Bir tanesinin, bin tane nasihattan daha evla oldugu eskiler tarafindan iddia edilen seydir efendim. Genelde basa gelen nahos, istenmeyen olaylari aciklamak icin kullanilir. Ve bunlardan ders alinmasinin gerekliligi vurgulanir...
Laissez faire, laissez passer/ Adam Smith (Birakiniz yapsinlar, birakiniz gecsinler) kalibini kendi siyasal goruslerine motto yapanlarin olusturdugu bireyler geliyor aklima...
Isteyerek, bilerek yapilandir. Bir de hukukla ilgili davalarda bazen duyariz, iste taammuden oldurmeye tesebbus etti gibi seyler. Burda kullanilan taammuden sozcugu, gunumuz Turkcesi'nin kasitlisina denktir.
Valla efendim, tazi deyince, ince yapili, cok hizli kosabilen, genellikle gri renkli ve koku alma bakimindan diger butun kopeklerden cok daha yetenekli olan bir hayvan geliyor aklima. Afgan tazisi da olsa olsa bu hayvanin Afganistan vatandasi olanlarina denir diye dusunuyorum. Pardon? Yanlis mi biliyorum? Olabilir. Illa da dogru diye bir iddiam yok. Benimkisi dusunce sadece.
Muharrem amca geliyor aklima. Hastane sokaginda bahce icinde iki katli bir evi vardi. Ust katinda ailesiyle birlikte kendisi otururdu. Ikiye bolunmus alt katin, sokaga bakan yaninda terzi Muharrem(Yalnis hatirladigimi falan zannetmeyin, her ikisinin de adi ayniydi) , terzilik yapardi. Bahceye bakan taraftaki kucuk iki odasi, bir wc/banyosu ve bir de kucuk mutfagi olan bolumu de bekarlara ya da cocuksuz ailelere kiralardi.
Bir donem de kardesimle birlikte ben kiraladim. Donem dersem, yaklasik dort sene falan. Meslegim icabi okul zamani ben koylerde oldugum icin daha cok kardesim kalir, tatillerde ise benim olurdu :)
Cok temiz olmazdi pek. Bir daginiklik goze carpardi. Aksamdan icilmis bir kac bira ya da sarap sisesi, saga sola atilmis gazete sayfalari, taze ya da kuru yemis tabaklari, izmarit dolu kullukler, duzeltilmemis yataklar, cikarildiktan sonra bir yere kaldirilmamis gece kiyafetleri, plak ya da kasetlerle falan icice yasar giderdik.
Arada bir rahmetli anacigim gelir, her tarafi siler supurur, bir guzel toparlar, ama, cok gecmez ev yine eski daginikligina kavusurdu. Ne yapalim, biz oyle de mutluyduk o zamanlar :)
Simdi efendim bildiginiz gibi arpa, bugdaygiller ailesinin olumsuz iklim kosullarina karsi en dayanikli olan turudur. Hem govdesinde hem de basaginda bugdaya gore daha az su bulundugu icin, cok daha dusuk sicakliklarda bile olgunlasabilir. Tarlanin cok verimli olmasina da gerek yoktur pek. Cok kirac yerlerde de yetisebilir yani.
Arpa ekmegi de iste az yukarda hakkinda az biraz bilgiler verdigim arpadan yapilma ekmege denir. Gecmiste, ozellikle de savas, kitlik ya da dogal afetlerin cok oldugu donemlerde, yoksul halklarla birlikte varsillarin da yapip yemek zorunda kaldiklari bu ekmek, gunumuzde sadece saglik amacli kullanilmakta. Kolestrolu dusurme ozelligi sayesinde uzman doktorlar kalp sagligi icin hastalarina oneriyor bunu...
Hos bir Sezen Aksu sarkisi (Hangi sarkisi hos degil ki) . Hadi sozlerini de yazayim, tam olsun :)
Sizin alınız al inandım, morunuz mor inandım.
Tanrınız büyük amenna, siiriniz adamakıllı şiir.
Dumanı da caba, dumanı da caba.
Bütün ağaçlarla uyuşmuşum
Kalabalık ha olmuş ha olmamış
Sokaklarda yitirmiş cebimde bulmuşum
Ama sokaklar şöyleymiş sokaklar şöyleymiş, ağaçlar böyleymiş
Sokaklar şöyleymiş, ağaçlar böyleymiş...
Ama sizin adınız ne, benim dengemi bozmayınız
Sokaklar şöyleymiş, ağaçlar böyleymiş.
Aşkım da değişebilir gerçeklerim de
Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı
Yan gelmişim diz boyu sulara
Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum
Hiçbirinizle döğüşemem
Siz ne derseniz deyiniz, benim bir gizli bildiğim var
Sizin alınız al inandım, morunuz mor inandım
Ben tam kendime göre, ben tam dünyaya göre
Ama sizin adınız ne, benim dengemi bozmayınız
Sokaklar şöyleymiş, ağaçlar böyleymiş...
Bir hukuk terimidir... Herhangi bir kisinin herhangi bir sekilde alinan itibarinin, daha sonra yine bir sekilde geri verilmesine denir. Bir ornek vermek gerekirse eger, zamaninda yargilanip idam edilen eski basbakanlardan Adnan Menderes'in, daha sonraki bir donemde devlet toreniyle anit mezara defnedilmesi gosterilebilir...
Son donemde de, 1951 yilinda vatandasliktan cikarilan Nazim Hikmek Ran'a yeniden Turk Vatandasli'gi sifatinin verilmesi var...
Cok degil, bundan yaklasik on sene once MGD'nin odul gecesinde yaptigi, Kurtce klip cekecegini soyledigi konusmasindan sonra linc edilmek istenen, bugun ise devletin actigi Kurtce yayin yapan kanalda kliplerinin yayinlanacagi bizzat AKP'li bir vekil tarafindan dile getirilen adam.
Unzile insan dölü, on kardeş beşi ölü.
Büyüdükçe unufak ve gelir de görücü.
Inci gibi dişi, görücü bilir işi.
Söğüdüm ağlar gider, olur hatun kişi...
Varmadan sekizine ergin oldu Unzile
Hem çocuk, hem de kadın, onikisinde ana.
Bir gül gibi al ve narin, bir su gibi saydam ve sakin
Susar kadın Unzile
Yağmuru kim döküyor, Unzile kaç koyun ediyor.
Dayaktan uslanalı hiçbir şey sormuyor...
Korkar durur gitmez köyün en son çitine
Inanır o sınırda dünyanın bittiğine...
Unzile insan dölü, bilinmezlere gebe
Sırların mihnetini yükleyip de beline...
Varmadan sekizine ergin oldu Unzile.
Hem kadın, hem de çocuk, onikisinde ana.
Bir gül gibi al ve narin, bir su gibi saydam ve sakin.
Susar kadın Unzile...
Sozcuk anlami olarak yollar demektir... Ama tarikat denilince aklima belli bir amac icin bir araya gelen kisilerin olusturdugu bir olusum geliyor...
Osmanlı Devleti'nin kuruluş donemlerinde, ozellikle de Anadolu Birliğinin kurulması asamasinda önemli bir işlev gören tarikatlar, 18. yüzyıla gelindiğinde imparatorluğun hemen tüm köy ve kasabalarına girmişlerdi bir sekilde. Kurtuluş savaşı sırasında da önemli yararlılıklar gösteren tarikat şeyhleri, kurucu meclis'te de yer aldılar.
Ama gunumuzde deyim yerindeyse resmen yoldan ciktilar... Artik bazilari sadece ticari kazanc pesinde, kimileri uyeleri arasinda abuk sabuk cinsellikleri yasiyor, kimilerinin derdi ise birlikten kuvvet dogar ilkesi olmus durumda... Ve kimileri ise daha da tehlikeli... Rejim icin tehdit iceriyorlar...
Bir varmış bir yokmuş
Dünya masalmış
Her yolcudan bu handa hoş seda kalmış
Gökten üç elma düşmüş yuvarlanmış
Herkes payına düşen elmayı almış
Sora sora az gidip uz gidip kaf dağına
Izini arar saadetin dünyalılar
Günaha yakın dururken bir yanları
Ne kadar hazin hüzünlü sevdalılar
Işığa uçar bütün pervaneler
Ateşe giderken ne şahaneler
Dönerek acıyla aşkla şu alemi
Yana yana rakseder divaneler
Bir varmış bir yokmuş
Dünya masalmış
Her yolcudan bu handa hoş seda kalmış
Gökten üç elma düşmüş yuvarlanmış
Herkes payına düşen elmayı almış...
Aslinda kelime anlami olarak 'kural tanimayan kisi' demektir...
Bu tanimdan yola cikarak, cok rahatlikla Turkiye'de bolca bulunan bir insan turudur diyebilirim. Kirmizi isiga bakmaz gecer, yerlere cop atar, tukurur, icilmesi yasak olan yerde sigara icer, mac kazandik diye sokaklara dokulur, havaya ates acar... vs, vs, vs...
Ama biz genelde isin felsefi boyutuyla ilgileniriz, o baska...
musibet
13.02.2009 - 00:47Bir tanesinin, bin tane nasihattan daha evla oldugu eskiler tarafindan iddia edilen seydir efendim. Genelde basa gelen nahos, istenmeyen olaylari aciklamak icin kullanilir. Ve bunlardan ders alinmasinin gerekliligi vurgulanir...
liberal
13.02.2009 - 00:40Laissez faire, laissez passer/ Adam Smith (Birakiniz yapsinlar, birakiniz gecsinler) kalibini kendi siyasal goruslerine motto yapanlarin olusturdugu bireyler geliyor aklima...
bekar evi
03.02.2009 - 01:50Bize hamarat ama bir o kadar da vicdansiz kizlarin varligini gosteren terimdir :)))
kasıtlı
02.02.2009 - 16:27Isteyerek, bilerek yapilandir. Bir de hukukla ilgili davalarda bazen duyariz, iste taammuden oldurmeye tesebbus etti gibi seyler. Burda kullanilan taammuden sozcugu, gunumuz Turkcesi'nin kasitlisina denktir.
afgan tazısı
02.02.2009 - 16:18Valla efendim, tazi deyince, ince yapili, cok hizli kosabilen, genellikle gri renkli ve koku alma bakimindan diger butun kopeklerden cok daha yetenekli olan bir hayvan geliyor aklima. Afgan tazisi da olsa olsa bu hayvanin Afganistan vatandasi olanlarina denir diye dusunuyorum. Pardon? Yanlis mi biliyorum? Olabilir. Illa da dogru diye bir iddiam yok. Benimkisi dusunce sadece.
Hurmetlerle ayriliyorum konudan :)
bekar evi
02.02.2009 - 16:09Muharrem amca geliyor aklima. Hastane sokaginda bahce icinde iki katli bir evi vardi. Ust katinda ailesiyle birlikte kendisi otururdu. Ikiye bolunmus alt katin, sokaga bakan yaninda terzi Muharrem(Yalnis hatirladigimi falan zannetmeyin, her ikisinin de adi ayniydi) , terzilik yapardi. Bahceye bakan taraftaki kucuk iki odasi, bir wc/banyosu ve bir de kucuk mutfagi olan bolumu de bekarlara ya da cocuksuz ailelere kiralardi.
Bir donem de kardesimle birlikte ben kiraladim. Donem dersem, yaklasik dort sene falan. Meslegim icabi okul zamani ben koylerde oldugum icin daha cok kardesim kalir, tatillerde ise benim olurdu :)
Cok temiz olmazdi pek. Bir daginiklik goze carpardi. Aksamdan icilmis bir kac bira ya da sarap sisesi, saga sola atilmis gazete sayfalari, taze ya da kuru yemis tabaklari, izmarit dolu kullukler, duzeltilmemis yataklar, cikarildiktan sonra bir yere kaldirilmamis gece kiyafetleri, plak ya da kasetlerle falan icice yasar giderdik.
Arada bir rahmetli anacigim gelir, her tarafi siler supurur, bir guzel toparlar, ama, cok gecmez ev yine eski daginikligina kavusurdu. Ne yapalim, biz oyle de mutluyduk o zamanlar :)
arpa ekmeği
02.02.2009 - 15:44Simdi efendim bildiginiz gibi arpa, bugdaygiller ailesinin olumsuz iklim kosullarina karsi en dayanikli olan turudur. Hem govdesinde hem de basaginda bugdaya gore daha az su bulundugu icin, cok daha dusuk sicakliklarda bile olgunlasabilir. Tarlanin cok verimli olmasina da gerek yoktur pek. Cok kirac yerlerde de yetisebilir yani.
Arpa ekmegi de iste az yukarda hakkinda az biraz bilgiler verdigim arpadan yapilma ekmege denir. Gecmiste, ozellikle de savas, kitlik ya da dogal afetlerin cok oldugu donemlerde, yoksul halklarla birlikte varsillarin da yapip yemek zorunda kaldiklari bu ekmek, gunumuzde sadece saglik amacli kullanilmakta. Kolestrolu dusurme ozelligi sayesinde uzman doktorlar kalp sagligi icin hastalarina oneriyor bunu...
Ama ben hic yemedim...
Denge
20.01.2009 - 02:40Hos bir Sezen Aksu sarkisi (Hangi sarkisi hos degil ki) . Hadi sozlerini de yazayim, tam olsun :)
Sizin alınız al inandım, morunuz mor inandım.
Tanrınız büyük amenna, siiriniz adamakıllı şiir.
Dumanı da caba, dumanı da caba.
Bütün ağaçlarla uyuşmuşum
Kalabalık ha olmuş ha olmamış
Sokaklarda yitirmiş cebimde bulmuşum
Ama sokaklar şöyleymiş sokaklar şöyleymiş, ağaçlar böyleymiş
Sokaklar şöyleymiş, ağaçlar böyleymiş...
Ama sizin adınız ne, benim dengemi bozmayınız
Sokaklar şöyleymiş, ağaçlar böyleymiş.
Aşkım da değişebilir gerçeklerim de
Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı
Yan gelmişim diz boyu sulara
Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum
Hiçbirinizle döğüşemem
Siz ne derseniz deyiniz, benim bir gizli bildiğim var
Sizin alınız al inandım, morunuz mor inandım
Ben tam kendime göre, ben tam dünyaya göre
Ama sizin adınız ne, benim dengemi bozmayınız
Sokaklar şöyleymiş, ağaçlar böyleymiş...
iadeiitibar
17.01.2009 - 03:01Bir hukuk terimidir... Herhangi bir kisinin herhangi bir sekilde alinan itibarinin, daha sonra yine bir sekilde geri verilmesine denir. Bir ornek vermek gerekirse eger, zamaninda yargilanip idam edilen eski basbakanlardan Adnan Menderes'in, daha sonraki bir donemde devlet toreniyle anit mezara defnedilmesi gosterilebilir...
Son donemde de, 1951 yilinda vatandasliktan cikarilan Nazim Hikmek Ran'a yeniden Turk Vatandasli'gi sifatinin verilmesi var...
Yıldırım Demirören
17.01.2009 - 02:48Besiktasli degil de, bir baska takim taraftari olsaydi eger, Besiktas'a bu kadar zarar verebilirmiydi diye dusundugum kisi...
ahmet kaya
01.01.2009 - 14:36Cok degil, bundan yaklasik on sene once MGD'nin odul gecesinde yaptigi, Kurtce klip cekecegini soyledigi konusmasindan sonra linc edilmek istenen, bugun ise devletin actigi Kurtce yayin yapan kanalda kliplerinin yayinlanacagi bizzat AKP'li bir vekil tarafindan dile getirilen adam.
gülten kaya
24.12.2008 - 14:22Fransa'da kalp krizi sonucu hayatini kaybeden sanatci Ahmet Kaya'nin esi...
aysun gültekin
24.12.2008 - 14:15Ulkemizin yetistirdigi gercek sanatcilardan biri...
Harika bir ses, mukemmel bir yorum, muthis bir sahne durusu...
ve hic gulmeyen bir yuz...
Seviyorum...
emek
20.12.2008 - 00:10En yuce deger...
ünzile
19.12.2008 - 01:36Harika bir sezen Aksu sarkisi...
Sozleri:
Unzile insan dölü, on kardeş beşi ölü.
Büyüdükçe unufak ve gelir de görücü.
Inci gibi dişi, görücü bilir işi.
Söğüdüm ağlar gider, olur hatun kişi...
Varmadan sekizine ergin oldu Unzile
Hem çocuk, hem de kadın, onikisinde ana.
Bir gül gibi al ve narin, bir su gibi saydam ve sakin
Susar kadın Unzile
Yağmuru kim döküyor, Unzile kaç koyun ediyor.
Dayaktan uslanalı hiçbir şey sormuyor...
Korkar durur gitmez köyün en son çitine
Inanır o sınırda dünyanın bittiğine...
Unzile insan dölü, bilinmezlere gebe
Sırların mihnetini yükleyip de beline...
Varmadan sekizine ergin oldu Unzile.
Hem kadın, hem de çocuk, onikisinde ana.
Bir gül gibi al ve narin, bir su gibi saydam ve sakin.
Susar kadın Unzile...
divan edebiyatı
19.12.2008 - 01:29'Bâlâ-yı kûbsâr-ı serîinde aşiyan-saz olan zağ-ı cife-bâ-ı can-ı babîsi sîgaf-ı târekinden bişip-gâb-ı düzaha pervaz eyledi.'
Anlamayana not: Kisaca 'öldü' demektir efendim...
trabzonspor
19.12.2008 - 01:23Son gunlerde TFF ve MHK'ye karsi gosterdikleri hakli tepkiyi ayakta alkisladigim takimdir...
Umarim Besiktas'a da ornek olur bu...
tarikat
19.12.2008 - 01:17Sozcuk anlami olarak yollar demektir... Ama tarikat denilince aklima belli bir amac icin bir araya gelen kisilerin olusturdugu bir olusum geliyor...
Osmanlı Devleti'nin kuruluş donemlerinde, ozellikle de Anadolu Birliğinin kurulması asamasinda önemli bir işlev gören tarikatlar, 18. yüzyıla gelindiğinde imparatorluğun hemen tüm köy ve kasabalarına girmişlerdi bir sekilde. Kurtuluş savaşı sırasında da önemli yararlılıklar gösteren tarikat şeyhleri, kurucu meclis'te de yer aldılar.
Ama gunumuzde deyim yerindeyse resmen yoldan ciktilar... Artik bazilari sadece ticari kazanc pesinde, kimileri uyeleri arasinda abuk sabuk cinsellikleri yasiyor, kimilerinin derdi ise birlikten kuvvet dogar ilkesi olmus durumda... Ve kimileri ise daha da tehlikeli... Rejim icin tehdit iceriyorlar...
bana bir masal anlat
19.12.2008 - 01:05Bir varmış bir yokmuş
Dünya masalmış
Her yolcudan bu handa hoş seda kalmış
Gökten üç elma düşmüş yuvarlanmış
Herkes payına düşen elmayı almış
Sora sora az gidip uz gidip kaf dağına
Izini arar saadetin dünyalılar
Günaha yakın dururken bir yanları
Ne kadar hazin hüzünlü sevdalılar
Işığa uçar bütün pervaneler
Ateşe giderken ne şahaneler
Dönerek acıyla aşkla şu alemi
Yana yana rakseder divaneler
Bir varmış bir yokmuş
Dünya masalmış
Her yolcudan bu handa hoş seda kalmış
Gökten üç elma düşmüş yuvarlanmış
Herkes payına düşen elmayı almış...
Sertap Erener anlatmis masali :)
anarşist
19.12.2008 - 01:01Aslinda kelime anlami olarak 'kural tanimayan kisi' demektir...
Bu tanimdan yola cikarak, cok rahatlikla Turkiye'de bolca bulunan bir insan turudur diyebilirim. Kirmizi isiga bakmaz gecer, yerlere cop atar, tukurur, icilmesi yasak olan yerde sigara icer, mac kazandik diye sokaklara dokulur, havaya ates acar... vs, vs, vs...
Ama biz genelde isin felsefi boyutuyla ilgileniriz, o baska...
elfida
19.12.2008 - 00:47'Omzumda iz bırakma yüküm dünyaya yakın
Elfida hep aklımda kalacaksın...'
Sevmedigim Haluk Levent'i bana sevdiren sarki...
Soykırım
19.12.2008 - 00:44Bunun bir de 'sozde'si var...
beşiktaş
19.12.2008 - 00:43Bana 52 senelik hayatimda ilk defa bir derbi oncesi heyecan yasatmayan takim...
Takimim...
beşiktaş
15.12.2008 - 00:40BJK Inonu Stadyumu...
Kabalci Kitap Evi...
Kazan Birahanesi...
Kambur'un yeri...
Dolmabahce Sarayi...
Yildiz Sarayi...
Seref Stadi...
Ciragan Sarayi (Simdi dandik isimli bir otel) ...
Vapur Iskelesi...
Ortakoy...
Ve bir de;
Siyah beyaz...
Toplam 936 mesaj bulundu