Sultan Fatih Yağcı Adlı Üyenin Nedir Yazıları ...

  • ipini koparmak

    06.11.2006 - 23:15

    zincirlerini kırmak ile ipini koparmak
    görüntü olarak aynı anlama gelsede,
    ilki daha asil gibi sanki..
    asâleti
    hem zincirin ipten daha zor kopuyor olmasından
    hem de,
    koparmak ile kırmak arasındaki farktan kaynaklanıyor..
    'koparmak' fiilinde hedef belli belirsiz bir başka şey için iken
    'kırmak' fiilinde hedef zincirin kendisidir..

  • peyzaj mimarı

    06.11.2006 - 23:11

    diplomalı bahçıvan..

  • sarı

    06.11.2006 - 23:07

    'zer' = altın
    'zerd', 'zari' altın rengi, sarı

  • mavi

    06.11.2006 - 23:01

    'mâyi' 'mâi' 'mâvi'
    arapça da 'ma' (su) anlamına gelmekle beraber
    sonundaki 'î' uzantısı
    ma kelimesine aidiyeti bildirir.
    yani
    bildiğimiz şu 'mâvi' rengi
    'su rengi' anlamına gelmektedir.

  • SeRi KaTiL

    06.11.2006 - 22:46

    Dişi örümcekler..
    çiftleştikleri erkek örümcekleri önce zehirler
    sonrada yerlermiş..
    vıyy!

  • devirdaim

    06.11.2006 - 22:39

    Devr, yani daireler çizmek,
    yeniden ve biteviye başlanan noktaya geri dönmek,
    daha açıkçası:
    yeni ve farklı bir şey söyler gibi yapıp aslında hiçbir şey söylememek...
    Bu durumda akıl yürütmenin istikameti dairevîdir.
    Meselâ kalemi elinize alın ve bir daire çizmeye başlayın;
    kaleminiz,
    başladığı noktaya yeniden geldiğinde daire tamamlanmış olacak;
    bitiş noktası başlangıç noktasına bitişecektir.

    Buraya kadar bir sorun yok;
    ancak kalem yeniden,
    önceki istikameti takip ediyor ve aynı çizgilerin üzerinden geçiyorsa, artık devr-i dâim başlamış demektir;

  • felsefe

    06.11.2006 - 22:14

    'Felsefe ölmeyi bilmektir...'

    'insan bildiği herşeyi yaşarken sınamalıdır..'

  • şimdi

    06.11.2006 - 21:58

    şu+imdi..
    'şu'(şol) imdi nin başına gelen
    'şu' 'öyle' (şöyle) ninde başına gelmiş...

  • acaba

    06.11.2006 - 21:46

    'acebâ' şaşırarak, tuhafına giderek
    'acâyip' şaşılacak derecede şaşırtıcı olan..

    kökler aynı
    kelimelerin ikiside arapça

  • aşk

    06.11.2006 - 21:41

    1+1 in yine 1 ettiği tek problem(?)

  • bulmak

    06.11.2006 - 21:23

    en meşhuru hoş bulmak
    olsa gerek..*
    *yahu eften püften terimler ekleyeceğinize
    şuraya bir 'hoşbulduk' ekleseymişiniz.. ah! nedir...

  • anlamak

    06.11.2006 - 21:13

    Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını, kendimi bulduğumda
    anladım.

    Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış,
    Kendi yolumu çizdiğimde anladım..

    Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak, dinleyerek değil..
    Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım.

    Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış,
    Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım..

    Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
    Neden hiç ağlamadığını anladım..

    Ağlayanı güldürebilmek, ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş,
    Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım..

    Bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir tek en çok sevdiği
    acıtabilirmiş,
    Çok acıttığında anladım..

    Fakat,hakkedermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını,
    Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım..

    Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet,
    Yüreğini elime koyduğunda anladım..

    'Sana ihtiyacım var, gel! ' diyebilmekmiş güçlü olmak,
    Sana 'git' dediğimde anladım..

    Biri sana 'git' dediğinde, 'kalmak istiyorum' diyebilmekmiş
    sevmek,
    Git dediklerinde gittiğimde anladım..

    Sana sevgim şımarık bir çocukmuş, her düştüğünde zırıl zırıl
    ağlayan,
    Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım..

    Özür dilemek değil, 'affet beni' diye haykırmak istemekmiş
    pişman olmak,
    Gerçekten pişman olduğumda anladım..

    Ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş,
    Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,
    Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..

    Ölürcesine isteyen, beklemez, sadece umut edermiş bir gün
    affedilmeyi,
    Beni affetmeni ölürcesine istediğimde anladım..

    Sevgi emekmiş,
    Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar
    sevmekmiş...

    CAN YUCEL

  • az

    03.11.2006 - 14:26

    Azıcık uyusam,
    azıcık yemek yiyip,
    azıcık yürüsem...
    Azıcık rahatlayıp,
    azıcık uzaklaşsam... Azıcık düşünsem...
    Azıcık düşündüklerimle,
    azıcık gülümsesem...

  • neden ben

    03.11.2006 - 14:02

    'Niye Ben? ' diyen herkes için
    Brenda, yamaç tırmanışı yapmak isteyen genç bir kadındı. Bir gün cesaretini
    toplayarak bir grup tırmanışına katıldı.
    Tırmanacakları yere vardıklarında, neredeyse duvar gibi dik, büyük ve
    kayalık bir yamaç çıktı karşılarına. Tüm korkularına rağmen, Brenda
    azimliydi. Emniyet kemerini taktı, ipi yakaladı ve kayanın dik yüzüne
    tırmanmaya başladı.
    Bir süre tırmandıktan sonra, nefeslenebileceği bir oyuk buldu. Orada asılı
    dururken, gruptan yukarıda ipi tutan kişi dalgınlığa düşerek ipi
    gevşetiverdi. Aniden boşalan ip, hızla Brenda'nın gözüne çarparak lensinin
    düşmesine neden oldu.
    Lens çok küçüktü ve bulunması neredeyse imkansızdı. Lens, yamacın ortasında
    bir yerlerde kalmıştı ve Brenda artık bulanık görüyordu. Ümitsizlik içinde
    Brenda, lensini bulması için Allah'a dua
    edebilirdi yalnızca... Ve içten içe düşünüp dua etmeye başladı. 'Allah'ım!
    Sen bu anda buradaki tüm dağları görürsün. Bu dağlar üzerindeki her bir
    taşı ve yaprağı bildiğin gibi, benim lensimin yerini de biliyorsun. Onu
    bulmama yardım et.'
    Patikalardan yürüyerek aşağı indiler. Aşağı indiklerinde, tırmanmak
    üzere
    oraya doğru gelen yeni bir grup gördüler. İçlerinden biri 'Aranızda lens
    kaybeden var mı? ' diye bağırdı.'
    Brenda'nın sonradan öğrendiğine göre, lensi bir karınca taşıyordu ve
    karınca yürüdükçe yavaşça kayanın üzerinde hareket edip parlayan lens
    kızların dikkatini çekmişti.
    Eve döndüklerinde Brenda lensini nasıl bulduklarını babasına anlatacak
    ve
    bir karikatürcü olan babası da ağzıyla lens taşıyan bir karınca resmi
    çizerek karıncanın üzerindeki baloncuğa şunları yazacaktı:
    'Allah'ım! Bu nesneyi neden taşıdığımı bilemiyorum. Bunu
    yiyemem ve neredeyse taşıyamayacağım kadar ağır. Ama istediğin sadece bunu
    taşımamsa, senin için taşıyacağım...'
    'BU YÜKÜ NİYE TAŞIYORUM' demeyin...

  • mansıb

    03.11.2006 - 13:54

    'mansıp'
    atama, pay verme..
    diğer bir anlamıda 'yağmadan pay alma'
    'nasip' kelimesinden türemiş..

  • özlenen

    03.11.2006 - 13:28

    yağmurlu havalarda 'köytarla' da yapılan maçlar..
    annesinden sopa yemeği göze alan herkes oynuyordu..
    ilk beş dakika normal bir şekilde oynanır
    sonra
    çamurda güreş yapma oyununa dönerdi..
    5 dakika sonrada yüksek bir tepe bulunup
    çamurda elbiselerle kayma oyununa geçilirdi..
    e sonrası malum..
    eve gidince
    yer misin yemez misin!

  • nakış

    03.11.2006 - 13:19

    boyama, alacalı renklerle süsleme..
    çok ilginç
    'münakaşa' (tartışmak) ta aynı kökten..
    münakaşa ederken muhatabımızı alacalı renklere boyamak değilmidir amacımız?

  • ne ekersen onu biçersin

    03.11.2006 - 12:53

    buralar hasat yeri değil..
    boşuna intizâr etmeyin!

  • kırmızıda geçmek

    03.11.2006 - 12:33

    Konya yolundan Antalya'ya gidenler bilir..
    Issız bir çölün ortasına Trafik lambası koymuş adamlar..
    gecenin bir yarısı çalışır kırmızı, yeşil, sarı..
    kendi kendine deli hareketleri yapan insanlar olurya, o misal..
    gelde geçme..

  • vosvos

    03.11.2006 - 12:26

    woswagen 1303i..
    buna bineceğime eşeğe binerim daha iyi..
    Tasarımcısı Hitler..

  • yâd etmek

    03.11.2006 - 10:34

    aLpHaE'yi..
    bu hafta sonu (pazar) doğum günü..
    hani dostları varsa mesaj atıp kutlasınlar..
    kardeşim benim..
    yeni pc aldı kendine
    bir araba parası.. :)

  • kırmızı

    03.11.2006 - 10:22

    'kirmizi' 'kirmiz' dokunulduğunda kırmızı boya veren bir böcek,

  • insan

    03.11.2006 - 10:11

    her zaman kendi için iyi olanı yapmaz;
    bazen
    en kötüsünü bile yapabilir..

  • tarz

    03.11.2006 - 10:10

    'tarâz' giysi üzerine işlenen süs.
    'tarz' süslenme biçimi, giyim tercihi, moda..

Toplam 3332 mesaj bulundu