yalnız olduğumda oyununu oynadığım şık kelime...bunun ingilizcesi de şıktır..happy kesinlikle çok şık...özellikle antalya-anamur-mersin güzergahında giderken yalnızsan ve kırmızı şarabın ve sağlam bir kadehin ve sen kendinle berabersen tadına doyum olmayan bir oyun...sadece oyun...
ömür törpüsü cihaz...bunun bir de karlı yola çıktığınızda ihtiyacınız olan zincir modeli vardır...ikisi de muhtaciyette zorunluluk derecesine erişmiş ulu organizmalardır... muhtaciyetle,mevcut durum arasındaki fark önemini arzeder...x ve sevgili eşi y üzerinde işaretlenebilen ikili uzun zamandır ayrı yaşamaktadırlar...artık kış geldi...kütahya,afyon,karlıova,kars,erzurum,zigana çiftin tekrar bir araya gelmesini temenni ediyor ve yeni sezonda başarılar diliyoruz...
dış mihraklar tarafından güzide ülkemize sokulmuş olan siyasi görüş...sevgiler ve sevgililer eskimez,kırgınlıklar oluşur...o daima taze olarak bir yerlerde saklanıyordur...özellikle 90'dan sonra oluşmuş,gecelik ilişki ve boş kalmayayım birisi olsun mantığı konunun dışında tutulması koşuluyla...
hayatın hiçbir şeye rağmen güzel olmadığının farkedilmesi anı...enteresandır akşama doğru olur...yüzüne yüzüne çarpan bir günün ardında,aynada kendine doğruyu söylediğin an...
müdahale düzeneklerinin sağ el ile daha hoş organize edilmesinden mütevellit sol kola takılmaya mecbur kılınmış zemberekli örgüt üyesi...zamanı katletmesi ile suçlanıyor ama suçlu ele geçmediğinden hüküm giydirilemiyor...
muhallebi çocuklarının gittiklerinde zorlandıkları adam etme sanatevi...kapıdan girişte hayatın gerçek yüzü ile karşılaşan süt karışımı bünye 'benim sadık yarim kara topraktır' deyişiyle ortaya düşer ve galakside yerini alır...
60 lerde anadolunun güzide ilçelerinde bazı ebeveyn güruhunun doğan çocuklarını terkettikleri platform...belki o günlerde nüfus cüzdanlarının çok sayfalı oluşunun vermiş olduğu rahatsızlık veya kim şimdi gidecek ilçeye sorunsalına verilen tepki idi kayıtsızlık...
ama bu güruh çekmiyordu kayıtsızlığın sonundaki çileyi; askerlik çağına gelip geçen erkek ve resmi evlilik yapacak kız çocuklarımız çekiyorlardı...
sonra o geldi...evet çiçek abbas duruma el koydu...ve elinde sancağı bütün anadoluyu dolaştı durdu...hiç kimse kalmadı kayıtsız hatta temizelden sonra herkes fişlendi kayıtlıllık sonsuzlaştırıldı...
şimdilerde kayıtsızlığa olan nefretle yeni bir çip icat edildi ve bütün kayıtlar tek bir kimlikte toplanmaya çalışıyor...atalarımızın yapmış olduğu hatayı bu şekilde kapatmaya çalışan ülkemizin kutlu fertlerine sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz...
ilk ne zaman tanıştığımızı anımsamadığım yüce sevgilim...şu ara her yerde bulunan yapısı ile eski özlem dolu günlerimize ihanet ediyor ama eski sevgili unutulmaz edasında yine beraberliğimizi yürütüyoruz...
asıl sevgilim bastonlu şeklinde olanı idi....adı mabel...çok göremiyorum onu şu aralar...e ikimiz de o kadar seneyi yedik bitirdik...en son antalyada bir cafe'de karşıma çıkmıştır...eski günleri bir kahve eşliğinde yad ettik...
yeni başlayanlar için çikolata başlığında üç beş kelime yazmak istiyorum; birden yemek hoş olmuyor...ilk önce ağzının içine alacaksın ve bekleyeceksin...dağılmasını izleyeceksin...o kendinden geçecek sende ona kendini kaptıracaksın...sonra beraber kanarya adalarına veya afrikanın vahşi ormalarına gidebilirsin...
profesörün kendi içinde ayrıldığı başlıklardan bir tanesi...
bunun yanında fahri profesör veya ordinaryus profesör olanlarda diğerlerinden birkaçıdır...
ayrıca bunlarda kendi içlerinde birkaça ayrılabilirler...misal:fahri profesör kendi içinde iki ye ayrılır
a) fahri profesör (burada profesörün adı fahridir)
b) fahri profesör (gerçek olmayan profesör yani onursal)
başka bir açıdan ordinaryus gurubu çok farklı bir guruptur.profesör şizofren değildir ama ne zaman ordinaryus olur o zaman sadece profesör olarak adlandırmak yalnış olur...çünkü şizofreni başlamıştır.aslında ordinaryus eki oradan gelmektedir...yani tek başına bir profesör değil,birden çok profesör aynı bünyede...
yaş iken eğilmesi ile tarihin sayfalarına adını yazdırmış olan bitki...küçük olanları ile evlerin içinde sohbet edilir.abartılarak üzerine bilumum bezler iliştirilen gurubu vardır ki şiddetle uzak durulması tavsiye edilir...
depresyonun getirdiği uykusuzluğun veya insomnia hastalığının en fazla talep edildiği ihtişamlı 15 günün adı...15 gün kala gece gündüz uyuyarak biriktirilen uykular bu dönemde harcanabilir...veya 52 haftanın 15 haftasında bulunan pazarların 24 saati uyku ile geçirilerekte elde edilebilir...
I walk the line ile beni benden istemiş zattır...benden içeri olan ben,beni verdi mi bilmiyorum ama ben kendisini almıştım...babanın san quentin parçası ve orada çekmiş olduğu video ayrı bir güzelliğe sahiptir...güzelliğe sahiptir gerçekçi bir beyan olmadı,doğru yorum; güzellik o günden sonra gerçek anlamını kazandı...evet bu daha hoş...
depresyonun sonraki durağı...aranmakla bulunmaz,birden köşeyi dönünce büfenin yanına yerleşmiş olarak görülür...bu moda girenlerin içinden uzun hava dinleyen veya metal dinleyen çıkması olasidir,aradakileri saymıyorum bile...
barış manço hoş gider...ecnebilerden johnny cash fena durmaz...I walk the line ile cash'i anıyor gelecek melankolide bizi yalnız bırakmamasını diliyoruz...
asurlular tarafından yıkılmış olan anadolu medeniyeti...bunlar için tek dişi kalmış canavar asurlular olmuş...asurlular içinde babil ve medler olmuş...sonra olaylar gelişmiş,osmanlı içinde kendi içindeki problemleri halleden avrupa olmuş...
kul hakkı
18.12.2008 - 14:28kul olduğunu kabul etmiş olan hakkı...bu biraz daha beyefendi gibi kadın hakkı dan...
mutluluk
18.12.2008 - 14:20yalnız olduğumda oyununu oynadığım şık kelime...bunun ingilizcesi de şıktır..happy kesinlikle çok şık...özellikle antalya-anamur-mersin güzergahında giderken yalnızsan ve kırmızı şarabın ve sağlam bir kadehin ve sen kendinle berabersen tadına doyum olmayan bir oyun...sadece oyun...
diş fırçası
18.12.2008 - 14:12daha dün annemizin kollarında yaşarken parçası ile müthiş üçlü kompozisyon yapmayı sağlayan vazgeçilmez üçüncü...
o zaman en muhteşem üçlü
twinkle twinkle little star-diş fırçası-aynaya bakan...
diş fırçalarken neden aynanın karşısında yapılma ihtiyacı duyulur bu da ayrı bir problemseldir...nutella nutella
Şarj aleti
18.12.2008 - 13:53ömür törpüsü cihaz...bunun bir de karlı yola çıktığınızda ihtiyacınız olan zincir modeli vardır...ikisi de muhtaciyette zorunluluk derecesine erişmiş ulu organizmalardır... muhtaciyetle,mevcut durum arasındaki fark önemini arzeder...x ve sevgili eşi y üzerinde işaretlenebilen ikili uzun zamandır ayrı yaşamaktadırlar...artık kış geldi...kütahya,afyon,karlıova,kars,erzurum,zigana çiftin tekrar bir araya gelmesini temenni ediyor ve yeni sezonda başarılar diliyoruz...
galatasaray
17.12.2008 - 23:03cihanşümul...
şu an ne dinliyorum
17.12.2008 - 22:07pc'nin fan sesini...
eski sevgili
17.12.2008 - 21:53dış mihraklar tarafından güzide ülkemize sokulmuş olan siyasi görüş...sevgiler ve sevgililer eskimez,kırgınlıklar oluşur...o daima taze olarak bir yerlerde saklanıyordur...özellikle 90'dan sonra oluşmuş,gecelik ilişki ve boş kalmayayım birisi olsun mantığı konunun dışında tutulması koşuluyla...
george w.bush
17.12.2008 - 21:41tdk tarafından sözlükten çıkarılan 'onun bunun' söz öbeğinin yerine yerleştirilen kelime öbeği...
hayat herşeye rağmen çok güzel
17.12.2008 - 21:37george bush'a rağmen yaşamaya değer...
İtiraf ediyorum... Varmı itirazı olan?
Ben yılladır kendime bir yalan söyledim, söylemeye devam ettim söylemeye devam ediyorum
Kendime, anneme, babama, aileme, beni sevenlere
İtiraf etsem yer yerinden oynarmı?
Gökteki yıldızlar yere iner mi?
Neyi değiştirebilirim..
Kendimi kandırdığım için bana ne ceza verirler..
Yada aferin in sana
Çok güçlüsün, pozitifsin mi derler
biri çıkıp bana sorar mı?
Yeni mi anladın diye
Yada sana mı kaldı açıklamak
Bana öğretilen buydu, oynamak, gerçekleri saklamak
Oyunun kuralını ben mi bozacaktım
Bozarsam ne olur?
Neyle suçlanırım
Susmaya devam et, sen sus ki
İnsanlar fark etmesin uyanmasın
Şimdi itiraf etmenin zamanı mı?
Bastırdığım tüm duygular, istekler
Unutulmaya yüz tutmuş,
Oynadığım tüm oyunlar yalan
Oyunun adı mutluluk
Mutlu değilken mutluymuşum gibi yaptım
Hayat her şeye rağmen güzel dedim
İçim kan ağlarken, gülümsedim
Kimsecikler bilmesin istedim
İçimdeki isyanı içimde boğdum
Görmezden geldim
Anlamazlığa vurdum İçimdeki yangın büyüdükçe büyüdü
Artık taşıyamıyorum
İki yüzlülük değilmidir itiraf etmemek
Yok muş gibi farz etmek, söylememek, yalan devam etmek
Tüm hayatımı bir yalanın arkasına gizlenip yaşamışım
Güçlüyüm oyunu nu oynamışım.oda yalan
Ben güçlü değilim aslında
İtiraf ediyorum işte
Hayat her şeye rağmen güzel lafı
Koca bir yalan
Züğürt tesellisi
Kendini kandırma, moralini yüksek tutma oyunu
Kendimize karşı bile dürüst olamıyoruz nedense
Ben artık kendime yalan söylemeyeceğim..
Hayat her şeye rağmen güzel değil işte.
Varmı itirazı olan?
Yazar - Süreyya Türkoğlu
Hayatın en hüzünlü anı
17.12.2008 - 21:33hayatın hiçbir şeye rağmen güzel olmadığının farkedilmesi anı...enteresandır akşama doğru olur...yüzüne yüzüne çarpan bir günün ardında,aynada kendine doğruyu söylediğin an...
yalnızlık
17.12.2008 - 21:29ömür boyu kendisine yabancı olunan ama yaşamın bütün sokaklarında metaforik olarak bulunan doğumhane arkadaşı...
giderkene orhan veliden ekliyorum,
bilmezler yalnız yaşamayanlar
nasıl korku verir sessizlik insana
insan nasıl konuşur kendisiyle
nasıl koşar aynalara,
bir cana hasret,
bilmezler
saat
16.12.2008 - 14:35müdahale düzeneklerinin sağ el ile daha hoş organize edilmesinden mütevellit sol kola takılmaya mecbur kılınmış zemberekli örgüt üyesi...zamanı katletmesi ile suçlanıyor ama suçlu ele geçmediğinden hüküm giydirilemiyor...
dahi
16.12.2008 - 11:32kendini dünya nimetlerinden soyutlayarak gerçek yolda mücadele eden iki ayaklı sevimli bünye...
askerlik
16.12.2008 - 11:29muhallebi çocuklarının gittiklerinde zorlandıkları adam etme sanatevi...kapıdan girişte hayatın gerçek yüzü ile karşılaşan süt karışımı bünye 'benim sadık yarim kara topraktır' deyişiyle ortaya düşer ve galakside yerini alır...
kayıtsızlık
15.12.2008 - 23:3460 lerde anadolunun güzide ilçelerinde bazı ebeveyn güruhunun doğan çocuklarını terkettikleri platform...belki o günlerde nüfus cüzdanlarının çok sayfalı oluşunun vermiş olduğu rahatsızlık veya kim şimdi gidecek ilçeye sorunsalına verilen tepki idi kayıtsızlık...
ama bu güruh çekmiyordu kayıtsızlığın sonundaki çileyi; askerlik çağına gelip geçen erkek ve resmi evlilik yapacak kız çocuklarımız çekiyorlardı...
sonra o geldi...evet çiçek abbas duruma el koydu...ve elinde sancağı bütün anadoluyu dolaştı durdu...hiç kimse kalmadı kayıtsız hatta temizelden sonra herkes fişlendi kayıtlıllık sonsuzlaştırıldı...
şimdilerde kayıtsızlığa olan nefretle yeni bir çip icat edildi ve bütün kayıtlar tek bir kimlikte toplanmaya çalışıyor...atalarımızın yapmış olduğu hatayı bu şekilde kapatmaya çalışan ülkemizin kutlu fertlerine sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz...
çikolata
15.12.2008 - 22:47ilk ne zaman tanıştığımızı anımsamadığım yüce sevgilim...şu ara her yerde bulunan yapısı ile eski özlem dolu günlerimize ihanet ediyor ama eski sevgili unutulmaz edasında yine beraberliğimizi yürütüyoruz...
asıl sevgilim bastonlu şeklinde olanı idi....adı mabel...çok göremiyorum onu şu aralar...e ikimiz de o kadar seneyi yedik bitirdik...en son antalyada bir cafe'de karşıma çıkmıştır...eski günleri bir kahve eşliğinde yad ettik...
yeni başlayanlar için çikolata başlığında üç beş kelime yazmak istiyorum; birden yemek hoş olmuyor...ilk önce ağzının içine alacaksın ve bekleyeceksin...dağılmasını izleyeceksin...o kendinden geçecek sende ona kendini kaptıracaksın...sonra beraber kanarya adalarına veya afrikanın vahşi ormalarına gidebilirsin...
fırlama profesör
15.12.2008 - 22:15profesörün kendi içinde ayrıldığı başlıklardan bir tanesi...
bunun yanında fahri profesör veya ordinaryus profesör olanlarda diğerlerinden birkaçıdır...
ayrıca bunlarda kendi içlerinde birkaça ayrılabilirler...misal:fahri profesör kendi içinde iki ye ayrılır
a) fahri profesör (burada profesörün adı fahridir)
b) fahri profesör (gerçek olmayan profesör yani onursal)
başka bir açıdan ordinaryus gurubu çok farklı bir guruptur.profesör şizofren değildir ama ne zaman ordinaryus olur o zaman sadece profesör olarak adlandırmak yalnış olur...çünkü şizofreni başlamıştır.aslında ordinaryus eki oradan gelmektedir...yani tek başına bir profesör değil,birden çok profesör aynı bünyede...
ağaç
15.12.2008 - 21:40yaş iken eğilmesi ile tarihin sayfalarına adını yazdırmış olan bitki...küçük olanları ile evlerin içinde sohbet edilir.abartılarak üzerine bilumum bezler iliştirilen gurubu vardır ki şiddetle uzak durulması tavsiye edilir...
İstanbul Film Festivali
15.12.2008 - 21:35depresyonun getirdiği uykusuzluğun veya insomnia hastalığının en fazla talep edildiği ihtişamlı 15 günün adı...15 gün kala gece gündüz uyuyarak biriktirilen uykular bu dönemde harcanabilir...veya 52 haftanın 15 haftasında bulunan pazarların 24 saati uyku ile geçirilerekte elde edilebilir...
johnny cash
15.12.2008 - 21:13I walk the line ile beni benden istemiş zattır...benden içeri olan ben,beni verdi mi bilmiyorum ama ben kendisini almıştım...babanın san quentin parçası ve orada çekmiş olduğu video ayrı bir güzelliğe sahiptir...güzelliğe sahiptir gerçekçi bir beyan olmadı,doğru yorum; güzellik o günden sonra gerçek anlamını kazandı...evet bu daha hoş...
melankoli
15.12.2008 - 20:55depresyonun sonraki durağı...aranmakla bulunmaz,birden köşeyi dönünce büfenin yanına yerleşmiş olarak görülür...bu moda girenlerin içinden uzun hava dinleyen veya metal dinleyen çıkması olasidir,aradakileri saymıyorum bile...
barış manço hoş gider...ecnebilerden johnny cash fena durmaz...I walk the line ile cash'i anıyor gelecek melankolide bizi yalnız bırakmamasını diliyoruz...
ninova
15.12.2008 - 19:54asurluların başkenti...hala antik kent olarak bazı kalıntıları ırakta mevcuttur...ırak kaldıysa tabii...
hititler
15.12.2008 - 19:49asurlular tarafından yıkılmış olan anadolu medeniyeti...bunlar için tek dişi kalmış canavar asurlular olmuş...asurlular içinde babil ve medler olmuş...sonra olaylar gelişmiş,osmanlı içinde kendi içindeki problemleri halleden avrupa olmuş...
anlam
15.12.2008 - 19:39yaradan...yaşamın içindeki bütün unsurların ona dönecek oluşu...saygı...
Toplam 93 mesaj bulundu