Mehmed Sarı Adlı Antoloji.com Üyesinin Şair ...

Kurşun yağmurundan zor geldi
Kara leke tablosunun mimarlarına
Kara lekeyi temizlemek
Ne temizleyebildiler, ne unutturabildiler
Yalanların, kara perdelerin ardına gizlendiler
Kanlı Mayıs’ın, yüz karası mimarları

Kanlı Mayısın kurbanları…
Ne kan dökmekti, ne can vermek
Bugünlere bir ...

Bir çığlık üşüyor
Kulaklarda duymazlık
Kim kimdir bilen yok
Korkuyor yürekler
Veda ya hazırlanan diller
Dudaklara küsüyor

dilinize sağlık dost. Tebriklerimle.

O günler gitti, gider dostum. Her anımsayışımızda yürekte yara gibi kanar durur yalnızca.

Klasik bir köylü aşıklaması olmuş. İçerik günümüzün modern ilişkilerine uygun düşmüyor elbet. Ama şiirsel bakımdan 7lik hecelerle ustaca yazılmış..

İÇERİKÇE HOŞ BİR ÇALIŞMA OLMUŞ. BELKİ 16 LIK HECEDENDİR, BAZI DİZELERDE AKICILIK KESİLİYOR.

Tebrikler bu güzel şiire.. Sağlıkla ve dostlukla..

Tek sözcükle şahane bir şiir dostum. Serbest ölçü ama uyaklar, kurgular ve şiirdeki müzik hemen usta bir şair dilinden döküldüğünü ele veriyor.

Yaşamın yıkımı gibi bir duygunun şiirleşmesi bu. Ama gün gelir tuş olanlar tuş ederler.

Tebrikler hemşehrim. Hem edebiyat yönünden, hem de içerikçe güzel bir şiir. 10+ ant.

Bütün yollar romaya çıkar demiş eskiler. Kaptanın şiiri ne olur olur, bazan bir damla olur bazan bir sulu sepken, bazan şelale ama hep engin bir denize çıkar yolu. Bu şiir daha içten, daha romantik ve daha lirik geldi bana. Tebriklerimle...

Bu edebi ve derin şiiri yazan yüreği, beyni ve elleri kutlarım....10+ant.

Gülüşünden konuştuk,
Gözlerinden dertleştik,
Saçının kokusundan içtik kadeh kadeh
Karşı karşıya,
İstanbul ve ben...
Bir garip sofraydı bilsen...
Ben, eskilerden söz ettim,
O yokluğundan yandı;
İstanbul, dün yine hep seni andı...

Sanki bozkırdan akan bir dere gibi yaşam sunuyor ed ...

Şehrin arsız dokusunu yırtıyor
Aklımı zorlayan gerçekler
Aşk, vefa ayaklar altında
Şiddetle reddediyor gece sabahı
Çıdam çiçeklerine kelebekler konmuyor
Nereden bakarsan bak
İnsanlar ağır aksak yürüyor
Ruhlarını taşıyan ayakları olmayınca.

Beşikleri ellerinde yürüyor çocuklar
Ken ...

Dilinize sağlık, yüreğiniz hep sevgiyle dolsun...

ÜÇ YILDIZ

Bir hıdırellez gecesinin şafağında
Üç ışık söndürüldü ortasında memleketimin,
Üç fidan kesildi gülistanda.
Üç yıldız kaydı ardarda göklerimden,
Üç hançer saplandı bağrına geleceğin,
Kanar yüreğim karanlıklarda...

7 Mayıs ‘07
...

Ay bacayı dolanmadan,
Ben kapıdan gireceğim.
Mendil yaşa bulanmadan,
Göreceksin, göreceğim.

Tomurcuk olmadan çiçek,
Kozayı delmeden böcek,
Alet yok hızım ölçecek,
Hemen kapı vuracağım.

Başın yastığa değmeden,
Karlar, yağmurlar yağmadan,
Aş sofrada soğumadan,
Ya inşallah ere ...

Baştan sona, her satırıyla muntazam bir şiir. Olgun bir edebiyat ürünü.. 10 +ant.

Değerli dostum Rvanlının bu güzel şiirini iki dörtlükle selamlıyor, puanımla sayfama alıyorum.


EL GELİR

Gönlüme hasretin düşmeye görsün
Dört ufuktan yar kokulu yel gelir
Sönünce gözlerde sevda ateşi
Gülistana dost yerine el gelir

Göğünür yaşamın çayır- çimeni
Geçer ömür gelmez bir dah ...

Kutlarım Şeref ağbi bu derin anlamlı usta şiirinizi.

Önce kitabınız için tebrikler. Bu şiiri de kutluyorum. Yalnız Musa Eroğlu'nun sözlerini (') ayracıyla belirtmeliydiniz. bu yazış şekliyle sizin sözünüzmüş gibi gözüküyor.

Babil’de ne ki
Nice sevdalar bozuldu
Nice sedalar susturuldu
Şu evren de
Sevda-yı âlemde
Kaç kez karartıldı
İlk yaz sabahları
Portakal kokmuyor artık bu şehirde
Beton dokusu her yerde
Kan kokusu
Akan nehir de
Aşk olsun yarını düşleyene
Güzel olsun
Güleç olsun
Gümüşlü olsu ...

Çok derin bir aşk işlenmiş. Güzeldi şiir.

yüreğimi sakladığım buluta
ayın gölgesi sinmişti
sabahsız gecelerin ışığına bir samyeli esti
gülün sudaki şavkında
çırılçıplak yağdım
yıkandım sevda yağmurunda

utanmadım yüreğimin çıplaklığından
bilmediğim baharlardan kalma
cemre gibi düşerken avuçlarına
gökkuşağına nakaratlar ek ...

Dilinize sağlık ustam.