ve o sekiz kat önyargı tuğlasıyla örülü
idrâkine
fikirlerin balyoz vurmasına izin ver..
korkma,
balyoz vuran fikirler acıtır dimağını
fakat
senden hiç bir ücret talep etmezler..
ve seni kısıldığın o zâviyeden kurtarırlar..
nefes alırsın; açılırsın!
15 saniye ile,
giderken
sana dur diyebilmeyi ıskaladım..
ve sen plakasını alamadığım
bir topkapı-cevizlibağ otobusüne binip; ve ellerimden yitip gittin..
saçlarını sana benzettiğim birini görür gibi oldum
arkandan bakarken..
emin değilim,
ve biliyor musun,
bu emin olamayış kahrediyor beni...
Ey ben!
senden şikâyetim var
bu muzipliklerin 'tak' etti canıma!
eğer seni bir daha
mahrem topraklarımda görürsem
üçten dokuza şart olsun
boşarım seni!
ve kendime yeni benlerimden bir harem kurarım!
uzatırlardı
-ben en son yazmak istiyorum
derdim. ve en son yazardım. diğer sayfalardan kopya çekip
güzel bir analiz, karakter tahlili yaptıktan sonra verirdim
ve
en güzeli benim ki olurdu...
Bazı insanların vicdanı vardır, i
çleri acır; sessiz kal(a) mazlar,
görmezden gel(e) mezler.
Yol ayrımlarında tereddüt etmezler,
bir kişilik edinme kaygısı güderler,
sürüklenmezler, tavır alırlar.
Hayatlarının merkezinde bir tek kendileri yoktur,
ötekini içerme bilgisini edinmek için çaba gösterirler,
yorulurlar...
Uçurumun kenarında yaşarlar...
yüreğimin sol kısmından kuvvetli bir bomba sinyali alıyorum..
hüzne ve kedere duyarlı bir vaveylâ
gözyaşı te'sirli;
koptu kopacak..
üzmeyin beni!
yaşamak istiyorum...
iş güç.. çalış didin.. bir paket gelmiş sana altına imzanı at.atmam! atmazsan vermem; verme! hem ne veriyorsun sen vaad ettiğin nedir senin kargocu çocuk, sadece bir paket.. imza isteme benden sana bir paket marlboro vereyim, içer misin? önce şu örümceğe koklat dumanını, nereden bileyim içinde metan gazı olmadığını? ama metan gazı varsa zaten havaya uçarız hep beraber. iyisimi sen paketle çakmağı al ben de örümcekle sigarayı dışarıda halledelim bu işi. örümceğe sigarayla çakmağı verelim sonra uzaklaşalım oradan saklanalım şuradaki çukura.. olmaz! neden olmaz kargocu çocuk? ya genişleyerek yayarsa basıncını etkileniriz bizde. en iyisi ağaca çıkalım.yukarı doğru basınç yapmaz bu patlama. olmaz öyle ben derim ki yoldan bir serçe çevirip kanatlarına binelim kargocu çocuk.. olur be teslim alıcı gidelim buralardan. bıktım akşama kadar gez dolaş zaten. ama müsaade et toparlanayım. hayır! vaktimiz yok; bari iğne iplik alayım? tamam çabuk ol...... geldim, çağır şu serçeyi..geldi..
teslim alıcı?
efendim kargocu çocuk..
paketi merak etmiyor musun?
sahi versene paketi açayım
imzan gerekiyor
söylesene, ver atayım..
........
ne çıktı içinden?
kahretsin..
ne oldu
acil bir durum yetiştirmem lazım sen git istersen
ama peki ya sen..
gelemiyorum, bir daha ki kargoya inşallah
sen bilirsin
güle güle
dönek herif
doğru konuş..
“Müslümanları vaftiz etmek için boş yere çabalayıp durmayalım. Başka yollar, başka çareler deneyelim. İslam memleketlerinde girişeceğimiz faaliyetlerde onlara, hristiyan adetlerini, hristiyan bayramlarını, hristiyan kültürünü, hristiyan ahlakını aşılayalım…”(1)
“Müslümanların her şeyini tahrif ve mahvettik. Dinleri, inançları, ahlakları, dine bakışları ve insani duyguları mahvoldu. Onların manevi değerlerini, batı medeniyeti potasında eriterek kendimize benzettik. İslamiyet’ten uzaklaştırdık. İslamiyet’i öğrenmeyi, yaşamayı, namaz kılmayı ve Kur’an-ı Kerim öğrenmeyi, suç ve gericilik olarak göstermeyi başardık. Artık çoğu, tam olarak, hiçbir şeye inanmıyorlar…”(2)
1) Rahip Samuel Zwemer tarafından misyonerlere yönelik bir konferans da söylenmiştir. İlkadım Dergisi, Mayıs 2004 sayısı
(2) Rahip Louis Massignon tarafından söylenmiştir. İlkadım Dergisi Mayıs 2004
Oruç tutmak ile Futbol takımı tutmak arasında ki fark nedir?
yoksa aralarında bir fark yok mudur?
tuttuğumuz takımın bizim onu tuttuğumuzdan haberi yoksa -ki yoktur-
tuttuğumuz orucun bizim onu tuttuğumuzdan haberi var mıdır?
Tutmak nedir?
İnsan mı oruç tutar,
Yoksa oruç mu insanı?
tutmanın zıddı bırakmak ise eğer
Oruç mu insanı bırakır
İnsan mı orucu?
bir kentte azınlıkların yaşadığı semt.
ayrıca venedikte bir yahudi mahallesinin ismi.
Herkesin, olaylara; 'durduğu yer',
'baktığı pencere' veya sahip olduğu
'meşrebe' göre baktığı, şu son
'Fransa olayları' sebebiyle gündeme gelmişti gettolar..
uykum var. ayırdedemiyorum gerçekleri. sıyırıp kurtaramıyorum kendimi düşmelerden. uykum var ve ben uyuyorum. bir teknedeyim denize açıldım. balık yemek istiyor canım. misinamın ucundaki solucan! söyle seni yiyecek olan balığa beklesin biraz. uyandırmasın beni oltayı sallayarak. hele büyük balıksa hiç açgözlülük yapıp yanaşmasın sana. uğraşamam onunla. gitsin kendine küçük balıklar bulsun.ama.. ama esiyor burası, hem bu kayıkta yumuşak bir şey yok mudur başımı koyacak? anladım. yüzdüreceksiniz beni sonunda. denize dalıp kendime süngerimsi, yumuşakçalardan bir canlı bulacağım. kimbilir bir hazineye rastlarım belki. hazineyi alır karada bir yerlere saklarım bir kısmını. bir define haritası çizip o haritanın en önemli kısmını, defineyi gösteren yerini yırtarım. arasın dursunlar. bir kısmı bende hazinenin hala. çil çil altınlar... sahi suda seker mi bu altınlar ince çakıl misali... yada her bir altını dünyanın heryerine itinayla yerleştirmeli teker teker. gören ümitlensin bunlardan daha çok vardır belki diyerek kazsın bulduğu yeri. dünya delik deşik olsun.dünyanın her yerinde kazılar yapılsın. özellikle çöllere savurmalı kimbilir su çıkar kazılan yerlerden belki.fırlatmalı gökyüzüne sonuncusunu ve bir rövaşata atmalı tam düşerken.. düşerken! düşmek..başım düşüyor. sahi uykum var benim! uğraşmayın benimle!
hadi bi güzellik yap
02.10.2006 - 21:51ve o sekiz kat önyargı tuğlasıyla örülü
idrâkine
fikirlerin balyoz vurmasına izin ver..
korkma,
balyoz vuran fikirler acıtır dimağını
fakat
senden hiç bir ücret talep etmezler..
ve seni kısıldığın o zâviyeden kurtarırlar..
nefes alırsın; açılırsın!
yaşar nuri öztürk
02.10.2006 - 21:38yazmış olduğu kur'an mealine karşı
tefsir otoritelerinden ciddi eleştiriler alıyor..
bilimin insanlığa hediyesi
02.10.2006 - 21:16çatapatlar
ya da
mantar tabancaları..
bir de plastik boncuk atan oyuncak tabancalar varki
kim icad etmişse artık elleri öpülesi..
bknz.
bilimin çocuklara hediyesi
o ânı ıskalamak
02.10.2006 - 21:1015 saniye ile,
giderken
sana dur diyebilmeyi ıskaladım..
ve sen plakasını alamadığım
bir topkapı-cevizlibağ otobusüne binip; ve ellerimden yitip gittin..
saçlarını sana benzettiğim birini görür gibi oldum
arkandan bakarken..
emin değilim,
ve biliyor musun,
bu emin olamayış kahrediyor beni...
teslis
02.10.2006 - 21:06(bazı)
insanların
kendilerine çarpı atıp
kendi kendilerini oyundan diskalifiye etmeleri..
ideal
02.10.2006 - 21:02ideal..!
sana gerçek olmayı vaad ediyorum
ama
gidip kahve köşelerinde oturan insanların
yakasına yapışacaksın ilk önce!
Şikayet
02.10.2006 - 21:00Ey ben!
senden şikâyetim var
bu muzipliklerin 'tak' etti canıma!
eğer seni bir daha
mahrem topraklarımda görürsem
üçten dokuza şart olsun
boşarım seni!
ve kendime yeni benlerimden bir harem kurarım!
koşmak
02.10.2006 - 20:56bilgi vadisinin münbit topraklarına konduğunda,
hiç değilse bir serçe kadar ürkek ol!
Sonra?
Sonra, yürümeyi de, koşmayı da zavallılara terkedip aç kanatlarını,
bir kartal gibi alçakları semâlardan seyreyle!
hatıra defteri
02.10.2006 - 20:50uzatırlardı
-ben en son yazmak istiyorum
derdim. ve en son yazardım. diğer sayfalardan kopya çekip
güzel bir analiz, karakter tahlili yaptıktan sonra verirdim
ve
en güzeli benim ki olurdu...
bknz.
kişiyi kurnazlığa sevkeden hareketler
tavır
02.10.2006 - 20:40Bazı insanların vicdanı vardır, i
çleri acır; sessiz kal(a) mazlar,
görmezden gel(e) mezler.
Yol ayrımlarında tereddüt etmezler,
bir kişilik edinme kaygısı güderler,
sürüklenmezler, tavır alırlar.
Hayatlarının merkezinde bir tek kendileri yoktur,
ötekini içerme bilgisini edinmek için çaba gösterirler,
yorulurlar...
Uçurumun kenarında yaşarlar...
tahmin
02.10.2006 - 20:36- ben diyeyim 1, sen de 160 metre boyunda bir yılan
- olmadı.. ben bir diyeyim sen 160 demeye devam et yetmezse arttırabilirsin!
palavra
02.10.2006 - 20:33'parabola' latince de simge, mesel, vecize, anlamlı söz
anlamına gelirken
türkçede
'yalanın daniskası' anlamına geliyor..
bknz.
türkçeye selam verip soyulup soğana çevrilen, tanınmaz hâle gelen kelimeler
nun
02.10.2006 - 20:25hokka..
vâveylâ
02.10.2006 - 20:05yüreğimin sol kısmından kuvvetli bir bomba sinyali alıyorum..
hüzne ve kedere duyarlı bir vaveylâ
gözyaşı te'sirli;
koptu kopacak..
üzmeyin beni!
yaşamak istiyorum...
hezeyan
02.10.2006 - 19:29iş güç.. çalış didin.. bir paket gelmiş sana altına imzanı at.atmam! atmazsan vermem; verme! hem ne veriyorsun sen vaad ettiğin nedir senin kargocu çocuk, sadece bir paket.. imza isteme benden sana bir paket marlboro vereyim, içer misin? önce şu örümceğe koklat dumanını, nereden bileyim içinde metan gazı olmadığını? ama metan gazı varsa zaten havaya uçarız hep beraber. iyisimi sen paketle çakmağı al ben de örümcekle sigarayı dışarıda halledelim bu işi. örümceğe sigarayla çakmağı verelim sonra uzaklaşalım oradan saklanalım şuradaki çukura.. olmaz! neden olmaz kargocu çocuk? ya genişleyerek yayarsa basıncını etkileniriz bizde. en iyisi ağaca çıkalım.yukarı doğru basınç yapmaz bu patlama. olmaz öyle ben derim ki yoldan bir serçe çevirip kanatlarına binelim kargocu çocuk.. olur be teslim alıcı gidelim buralardan. bıktım akşama kadar gez dolaş zaten. ama müsaade et toparlanayım. hayır! vaktimiz yok; bari iğne iplik alayım? tamam çabuk ol...... geldim, çağır şu serçeyi..geldi..
teslim alıcı?
efendim kargocu çocuk..
paketi merak etmiyor musun?
sahi versene paketi açayım
imzan gerekiyor
söylesene, ver atayım..
........
ne çıktı içinden?
kahretsin..
ne oldu
acil bir durum yetiştirmem lazım sen git istersen
ama peki ya sen..
gelemiyorum, bir daha ki kargoya inşallah
sen bilirsin
güle güle
dönek herif
doğru konuş..
nasılsın
02.10.2006 - 17:11sıcağım sıcak!
dokunanı yakarım!
durum
02.10.2006 - 16:36“Müslümanları vaftiz etmek için boş yere çabalayıp durmayalım. Başka yollar, başka çareler deneyelim. İslam memleketlerinde girişeceğimiz faaliyetlerde onlara, hristiyan adetlerini, hristiyan bayramlarını, hristiyan kültürünü, hristiyan ahlakını aşılayalım…”(1)
“Müslümanların her şeyini tahrif ve mahvettik. Dinleri, inançları, ahlakları, dine bakışları ve insani duyguları mahvoldu. Onların manevi değerlerini, batı medeniyeti potasında eriterek kendimize benzettik. İslamiyet’ten uzaklaştırdık. İslamiyet’i öğrenmeyi, yaşamayı, namaz kılmayı ve Kur’an-ı Kerim öğrenmeyi, suç ve gericilik olarak göstermeyi başardık. Artık çoğu, tam olarak, hiçbir şeye inanmıyorlar…”(2)
1) Rahip Samuel Zwemer tarafından misyonerlere yönelik bir konferans da söylenmiştir. İlkadım Dergisi, Mayıs 2004 sayısı
(2) Rahip Louis Massignon tarafından söylenmiştir. İlkadım Dergisi Mayıs 2004
yorumsuz..
soru
02.10.2006 - 15:53Oruç tutmak ile Futbol takımı tutmak arasında ki fark nedir?
yoksa aralarında bir fark yok mudur?
tuttuğumuz takımın bizim onu tuttuğumuzdan haberi yoksa -ki yoktur-
tuttuğumuz orucun bizim onu tuttuğumuzdan haberi var mıdır?
Tutmak nedir?
İnsan mı oruç tutar,
Yoksa oruç mu insanı?
tutmanın zıddı bırakmak ise eğer
Oruç mu insanı bırakır
İnsan mı orucu?
gerici
02.10.2006 - 11:11Murdar bir halden muhteşem bir maziye kanatlanıp uçmak gericilikse,
her namuslu insan gericidir.
Cemil MERİÇ
soytarı
02.10.2006 - 10:401. keçi ayaklı orman yaratığı,
2. gülünç ve müstehcen kimse, şaklaban
getto
02.10.2006 - 10:22bir kentte azınlıkların yaşadığı semt.
ayrıca venedikte bir yahudi mahallesinin ismi.
Herkesin, olaylara; 'durduğu yer',
'baktığı pencere' veya sahip olduğu
'meşrebe' göre baktığı, şu son
'Fransa olayları' sebebiyle gündeme gelmişti gettolar..
hezeyan
02.10.2006 - 10:10uykum var. ayırdedemiyorum gerçekleri. sıyırıp kurtaramıyorum kendimi düşmelerden. uykum var ve ben uyuyorum. bir teknedeyim denize açıldım. balık yemek istiyor canım. misinamın ucundaki solucan! söyle seni yiyecek olan balığa beklesin biraz. uyandırmasın beni oltayı sallayarak. hele büyük balıksa hiç açgözlülük yapıp yanaşmasın sana. uğraşamam onunla. gitsin kendine küçük balıklar bulsun.ama.. ama esiyor burası, hem bu kayıkta yumuşak bir şey yok mudur başımı koyacak? anladım. yüzdüreceksiniz beni sonunda. denize dalıp kendime süngerimsi, yumuşakçalardan bir canlı bulacağım. kimbilir bir hazineye rastlarım belki. hazineyi alır karada bir yerlere saklarım bir kısmını. bir define haritası çizip o haritanın en önemli kısmını, defineyi gösteren yerini yırtarım. arasın dursunlar. bir kısmı bende hazinenin hala. çil çil altınlar... sahi suda seker mi bu altınlar ince çakıl misali... yada her bir altını dünyanın heryerine itinayla yerleştirmeli teker teker. gören ümitlensin bunlardan daha çok vardır belki diyerek kazsın bulduğu yeri. dünya delik deşik olsun.dünyanın her yerinde kazılar yapılsın. özellikle çöllere savurmalı kimbilir su çıkar kazılan yerlerden belki.fırlatmalı gökyüzüne sonuncusunu ve bir rövaşata atmalı tam düşerken.. düşerken! düşmek..başım düşüyor. sahi uykum var benim! uğraşmayın benimle!
angut
02.10.2006 - 08:28asıl yazılışı 'ankut' olmakla beraber
ermenice de merhametsiz, anlayışsız anlamına geliyor.
'an' olumsuzluk veren önek
'kut' anlayış, merhamet..
müstakbel
02.10.2006 - 08:13'kabul' yüzünü dönme, benimseme
'istikbal' yönelme, kabul etme
'müstakbel' kendisine yönelinen..
Toplam 3332 mesaj bulundu