ÇOCUKLARINIZ SİZİN ÇOCUKLARINIZ DEĞİLDİR
ONLAR KENDİ ÖZLEMİNİ ÇEKEN HAYATIN ÇOCUKLARIDIR.
Sizin vasıtanızla gelirler, ama sizden değil,
Sizinle birlikte olsalar da size ait değillerdir.
Onlara sevginizi verebilirsiniz, ama düşüncelerinizi asla!
Çünkü onlarınkendilerine has düşünceleri vardır.
Onların bedenlerini barındırabilirisiniz, ama ruhlarını asla!
Çünkü onların ruhları yarının sarayındadır, siz ise orasını düşlerinizde bile ziyaret edemezsiniz.
Siz onlara benzemeye can atabilirsiniz, ama onları kendinize benzetmeye çalışmayın.
Çünkü hayat geriye gitmez ve dünle oyalanmaz.
Siz, çocuklarınızın canlı OKLAR olarak ileri atıldığı YAYLARSINIZ.
Okçu, sonsuzluk içinde aldığı nişan yerini görür ve oklarının hızla uzağa gitmesi için tüm kudretiyle sizi büker.
Okçunun elinde büküldüğünüz için sevinin;
Çünkü O, uçarak giden oku sevdiği kadar, sağlam duran yayı da sever...
ne zaman adam gibi adam oluyor insan?
çok gezdiğinde mi? çok gördüğünde mi? çok bildiğinde mi?
çok ünlü, çok zengin olduğunda mı?
çok sevildiğinde mi?
yoksa bunların hepsi bi kenara; adam gibi sevdiğinde mi?
MUJDAT GEZEN
bazen hayat senı ıter bazen sen hayatı dıdısır durursun sonra ufacık bır cocugun gozlerınde kabullnemeyı gorur, dıdısmekten vazgecer, kosulsuz yasamayı ogrenırsin.
13 senenın sonunda herseyı senden ogrendım ask........sen gıttıkten sonra kendıme tahammul etmeyı ogrendım
funda arar senden ogrendım
Gittin, kanadı kırık kuştum
Sustum, sözlerine küstüm
Hani kırılırsın siyaha
Nöbet nöbet geceler boyunca
Dün güne dize gelince
Yürek acılara doyunca
O tez dönüşün geç olunca
Kendime tahammülü öğrendim
Kördüm, bilendim
Seni unutmayı öğrendim
Sen yoktun, ben yalnız kalmayı öğrendim,
Acıya duvar gibi durmayı öğrendim,
Kaybolmuş bir dilin sözcükleri gibi
Köksüz, bağsız durmayı öğrendim
Vazgeçtiysen hep sağanak yağışlarımdan
Vazgeçtiysen bitmek bilmez kışlarımdan
Korkma kimseye ödenecek borcum yok
Yoksaymayı ben senden öğrendim
Ağaçlar yitirmişler artık ağaçlıklarını gözümde.
Dallara rüzgarda yelken açtıran yapraklar da tükenmekte.
Yemişler tatlı, ama sevgi yoksulu.
Bir susuzluğu bile gideremiyorlar.
Ne olacak şimdi?
Gözlerimin önünde kaçmakta orman,
kulaklarımdaki kuşlar sessizliğe gömülmüş,
kalmamış bana döşeklik edebilecek bir çayır.
Bıkmışım artık zamandan,
ve zamanın açlığı içimde.
Ne olacak şimdi?
Ateşler yanacak gece bastırdığında dağlarda.
Yoksa davranıp yine koşmalı mı oralara?
Yollar yitirmişler artık yolluklarını gözümde
BİRİNCİ VAZİFEN BULAŞIK, ÇAMAŞIR ve KOCANA SAHİP ÇIKMAKTIR.MEVCUDIYETININ YEGANE TEMELI BUDUR.KOCAN EN KIYMETLI HAZINENDIR. SENI BU HAZINEDEN MAHRUM ETMEK ISTEYECEK KAYNANAN,KAYNATAN VE GORUMCELERIN
OLABILIR. BIRGUN EVLILIGINI KURTARMAK MECBURIYETINE DUSERSEN,VAZIFEYEATILMAK ICIN BULASIK VE CAMASIRI DUSUNMEYECEKSIN. BU DURUM ELEKTRIGIN VE Suyun KESILDIGI ANDA ORTAYA CIKABILIR.EVLILIGINE TECAVUZ ETMEK ISTEYEN
KAYNANAN KAYNATAN VE GORUMCELERIN HAYATTA EMSALI GORULMEMIS, BIR GALIBIYETIN MUMESSILIOLABILIRLER. HAYATTA KILIBIK KOCAN ZOR BIR IHTIMALDE OLSA BASKAKARILARA GOZ DIKMIS, OLABILIR. AILENIZ FAKRU ZARURET ICINDE HARAP VE BITAP DUSMUS, OLABILIR.
EY ASIL TURK KADINI
ISTE BU AHVAL VE SERAIT ICINDE DAHIVAZIFEN YUVANI KURTARMAKTIR. ANASININ KUZUSU OLAN KOCANI
ADAM ETMEK SENINELINDEDIR. IHTIYAC DUYDUGUN MERDANE DOLABIN SOL UST KOSESINDE SAKLIDIR.
HADI KOLAY GELSIN.
Bir Amerikalı bir İngiliz ve bir Iraklı barda oturmuş içki içiyorlarmış.
Amerikalı içkisini bitirince bardağı havaya fırlatıp silahıyla bardağa ateş etmiş ve parçalamış: 'bizim ülkemizde bardaklar o kadar ucuzdur ki biz aynı bardakla iki kere içmeyiz' demiş...
İngiliz de bunun üzerine içkisini bitirip bardağı havaya fırlatıp ateş edip parçalamış ve 'bizim İngiliz sahillerinde o kadar çok bardak yapacak kum vardır ki biz aynı bardakla iki kere içki içmeyiz' demiş...
Iraklı da soğukkanlılıkla içkisini bitirip bardağı havaya fırlatmış ve Amerikalı ile İngilizi çekip öldürmüş ve 'Bağdat 'ta bu İngiliz ve Amerikalılardan o kadar çok varki biz aynı adamlarla iki kere içmeyiz '...
Hitler karşısındaki üç esire şöyle bir bakar ve 'sorularımı doğru cevaplayan özgür kalacak' der.
1. esir ingilizdir,sorar Hitler 'Titanic kaç yılında battı? '
-1912 der ingiliz ve serbest kalır.
2.esir fransızdır,sorar Hitler 'Titanic'te kaç kişi öldü? '
-1515 kişi der fransız ve o da serbest kalır.
3.esir yahudidir, ona döner Hitler ve 'say lan isimlerini'
Birinci Dünya Savaşı'nda İngilizlere, 150 bin askerimiz esir düştü. Bu askerlerden bir kısmı da Mısır'ın İskenderiye şehri yakınlarında bulunan Seydibeşir Usare Kampı'na hapsedildi.
Kampın tam adı, 'Seydibesir Kuveysna Osmanli Useray-i Harbiye Kampı' idi. Bu kampta, 1918'de Filistin cephesinde esir düşen 16. Tumen'in 48. Alayı'na bağlı Osmanlı askerleri tutuluyordu.
12Haziran 1920'ye kadar iki yıl boyunca her türlü işkence, eziyet, ağır hakaret ve aşağılamaya maruz kaldılar.
Bu insanlık dışı muamelenin nedeni ise Ermeniler idi...
Kamptaki, Türkçe bilen Ermeni tercümanların yalan yanlış çevirileri ve kışkırtmaları nedeniyle, kampların İngiliz komutanları, azılı Türk düşmanı kesilmişlerdi. Savaş bitmişti. Ancak, kamptaki ağır koşullar nedeniyle ölenler dışındaki askerleri teslim etmek, İngilizler'in işine gelmiyordu. Çünkü, olası yeni bir savaşta, bu askerlerin yeniden karşılarına çıkabilecekleri, Ermeniler tarafından, İngilizlerin beyinlerine işlenmişti.
Çözüm toplu katliamdı... Askerlerimiz, mikrop kırma bahanesiyle, süngü zoruyla dezenfekte havuzlarına sokuldu. Ancak suya normalin çok üzerinde krizol maddesi katılmıştı. Mehmetçik, daha ayağını soktuğunda, aşırı krizol maddesi nedeniyle haşlanıyordu. Ancak İngiliz askerleri dipçik darbeleri ile askerlerimizin havuzdan çıkmalarına izin vermiyorlardı. Mehmetçikler, bele kadar gelen suya başlarını sokmak istemedi. Ancak bu kez İngilizler havaya ateş etmeye başladı. Askerlerimiz, ölmemek için çömelerek başlarını suya soktular. Ancak başını sudan kaldıran artık göremiyordu. Çünkü gözleri yanmıştı...
Dışarı çıkanların halini gören sıradaki askerlerimizin direnişleri de fayda etmedi ve 15 bin askerimiz kör oldu. Bu vahşet, 25 Mayis 1921 tarihinde TBMM'de görüşüldü. Milletvekilleri Faik ve Şeref beyler bir önerge vererek, Mısır'da esirlerin krizol banyosuna sokularak 15 bin vatan evladının gözlerinin kör edildiğini, bunun faili olan İngiliz tabip, garnizon komutanı ve askerlerinin cezalandırılması icin TBMM'nin teşebbüse geçmesini istediler.
Tabii ki yeni kurulan devletin bin türlü sorunu vardı. Bu hesap sorma işi de unutuldu gitti.
Ama onlar unutmuyorlar...
Kendi ihanetlerini bile soykırım ambalajına sarıp, dünya kamuoyuna sunuyorlar. En üzücü olanı da malum birilerinin, bu karalama kampanyalarına çanak tutması...
CEHENNEM
TEMEL ÖLMÜŞ, CEHENNEME GİTMİŞ. KAPIDA SİLLE TOKAT KARŞILAMIŞLAR.
'PÖYLE YAPARSANUZ HİÇ ÇİMSE CELMEZ' DEMİŞ
ÇATIŞMA
TEMEL SAVAŞTA BÜYÜK ÇATIŞMADAN SONRA, GECE SESSİZLİK SIRASINDA BİR
SİGARA ÇIKARIYOR, KİBRİTLE YAKIYOR.
ARKADAŞI HEMEN ATILIYOR;
'HEYY! DELİ MİSİN? BU ÇOK TEHLİKELİ! '
TEMEL;
'YOK CANUM, İÇİME ÇEKMEYRUM.
Sınırsız bir hümanizm ve gösterişten, uzak bir hayat anlayışı 4 satırla bu kadar mı guzel ıfade edılır?
.
Bilgenin yüreğinde her dilek,
Anka kuşu gibi gizli gerek.
Damla nasıl inci olur denizde:
Sedefler içinde gizlenerek.
CAN YOLDAŞI..
Can yoldaşı dostlar çekildi gittiler
Ecel çiğnedi hepsini birer birer
Yan yana oturmuştuk hayat sofrasına
Bizden birkaç kadeh önce sızdı gittiler
Yalnızca yürek taşıyan yollarda yürürüm ben,yürek taşıyan herhangi bir yolda.Oyolda ilerlerim,ve inanırım ki uğruna başkoymaya değer tek uğraş bir yolu bütünüyle aşmaktır.Ve soluğum tutulmuş,bakarak bakarak ilerlerim o yolda. Can yoldaşı dostlar ...
çocukken yapılan telaffuz hataları
06.05.2009 - 18:19aspirine apsirin derdım bu yuzden annem benı ne zaman bakkala aspırın almaya gonderse apartman boslugunda bekler gerı doner yokmus anne derdım :)
çocuk yetiştirmek
06.05.2009 - 17:53ÇOCUKLARINIZ SİZİN ÇOCUKLARINIZ DEĞİLDİR
ONLAR KENDİ ÖZLEMİNİ ÇEKEN HAYATIN ÇOCUKLARIDIR.
Sizin vasıtanızla gelirler, ama sizden değil,
Sizinle birlikte olsalar da size ait değillerdir.
Onlara sevginizi verebilirsiniz, ama düşüncelerinizi asla!
Çünkü onlarınkendilerine has düşünceleri vardır.
Onların bedenlerini barındırabilirisiniz, ama ruhlarını asla!
Çünkü onların ruhları yarının sarayındadır, siz ise orasını düşlerinizde bile ziyaret edemezsiniz.
Siz onlara benzemeye can atabilirsiniz, ama onları kendinize benzetmeye çalışmayın.
Çünkü hayat geriye gitmez ve dünle oyalanmaz.
Siz, çocuklarınızın canlı OKLAR olarak ileri atıldığı YAYLARSINIZ.
Okçu, sonsuzluk içinde aldığı nişan yerini görür ve oklarının hızla uzağa gitmesi için tüm kudretiyle sizi büker.
Okçunun elinde büküldüğünüz için sevinin;
Çünkü O, uçarak giden oku sevdiği kadar, sağlam duran yayı da sever...
Halil Cibran
adam gibi adam
03.05.2009 - 19:08ne zaman adam gibi adam oluyor insan?
çok gezdiğinde mi? çok gördüğünde mi? çok bildiğinde mi?
çok ünlü, çok zengin olduğunda mı?
çok sevildiğinde mi?
yoksa bunların hepsi bi kenara; adam gibi sevdiğinde mi?
MUJDAT GEZEN
sana dair
03.05.2009 - 03:19BENCE SEN DE ŞİMDİ HERKES GİBİSİN»
Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
Onlardan kalbime sevda geçmiyor
Ben yordum ruhumu biraz da sen yor
Çünkü bence şimdi herkes gibisin
Yolunu beklerken daha dün gece
Kaçıyorum bugün senden gizlice
Kalbime baktım da işte iyice
Anladım ki sen de herkes gibisin
Büsbütün unuttum seni eminim
Maziye karıştı şimdi yeminim
Kalbimde senin için yok bile kinim
Bence sen de şimdi herkes gibisin
NAZIM HİKMET
baba
03.05.2009 - 01:53bıze olan sevgısını sozlerınden cok gozlerınden akıtan babam
adam gıbı adam
bazen
02.04.2009 - 02:10bazen hayat senı ıter bazen sen hayatı dıdısır durursun sonra ufacık bır cocugun gozlerınde kabullnemeyı gorur, dıdısmekten vazgecer, kosulsuz yasamayı ogrenırsin.
şu an ne dinliyorum
26.03.2009 - 01:3013 senenın sonunda herseyı senden ogrendım ask........sen gıttıkten sonra kendıme tahammul etmeyı ogrendım
funda arar senden ogrendım
Gittin, kanadı kırık kuştum
Sustum, sözlerine küstüm
Hani kırılırsın siyaha
Nöbet nöbet geceler boyunca
Dün güne dize gelince
Yürek acılara doyunca
O tez dönüşün geç olunca
Kendime tahammülü öğrendim
Kördüm, bilendim
Seni unutmayı öğrendim
Sen yoktun, ben yalnız kalmayı öğrendim,
Acıya duvar gibi durmayı öğrendim,
Kaybolmuş bir dilin sözcükleri gibi
Köksüz, bağsız durmayı öğrendim
Vazgeçtiysen hep sağanak yağışlarımdan
Vazgeçtiysen bitmek bilmez kışlarımdan
Korkma kimseye ödenecek borcum yok
Yoksaymayı ben senden öğrendim
gerard depardieu
04.03.2009 - 14:11'Yeşil Kart'ta Andie McDowell'la birlikte oynadığı ayrılık sahnesı aklımda kalan fılm sahnelerınden biri olmustur.
Benim filmimin repliği
04.03.2009 - 13:30Hayatımda senın kadar kitap okuyan ve senın kadar yanlış yoruımlayan baska bırını görmedım.(sadece sozler aklıma kalmıs hangı fılmden unuttum)
kadınları anlamak
04.03.2009 - 13:18Ne mumkun! ! ! ütopik dusunce :)))
gülen gözler
04.03.2009 - 13:03hayata karsı bır sıfır onde olmanın gozlere yansımış şekli
ölür müsün, öldürür müsün?
04.03.2009 - 12:58bilmem....Tamamen ruh halime bağlı :)
şu an ne dinliyorum
18.02.2009 - 12:02MEĞER
ben ne çok hata yapmışım meğer
gözüm kapalı bakmışım meğer
yıllar geçmiş ben saymışım meğer
dostum sanıp aldanmışım meğer
yıllarca sürer sanmışım meğer
boşa kalbimi açmışım meğer
vakit kaybıydı diyemem ama
sen hiç dostum olmamışsın meğer
olsun varsın pişman değilim
biraz üzüldüm hepsi bu
ağlamam artık gidenlere
ağlamam artık bitenlere
ağlamam artık üzenlere
ihanet edenlere
ben ne çok hata yapmışım meğer
seni yokken var saymışım meğer
yollar gitmiş ben kalmışım meğer
aşkım deyip hapsolmuşum meğer
bir ömür sürer sanmışım meğer
ben boşa kürek çekmişim meğer
vakit kaybıydı diyemem ama
senden çoktan vazgeçmişim meğer
Söz ve müzik: CANDAN ERÇETİN
yabancılaşma
21.01.2009 - 23:13Yabancılaşma / İngeborg Bachmann
Ağaçlar yitirmişler artık ağaçlıklarını gözümde.
Dallara rüzgarda yelken açtıran yapraklar da tükenmekte.
Yemişler tatlı, ama sevgi yoksulu.
Bir susuzluğu bile gideremiyorlar.
Ne olacak şimdi?
Gözlerimin önünde kaçmakta orman,
kulaklarımdaki kuşlar sessizliğe gömülmüş,
kalmamış bana döşeklik edebilecek bir çayır.
Bıkmışım artık zamandan,
ve zamanın açlığı içimde.
Ne olacak şimdi?
Ateşler yanacak gece bastırdığında dağlarda.
Yoksa davranıp yine koşmalı mı oralara?
Yollar yitirmişler artık yolluklarını gözümde
kaçış
12.01.2009 - 00:39Ruh yorgun düşmüsse careyi kaçışta arar.
türk KADINI
03.01.2009 - 22:31Ey Türk kadını..
BİRİNCİ VAZİFEN BULAŞIK, ÇAMAŞIR ve KOCANA SAHİP ÇIKMAKTIR.MEVCUDIYETININ YEGANE TEMELI BUDUR.KOCAN EN KIYMETLI HAZINENDIR. SENI BU HAZINEDEN MAHRUM ETMEK ISTEYECEK KAYNANAN,KAYNATAN VE GORUMCELERIN
OLABILIR. BIRGUN EVLILIGINI KURTARMAK MECBURIYETINE DUSERSEN,VAZIFEYEATILMAK ICIN BULASIK VE CAMASIRI DUSUNMEYECEKSIN. BU DURUM ELEKTRIGIN VE Suyun KESILDIGI ANDA ORTAYA CIKABILIR.EVLILIGINE TECAVUZ ETMEK ISTEYEN
KAYNANAN KAYNATAN VE GORUMCELERIN HAYATTA EMSALI GORULMEMIS, BIR GALIBIYETIN MUMESSILIOLABILIRLER. HAYATTA KILIBIK KOCAN ZOR BIR IHTIMALDE OLSA BASKAKARILARA GOZ DIKMIS, OLABILIR. AILENIZ FAKRU ZARURET ICINDE HARAP VE BITAP DUSMUS, OLABILIR.
EY ASIL TURK KADINI
ISTE BU AHVAL VE SERAIT ICINDE DAHIVAZIFEN YUVANI KURTARMAKTIR. ANASININ KUZUSU OLAN KOCANI
ADAM ETMEK SENINELINDEDIR. IHTIYAC DUYDUGUN MERDANE DOLABIN SOL UST KOSESINDE SAKLIDIR.
HADI KOLAY GELSIN.
Adam olacak çocuk
03.01.2009 - 22:16Bir kadın oglunun aklı başında bir adam olması için 20 sene uğraşır,başka bir kadın gelir 20 dakikada aklını başından alır :))))
fıkra
04.12.2008 - 21:06Bir Amerikalı bir İngiliz ve bir Iraklı barda oturmuş içki içiyorlarmış.
Amerikalı içkisini bitirince bardağı havaya fırlatıp silahıyla bardağa ateş etmiş ve parçalamış: 'bizim ülkemizde bardaklar o kadar ucuzdur ki biz aynı bardakla iki kere içmeyiz' demiş...
İngiliz de bunun üzerine içkisini bitirip bardağı havaya fırlatıp ateş edip parçalamış ve 'bizim İngiliz sahillerinde o kadar çok bardak yapacak kum vardır ki biz aynı bardakla iki kere içki içmeyiz' demiş...
Iraklı da soğukkanlılıkla içkisini bitirip bardağı havaya fırlatmış ve Amerikalı ile İngilizi çekip öldürmüş ve 'Bağdat 'ta bu İngiliz ve Amerikalılardan o kadar çok varki biz aynı adamlarla iki kere içmeyiz '...
titanic
04.12.2008 - 00:33Hitler karşısındaki üç esire şöyle bir bakar ve 'sorularımı doğru cevaplayan özgür kalacak' der.
1. esir ingilizdir,sorar Hitler 'Titanic kaç yılında battı? '
-1912 der ingiliz ve serbest kalır.
2.esir fransızdır,sorar Hitler 'Titanic'te kaç kişi öldü? '
-1515 kişi der fransız ve o da serbest kalır.
3.esir yahudidir, ona döner Hitler ve 'say lan isimlerini'
ermeni soykırımı
03.12.2008 - 23:57Birinci Dünya Savaşı'nda İngilizlere, 150 bin askerimiz esir düştü. Bu askerlerden bir kısmı da Mısır'ın İskenderiye şehri yakınlarında bulunan Seydibeşir Usare Kampı'na hapsedildi.
Kampın tam adı, 'Seydibesir Kuveysna Osmanli Useray-i Harbiye Kampı' idi. Bu kampta, 1918'de Filistin cephesinde esir düşen 16. Tumen'in 48. Alayı'na bağlı Osmanlı askerleri tutuluyordu.
12Haziran 1920'ye kadar iki yıl boyunca her türlü işkence, eziyet, ağır hakaret ve aşağılamaya maruz kaldılar.
Bu insanlık dışı muamelenin nedeni ise Ermeniler idi...
Kamptaki, Türkçe bilen Ermeni tercümanların yalan yanlış çevirileri ve kışkırtmaları nedeniyle, kampların İngiliz komutanları, azılı Türk düşmanı kesilmişlerdi. Savaş bitmişti. Ancak, kamptaki ağır koşullar nedeniyle ölenler dışındaki askerleri teslim etmek, İngilizler'in işine gelmiyordu. Çünkü, olası yeni bir savaşta, bu askerlerin yeniden karşılarına çıkabilecekleri, Ermeniler tarafından, İngilizlerin beyinlerine işlenmişti.
Çözüm toplu katliamdı... Askerlerimiz, mikrop kırma bahanesiyle, süngü zoruyla dezenfekte havuzlarına sokuldu. Ancak suya normalin çok üzerinde krizol maddesi katılmıştı. Mehmetçik, daha ayağını soktuğunda, aşırı krizol maddesi nedeniyle haşlanıyordu. Ancak İngiliz askerleri dipçik darbeleri ile askerlerimizin havuzdan çıkmalarına izin vermiyorlardı. Mehmetçikler, bele kadar gelen suya başlarını sokmak istemedi. Ancak bu kez İngilizler havaya ateş etmeye başladı. Askerlerimiz, ölmemek için çömelerek başlarını suya soktular. Ancak başını sudan kaldıran artık göremiyordu. Çünkü gözleri yanmıştı...
Dışarı çıkanların halini gören sıradaki askerlerimizin direnişleri de fayda etmedi ve 15 bin askerimiz kör oldu. Bu vahşet, 25 Mayis 1921 tarihinde TBMM'de görüşüldü. Milletvekilleri Faik ve Şeref beyler bir önerge vererek, Mısır'da esirlerin krizol banyosuna sokularak 15 bin vatan evladının gözlerinin kör edildiğini, bunun faili olan İngiliz tabip, garnizon komutanı ve askerlerinin cezalandırılması icin TBMM'nin teşebbüse geçmesini istediler.
Tabii ki yeni kurulan devletin bin türlü sorunu vardı. Bu hesap sorma işi de unutuldu gitti.
Ama onlar unutmuyorlar...
Kendi ihanetlerini bile soykırım ambalajına sarıp, dünya kamuoyuna sunuyorlar. En üzücü olanı da malum birilerinin, bu karalama kampanyalarına çanak tutması...
ERMENİLER SOYKIRIM YAPILDI DİYE DÜNYAYI AYAĞA KALDIRIYOR, BİZİM TARİHİMİZDEN HABERİMİZ YOK! ! !
temel
03.12.2008 - 23:14CEHENNEM
TEMEL ÖLMÜŞ, CEHENNEME GİTMİŞ. KAPIDA SİLLE TOKAT KARŞILAMIŞLAR.
'PÖYLE YAPARSANUZ HİÇ ÇİMSE CELMEZ' DEMİŞ
ÇATIŞMA
TEMEL SAVAŞTA BÜYÜK ÇATIŞMADAN SONRA, GECE SESSİZLİK SIRASINDA BİR
SİGARA ÇIKARIYOR, KİBRİTLE YAKIYOR.
ARKADAŞI HEMEN ATILIYOR;
'HEYY! DELİ MİSİN? BU ÇOK TEHLİKELİ! '
TEMEL;
'YOK CANUM, İÇİME ÇEKMEYRUM.
mutluluk
03.12.2008 - 23:02Mutluluk; Uyandırılma tedirginliği olmadan huzur içinde uykuya dalmaktır.
Mutluluk; Yazın en sarı sıcağında serin bir denizdedir, bir ağaç gölgesindedir.
Mutluluk; Çıplak ayakla koşulan ıslak çimendedir.
Mutluluk; Sıcak bir günün sonunda esmeye başlayan serin bir yeldedir.
Mutluluk; İnce belli bir çayda içilen tek şekerli demli çayın tadındadır.
Mutluluk; Anlatılan bir fıkranın ardından atılan kahkahadadır. İzlenen bir filmin sonunda dökülen göz yaşındadır.
Mutluluk; Günün ilk aydınlığında, gecenin son karanlığındadır.
Mutluluk; Annenin okşayışında, babanın başında, çocuğun gülüşünde, sevgilinin dokunuşundadır.
Mutluluk; Düşünüldüğünde gülümseten çocukluğa dair bir anıdadır.
Mutluluk; Bir kitapta, bir dergide görülen bir sözün ezberlenip defalarca söylenmesindedir.
Mutluluk; Yarın için hiç bıkmadan beslenen umuttadır.
Mutluluk; Sevgilinin yanağına konulan bir öpücüktedir.
Mutluluk; Mesafeye aldırmadan büyütülen sevgidedir.
Mutluluk; Küçük bir tartışmadan sonra kimin haklı olduğunu düşünmeden sevgiliye söylenen 'seni seviyorum' sözündedir.
Mutluluk; Bilgidedir. Her şeyi öğrenebilme çabasındadır.
Mutluluk; Bir aşk şarkısının ezgisindedir. Uykuya dalarken okunan romanın sayfalarındadır.
Mutluluk; Acılarına, hüzünlerinde, zorluklarına rağmen, kaygıya direnerek 'yaşıyorum' diyebilmektedir.
Mutluluk yanı başınızdadır, fark etmenizi bekleyen bir gizemdir.
Mutluluk dönüp dolaşıp içinizde bulduğunuz yeniliklerdedir.
Mutluluk kendiniz olduğunuzu fark ettiğiniz andadır.
Mutluluk bir amaç uğruna yaşamınızı adamanızdadır.
Mutluluk direnme gücünüzü hayat test ettiğinde bulabildiğiniz en son noktadadır.
Mutluluk yaşamına anlamlı bir amaç yükleyebilecek düşünce gücünü geliştirdiğini fark etmendedir.
Mutluluk yaşamını kendine, başkalarına ve giderek evrene katılma coşkusuyla doldurmaktadır.
Mutluluk yakalandığında bazen kayboluveren bir baloncuk gibidir.
Mutluluk peşinden koştukça uzaklaşan bir hedeftedir.
Mutluluk belki de her yerdedir, görebilenlere görünen bir renktir sadece.
ömer hayyam
03.12.2008 - 00:29Sınırsız bir hümanizm ve gösterişten, uzak bir hayat anlayışı 4 satırla bu kadar mı guzel ıfade edılır?
.
Bilgenin yüreğinde her dilek,
Anka kuşu gibi gizli gerek.
Damla nasıl inci olur denizde:
Sedefler içinde gizlenerek.
CAN YOLDAŞI..
Can yoldaşı dostlar çekildi gittiler
Ecel çiğnedi hepsini birer birer
Yan yana oturmuştuk hayat sofrasına
Bizden birkaç kadeh önce sızdı gittiler
ÖMER HAYYAM
çocuk
24.11.2008 - 00:40henüz on yaşındayken burası benı yasam alanım ıstedıgım zaman toplarım yada hıc toplamam deyip odasından kovan :)
Toplam 25 mesaj bulundu