'zîbîden' yakışmak, yaraşmak
'zibidi' yakışıklı..
ben demiyorum! Farsça diyor.
türkçede zibidi muziplikle karışık alaylı bir ifade olarak kullanılıyor..
flash tv. nin eski haber bültenleri geldi aklıma..
belki hâlen daha yapıyorlardır.
haber şu
-böylesi görülmedi! sokakta koca dayağı!
ve bir ok çizilerek
tokat atma sahnesi
sanki kocalara 'kadın nasıl dövülür' dersi verir gibi tekrar takrar gösteriliyordu..
eksik bir metod bence.
çünkü ilerki zamanlarda neden altını çizdiğini unutuyor insan.
zaman geçtikçe çağrışımlarıda değişiyor insanın.
bugün beni düşündüren bir cümle
yarın anlamsız gelebiliyor...
onun için
bir ok çıkartıp sayfanın kenarına
küçük bir not düşmeli derim ben..
zira o kitabı ödünç isteyen birine 'özel notlarım yazılı' bahanesiyle
vermeyebilirsinizde.
işe yarıyor.
soyadım
bununda nihai kökeni belirsiz.
araştırdım ben sülalede yağ satan kimse yok..
'yalaka' manasında karadenizde kullanılmaz zaten..
(eskiden, karadenizde)
babamı sıkıştırıyorum
kadîm bir soyadı buldum, bakalım değiştireceğiz kısmetse :)
bu arada köyde akrabalarımızın lakabı 'maboçoğlu'. dolayısıyla geçmişe saygısızlık olmayacak soyadı değişikliği.
'cevân' (genç,delikanlı) + 'merd' (, adam, erkek) .
'cömert' bizim bildiğimiz 'civanmert' yani..
bu arada 'mert' farsçada sadece erkekler için kullanılan kelime.
şimdi birileri çıkıp
kadınlar mert olamaz mı? diye sorabilir..
türkçede olur.. ama farsçada maalesef olmuyor..
türkçede eli geniş, vermeyi seven kişi anlamında kullanılıyor..
kalender terimine yazdığım gibi nihai kökeni belirsiz bu kelimenin.(kalender)
tek bilinen kalenderiye dervişleri.
dolayısıyla Ali Püsküllüoğlu'nun verdiği anlamda bununla ilişik ve mantıklı..
fakat dervişlerin 'alçakgönüllü' olma özelliğinin yanısıra 'cömert' olma özellikleride vardır. en azından prensiplerinde öyle olmaları gerektiği yazıyor..
dolayısıyla
cömert manasında da kullanılabilir..
derim ben..
İlginç..
böyle bir kelimenin nihâi kökeni nasıl belirsiz olur?
'kalender' zincirinin başlangıç halkasında
'kalenderiye mezhebine bağlı olan kişi,dünyadan vazgeçen kalenderiye dervişi'
var.
günümüz türkçesinde kullanılan anlamı 'dünyadan vazgeçen derviş' e atfen.
erzurumlular sık kullanır kalender kelimesini.
genelde 'cömert' anlamında kullanırlar.
e bununda dünyadan vazgeçmişlikle bir alâkası var hani..
Elime Osmanlı zamanından kalma bir
'nüfus hüviyet cüzdanı' geçmişti
ve orada görmüştüm osmanlıca yazıyordu
'alâmet-i farikası'
diye bir bölüm vardı kağıtta..
Abdülhamit zamanında bu kaldırılıp yerine
'vücutça sakatlığı veya noksanlığı'
eklendiğini tarih hocamdan(Vildan Pirim, kulakları çınlasın çok değerli bir hocaydı)
öğrenmiştim.
alâmet-i farikası kısmında şahsın
dışarıdan bakınca dikkat çeken bir eksikliği olup olmadığı kastediliyordu şüphesiz.
topal, kör, şaşı, çolak vs..
A4 ebatlarında bir kağıttı..
ve göz rengi, ten rengi hatta lakabı kısımları bile vardı..
çok şaşırmış ve gülmüştüm..
'cariòla' italyancada el arabası anlamına geliyor.
italyan gemiciler gemi içinde veya gemiden gemiye sürekli
yer değiştirdikleri için
el arabasına konulup taşınabilir bir yatak icât etmişler.
ve buna karyola ismini vermişler.
'kargo' (cargo) aynı kökten..
'cancer' latincede
'yengeç' anlamına gelmekle beraber
eski yunancada
'sert kabuklu yara' anlamınada geliyor.
yengeç kabuğu sert olduğu için bu ismi almış.
hatta
yunanistanın bazı bölgelerinde
'car carina' (ceviz kabuğu) anlamında da kullanılıyor.
ilginç olan
bildiğimiz 'karides' (carides) inde
'kanser' (cancer) kelimesiyle akraba olması..
kelime arapça,
gülme sesinden türemiş.
'kah kah kah' = kahkaha(t)
Arapların gülmeside bir acayip.
türkçede olsa
'zuha ha ha' dan 'zuhzuha'
'muha ha ha' dan 'muhmuha' vs. isimlerini alırdı heralde..
sevgili arkadaşım semih
bilirsinki ben reankarnasyona inanan biriyim
şimdi kendimi öldürüyorum
ama bir eşek arısı olarak dünyaya döneceğim
çalışıp kariyer yapıp bir arı kovanının komutanı olacağım
ve ordumu senin üstüne salacağım
delikanlının son sigarası alınmaz
ve pakedimdeki son sigarayı almayacaktın
bunu bana yapmıyacaktın
şimdi
KOLLA KENDİNİ...
filminden bahsetmiyorum zira seyretmedim
fakat
göç mevsimlerinde uğrardı leylekler bizim köye (yalova)
tek bacakları üstünde uyurlar, denge sistemleri mükemmel.
hani olurya denk gelirse seyredin leylekleri
teyakkuzdadırlar sürekli,
bir adım atarlar ikinci adımı atmadan etraflarını süzerler
sonra ikinci adımı atarlar.
yerde yiyecek var mı yok mu
kısa bir incelemeden sonra
gelsin yine ağır, geciken adımlar..
bana bunu çağrıştırdı..
Argoda
ölüm mü, mokoko mu?
sorusunun
'öt bakalım yoksa biz konuşturmasını biliriz' versiyonu
dikkat ettinizse ikinci cümle bir soru cümlesi değil..
neden?
çünkü irade yok ortada..
Ben film ve karikatürlerin dışında delilerin başlarına 'huni' geçirerek
dolaştıklarını görmedim.
Hani illaki denk gelirdi bir yerlerde..
Vardır bir hikayesi
bilen varsa şimdi konuşsun !
ya da ebediyete kadar sussun! :)
zibidi
27.10.2006 - 19:04'zîbîden' yakışmak, yaraşmak
'zibidi' yakışıklı..
ben demiyorum! Farsça diyor.
türkçede zibidi muziplikle karışık alaylı bir ifade olarak kullanılıyor..
nedir bölümü
27.10.2006 - 18:50juma süper olmuş gerçekten.. :)
silmek
27.10.2006 - 18:42yazdım diye hatırladığım bazı entryler siliniyor..
yapanı bir yakalarsam varya..
elma dersem çık armut dersem de çık
27.10.2006 - 18:40ama portakal dersem sakın çıkma!
çünkü elimde bir tane kaldı
ve onuda ben yicem!
parçalandım
27.10.2006 - 18:28bknz.
atomun son sözleri
böylesi görülmedi
27.10.2006 - 18:06flash tv. nin eski haber bültenleri geldi aklıma..
belki hâlen daha yapıyorlardır.
haber şu
-böylesi görülmedi! sokakta koca dayağı!
ve bir ok çizilerek
tokat atma sahnesi
sanki kocalara 'kadın nasıl dövülür' dersi verir gibi tekrar takrar gösteriliyordu..
kitap okurken satır altlarını çizmek
27.10.2006 - 17:56eksik bir metod bence.
çünkü ilerki zamanlarda neden altını çizdiğini unutuyor insan.
zaman geçtikçe çağrışımlarıda değişiyor insanın.
bugün beni düşündüren bir cümle
yarın anlamsız gelebiliyor...
onun için
bir ok çıkartıp sayfanın kenarına
küçük bir not düşmeli derim ben..
zira o kitabı ödünç isteyen birine 'özel notlarım yazılı' bahanesiyle
vermeyebilirsinizde.
işe yarıyor.
börek
27.10.2006 - 17:47sonunda buldum!
'bûrek' deniliyor farsçada.
çeşitli şekillerde tarif edilen bir yemek.
bulduğum şu ki;
börek türkçeden farsçaya geçmiş bir kelime.. :)
yağcı
27.10.2006 - 16:53soyadım
bununda nihai kökeni belirsiz.
araştırdım ben sülalede yağ satan kimse yok..
'yalaka' manasında karadenizde kullanılmaz zaten..
(eskiden, karadenizde)
babamı sıkıştırıyorum
kadîm bir soyadı buldum, bakalım değiştireceğiz kısmetse :)
bu arada köyde akrabalarımızın lakabı 'maboçoğlu'. dolayısıyla geçmişe saygısızlık olmayacak soyadı değişikliği.
Cömert
27.10.2006 - 16:48'cevân' (genç,delikanlı) + 'merd' (, adam, erkek) .
'cömert' bizim bildiğimiz 'civanmert' yani..
bu arada 'mert' farsçada sadece erkekler için kullanılan kelime.
şimdi birileri çıkıp
kadınlar mert olamaz mı? diye sorabilir..
türkçede olur.. ama farsçada maalesef olmuyor..
türkçede eli geniş, vermeyi seven kişi anlamında kullanılıyor..
kalender terimine yazdığım gibi nihai kökeni belirsiz bu kelimenin.(kalender)
tek bilinen kalenderiye dervişleri.
dolayısıyla Ali Püsküllüoğlu'nun verdiği anlamda bununla ilişik ve mantıklı..
fakat dervişlerin 'alçakgönüllü' olma özelliğinin yanısıra 'cömert' olma özellikleride vardır. en azından prensiplerinde öyle olmaları gerektiği yazıyor..
dolayısıyla
cömert manasında da kullanılabilir..
derim ben..
kalender
27.10.2006 - 16:17orjinalinde de yazar mı bilmem ama
Şeyh Sadi-i Şirazî nin
Bostan ve Gülistan'ındaki hikayelerde 'cömert' anlamında çok sık kullanılıyor..
Adrenalin
27.10.2006 - 16:12bana hep bungy jumpingi
ya da
3000 metreden paraşütle atlamayı çağrıştırıyor..
ben almıyayım, kalsın..
bknz.
yusuf yusuf..
kalender
27.10.2006 - 15:58İlginç..
böyle bir kelimenin nihâi kökeni nasıl belirsiz olur?
'kalender' zincirinin başlangıç halkasında
'kalenderiye mezhebine bağlı olan kişi,dünyadan vazgeçen kalenderiye dervişi'
var.
günümüz türkçesinde kullanılan anlamı 'dünyadan vazgeçen derviş' e atfen.
erzurumlular sık kullanır kalender kelimesini.
genelde 'cömert' anlamında kullanırlar.
e bununda dünyadan vazgeçmişlikle bir alâkası var hani..
polat alemdar
27.10.2006 - 14:23'racon kesmeyin, kafa kesin'
sloganını necip türk gençliğine kazandıran kişi*
alamet-i farika
27.10.2006 - 14:10Elime Osmanlı zamanından kalma bir
'nüfus hüviyet cüzdanı' geçmişti
ve orada görmüştüm osmanlıca yazıyordu
'alâmet-i farikası'
diye bir bölüm vardı kağıtta..
Abdülhamit zamanında bu kaldırılıp yerine
'vücutça sakatlığı veya noksanlığı'
eklendiğini tarih hocamdan(Vildan Pirim, kulakları çınlasın çok değerli bir hocaydı)
öğrenmiştim.
alâmet-i farikası kısmında şahsın
dışarıdan bakınca dikkat çeken bir eksikliği olup olmadığı kastediliyordu şüphesiz.
topal, kör, şaşı, çolak vs..
A4 ebatlarında bir kağıttı..
ve göz rengi, ten rengi hatta lakabı kısımları bile vardı..
çok şaşırmış ve gülmüştüm..
aslı keremin nesi oluyodu
27.10.2006 - 11:57burda düşünülmesi gereken durum ve sorulması gereken soru şu:
kerem aslının nesi oluyordu?
ya nedir bu erkeklerin çektiği be kardeşim!
kimlik
27.10.2006 - 11:101944 yılında 'hüviyet' kelimesinin karşılığı
olarak türetilmiş.
'kim' sorusunun cevabından geliyor 'kimlik'.. 'ahanda bu' demek yani..
karyola
27.10.2006 - 10:51'cariòla' italyancada el arabası anlamına geliyor.
italyan gemiciler gemi içinde veya gemiden gemiye sürekli
yer değiştirdikleri için
el arabasına konulup taşınabilir bir yatak icât etmişler.
ve buna karyola ismini vermişler.
'kargo' (cargo) aynı kökten..
kanser
27.10.2006 - 09:43'cancer' latincede
'yengeç' anlamına gelmekle beraber
eski yunancada
'sert kabuklu yara' anlamınada geliyor.
yengeç kabuğu sert olduğu için bu ismi almış.
hatta
yunanistanın bazı bölgelerinde
'car carina' (ceviz kabuğu) anlamında da kullanılıyor.
ilginç olan
bildiğimiz 'karides' (carides) inde
'kanser' (cancer) kelimesiyle akraba olması..
Kahkaha
27.10.2006 - 09:33kelime arapça,
gülme sesinden türemiş.
'kah kah kah' = kahkaha(t)
Arapların gülmeside bir acayip.
türkçede olsa
'zuha ha ha' dan 'zuhzuha'
'muha ha ha' dan 'muhmuha' vs. isimlerini alırdı heralde..
intihar mektubu
26.10.2006 - 20:37sevgili arkadaşım semih
bilirsinki ben reankarnasyona inanan biriyim
şimdi kendimi öldürüyorum
ama bir eşek arısı olarak dünyaya döneceğim
çalışıp kariyer yapıp bir arı kovanının komutanı olacağım
ve ordumu senin üstüne salacağım
delikanlının son sigarası alınmaz
ve pakedimdeki son sigarayı almayacaktın
bunu bana yapmıyacaktın
şimdi
KOLLA KENDİNİ...
leyleğin geciken adımı
26.10.2006 - 20:35filminden bahsetmiyorum zira seyretmedim
fakat
göç mevsimlerinde uğrardı leylekler bizim köye (yalova)
tek bacakları üstünde uyurlar, denge sistemleri mükemmel.
hani olurya denk gelirse seyredin leylekleri
teyakkuzdadırlar sürekli,
bir adım atarlar ikinci adımı atmadan etraflarını süzerler
sonra ikinci adımı atarlar.
yerde yiyecek var mı yok mu
kısa bir incelemeden sonra
gelsin yine ağır, geciken adımlar..
bana bunu çağrıştırdı..
ötmek
26.10.2006 - 20:26Argoda
ölüm mü, mokoko mu?
sorusunun
'öt bakalım yoksa biz konuşturmasını biliriz' versiyonu
dikkat ettinizse ikinci cümle bir soru cümlesi değil..
neden?
çünkü irade yok ortada..
deli
26.10.2006 - 20:23Ben film ve karikatürlerin dışında delilerin başlarına 'huni' geçirerek
dolaştıklarını görmedim.
Hani illaki denk gelirdi bir yerlerde..
Vardır bir hikayesi
bilen varsa şimdi konuşsun !
ya da ebediyete kadar sussun! :)
Toplam 3332 mesaj bulundu