet gırla gitmektedir..hatta geyiğe kesmek lafı ordan çıkmıştır(sallıyoruz ne var) ..derken geyiğin biri heyecanla kara geyik demiş..yani sevgili geyik karayı gördün mü demiştir.tabii yol uzun,deniz fena..işte o heyecanla araya virgülü unutan geyiğin söylediği sözdür..kara geyikkkkk..diğer geyiğin tepkisi neymiş acaba derseniz..durun diyem:o kara değil geyikcan seni deniz tutuyor demiş..
off yeter :))
Jack Kerouac
18.08.2007 - 13:13uyuşturucu+beat kuşağı+anlaşılamamak+allen ginsberg+ William S. Burroughs..
yolda.. zen kaçıkları..(ve son) .. yalnız gezgin..
final.. var mı?
git kendini çok sevdirmeden
18.08.2007 - 13:03gamze vurgunu, yazar-kasanın kitabı..adı lazım değil..tuna kiremitçi,neyse yazalım hadi ayıp olmasın :)) kime neden ayıp olacaksa..
hadi canım git kendini dövdürtmeden..iyi bir kitap başlığı..yazam mı.. :))
erbab
18.08.2007 - 13:00konuya hakim olan bilgili ve tecrübeli kişi anlamındadır..
tasavufta sıkça geçer, erbab olmak zordur..ehl-i vukuf yada vakıf olan da denilebilir..
yani zor :))) hatta Nabi bile demiş:
Leb zikirde ammâ ki gönül fikr-i cihanda
Kaldi arada sübha-i mercan mütereddid
boris vian
18.08.2007 - 12:48pekin'de sonbahar, mezarlarınıza tüküreceğim ve günlerin köpüğü bilinen romanlarındandır..
mezarlarınıza tüküreceğim adlı kitabını takma isimle yazmıştır, trompete,caz'a genelde müziğe aşıktır :)
claude abadie adli grupla müzik yapmıştır..tiyatro yazarlığı ve senaristliği de vardır..
kitaplarının isimleri çok ilginç ve baştan çıkarıcıdır..örneklemek gerekirse:
Ölülerin Derisi Hep Birbirine Benzer, Bütün Kötüler Öldürülecek
Kızlar Farkına Varmıyor ve Buzlaşmış Ezgilerle Gebermek İstemiyorum..
ilham
18.08.2007 - 11:15ilham nöbetleri
kırarsın bazen ekmeği
öyle buğu falan da çıkmaz
bayattır
ya da
ısıtılmıştır bir bayatlığın üzerine
ama masana doluverir
ilham perileri
masanın altında
açlıktan ayağına göz koymuşlar
kalemini oynatmaya başladın ya
hemen kıskanır
ilham kedileri
biraz içeri gir
dil ovasının altında binlerce şair
-mezara nasıl da yakışıyorlar
yaşarken kemirilen cesetler-
onlara gülüyorlar
ilham pireleri
öpüştükten sonra ağzımda
ispirto tadı bırakan kadınlar
girer rüyalarıma
ama öyle değil
ne kadar küçülürse küçülsünler
mide bulandırmıyor
ilham sinekleri...
unutu
18.08.2007 - 11:13Şair Özge Dirik 14 Ekim 1978’de doğdu..
Şiirleri Öteki-Siz, Pencere, Varlık, Kuzey Yıldızı dergilerinde yayımlandı.
27 Ağustos 2004 tarihinde intihar etti.
Bir isteği vardı, “ 30 şiirim bir kitapta toplansın'..şair dostları! ! hala 30 şiirini toparlayamadı.
bu başlık ona armağan olsun..nedeni belkide! bildiği ölümü için..hep hatırlamak şartıyla..
İçimizdeki Müzik
bam telimde parmak izin duruyor
yeni boyanmış bir aşka oturduk
kalkarsak üzerimizde kalacak izi
korsan limanlarda bekliyoruz birbirimizi
omuzumuzda mırıldanan güvercinler dahil
aldatıyor bu kahperengi hayat bizi
sarhoş olup zehirliyoruz sırlarını
bu aşkı herkese susmak
şarapsız çalmam kadar ayıp kapını
içimdeki müziğin susması
altındaki tabureyi tekmeleyip kemancının
çalması gibi son notalarını
çocuk
18.08.2007 - 11:00Çocuklar korkunç Allah´ım,
Elleri,yüzleri,saçları.
Uyurlar bütün gece
Yok sana ihtiyaçları.
Çocuklar korkunç Allah´ım,
Bebek yaparlar haçları.
Aşina değiller hatıramıza
Severken aynı ağaçları
f.h.d
sor
18.08.2007 - 10:31Nasıl olur da deniz köpeğin ağzından pislenir?
Nasıl olur da güneş üflemekle söner?
M.
paradoxlardan seçmeler
18.08.2007 - 10:22Bir tür kavuşmadır hatırlayış, unutuş bir özgürlük.
paradoxlardan seçmeler
18.08.2007 - 10:19Bana susmayı ver, gecenin hücumlarına meydan okuyayım.
paradoxlardan seçmeler
18.08.2007 - 10:19'İki kadın konuştuğunda hiç bir şey söylemezler. Bir kadın konuştuğunda bütün bir hayatı açıklar.'
deniz gezmiş
18.08.2007 - 10:12aklım hep gözlerine takılı kalmıştır..sorudur,cevaptır ve evet siz sadece parkamı ve yumruğumu alacaksınız ne için vazgeçtiğim umurunuzda olmayacak der gibi bakar..
yusuf aslan,hüsyin inan ve deniz gezmiş..
ama vazgeçmeyi bilmek ve inandığın şeyler için ölmek onurdur..onur sadece bir isim değildiri bilgilerinize. sunup gözler çok önemlidir diyerek..yüksek müsadelerinizle hani! ! !
edip cansever
18.08.2007 - 10:03İkinci Yeni akımının en kendine has örneklerini vermiştir. Yenilik, Pazar Postası, Yeni Dergi gibi yayınlarda şiirsel canlılığı besleyen şairlerden biri oldu. Şirinde zamanla sevinç yerini bunalıma, toplumsal dengesizlikleri eleştirme kaygısı yerini yıkıcı bir umutsuzluğa bırakmıştır.. Anlaşılması güç, yine de anlamdan ayrılmayan bir tarzı vardır. imgeler herşey olsa da düşünceyi göz ardı etmedi..
hatta 'cümleyi parçaladınız,mahvettiniz' diyen bir zata 'ne güzel cümleye kimliğini geri verdik 'diyecek kadar hazırcevap ve inanandır..
cemal süreyya'nın deyişiyle'yeşil saten gömleğinin yakası geniş zamanlara açılan şair'..
çağrılmayan yakup
Kurbağalara bakmaktan geliyorum, dedi Yakup
Bunu kendine üç kere söyledi
Onlar ki kalabalıktılar, kurbağalar
O kadar çoktular ki, doğrusu ben şaşırdım
Ben, yani Yakup, her türlü çagrılmanın olağan şekli
Daha hiç çağrılmadım
Biri olsun 'Yakup! ' diye seslenmedi hiç
Yakup!
Diye seslenmedi ki, dönüp arkama bakayım
Ve içimden durgun ve çürük bir suyu düşüreyim
Ceplerimdeki eskimiş kağıt parçalarını atayım
Sonra bir güzel yıkanayım da.
Ben size demedim mi.
Evet, kurbağalara bakmaktan geliyorum
Sanki böyle niye ben oradan geliyorum
Telaslı, aç gözlü kurbağalara
Bakmaktan
Bilmiyorum
Bilmiyorum, bilmiyorum
Ben, yani Yusuf, Yusuf mu dedim? Hayır, Yakup
Bazen karıştırıyorum.
Bazen karıştırıyorum ya, çok uzun bir gündü
Sonra bu çok uzun günün sıcak bir günü
Kediler kırmızı alevler halinde koşuyordu
Onlar işte hep boyuna koşuyordu
Birileri çıkıyordu ordan burdan
Hiç çıkmamak halinde ve olgun
Birileri çıkıyordu
Geceden kalma bir lamba yanıyordu, açık
Bir pencerenin sokağa doğru içinde
Bu uyum korkunçtur Yakup!
Yakubun olması korkunçluğudur bu
Dünyanın insana doğru içinde
Yakup, Yakup!
Burdayım, yani ben.. evet, geliyorum
Lambayı söndürmesinler, geliyorum
Siz bütün lambaları yakın, evet
Ben, yani Yusuf, Yusuf mu dedim? hayır, Yakup
Bazen karıştırıyorum.
Ve kendine bilinmeyenler yaratan Yakubum ben, iyi ya
Durduğum bir gündü, diyorum, bütün ilgiler sizin olsun
Her türlü bir şeyler sizin olsun, ben artık
Hep böyle istiyorum, ayıp degil ya
Durduğum bir gündü, diyorum, yüzümü göğe doğurduğum
Bir gündü ve yaş
enteresan diyaloglar
18.08.2007 - 09:50-kamikaze dalacaz abi
-kime?
-sana,bana,bize,size,ona,şuna,buna..
-tekil ve çoğul dalış diosun.
-abi ne dediğimin önemi yok,dalalım işte..
-oğlum dalaman! !
-deneyelim en azından abi
-kamikaze dalış bir kere denemeyi kaldırır babacan
-abi o zaman sen dene ben bir bakam,nasıl oluyor?
-bak gel beri,yaklaş.ben sana bir dalam kamikazeyi sonra çağırırız.
ece ayhan
17.08.2007 - 17:02MELAHAT GEÇİLMEZ
1-Gazetelerde ak kara bir resmi otuz yıllık. Arkasında mülki taksimatlı bir harita.
Komiserin odasında ağırlanırmış.
2-Ve imparatoriçeliğinde bir vesikalık. Tombalacı Ceylan renkli çekmiş.
Delikleri balmumuyla örterler.
3-Gönderilen çelenklerde 'Geçilmez' yazılmıştı soyağacı. Küçük harflerle de
'fuhşun anısına'.
4-Çanakkaleli Melâhat'ın törenine polis bandosu da katılmıştır.
ece ayhan
17.08.2007 - 16:58BİR ELİŞİ TANRISI İÇİN AĞIT
Peki nasıl oldu da hatırladı denizde boğulduğunu
nasıl oldu da peki anlatamıyorum biliyorsun
Öyle ölüme düşkündü ki biyoloji sıfır
bir şarkı yiyor şimdi şapkalarını orospular eksiliyor
Ama yok ne olur ağlama böyle ama yok
şunun şurasında tramvaysız, çocuk olmak turunç olmak
Kantocu peruz sahiden yaşadı mı patron?
Bencileyin
17.08.2007 - 16:54anırmayan arıya eşşek, havlamayan balığa da köpek denir.
Benzer bütün yaralar birbirine
17.08.2007 - 16:53Şaşırdın mı? Kafan mı karıştı? Güzel işte.
Abbas Sayar
17.08.2007 - 16:47ee abbas sayar..biz ne arıyoruz burda dcek kadar yıldığım dakikalardır..abbas saysın ben gidem..
eksilmek
17.08.2007 - 16:45Herkes aynı teli ayrı notalardan çalıyor. Kediler çöp bidonlarını karıştırmıyor, evlere giriyor. Köpekler gergedanlara saldırıyor. Ben ona buna saldırıyorum. Nükleer başlıklı kırmızı kalem olmuşum, döne döne ucum bitiyor. Dibe vurmak gerek, kıyıya vurmak değil. Kıyıya vurmuş yunuslar kadar ciddi hiç kimseyi görmedim. Ciddiyetsizlik: en etkili ilaç. Ciddiyetin üstünü ciddiyetsizlik ile örtmek gerek. Ciddiyetsizliği ise örtmemek. Ne kadar ciddiyetsiz davransam o kadar ciddiye alınıyorum. Ne kadar ciddi davransam o kadar el üstünde tutuluyorum. Arada pandik atıyorlar, büyüklük bende kalsın diye laf etmiyorum. Entellektüeliteyi yemişim,eksiklik baştan başa..
edilgen
17.08.2007 - 16:43edenin ettiğiyle kaldığı edilenin ben edilgenim napam dediği muhteşem! ! döngü..
'pasifize kuvvetleriz biz etken ne bilmeyiz'ne sözü bilmem ama yazdım..
çocuk yalnızlığı
17.08.2007 - 16:40'Arkadaşları zakkumlarla örmüşlerdir şu şiiri:
Aldırma 128! İntiharın parasız yatılı küçük zabit okullarında
Her çocuğun kalbinde kendinden daha büyük bir çocuk vardır
Bütün sınıf sana çocuk bayramlarında zarfsız kuşlar gönderecek.'
ece ayhan şiirinden..
ölümcül kimlikler
17.08.2007 - 13:39okuduğum ve sığ bulduğum maalouf kitabı..bazı bölümlerde içselleştirilmeye çalışılan herşey çok eğretiydi..daha derine daha derine hissi oluşturuyor kitap...
Toplam 66 mesaj bulundu