Onur Umut Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Antolo ...

  • sunay akın

    09.04.2005 - 17:15

    Bilerek mi yanina
    almadin giderken
    basinin yastikta
    biraktigi
    cukuru

    Guveniyordum
    oysa ben sevgimize
    vapur iskelesi
    ya da tren istasyonundaki
    saatin dogrulugu kadar

    Beni senin gibi
    bir de annem terketmisti
    ki gobegimde durur
    onun yoklugundan
    bana kalan
    cukur
    .
    Sunay Akin
    .

  • yusuf hayaloğlu

    09.04.2005 - 17:12

    Pencereden baktigimda görüyorum
    Senin yüzün incir yapraginda
    Senin ürkekligin duvar üstünde yürüyen
    Bir kedinin kivrakliginda

    Aynada dururken görüyorum
    Kirmizi öpüsün sol yanagimda
    Disimi firçalarken senin agzin
    Serin sularin berrakliginda

    Raki devrilmis masalarda yoklugun
    Veya benden önce kalkip gitmisligin
    Gece boyu dolandigim barlarda
    Sarhoslara tekrarladigim adin
    Balikçi kahvesinde, çorbacida, kenarlarda

    Dökülmek istemiyorum hayir! ..
    Çingene çiçekçiler habire yaltaklandiginda
    Bilmedigim sorularin açtigi çukuru
    Yalanlarla doldurmak istemiyorum

    Seni kaybettim galiba
    Iki tasin arasinda kaldim
    Bu, benim hatam degildi
    Seni ben çook geç tanidim

    Derin acilar bahçivani
    Yüregime ne ektin böyle...
    Ask korkagini bagislar mi?
    Söyle...

    Aramak ne kötü herkeste seni
    Her gözde bulup yanilmak seni
    Ah turuncu rüyalar güzeli
    Hem kendini yok ettin
    Hem beni

    Baska ne acitabilir içimi
    Yasim kirki devirmisken
    Seni böyle patavatsizca sevmisken
    Ve, tam aynayi günese çevirmisken
    Baska ne...

    Seni vefasiz asklara birakiyorum
    Yüzümü kirilan bardaklarda ara
    Düsünme ben ne olurum
    Sanirim bi daha onarilmaz
    Incinen gururum

  • başak köklükaya

    09.04.2005 - 17:04

    zeki demirkubuz imzalı iki filmde oynadıktan sonra keşfedildi bence,itiraf ve 3.sayfa da iki başrolü vardı..zeki'nin sineması oyunculuğuna çok şey kattı.yasakçı bir anlayışa sahip olmaması da aranılan aktris yaptı onu...ama ben ilk olarak aşk ve gurur dizisinde nejat işler le oynarken tanımıştım..daha sonra tekrar nejat la,benim çok sevdiğim türk filmlerinden mustafa hakkında herşey de oynadı ve filmografisini geliştirdi.

  • imge

    07.04.2005 - 18:48

    Oryantalizm, 19. yüzyılda Doğu'nun cinselliğinin imgesel işgaliydi. Bugün işgal, sado-mazo aşamasına ulaştı...

  • iggy pop

    07.04.2005 - 18:43

    Ben rock'n roll işine kurtulmek için girdim. Bu kendimi iyi hissetmemi sağladı. Lisedeki günlerimden birini anımsıyorum... Güzel bir bahar günüydü, camdan dışarı bakıyordum ve şunu farkettim; Eğer avukat olursam, bütün gün rahatsız bir şekilde oturacak, suratımda garip, yalak bir gülümseme, boynumda kızarıklık yapan sıkı bir kravat olacak, nefret ettiğim insanlarla konuşacaktım. Müzisyen olursam bunların hiç biri olmayacaktı. Bende istediğim yolda gittim ve özgürüm.

    Eğer bir şarkının içinde iğrençlik yoksa, söylemeye bile değmez.

    Rock'n 'roll'cu olmak için harika bir yöntem keşfetmiştim. Önce beni ebeveynlerimin giydirmesini kestim, sonrada duygusuz bir orospu çocuğu gibi davranmaya başladım.

    İlke olarak s..'imin doğrultusunda giderim. Özgürlüğümü son noktaya kadar zorlarım. Ama aileme ve dostlarıma karşı yumusağımdır. Buna rağmen başkalarına kimi zaman piçlik ederim. Kendileri için çalıştığım insanlar dostlarım değildir. Buna rağmen dinleyicilerim farklıdır, neyim varsa onlara veriyorum. Ben rock'n roll içindeyim. Rock' n roll, alayı günlük yaşamın parçası gibi taşır... Aşağılayacak çok şey var ve ben bunu seviyorum.

    İyi yoldaysam gidebildiğim kadar hız yaparım. Kafamı yorarım, düşünmeden edemem... Ne kadar çok düşünürsem okadar gereksinmem çıkar. Bana heyacan veren bir kitaptaki düşüncedir ya da daha önce hiç yapmadığım bir şeyi ve hiç görmediğim bir yere gitmektir. Oraya gerçekten gidip, oralı olacak mıyım? .. Tıpkı bu biçimde haritayı açıp, bir yeri örneğin İtalya'yı işaretlerim. Ardından şöyle bir düşünürüm, 'Evet, işte burası geldiğim yer' ya da 'İşte benim yerim'... Ve bir süre sonra kendimi oraya doğru yolda bulurum.

    Rock'n roll'un içindeyim. Rock'n rol, sınırlanmıştır. Rock'n roll'u sınırlayan; insanların ona bakışıdır. Dışa ve öteye nasıl zorlanabileceğini görmüyorlar. Oysa herşeyi ve daha çoğunu kapsayabilir. Aynı ufak kırıntılara ve parçalara çekip indiriliyor her daim. Başladığımda müziğimi bu Allahın belası rock'nroll seyircisine sunuyordum. Rock'n roll'un nasıl olması gerektiği konusunda tek düşünceye sahiptiler. Chicago ile biten düşünceye. Beni dinlediler ve lanet ettiler, 'Bu Nedir! ' diye haykıdılar. Yani bir hayli şikayetçiydiler. İşte o zaman onlara birşeylar fırlatmak zorunda kaldım ve bu her bişeyi başlattı. Onların orada öylece oturmalarına izin veremezdim, bu çok önemliydi işte.

    Ben çocukken Rolling Stones müziğine bayılırdım... Özellikle de gitarlı bölümlere. Müzik hakkında en yararlı bilgileri onların albüm kapaklarında yeralan şarkı sözlerini inceleyerek ögrendim. Benim ilahım da Keith Richards'dı. Çünkü o hep tutarlı oldu. Böyle pek insan bulamazsınız. Ayrıca solo albümleri Rolling Stones'ın diğer elemanlarınınkinden daha iyidir. Rolling Stones çuvalla para kazanan bir topluluk olarak görülebilir ama Keith Richards'ın o işlerin dışında olduğunu anlamak zor değildir.

    Yaşın ilerlemeye başladığında gençken geçirdiğin zamanın ne müthiş olduğunu anlamaya başlarsın. Bu bana sık sık olur. Gençken daha mutlusundur. Yeni çalışmaları beğenmez olursun, eskilerin havasını taşımadığını düşünürsün.....iggy pop

  • aile

    07.04.2005 - 18:42

    sonuçta..
    aile olarak,,
    filmlerde de,hayatta da
    paylaşabileceğimiz hiçbişey yoktu...
    olamazdı da...
    olmadı da zaten..

  • baba

    07.04.2005 - 18:40

    şu hayatta en çok babamı sevdim ben...

  • günlerin köpüğü

    07.04.2005 - 18:38

    geriye kalan sadece toz artıklarıydı,yazlnız bir ülkenin çığlıklarıydı.olması gerekenden hep uzak,hep kanayan kaşlardı.hiç yaz olmadı burda ama yağmurda yağmadı,havanın burnu hep karaydı,
    günler hep siyahtı...o.u

  • freddie mercury

    07.04.2005 - 18:35

    Tüm zamanların hiç kuşkusuz en büyük şarkıcılarından biri. Esas ismi Farokh Bulsara'dır. 5 Eylül 1946 Tanzanya doğumlu vokalist 13 yaşındayken ailesiyle İngiltere'ye taşındı ve o günden itibaren İngiltere müzik sahnesi hiç eskisi gibi olmadı! 1971'de Brian May, Roger Taylor ve John Deacon ile efsanevi grup Queen'i kuran Freddie glam rock tarzındaki kostümleriyle ve muhteşem sesiyle dikkatleri çekmişti. İlk defa bir rock şarkıcısı bir opera sanatçısıyla yarışabilecek ihtişamlı bir sese sahipti. Her albümde ve her şarkıda vokalini farklı biçimlerde kullanmasını bilen Freddie aynı zamanda eşi bulunmaz bir besteci ve şarkı sözü yazarıydı. Rock tarihinin en önemli şarkılarından biri olan Bohemian Rhapsody ve birçok Queen klasiğine imza atan Freddie 24 Kasım 1991'de AIDS hastalığına yenildi ve ardında birçok klasik albüm bırakarak aramızdan ayrıldı. Queen'in rekor rıkan tüm konserlerinin esas nedeni Freddie Mercury ve onun sahnedeki kimliğiydi. Gerçek hayatında son derece utangaç olan Freddie sahnede tam bir şovmendi. Mikrofonu tutuşu bile başlı başına bir olaydı. Günümüzdeki birçok vokaliste ilham perisi olan Freddie Mercury'in eşcinselliği de çok konuşuldu ama esas olan müziğiydi. Bu yüzden hala Show Must Go On'ın piyano tuşunu duyduğumuzda içimizden parça kopar ve onu özleriz.
    blue jean...

  • Rolling Stones

    07.04.2005 - 18:33

    Eğer mitolojik tanrılar rock müziği diriltmek ve dünyayı kurtarmak için yeryüzüne bir melek gönderdilerse bu kesinlikle Mick Jagger olmalı. The Beatles'ın iyi çocuk imajına karşıtlıkla fütursuzca bir kötü çocuk imajıyla dünyaya düşen Rolling Stones'un mimarı, yapay rock yıldızlarının panzehiri, rock'n'roll'un gerçek büyükbabası Mick Jagger. Şu yaşında hala daha zıpkın delikanlılar gibi oraya buraya koşturan, sımsıkı albümler yapan Jagger orck dünyasının IQ'su eny üksek yıldızı. Rolling Stones'u sponsorlu ilk müzik grubu yapan ve böylece müziğe ticaretle ilgili kavramlar kazandıran, Microsoft'a bestesini satan ilk o oldu. Ama Jagger'ın daha ölümcül özellikleri de var. Mesela cinsler arasındaki sert geçişleri yıkan ilk seks sembolü o oldu. Rolling Stones'un yeniyetmelik dönemlerinde gözüne sürme çekip dudağını kıpkırmızı boyamış, sahneye feminen giysilerle çıkmıştı. Bugün Brian Molko'yu, Ville Valo'yu katıp uzaktan hayranlık duyduğumuz 'beautiful boys in eyeliner' (sürmeli güzel erkekler) ekolünün Iggy Pop ve New York Dolls'dan önceki lideri oydu. Kendisi gibi has rock'n'roll ikonu olan Marianne Faithfull ile yaşadığı 'çalkantılı' ilişki ve Liv Tyler'ın annesi Bebe Buell'i keşfeden ikinci rock yıldızı olması (ilk Todd Rundgren) 1960'lardan bu yana güncelliğini kaybetmeyen bir kavram kattı meşhurların dünyasına: Groupie. 1985'te 'She's The Boss' albümüyle solo kariyerini başlatan Jagger aynı zamanda müzik tarihinin en sakat düetlerinden birine imza atmıştır David Bowie ile. Ve müzik ansiklopedilerinin kıyısında köşesinde kalmış bir bilgi: Beastie Boys'u ilk keşfeden Mick Jagger olmuştur. Babamız yaşındadır ama hala içimiz gider günümüz frontman'lerine nasıl poz verileceğini öğreten gençlik fotoğraflarına baktıkça.
    blue jean..

  • marilyn manson

    07.04.2005 - 18:32

    Amerika'nın Ohio yöresinde Brian Warner olarak vaftiz edilen genç adam, müzik gazeteciliğinden vazgeçip ahbabı Scott Mitchell ile ilk grubunu kurduğunda Hristiyanlığın en yaygın söylencelerinden biri gerçeğe dönüyordu: Deccal dünyaya indi. Scott Mitchell'ın Daisy Berkowitz ve Brian Warner'ın da Marilyn Manson isimlerini aldıkları dönemde Amerika Birleşik Devletleri büyük rehavet içindeydi. Amerikan toplumundaki sukuneti bozmayan, artık sıradan sayılan cinayet, tecavüz, kitle katliamı gibi dramatik vukuatlar karşısında sözüm ona aktivistlerin bile sessiz kalışı hayret uyandırıyordu. Geçmişin muhalif rocker'ları çoktan Hollywood tepelerine yerleşmiş ve paraya para denmeyen bir yaşam biçiminin keyfini sürer olmuşlardı. Marilyn Manson'ın ilk çıkışı böyle bir dönemde gerçekleşti. 'Antichrist Superstar'ın ilk notalarının duyulmasıyla birlikte, suya sabuna dokunmayan, bırakın dünyanın geri kalan kısmında yaşanan vahşeti, kendi içlerindeki sapkınlığa bile dur demeye gücü olmayan Amerikan toplumu, tarihinde gördüğü en büyük tacize maruz kalıyordu. Seksten, uyuşturuculardan ve alternatif dinlerden bahseden Marilyn Manson bir anda en büyük toplum düşmanı haline gelmişti. Şöyle düşünün, iyi ve kötü sonradan öğrenilen kavramlardır. Bu kavramları bize öğreten yüce(!) müessese ise toplumun ta kendisidir. Ve toplum kendi kirli çamaşırları ortaya dökülmesin diye bütün kavramları olduğu gibi bu ikisini de çarpıtır. Mükemmel görsel tasarımı, gülümsemeyi zor beceren yüz hatları, ünlü 'alınan kaburgalar' efsanesi ve en nihayetinde insanları en büyük korkularıyla yüzleştiren müziğiyle Marilyn Manson, işte o toplumun yanlışlarını yüzüne vurmak için yeryüzüne gönderilmiş doğrucu bir melektir. Eğer inanmıyorsanız geçen on yılda şu yaşlı gezegende neler olup bittiğini bir hatırlayın ve şu sorumuza yanıt bulmaya çalışın: Çocuklara karşı işlenen suçlara, aile içi şiddete, çarpık eğitim sistemine, Amerika'nın savaş yanlısı politikasına, iyice cıvıklaşan televizyonlara, iki çift lafı bir araya getiremeyen yeni yıldızcıklara, NATO'nun yanlış kararlarına, köktendincilere en büyük ve en sıkı tepkiyi kim gösterdi?
    blue jean...

  • doğru

    07.04.2005 - 18:06

    Yalan söylüyorum, ama inan, doğru.

  • yalan

    07.04.2005 - 18:06

    Yalan söylüyorum, ama inan, doğru.

  • zeki müren

    07.04.2005 - 17:58

    evet sanatçı ama cinsel tercihi aklıma geldiğinde,hiçbir muhalif yanım olmasa da,söylediği şarkılarla tezat bi durum oluşturduğunu düşünürüm hep...evet saçma...ama böyle

  • ben

    07.04.2005 - 17:52

    en nihayeti..olağandır....

  • deliliğe övgü

    07.04.2005 - 17:47

    sarmadı beni...

  • yalan da olsa

    07.04.2005 - 17:45

    yalan da olsa mutluyuz
    ya bu bize yetiyor....

  • kürt müziği

    07.04.2005 - 17:37

    herşeyi kategorize etmeyi neden severiz bilmiyorum...

  • kolay arkadaş

    07.04.2005 - 17:36

    başlı başına önemli bişe sayılabilecek kadar güzel bişe aslında..olaya iyimser tarafından bakarsan tabi...seni yormayan,hayatını zorlaştırmayan,germeyen,sıkmayan ve seni anlayabileceğini gösterebilen,o anlama sahip olan...

  • yılmaz odabaşı

    07.04.2005 - 17:32

    ilk olarak eylül defterlerini okumuştum,sonra hakikaten sevdim bu adamı,şiir sevmeme rağmen,anlattıkları,bilgisi,bakışı ipe sapa yarar şeylerdi...

  • yılmaz odabaşı

    07.04.2005 - 17:31

    ne diyarbakır anladı beni ne de sen
    oysa ne çok sevdim ikinizi de bilsen...

  • Sevim Gözay

    05.04.2005 - 10:35

    hayir ya simdiki programi da baya guzel biseye benziyo..ya da bu hatun ne yapsa oluyo.yoksa ben mi fazla seviyorum ne....
    hayallerimin kadini bu ya...bayiliyorum sana...

  • cemal süreya

    05.04.2005 - 10:29

    Böylece bir kere daha boynunlayiz sayili yerlerinden
    En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu kesmemeye
    Lâleli'den dünyaya dogru giden bir tramvaydayiz
    Birden nasil oluyor sen yüregimi elliyorsun
    Ama nasil oluyor sen yüregimi eller ellemez
    Sevismek bir kere daha yürürlüge giriyor
    Bütün kara parçalarinda
    Afrika dahil

    Aydinca düsünmeyi iyi biliyorsun eksik olma
    Yatakta yatmayi bildigin kadar
    Sayin Tanriya kalirsa seninle yatmak günah, daha neler
    Bosunaymis gibi bunca uzamasi saçlarinin
    Ben böyle canli saç görmedim ömrümde
    Her telinin içinde ayri bir kalp çarpiyor
    Bütün kara parçalari için
    Afrika dahil

    Senin bir havan var beni asil saran o
    Onunla daha bir degere biniyor soluk almak
    Sabahlari aciktigi için hakli
    Gününü kurtardi diye güzel
    Birçok çiçek adlari gibi güzel
    En taninmis kirmizilarla açan
    Bütün kara parçalarinda
    Afrika dahil

    Birlikte misralar düsürüyoruz ama iyi ama kötü
    Boynun diyorum boynunu benim kadar kimse degerlendiremez
    Bir misra daha söylesek sanki her sey düzelecek
    Iki adim daha atmiyoruz bizi tutuyorlar
    Böylece bizi bir kere daha tutup kursuna diziyorlar
    Zaten bizi her gün sabahtan aksama kadar kursuna diziyorlar
    Bütün kara parçalarinda
    Afrika dahil

    Burda senin cesaretinden laf açmanin tam da sirasi
    Kalanalik caddelerde hürlügün sarkisina katilirkenki
    Padisah gibi cesaretti o, alimli degme kadinda yok
    Aklima kadeh tutuslarin geliyor
    Çiçek Pasajinda aksamüstleri
    Asil yoksulluk ondan sonra basliyor
    Bütün kara parçalarinda
    Afrika hariç degil

  • Leonardo Di Caprio

    01.04.2005 - 21:46

    catch me if you can den sonra oyunculuğunu bir daha gözden geçirdiğim,sonunda martin scorsese ile ile iki film birden çevirince tamam dedim iadam olmaya başladı..bikeresinde new york çetelerinin setinde,sete 10 dk geç gelmiş.ve scorsese çaycısına kadar herkesten özür dilemesini istemiş,o da okay demiş tabi..

Toplam 672 mesaj bulundu