Ben puzzle yapmayı çok severim. Şu ana kadar 6 tane 1000'lik puzzle yaptım. Yeterli yerim olsa, 9000 parçalık bir puzzle'ı evimin bir yerine serip, yapmayı isterdim. Bunalımlı bir takınak olduğunu düşünenler var. Ama ben tek başına yaşanabilen eylemler arasında buluyorum hayatımdaki yerini. Kitap okumak gibi....
Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil,
Onlar kendi yolunu izleyen Hayat'ın oğulları ve kızları.
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler,
Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller.
Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil.
Çünkü onların kendi düşünceleri vardır.
Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil.
Çünkü ruhlar yarındadır.
Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz.
Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları,
Kendiniz gibi olmaya zorlamayın.
Çünkü hayat geriye dönmez, dünle de bir alışverişi yoktur.
Siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar.
Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görür,
Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar.
Okçunun önünde kıvançla eğilin.
Çünkü okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.'
Ben Enis Batur'u severim. İmgelem dimağı o kadar geniştir ki.Onu okurken oradan oraya savrulur gözlerinizdeki resim.
Entellektüel yapısı çok gelişmiş, zekası çok açık, betimlemelerini çok güçlü buluyorum. Bu entellektüel yapısına olan güveni bazen yüreğini ortaya koymasını engellese de, ara ara ele avuca akla gelmeyen herşey üzerine birşeyler karalayabildiği kitapları ve şiirlerini okumayı severim.
'Hayat sıkışıyor ve sıkıştırıyor. Şehirlerimizde yalnızlık tebdil kıyafet geziniyor. Sağırlar diyaloğunda yerini alan söz bizi artık kendi kendimize konuşmaya, olmadı bizi can kulağı ile dinlemeyenler sanki dikkatle okuyacaklarmış gibi yazmaya yönlendiriyor.'
'Tutarsız düzen toplumlarında hemen her çocuk öğretmenlerin ya da babanın kaprislerine göre değişen bir eğitim görür. Bunun, saatten saate değişen her türlü çalışmaya çocuğu yönlendirmek isteyen doğanın öngördüğü eğitimle hiçbir ortak noktası yoktur.'
'Kaynaklar, Osmanlı'ya kahvenin Yavuz'un Çaldıran Seferi sonrasında geldiği, ilk kahvehanenin ise Kanuni döneminde, 1554'te açılmış olduğu konusunda görüşbirliği içindeler.'
'Şiirin, yazının yoldaşıdır tütün. Onları sarar, sarmalar, korur. Bir durman perdesinin içinde çatılır şiir, düzyazı; biri sönmeden öteki yakılmadan yol almaz.'
'Bir tercih meselesidir bu. İyiden iyiye yaşlandığı günlerde, 'Mefisto ortaya çıkıp da yeniden cinsel gücümü vereceğini söyleseydi, ona, hayır sağ ol, istemem ama daha çok içki ve sigara içebilmem için karaciğerimi ve akciğerimi güçlendir, yeter, derdim' sözleriyle bu tercihin altını çizer Bunuel.'
'İngiliz sanat tarihçici ve yazar John Ruskin, The Seven Lamps of Architecture (Mimarlığın Yedi Lambası) adlı kitabının 'Hafıza' kısmında pitoresk güzellik hakkında kafa yorerken, bu çeşit mimari güzelliğin niyet edilmiş, planlanmış asıl klasik güzellikten farklarından birinin 'rastlantısallığı' olduğunu söyler. Etimolojik olarak 'resim gibi' anlamına gelen pitoresk, bu bakış aşısına göre, bir mimari manzarada, söz konusu yapıların tasarlanırken düşünülmüş güzellik neden ve merkezlerinden uzakta bir yerde belirir. Ruskin için bu yüzden pitoresk güzellik, bir srsrin yapılmasından yüzyıllar sonra, onun etrafında beliren sarmaşıklar, otlar, bitkiler ve doğanın diğer uzantılarıyla (dalgalar, deniz, kayalar, hatta bulutlar da olabilir) kaynaşmasından oluşur. Bir binayı ilk yapıldığı şekilde ve görmemizin istendiği gibi değil, bambaşka bir şekilde seyrederken ortaya çıkan raslantısal güzelliktir söz konusu olan...'
'Yani Süleymaniye Camii'ne, bütün hatlarını, kubbeden aşağı hacımların zarafetle inişini, yan kubbeciklerinin açılışını, duvarlarının ve boşluklarının oranını, ağırlık kulelerinin ve küçük kemerciklerinin bir müzük parçasında olacağı gibi çıkardığı karşı seslerin, yapının tepeye ve araziye oturuşunu, beyazlığının kubbelerindeki kurşunun sadeliğini içimde hissederek baktığımda bu güzellikten aldığım tat, pitores bir manzaradan alınan tat değildir. Çünkü yapılışından dört yüzyıl sonra da olsa, Süleymaniye Camii'ne bakarken, yapıyı hala ilk yapıldığı bütünlük ve amaç içerisinde ve görülmesinin istendiği gibi seyrederim. İstanbul'un yalnız siluetinin değil, manzarasının gucu de Süleymaniye'den başka Ayasofya, Yavuz Sultan Selim, Beyazıt gibi sehrin kalbinde yer alan selatin camiileri (sultan camileri) denen pek çok eski ve güçlü yapının hala yapıldıkları zamanki güzellik fikriyle ışıldamalarından kaynaklanır. Bu yapıların olsa olsa bir sokak aralığından ya da incir ağaçlarıyla kaplı bir yokuştan, denizin ışık oyunlarıyla bir parçası gözüktüğüğ vakit alacağı tada, pitoresk bir güzellik diyebiliriz.'
Ozgurluk evete ihtiyac duydugunda evet deme, hayira ihtiyac duydugunda hayir deme ve bazen de bir seye ihtiyac duymadiginda sessiz kalma; bir sey soylememe, susma kapasitesi demektir. Tum bu boyutlar mevcutsa o zaman ozgurluk vardir.
çok neşeli olduğum zamanlarda içimdeki çocuğu tam olarak yaşamayı seviyor olmam ve hatta çocuk gibi davranıyor olmam, olgun olmadığım anlamına gelmiyor ki.........
Kendinizi tamamen aciga vurmak..buna IMAN EYLEMI...İnsanlik icin bunu yapmak cok zordur, soyle diyebilmek: 'ISTE BEN BUYUM'... Cunku hepiniz kim oldugunuzu gosterecek olursaniz, birisinin sizi sevmeyeceginden ve bu yuzden duyacaginiz acinin sizi oldurecek kadar buyuk olacagindan muthis korkuyorsunuz..
Ama bakin, kim oldugunuzu GERCEKTEN gosterdiginiz zaman karsi konulmaz olursunuz. Bu sekilde INCINMEYE ACIK VE SAVUNMASIZ olmak demek, kendinizi oldugunuz gibi sevmektir.
İncinmeye acik ve savunmasiz olmak kesinlikle sizin evreninizdeki en guclu durumdur..Cunku hicbir sey size zarar veremez..
Binlerce kitaptaki her bir numarayi deneyebilirsiniz.. Fakat en dipte yatan esas, hayatinizda yarattiginiz herseyin sorumlulugunu ustlenmek, yargiyi hizaya getirmek(yargilamamak) ve duyguyu hissetmek, kendinizle harika bir ask iliskisi yasamaktir..
'Sevilecek biri olmadığın zamanlarda bile Seni Sevmeli...
Sarılınacak biri olmadığın zamanlarda bile Sana
sarılmalı....
Dayanılmaz olduğun zamanlarda bile Sana Dayanmalı..
Dost dediğin; fanatik olmalı;
Bütün dünya seni üzdüğünde Sana moral vermeli,
Güzel haberler aldığında seninle dans etmeli,
Ve ağladığında, seninle ağlamalı...
ama hepsinden daha çok; '
Dost matematiksel olmalı;
Sevinci çarpmalı...
Üzüntüyü bölmeli...
Geçmişi çıkarmalı...
Yarını toplamalı...
Kalbinin derinliklerinde ihtiyacı hesaplamalı...
Ve her zaman Bütün parçalardan daha büyük olmalı...
İşi bitince seni bir tarafa ATMAMALI.............'
'Boğaz'da gezmenin zevki, büyük, tarihi ve bakımsız bir şehrin içinde hareket ederken derin, güçlü ve hareketli bir denizin özgürlük ve gücünü içinizde hissetmektir. Boğaz'ın akıntılı sularında hızla ilerleyen yolcu, çok kalabalık bir şehrin kirinin, dumanının, gürültüsünün ortasında denizin gücünün kendisine geçtiğini, bütün bu kalabalığın, tarihin, yapıların içinde hala bir başına ve özgür kalmanın mümkün olduğunu sezer.'
'Verdikce, alirsin.' Bu sadece sozlerden ibaret degildir; bu ilahi
yasadir. Sen onu yasadikca ve onu eyleme doktukce, ne kadar harika
bir sekilde isledigini de goreceksin. Sen sahip olduklarindan
vermeye basladikca, sana fazlasiyla verildigini goreceksin.
Bütünsel varligimizin, kelimelerin ağırlığını kaldıramayan bir hafiflik ihtiva ettiğini farkettiğimde, hayatımın oldukça büyük bir bölümü bitmişti bile. Yine aynı hatayı yapmayacağım, yaşanır ve sadece hissedilebilirken yaşam, beynimin arasında dolaş ...
puzzle
09.01.2006 - 20:08Ben puzzle yapmayı çok severim. Şu ana kadar 6 tane 1000'lik puzzle yaptım. Yeterli yerim olsa, 9000 parçalık bir puzzle'ı evimin bir yerine serip, yapmayı isterdim. Bunalımlı bir takınak olduğunu düşünenler var. Ama ben tek başına yaşanabilen eylemler arasında buluyorum hayatımdaki yerini. Kitap okumak gibi....
halil cibran
08.01.2006 - 19:49Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil,
Onlar kendi yolunu izleyen Hayat'ın oğulları ve kızları.
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler,
Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller.
Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil.
Çünkü onların kendi düşünceleri vardır.
Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil.
Çünkü ruhlar yarındadır.
Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz.
Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları,
Kendiniz gibi olmaya zorlamayın.
Çünkü hayat geriye dönmez, dünle de bir alışverişi yoktur.
Siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar.
Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görür,
Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar.
Okçunun önünde kıvançla eğilin.
Çünkü okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.'
HALİL CİBRAN
aşk
08.01.2006 - 19:34Mevlana'ya 'aşk nedir' diye sormuşlar,
'Ol da gör' demiş.
Aşk bir haldir, anlatılamaz ki,
Olunur, yaşanır! ! ! !
enis batur
06.01.2006 - 15:45Ben Enis Batur'u severim. İmgelem dimağı o kadar geniştir ki.Onu okurken oradan oraya savrulur gözlerinizdeki resim.
Entellektüel yapısı çok gelişmiş, zekası çok açık, betimlemelerini çok güçlü buluyorum. Bu entellektüel yapısına olan güveni bazen yüreğini ortaya koymasını engellese de, ara ara ele avuca akla gelmeyen herşey üzerine birşeyler karalayabildiği kitapları ve şiirlerini okumayı severim.
yazmak
06.01.2006 - 15:37'Hayat sıkışıyor ve sıkıştırıyor. Şehirlerimizde yalnızlık tebdil kıyafet geziniyor. Sağırlar diyaloğunda yerini alan söz bizi artık kendi kendimize konuşmaya, olmadı bizi can kulağı ile dinlemeyenler sanki dikkatle okuyacaklarmış gibi yazmaya yönlendiriyor.'
Enis Batur/ Kediler krallara bakabilir
konuşmak
06.01.2006 - 15:32'Belki de çağdaş bir nevroz biçimidir konuşmak.'
Ahmet Oktay
eğitim
06.01.2006 - 15:31'Tutarsız düzen toplumlarında hemen her çocuk öğretmenlerin ya da babanın kaprislerine göre değişen bir eğitim görür. Bunun, saatten saate değişen her türlü çalışmaya çocuğu yönlendirmek isteyen doğanın öngördüğü eğitimle hiçbir ortak noktası yoktur.'
Charles Fourier/1841
kahvehane
06.01.2006 - 15:25'Kaynaklar, Osmanlı'ya kahvenin Yavuz'un Çaldıran Seferi sonrasında geldiği, ilk kahvehanenin ise Kanuni döneminde, 1554'te açılmış olduğu konusunda görüşbirliği içindeler.'
Enis Batur/ Kediler Krallara Bakabilir
tütün
06.01.2006 - 15:22'Şiirin, yazının yoldaşıdır tütün. Onları sarar, sarmalar, korur. Bir durman perdesinin içinde çatılır şiir, düzyazı; biri sönmeden öteki yakılmadan yol almaz.'
Enis Batur/ Kediler krallara bakabilir
sigara
06.01.2006 - 15:19'Bir tercih meselesidir bu. İyiden iyiye yaşlandığı günlerde, 'Mefisto ortaya çıkıp da yeniden cinsel gücümü vereceğini söyleseydi, ona, hayır sağ ol, istemem ama daha çok içki ve sigara içebilmem için karaciğerimi ve akciğerimi güçlendir, yeter, derdim' sözleriyle bu tercihin altını çizer Bunuel.'
Enis Batur/Kediler Krallara Bakabilir
pitoresk
03.01.2006 - 15:18'İngiliz sanat tarihçici ve yazar John Ruskin, The Seven Lamps of Architecture (Mimarlığın Yedi Lambası) adlı kitabının 'Hafıza' kısmında pitoresk güzellik hakkında kafa yorerken, bu çeşit mimari güzelliğin niyet edilmiş, planlanmış asıl klasik güzellikten farklarından birinin 'rastlantısallığı' olduğunu söyler. Etimolojik olarak 'resim gibi' anlamına gelen pitoresk, bu bakış aşısına göre, bir mimari manzarada, söz konusu yapıların tasarlanırken düşünülmüş güzellik neden ve merkezlerinden uzakta bir yerde belirir. Ruskin için bu yüzden pitoresk güzellik, bir srsrin yapılmasından yüzyıllar sonra, onun etrafında beliren sarmaşıklar, otlar, bitkiler ve doğanın diğer uzantılarıyla (dalgalar, deniz, kayalar, hatta bulutlar da olabilir) kaynaşmasından oluşur. Bir binayı ilk yapıldığı şekilde ve görmemizin istendiği gibi değil, bambaşka bir şekilde seyrederken ortaya çıkan raslantısal güzelliktir söz konusu olan...'
Orhan Pamuk/ İstanbul Hatıralar ve Şehir
pitoresk
03.01.2006 - 15:11'Yani Süleymaniye Camii'ne, bütün hatlarını, kubbeden aşağı hacımların zarafetle inişini, yan kubbeciklerinin açılışını, duvarlarının ve boşluklarının oranını, ağırlık kulelerinin ve küçük kemerciklerinin bir müzük parçasında olacağı gibi çıkardığı karşı seslerin, yapının tepeye ve araziye oturuşunu, beyazlığının kubbelerindeki kurşunun sadeliğini içimde hissederek baktığımda bu güzellikten aldığım tat, pitores bir manzaradan alınan tat değildir. Çünkü yapılışından dört yüzyıl sonra da olsa, Süleymaniye Camii'ne bakarken, yapıyı hala ilk yapıldığı bütünlük ve amaç içerisinde ve görülmesinin istendiği gibi seyrederim. İstanbul'un yalnız siluetinin değil, manzarasının gucu de Süleymaniye'den başka Ayasofya, Yavuz Sultan Selim, Beyazıt gibi sehrin kalbinde yer alan selatin camiileri (sultan camileri) denen pek çok eski ve güçlü yapının hala yapıldıkları zamanki güzellik fikriyle ışıldamalarından kaynaklanır. Bu yapıların olsa olsa bir sokak aralığından ya da incir ağaçlarıyla kaplı bir yokuştan, denizin ışık oyunlarıyla bir parçası gözüktüğüğ vakit alacağı tada, pitoresk bir güzellik diyebiliriz.'
Orhan Pamuk/ İstanbul Hatıralar ve Şehir
özgürlük
29.12.2005 - 15:34Ozgurluk evete ihtiyac duydugunda evet deme, hayira ihtiyac duydugunda hayir deme ve bazen de bir seye ihtiyac duymadiginda sessiz kalma; bir sey soylememe, susma kapasitesi demektir. Tum bu boyutlar mevcutsa o zaman ozgurluk vardir.
Osho
sor
25.12.2005 - 14:50'Evrendeki herşey senin içindedir.
Herşeyi kendine sor.'
Mevlana Celaleddin Rumi
içimizdeki Çocuk
23.12.2005 - 16:31çok neşeli olduğum zamanlarda içimdeki çocuğu tam olarak yaşamayı seviyor olmam ve hatta çocuk gibi davranıyor olmam, olgun olmadığım anlamına gelmiyor ki.........
imge
23.12.2005 - 16:22İmgeleri kim dinler?
Göz...
Claudel.
sade
23.12.2005 - 16:20kahve gibisi yoktur...
okul
23.12.2005 - 15:40'Okulda ilk öğrendiğim şey bazılarının aptal olduğu, ikinci öğrendiğim şey ise bazılarının daha da aptal olduğuydu.'
Orhan Pamuk/ İstanbul Hatıralar ve Şehir
melankoli
23.12.2005 - 15:38'Başka bütün zevkler boş.Hiç biri melankoli kadar zevkli değil.'
Robert Burton
kendini kabullenmek
22.12.2005 - 18:02Kendinizi tamamen aciga vurmak..buna IMAN EYLEMI...İnsanlik icin bunu yapmak cok zordur, soyle diyebilmek: 'ISTE BEN BUYUM'... Cunku hepiniz kim oldugunuzu gosterecek olursaniz, birisinin sizi sevmeyeceginden ve bu yuzden duyacaginiz acinin sizi oldurecek kadar buyuk olacagindan muthis korkuyorsunuz..
Ama bakin, kim oldugunuzu GERCEKTEN gosterdiginiz zaman karsi konulmaz olursunuz. Bu sekilde INCINMEYE ACIK VE SAVUNMASIZ olmak demek, kendinizi oldugunuz gibi sevmektir.
İncinmeye acik ve savunmasiz olmak kesinlikle sizin evreninizdeki en guclu durumdur..Cunku hicbir sey size zarar veremez..
Binlerce kitaptaki her bir numarayi deneyebilirsiniz.. Fakat en dipte yatan esas, hayatinizda yarattiginiz herseyin sorumlulugunu ustlenmek, yargiyi hizaya getirmek(yargilamamak) ve duyguyu hissetmek, kendinizle harika bir ask iliskisi yasamaktir..
dost
22.12.2005 - 17:49'Sevilecek biri olmadığın zamanlarda bile Seni Sevmeli...
Sarılınacak biri olmadığın zamanlarda bile Sana
sarılmalı....
Dayanılmaz olduğun zamanlarda bile Sana Dayanmalı..
Dost dediğin; fanatik olmalı;
Bütün dünya seni üzdüğünde Sana moral vermeli,
Güzel haberler aldığında seninle dans etmeli,
Ve ağladığında, seninle ağlamalı...
ama hepsinden daha çok; '
Dost matematiksel olmalı;
Sevinci çarpmalı...
Üzüntüyü bölmeli...
Geçmişi çıkarmalı...
Yarını toplamalı...
Kalbinin derinliklerinde ihtiyacı hesaplamalı...
Ve her zaman Bütün parçalardan daha büyük olmalı...
İşi bitince seni bir tarafa ATMAMALI.............'
Hz. Mevlana
istanbul boğazı
22.12.2005 - 17:34'Boğaz'da gezmenin zevki, büyük, tarihi ve bakımsız bir şehrin içinde hareket ederken derin, güçlü ve hareketli bir denizin özgürlük ve gücünü içinizde hissetmektir. Boğaz'ın akıntılı sularında hızla ilerleyen yolcu, çok kalabalık bir şehrin kirinin, dumanının, gürültüsünün ortasında denizin gücünün kendisine geçtiğini, bütün bu kalabalığın, tarihin, yapıların içinde hala bir başına ve özgür kalmanın mümkün olduğunu sezer.'
Orhan Pamuk / İstanbul Hatıralar ve Şehir
Cömert
22.12.2005 - 17:29'Verdikce, alirsin.' Bu sadece sozlerden ibaret degildir; bu ilahi
yasadir. Sen onu yasadikca ve onu eyleme doktukce, ne kadar harika
bir sekilde isledigini de goreceksin. Sen sahip olduklarindan
vermeye basladikca, sana fazlasiyla verildigini goreceksin.
insan
22.12.2005 - 17:25Alemin özeti.
Toplam 256 mesaj bulundu