serseriler
osmanlıcada MAZANNE-I SÛI EŞHAS
' ne zaman kötülük yapacakları belli olmayan insanlar'
günümüzün ifadesiyle
'potansiyel suçlular'.
bu sınıfa kabadayılar, külhanbeyleri ve kopuklar girer imiş eski zamanlarda..
üçünün de birbirinden farklı hayat felsefeleri var.
mesela kabadayılar küçültmek, hakaret etmek için
birbirlerine
'külhanbeyi' (hamamların ocaklarında yaşayan kimsesiz serseriler)
diyerek takılırlar imiş...
'kopuk' ise işsiz güçsüz avare gezenlere verilen ad..
bir de 'hayta' lar var ki osmanlı da sınır beylerine bağlı bir gruba verilen ad.
ya kendileri ya da yaşayan insanlar;
artık bilemiyoruz kim yapmış ama hayta kelimesinin anlamı zamanla değişikliğe uğramış..
Hayat sana iyi davranıyor mu?
Kendinle konuşuyor musun, yoksa hala küs müsünüz?
Zaman üzerinden geçerken acıtıyor mu?
Yaşam ile yaptığın alışverişin kârlı mı? alınanlarla verilenler birbirine denk mi?
nasılsın?
hala acıyor mu....
-fotoğraflar çıkmış
-ver ver bir bakayım, iftarda çekildiklerimiz değil mi?
-evet, baksana bora nın keli nasılda parlyor
-ha ha.. ya ama bir tuhaflık var bu işte
-ne oldu
-bunların hiçbirinde ben yokum benim sandalyem boş gözüküyor...
-gayet normal
-neden
-e fotoğrafları sen çektin..
-:Ss
yinede güzeldi o ilk okunan kitaplar..
kim niye yazmış
ne anlatıyor... umurunda mı?
bir kelimenin peşine takılıp çağrışımlarla tüm evreni dolaşırdık..
dünya bile yetmezdi bazen.
sınıra dayanınca uyanırdık ama bir bakmışız
o geçen saniyelerde
gözlerimiz 4-5 sayfa daha okumuş...
ben üşenmez başa dönüp anlayarak okumaya çalışırdım
ama nafile..
o yüzden
elimde hep kitap vardı benim
ama
okunmuşlukları bir elin parmak sayısı kadar..
güzeldi yinede..
ilk kitap okunulan zamanlar
ve ya
ilk okunan çocukluk kitaplarından akılda kalan ne var?
benim aklımda
kitapta yazılanlardan çok
kitabı nerede okuduğum kalmış..
said havva nın 'cundullah' isimli bir kitabı vardır mesela.
sorulsa ne anlattığı ezbere olur,
fakat
size bayırda hayvan otlatırken
kitabı okumaktan başımı kaldırdığımda
bütün ineklerin
ortadan kaybolup komşunun elmalığına girdiğini farkettiğimde yaşadığım korkuyu
tek tek anlatabilirim.
daha eskiye gideyim
4.sınıftan 5. sınıfa geçtiğimde öğretmenimin yaz tatilinde okumam için verdiği mavi sert kartonla kaplanmış
yazıları büyük
hacmi küçük
sayfaları bol olan hikaye kitabının
benimle beraber nereleri gezdiğinide anlatabilirim..
nasıl okuyacağımızı
neden okuyacağımızı çok sonraları öğreniyoruz..
vesselam..
Bolulu Hasan Usta kaliteli bir tatlıcı
fakat sütlaçlarını hiç beğenmiyorum.
Annem hiç özenmeden yapardı ama hasan usta nın süslü sütlaçlarına
5000 basar annemin 'tencerede sütlaç' ları..
bunun da sırrı şerbetinde..
aslında bütün tatlıların sırrı kullanılan malzemeyle
şekerin birbirine orantısında saklı..
peh! sanki kırk yıllık tatlı ustasıyım..
nâmümkün..
kadınları anlayınca
insanın başka bir şeyi anlayası kalmaz zaten..
başka hangi bilgi kadını anlama bilgisi kadar bir erkeğe heyecan verir ki?
erkek
insana dair ne öğrendiyse
kadına dair olanları öğrenmeye çalışırken öğrenmiştir
desem
abartmış mı olurum..
galiba evet..
veya hayır..
bilmiyorum..
Hepimiz bir düş'tük artık; philo-sophia-loren haline gelen bir düş!
Dücane Cündioğlu
'philo' seviyorum, peşinden koşuyorum, arıyorum
'sophia' bilgi, bilgelik felsefe kelimesinin kökeni bu iki kelime.
dücane cündioğlu
bunu 'loren' ile birleştirmiş.bir kadın ismi..
anlamları yanyana getirerek düşününce bir bakın neler çıkıyor ortaya..
ayrıca 'philo-sophia-loren'
yazarın kadınlarla ilgili yazmış olduğu makalelerden derlenmiş bir kitap ismi..
kadının her gün erkeğin senede bir defa yaptığı şey nedir?
hadi bunu da bilin bakalım..
cevabı söyledikleri zaman aklımdan şüphe ettim
o yüzden defalarca sorasım geliyor!
siz de şüphe edin aklınızdan ki
yanlız olmadığım hissini verin bana..
bilemeyin bu soruyu
hadi bakalım..
intihar
10.10.2006 - 12:51İntihara meyilli olmak, yasalara saygılı pısırık katillere mahsustur;
öldürmekten korktuklarından, kendilerini yok etmeyi düşlerler,
cezalandırılmayacaklarından emin olarak...
Emil Michel Cioran: Aforizmalar / Burukluk
Eğer
10.10.2006 - 12:30eğemez..
güven
10.10.2006 - 12:25bknz.
kaybedilmemesigerekengiller
serseri
10.10.2006 - 12:18serseriler
osmanlıcada MAZANNE-I SÛI EŞHAS
' ne zaman kötülük yapacakları belli olmayan insanlar'
günümüzün ifadesiyle
'potansiyel suçlular'.
bu sınıfa kabadayılar, külhanbeyleri ve kopuklar girer imiş eski zamanlarda..
üçünün de birbirinden farklı hayat felsefeleri var.
mesela kabadayılar küçültmek, hakaret etmek için
birbirlerine
'külhanbeyi' (hamamların ocaklarında yaşayan kimsesiz serseriler)
diyerek takılırlar imiş...
'kopuk' ise işsiz güçsüz avare gezenlere verilen ad..
bir de 'hayta' lar var ki osmanlı da sınır beylerine bağlı bir gruba verilen ad.
ya kendileri ya da yaşayan insanlar;
artık bilemiyoruz kim yapmış ama hayta kelimesinin anlamı zamanla değişikliğe uğramış..
nasılsın
10.10.2006 - 10:17Hayat sana iyi davranıyor mu?
Kendinle konuşuyor musun, yoksa hala küs müsünüz?
Zaman üzerinden geçerken acıtıyor mu?
Yaşam ile yaptığın alışverişin kârlı mı? alınanlarla verilenler birbirine denk mi?
nasılsın?
hala acıyor mu....
sabah sabah
10.10.2006 - 09:32-fotoğraflar çıkmış
-ver ver bir bakayım, iftarda çekildiklerimiz değil mi?
-evet, baksana bora nın keli nasılda parlyor
-ha ha.. ya ama bir tuhaflık var bu işte
-ne oldu
-bunların hiçbirinde ben yokum benim sandalyem boş gözüküyor...
-gayet normal
-neden
-e fotoğrafları sen çektin..
-:Ss
Kitap okumak
09.10.2006 - 23:06yinede güzeldi o ilk okunan kitaplar..
kim niye yazmış
ne anlatıyor... umurunda mı?
bir kelimenin peşine takılıp çağrışımlarla tüm evreni dolaşırdık..
dünya bile yetmezdi bazen.
sınıra dayanınca uyanırdık ama bir bakmışız
o geçen saniyelerde
gözlerimiz 4-5 sayfa daha okumuş...
ben üşenmez başa dönüp anlayarak okumaya çalışırdım
ama nafile..
o yüzden
elimde hep kitap vardı benim
ama
okunmuşlukları bir elin parmak sayısı kadar..
güzeldi yinede..
Kitap okumak
09.10.2006 - 22:45ilk kitap okunulan zamanlar
ve ya
ilk okunan çocukluk kitaplarından akılda kalan ne var?
benim aklımda
kitapta yazılanlardan çok
kitabı nerede okuduğum kalmış..
said havva nın 'cundullah' isimli bir kitabı vardır mesela.
sorulsa ne anlattığı ezbere olur,
fakat
size bayırda hayvan otlatırken
kitabı okumaktan başımı kaldırdığımda
bütün ineklerin
ortadan kaybolup komşunun elmalığına girdiğini farkettiğimde yaşadığım korkuyu
tek tek anlatabilirim.
daha eskiye gideyim
4.sınıftan 5. sınıfa geçtiğimde öğretmenimin yaz tatilinde okumam için verdiği mavi sert kartonla kaplanmış
yazıları büyük
hacmi küçük
sayfaları bol olan hikaye kitabının
benimle beraber nereleri gezdiğinide anlatabilirim..
nasıl okuyacağımızı
neden okuyacağımızı çok sonraları öğreniyoruz..
vesselam..
Amaçsız Kalmak
09.10.2006 - 22:13kendine bir kiralık katil tutmak en son amacın olsun o zaman
adres sormak
09.10.2006 - 22:02'Aşık'a bağdat sorulur mu?
Çünkü
09.10.2006 - 22:00çünkü günün veya günsüzlüğün birinde
bir açıklama istenecek insandan..
söz
09.10.2006 - 21:57bir kapıyı açmak için önce kapının kapalı olması lazım..
açık kapıları zorlayanlara
duyurulur..
tulumba tatlısı
09.10.2006 - 17:53arkadaşın dediği gibi küçük olacak.
ve taze tabiki..
bu arada geçen senede 5 milyondu bu senede 5 milyon..
duyrulur..
şekerpare
09.10.2006 - 17:49ikram edilirse tadımlık alırım..
diğer tatlılar kadar düşkünlüğüm yok..
kazandibi
09.10.2006 - 17:45kazandibi üstü sade dondurma..
yanında bir bardak soğuk su..
fırında sütlaç
09.10.2006 - 17:43Bolulu Hasan Usta kaliteli bir tatlıcı
fakat sütlaçlarını hiç beğenmiyorum.
Annem hiç özenmeden yapardı ama hasan usta nın süslü sütlaçlarına
5000 basar annemin 'tencerede sütlaç' ları..
künefe
09.10.2006 - 17:39bunun da sırrı şerbetinde..
aslında bütün tatlıların sırrı kullanılan malzemeyle
şekerin birbirine orantısında saklı..
peh! sanki kırk yıllık tatlı ustasıyım..
kadayıf
09.10.2006 - 17:34Sırrı şerbetinde..
profiterol
09.10.2006 - 17:33Şimdi bu terimin cazibesi
harflerin dizilişinde mi
yoksa..
birden dikkatimi çekiverdi..
nasıl oldu anlayamadım..
okudukça
09.10.2006 - 16:42Ahmet Kaya nın
'ağladıkça'
şarkısı geldi aklıma...
okudukça, bozkırlar yeşerecek
görecek
göreceksin!
Vecize
09.10.2006 - 16:34Osman Bölükbaşı'ndan veciz bir söz
Siyasi hayatımda beni en çok üzen, ne zaman konuşmaya başlasam İsmet Paşa'nın kulaklığını çıkarıp masaya koymasıydı. :)
kadınları anlamak
09.10.2006 - 13:55nâmümkün..
kadınları anlayınca
insanın başka bir şeyi anlayası kalmaz zaten..
başka hangi bilgi kadını anlama bilgisi kadar bir erkeğe heyecan verir ki?
erkek
insana dair ne öğrendiyse
kadına dair olanları öğrenmeye çalışırken öğrenmiştir
desem
abartmış mı olurum..
galiba evet..
veya hayır..
bilmiyorum..
felsefe
09.10.2006 - 13:48Hepimiz bir düş'tük artık; philo-sophia-loren haline gelen bir düş!
Dücane Cündioğlu
'philo' seviyorum, peşinden koşuyorum, arıyorum
'sophia' bilgi, bilgelik felsefe kelimesinin kökeni bu iki kelime.
dücane cündioğlu
bunu 'loren' ile birleştirmiş.bir kadın ismi..
anlamları yanyana getirerek düşününce bir bakın neler çıkıyor ortaya..
ayrıca 'philo-sophia-loren'
yazarın kadınlarla ilgili yazmış olduğu makalelerden derlenmiş bir kitap ismi..
soru
09.10.2006 - 13:27kadının her gün erkeğin senede bir defa yaptığı şey nedir?
hadi bunu da bilin bakalım..
cevabı söyledikleri zaman aklımdan şüphe ettim
o yüzden defalarca sorasım geliyor!
siz de şüphe edin aklınızdan ki
yanlız olmadığım hissini verin bana..
bilemeyin bu soruyu
hadi bakalım..
Toplam 3332 mesaj bulundu