ölümsüzlük = yakalamak =?
gökkubbede hoş bir sadâ bırakmak önemlidir elbette,
Hani Nietzsche yi biliriz hepimiz..
benim nazarımda onu ölümsüz yapan eserleri değil
sahibinin dödüğü ata sarılıp ağlayarak o atı öpmesi
ve
o atı kurtarmaya çalışmasıdır;
yaşantısıdır..
nice eserleriyle yaşayışları çelişki yumağı haline gelmiş sanatçı(?) lar var..
ölümsüzlük kaçmıyor bir yere,
ölümsüzlük hayatın bittiği yerde başlıyor; ölen için..
ben öldükten sonra arkamda yaşayan birşeyler bırakmam önemli elbette
fakat ileride ölü bir geçmişle karşılaşırsam ne olacak?
Çocukken yenilen fırçalar 'anlamamak' kaynaklı,
üstelik verilen eğitim; ister ailede ister okulda,
hep 'anlamak' hedefli..
hiç kimse çıkıpta 'doğruyu, doğru bir metodla, yanlış değil; doğru anlamak'ın
eğitimini vermiyor..
yani
anlamak yetmiyor..!
ölmüş insanlara verilmiş put isimleri var elbette..
360 tane putları varmış o zamanlar..
fakat
lât,menât ve uzza
bunların haricinde..
3 büyük put...
şöyle ki bunların haricinde türeyen putlar
günlük ihtiyaçlara göre üretilmiş putlardır..
örneğin gece karanlıkta korksa bir arap
hemen kendine
'insanı gece karanlıktan koruyacak bir put'
icât edebiliyordu..
böyle tuhaflıklar işte..
ben bunu 'yavuz 16' diye kaydettim diye hatırlıyorum..
eski mod sürekli imla kılavuzuna bakrdı
bu yenisi bakmıyor galiba
beşer şaşar.. neyse..
yavuz 16 mke nin ürettiği
baretta taklidi sayılabilecek 16 lı bir tabancadır..
ve
hakikaten güzel bir silah..
put kelimesinin farsça olduğunu
ve hindûların 'buda'sından farsçaya geçtiğini
biliyor muydunuz?
bilindiği gibi farslılar tarihleri boyunca türkler gibi putlara tapınmamış bir millettir.
ve bu görünürdeki taştan heykeller onlara oldukça yabancıdır.
ilk defa hindistanlıların 'BUDA' heykellerinde bu durumla karşılaşmış
ve diğer tapınılan taştan heykellerin hepsine bu ismi vermişlerdir.
ayrıca ilginçtir ki;
eski arapların
taptıkları üç büyük 'put' olan 'lat,menat ve uzza'
isim olarak müennes yani dişi isimleridir.
buda arapların o üç büyük puta direkt tanrı değil de 'tanrının kızları' olarak
nitelendirmelerinden kaynaklanıyor.
burada ki 'tanrının kızları' evlat manasında değilde
tanrının haremindeki kadınlar manasındadır.
arapların bu putlara
tapınmalarının sebebide tanrıya yamanmaktan öte değildir.
şöyle bir zihniyet var o zamanlar
tanrının haremleriyle aranı iyi tutarsan
tanrıylada aranı iyi tutmuş olursun..
buyrun size güler misin ağlar mısın lı bir tanrı tasavvuru...
başkalarının hayatından çalmak
ilgilenilmesi boynumuzun borcu olanların
ilgilenilme haklarından çalıp
nedirde yazı yazmak..
derhal gitmek gerek o halde..
üzerimde hakkı (-O-lan) lar bekler
8. yüzyıldan sonra
kardeş çocuğu olarak kullanılmaya başlamıştır.
ondan önce kızkardeş çocuğu olarak söylenirdi.
8. yüzyıl hangi zamana denk geliyor
onada dikkat edin derim
bknz.
türklerin islamla tanışması
olur mu başka bir şey yok
seyredersen
delikanlıların sabahlara kadar
birbirlerine yumruk atma ve yorulduktan sonra birbirlerine sarılma
sahneleri çok meşhurdur.
bir yandan ağız burun dağılırken
fonda neyle çıkarttıklarını merak ettiğim
yumruk atma sesleri belirir..
ardından
ver müziği, ver coşkuyu!
eski türkçede kızkardeşin çocuğu
he erkek kardeşin çocuğuna ne denir derseniz
onu bilmiyorum.
ama
ataerkil bir yapıya sahip olan türklerde
'yeğen'in yandan (kız tarafından) sayılarak ayrı tutulmasına şaşmamalı.
erkek kardeşin çocuğu bu durumda 'candan' oluyor.
-dayıı!
-efendim
-bana ya ya ye ko ko cambo alsana
-o ne yaf. al şu gofreti ye işte.
-bunu yersem süpermen olurum değil mi
-evet olursun
-dayııı
-efendim
-bana süpermen elbisesi alsana
-:Ss
'chapeau' başlık, başa giyilen
'chaperon' büyük kadın başlığı, kapüşon,
'chape' külah, külahlı cübbe
bitmedi
ipi biraz daha köke salıyoruz
'capote' (kaput) külahlı cübbe, palto, asker kaputu, at arabası örtüsü
'hârik' 'harika' (delen,yırtan,sırayı bozan)
'âdet' (geri gelen şey, rutin, alışkanlık)
'hârikul-âde' (alışılmışın dışında)
arapça kökenli bir kelime..
ölümsüzlük
26.10.2006 - 11:13ölümsüzlük = yakalamak =?
gökkubbede hoş bir sadâ bırakmak önemlidir elbette,
Hani Nietzsche yi biliriz hepimiz..
benim nazarımda onu ölümsüz yapan eserleri değil
sahibinin dödüğü ata sarılıp ağlayarak o atı öpmesi
ve
o atı kurtarmaya çalışmasıdır;
yaşantısıdır..
nice eserleriyle yaşayışları çelişki yumağı haline gelmiş sanatçı(?) lar var..
ölümsüzlük kaçmıyor bir yere,
ölümsüzlük hayatın bittiği yerde başlıyor; ölen için..
ben öldükten sonra arkamda yaşayan birşeyler bırakmam önemli elbette
fakat ileride ölü bir geçmişle karşılaşırsam ne olacak?
slogan
26.10.2006 - 10:50nasıl anlarsan anla; ister doğru ister yanlış.
yeterki
anla!
*her slogan doğru değildir maalesef..
anlamak
26.10.2006 - 10:48Çocukken yenilen fırçalar 'anlamamak' kaynaklı,
üstelik verilen eğitim; ister ailede ister okulda,
hep 'anlamak' hedefli..
hiç kimse çıkıpta 'doğruyu, doğru bir metodla, yanlış değil; doğru anlamak'ın
eğitimini vermiyor..
yani
anlamak yetmiyor..!
ölümsüzlük
26.10.2006 - 10:43Kimse ölmeden ölümsüz olmaz; olamaz...
hanım
26.10.2006 - 10:38'han' + 'um'
hükümdârın eşi
prens-es, kral-içe vs. gibi..
türkçe kelime..
Put
25.10.2006 - 20:04ölmüş insanlara verilmiş put isimleri var elbette..
360 tane putları varmış o zamanlar..
fakat
lât,menât ve uzza
bunların haricinde..
3 büyük put...
şöyle ki bunların haricinde türeyen putlar
günlük ihtiyaçlara göre üretilmiş putlardır..
örneğin gece karanlıkta korksa bir arap
hemen kendine
'insanı gece karanlıktan koruyacak bir put'
icât edebiliyordu..
böyle tuhaflıklar işte..
yavuz 16 compact
25.10.2006 - 20:00ben bunu 'yavuz 16' diye kaydettim diye hatırlıyorum..
eski mod sürekli imla kılavuzuna bakrdı
bu yenisi bakmıyor galiba
beşer şaşar.. neyse..
yavuz 16 mke nin ürettiği
baretta taklidi sayılabilecek 16 lı bir tabancadır..
ve
hakikaten güzel bir silah..
Put
25.10.2006 - 19:55put kelimesinin farsça olduğunu
ve hindûların 'buda'sından farsçaya geçtiğini
biliyor muydunuz?
bilindiği gibi farslılar tarihleri boyunca türkler gibi putlara tapınmamış bir millettir.
ve bu görünürdeki taştan heykeller onlara oldukça yabancıdır.
ilk defa hindistanlıların 'BUDA' heykellerinde bu durumla karşılaşmış
ve diğer tapınılan taştan heykellerin hepsine bu ismi vermişlerdir.
ayrıca ilginçtir ki;
eski arapların
taptıkları üç büyük 'put' olan 'lat,menat ve uzza'
isim olarak müennes yani dişi isimleridir.
buda arapların o üç büyük puta direkt tanrı değil de 'tanrının kızları' olarak
nitelendirmelerinden kaynaklanıyor.
burada ki 'tanrının kızları' evlat manasında değilde
tanrının haremindeki kadınlar manasındadır.
arapların bu putlara
tapınmalarının sebebide tanrıya yamanmaktan öte değildir.
şöyle bir zihniyet var o zamanlar
tanrının haremleriyle aranı iyi tutarsan
tanrıylada aranı iyi tutmuş olursun..
buyrun size güler misin ağlar mısın lı bir tanrı tasavvuru...
sabah sabah
21.10.2006 - 10:10hakikaten sabah sabah yani..
dinlemek geldi içimden..
*linkte soru işaretinden sonraki boşluğu kapatın, öyle yapıştırın
türkçe
20.10.2006 - 22:50mert, eril bir dildir.
nasıl okunursa öyle yazılır. dobra dil = türkçe
ahanda (laz şivesi)
dayanamadım yazdım..
:)
hayattan çalmak
20.10.2006 - 22:44başkalarının hayatından çalmak
ilgilenilmesi boynumuzun borcu olanların
ilgilenilme haklarından çalıp
nedirde yazı yazmak..
derhal gitmek gerek o halde..
üzerimde hakkı (-O-lan) lar bekler
yeğen
20.10.2006 - 22:378. yüzyıldan sonra
kardeş çocuğu olarak kullanılmaya başlamıştır.
ondan önce kızkardeş çocuğu olarak söylenirdi.
8. yüzyıl hangi zamana denk geliyor
onada dikkat edin derim
bknz.
türklerin islamla tanışması
hint sineması
20.10.2006 - 22:34olur mu başka bir şey yok
seyredersen
delikanlıların sabahlara kadar
birbirlerine yumruk atma ve yorulduktan sonra birbirlerine sarılma
sahneleri çok meşhurdur.
bir yandan ağız burun dağılırken
fonda neyle çıkarttıklarını merak ettiğim
yumruk atma sesleri belirir..
ardından
ver müziği, ver coşkuyu!
yeğen
20.10.2006 - 22:30eski türkçede kızkardeşin çocuğu
he erkek kardeşin çocuğuna ne denir derseniz
onu bilmiyorum.
ama
ataerkil bir yapıya sahip olan türklerde
'yeğen'in yandan (kız tarafından) sayılarak ayrı tutulmasına şaşmamalı.
erkek kardeşin çocuğu bu durumda 'candan' oluyor.
yeğen
20.10.2006 - 22:25'yiyen'
-dayıı!
-efendim
-bana ya ya ye ko ko cambo alsana
-o ne yaf. al şu gofreti ye işte.
-bunu yersem süpermen olurum değil mi
-evet olursun
-dayııı
-efendim
-bana süpermen elbisesi alsana
-:Ss
bknz.
ocağa incir ağacı dikmek.
abla
20.10.2006 - 22:21-size abla diyebilir miyim?
bknz.
polyanna replikleri
(enderde olsa yaptıklarımdan)
bahtsız deveyi çölde kutup ayısı öpermiş
20.10.2006 - 22:10bir karikatür vardı
kutup ayısı çölde deveyi görür ve şöyle der
-bedeviye selam söyle, o anlar
şapka
20.10.2006 - 22:07'chapeau' başlık, başa giyilen
'chaperon' büyük kadın başlığı, kapüşon,
'chape' külah, külahlı cübbe
bitmedi
ipi biraz daha köke salıyoruz
'capote' (kaput) külahlı cübbe, palto, asker kaputu, at arabası örtüsü
harikulade
20.10.2006 - 22:02'hârik' 'harika' (delen,yırtan,sırayı bozan)
'âdet' (geri gelen şey, rutin, alışkanlık)
'hârikul-âde' (alışılmışın dışında)
arapça kökenli bir kelime..
icat
20.10.2006 - 19:15şu taze, yeşil, sivri biberlerin
hangisinin acı hangisinin tatlı olduğunu ayıran
bir cihaz icat etseler de
ben de bu ağız yangınlarından kurtulsam..
deniz gezmiş
20.10.2006 - 18:31bir 'hiç' uğruna ya rab, ne 'güneş'ler batıyor
desem
kimse kızmaz heralde..
akıl
20.10.2006 - 16:33dizginleme, gem vurma, süzme, süzgeçten geçirme..
evet..
araplar deve yularına 'ukâl' derler..
yani deveyi durduran ip vardır ya..
ip..
bağlamak...
akıl..
bilgi...
fikir..
bilgileri birbirine bağlamaya yaramaz mı aynı zamanda akıl
'süzgeç'
görevinin yanısıra..
Cevap
20.10.2006 - 15:59insanın aklı gözündeyse eğer..
görmediğime inanmam diyorsa eğer..
kendince haklıdır!
soru
20.10.2006 - 15:46Gözleri doğuştan görmeyen, âmâ bir insan renkleri inkar etse
haklı mıdır, haksız mıdır?
Toplam 3332 mesaj bulundu