Bir tren garında erkek arkadaşını beklemekte olan kızımız havanın oldukça soguk olması ve buluşma yerine bir süre erken gelmesi nedeni ile garda bulunan en tekin banka (yaşlı bi herifin yanı) oturur...bankın tekin görünmesine tek sebep olan yaşlı adam kızımız yanına oturur oturmaz yapıştırır soruyu...
Adam-nerelisin kızım sen?
Kız-konya
Adam-güzel...ben de Balıkesirliyim.izledin mi televizyonda bayrağı yaktılar...
Kız-yok ben televizyon izlemiyorum öyle memleket olaylarından uzak duruyorum şimdilerde
Adam-olur mu öyle şey? nasıl gençsiniz siz.hiçbişeyden haberiniz yok.niye izlemiyorsun
Kız-hani hep diziler falan çıkıyor ya.izlicek bişey de yok zaten şimdilerde...
Adam-olmaz öyle şey.haberler var,spor programları var mesela.
Kız-benim salak halkım siz bilmiyorsunuz geçin karşıma ben size öğretecem diyr haberlerde de.sevmiyorum insanları aptal yerine koyanları...
Adam-asi gençlik değil mi? her şeye itiraz etmeye başladıgınız dönemler.biz de sizin gibiydik ama biz farkındaydık her şeyin.biz biliyorduk etrafımızda olup bitenleri.hala da öyle.taraflı yayın yapıldıgını düşünüyorsan kanal 7 izle mesela ya da trt ye falan bak ya da tgrt var.ben açıyorum kanal 7 yi orada bulmadığımı tgrt de buluyorum yok olmadı mı? hemen açıyorum trt yi.çok güzel programlar var.
Kız-amca sende tarafsız dedin gittin fethullha gülenin kanalını izle diyon bana.tarafsız mı şimdi bu.
Adam-tarafsız tabi.sen şimdi bak fazla konuşmadın ama ben seni çözdüm.sivasta aydınları yaktılar diyosun sen.eşitlik diyosun.tam da müsaitsin böyle yanlış şeylere...
Kız-belli oluyor mu öyle susarken de?
Adam-olur tabi.ben kanal 7 diyorum,zaman gazetesi diyorum sen bana fethullah gülenden bahsediyorsun.
Kız-ama siz de Sivas falan dediniz hemen şimdi.
Adam-ben senin deden yaşındayım.sen daha çocukken ben o olayların içindeydim.bi insan dururp dururken bi insanı yakar mı hiç.medya aydınlar yandı diye bas bas bağırırken sen hiç sordun mu kendine bu adamlar delirdi mi de yaktılar aydınları.o aydın dedikleriniz millet Cuma namazındayken kapıda davul çalıyo.adamlar da delirdi haliyle.tahrik var yani işin içinde.
Kız-amca yapma şimdi.tahrikle adam öldürülüyo adam öldürenler de Müslüman hem de nazmaz çıkışı.yani sen şimdi öyle dedin ya..
Adam-dedim...
Kız-hz.muhammet mesela bi çok kez tahrik edilmiş ama kimseyi öldürmemiş.insan öyle kolay kolay öldürülmez.hem de grup halinde dalıyorlar.hepsi mi tahrik edildi yani...
Adam-neyse al sen sigara yak bi tane...
Kız-içinde bişi yok değil mi bunun...
Adam-haberlere bakmıyon madem gazete falan da mı okumuyorsun sen?
Kız-okumuyorum...aydınları yakanlar tahrik oluyor benim gazete okumamdan.
Adam-bak şimdi lafı nereye götürdün.
Kız-zaman gazetesinin de trajı epey yüksekmiş...
Adam-böyle doğru ol canımı ye...ne yaptı fethullah da ilticacı falan dediler sen biliyor musun...
Kız-ne yapmış
Adam-fatih koleji gibi yerleri açtı kaliteli eğitim vermeye başladı bu ülkede.baktılar onun yetiştirdiği öğrenciler uyuşturucu kullanmayacak kadar temiz.adamın önünü kesmeye çalıştılar ama nafile...
Kız-doğrudur...
Adam- neyse sen boşver bunları spor programları izle bari.
Kız-izlicem
Adam-bak sen sen ol...benden sana bi dede nasihati...sporla alakası olmayan.hayatında altılı oynamayan biriyle sakın evlenme tamam mı?
Kız-tamam.
(Bu arada kızımızın sevgilisi bitiverir hemen adamla kızın yanında...)
Adam-niye bekletiyon kızı bu kadar vakit...bak olum bi kızla mı buluşacan? kızdan 10 dk önce gelecen buluşma yerine
Çocuk-o erken gelmiş...
Bu ufukta bitiyor yüzün
Ve başka bir gökyüzü başlıyor
Komşu ellerle sarmalanıyorsun
Yanıyorsun
Ne kadar övünsen az
Avazım çıktığı kadar susuyorum ismindeki sesli harfleri
Mayınlı bir gülümsemeydi senin karasularında olmak
Üstünde ilkbahar bilen tarih..
Sanki yeniden eski bir öyküye başlamak...
Yüzündeki o billur akşam kahvaltısı
Sürgülerken özümü...
Ne kadarını sustuk konuştuklarımızın...?
Yerle yeksan,ıslak saçlı,kem gözlü,
Kavim göçlerinden bu yana ağlayan
Ve durmadan cep kanyağı yakıcılığında ezgiler çalan; çaldıran..
Yakalatan,adı bende gizli bir kadındı İstanbul,
Biz ne zaman içsek; köfte geç gelir ve oturur muhabbetin terkisine çıplak bir efkar söcüğü
Biz ne zaman içsek; sabah akar meycinin cebine,günde kaç kez öpüşür ki akrep ile yelkovan
Biz ne zaman içsek; iç değilizdir aslında...dışımızda bronz bir akşam sözcüğü çırıl bir efkar sözcüğü,eften püften bir kar beklentisi,delikanlı kıvamında sevda değilse de,tabansız sevişmelerdeki; el değmemiş pişmanlık...
Biz ne zaman içsek; iç değilizdir aslında...
Bu alkol ikindisi şiirle şimdi burada açılsaydım; adının baş harfi gibi...belki ağustos kokardı ağustos.
Sen; fikrini ipotek etmiş kiralık sevdalara...senine boyuna sevilmiş sen,yalanı sevdasından büyük sen,bir bil sen...
Biz ne zaman içsek; seni düşünüyoruz,genzimizde göl...gözyaşları
Biz ne zaman içsek; iç değilizdir aslında
Biz ne zaman içsek; dışımızda bronz bir İzmir akşamı.
Eskiden tek hatrısayılır rakibim birfincankahveiçinbirpenny idi..şimdilerde o da formdan düştü.bir savaş oyunu olan counter strike ye sanki strateji oyunuymuşcasına kendine takdire şayan stratejiler geliştiren birfincankahveiçinbirpenny kardeşimiz; artık kapı arkalarına sinmeler; oyuna herkesten sonra çıkmalar; buldugu her zulada pusuya yatmalar işe yaramayınca haliyle bu oyunda oldukca az sayıda olan bayan rakiplerinden birine sürekli yenilmekte olup; “13-15 yaş arası” yeni kuşağa kolaylıkla dişgeçirebilir aslında...eee ne de olsa eski oyunculardan kendisi...
Neyse sözün kısası kendime yeni rakipler aramaktayım...
Eh güveniyorsanız söylediğim kadar kendinize bildirin koordinatları kapışalım...
Ruhumu bulmalıyım artık her nerede bulacaksam
yüzüme kezzap döküp dolaşmalıyım meydanda
ki zaten izi kalmıştır her sevdanın yüzümde.
gelip alsınlar emanetten gözlerimi.
en son sevildiğimi duyduğum yerde kalmış kulağım.
kendi kanımı içmişim mesela sırf şarap parası bulamadığımdan.
biri gidip söylesin anama nurtopu gibi bir şizofren getirdi dünyaya...™
Hiçbir zaman ajandamın ileri tarihlerine yapılacak işleri falan yazacak kadar düzenli biri olamamışımdır mesela...bilmem hangi ayın kaçında bilmem kimin doğum günü varmış gibi saçmalıklar vardır bir de... hatırlarsam hatırlarım unutursam unuturum kadar basittir her şey.zaten önümli tarihleri zihnimize çakmıyor muyuz ki bi de öyle gereksiz yere kayıt tutalım.?
Bu yürek gökle barışkın yaşamaya alışmış bir kere
ve inatla çevrilmiş toprağın çılgarına
yazık ki uzaktır kuşları, sokaklarıyla bizim olan şehir
ama ancak laneti hırsla tırpanlayamamak koyuyor insana
öpüşler, yatağa birden yuvarlanışlar
sevgiyle hatırlansa bile hatta.
mesala biz ardından yakılan ağıdı abarttığımız hiç kimseyi hatırlamayız aradan aylar geçtikten sonra...çünkü göz yaşı dökerken bile gözümüzden akan yaş değil samimiyetsizliktir hani...
Bir Pazar tatilinde tüm aile toplanmış pikniğe gitme hazırlıklarına girişir.sanki bir daha eve geri dönülmeyecek; sanki bir daha yiyecek ve içecek bulunamayacak gibi tüm mutfak eşyaları itina ile 10.evden aşağıya arabaya taşınmış; bu Pazar çok eğleneceğiz planları tamamlanmış ve yola çıkmaya hazırlanılırken muhakkak her yolculuk başlangıcında olduğu gibi bu sefer de evde bir şey unutulur...hane nüfusunun tek erkek elemanı
“ateşi unuttuk”
diye seslenir ön koltuktan...arka koltukta oturan evin en küçük çocuğunun cebinde bir tane çakmak vardır ama çakmağın hemen yanında çantasında duran sigara paketinin varlığından ailenin diğer fertlerinin haberdar olmaması ve hane nufusunda küçük kızdan başka kimsenin sigara içmemesi; küçük kızın sigara içmesinden haberdar olan ailenin diğer elemanlarının küçük kızın bacaklarını kıracağı gibi faktörleri düşünen küçük kız cebindeki çakmagın varlıgından anne baba ve kardeşlerinin haberlerinin olmasını istemez ve
“ben getiririm,hem de tuvalete girmem gerek” der...
Yukarı çıkar ve evden ateş almadan geri dönmek ister çünkü zaten çantasında bir tane çakmağı vardır...arabaya gitmek 10. kattaki evlerinden asansöre biner.Ve işte hayatının en eğlenceli yolculuguna başladıgından kendisi de habersizdir.5 ve 6. kat arasındaki boşlukta asansör birdenbire duruverir.birkaç dakika bekleyen kızımız rahattır çünkü ailenin diğer üyeleri evlerinin hemen kapısında duran arabada beklemektedirler.ilk 15 dakika geçtiği zaman birkaç kere asansörün kapısına tekme atar... gariptir ki kimse yardım çağrısına cevap vermemektedir ve asansör denilen o küçücük kutunun içindeki hava gittikçe ısınmaya başlar.gelen giden de yoktur ya hani tek bir sigara içmek hiç de fana olmaz...her zaman yaptıgı gibi sigarayı eline alır almaz etrafı kolaçan etmek için etrafına bakınır ama asansörde oldugunu hatırlayarak kendine güler.sigarayı içer sonra nefes almakta güçlük çektiğini fark eden kızımız birkaç kere daha tekmeler kapıyı ama bir önceki seferde oldugu gibi bu sefer de sesini duyan yoktur.anne baba ya da kardeşlerinden birinin gelip kendisini kurtarmasını bekler ama hala kimse yoktur.25 dakika içinde neden kimsenin kendisinin merak etmediğini düşünür.hadi küçük kızlarını merak etmiyorlardı; ateşi de mi merak etmiyorlardı.? Ateş olmadan nasıl gideceklerdi pikniğe?
Sırtını duvara dayayıp yere oturur ve bir sigara daha içmeye başlar... sonrasında küçük bir hayat sorgulamasına girer. Hayatında ilk kez ailenin üvey çocugu olup olmayacagını düşünür.üzerindeki kıyafetler terden vucuduna yapışmıştır.birden bire ayaga kalkıp bağırmaya başlar.sonra küfreder.ama kimse yoktur.ve bir sigara daha...artık nefes alamamaya başladığında; bu dehşet anlardan kendisini kurtarabilecek tek yolu bulur...o yol aslında hep vardır ama küçük kızın aklına biraz geç gelmiştir.bu yolu 45 dakika sonra kullanması kendisine ömür boyunca “salak” sıfatının yapıştırılmasına sebep olacaktır ama olsun zararın neresinden dönülürse kardır ve artık nefes almak hemen hemen imkansızdır...birilerine asansörde kaldıgını haber etmek için çantasındaki cep telefonunu çıkarır ve ilkin kendisini 45 dakikalıgına unutan aile üyelerini değil de polisi falan aramayı düşünür ama bu işi uzatacaktır.ve babasını arar...
“asansörde kaldım.45 dakikadır buradayım ve artık nefes alamamaya başladım.neden beni merak etmiyorsunuz” der kız...
“tuvalete de gireceğini söyledin” diye cevap verir babası küçük kızın...
zaman değiştirmek...: vakti zamanında inandığım eylemlerden biri...nerede ve hangi şartlarda olursan ol; sıkıldığın an sonuçlarını göze almaksızın mekanı terkedip başka bir yere geçmek.
aşk yasaklandı artık halka açık yerlerde
el tutmak yol açıyor diye hesapsız susmalara, kaldırdık tüm tutuşmaları...
yasak kelime oyunu yapmak, yalan söylemek mecburi
ve serbest ayyuka çıkmak...
artık yağmur sonraları toprak kokmak yasak,
tomurcuklanmak günah ve bir insan gözü yüzünden yüz gün ardarda uyumamak...
kimse ölmesin diye kimsenin aklında.
her sevdalı verdiği sözü geri alacak...
güneşi,ayı hatta hiçbir tabiat olayı şahit gösterilmeyecek hiçbir sevdaya,
ne deniyorsa onu atacak kalp...
ve süresi yirmidört saate çıkarılacak meskun mahalde ağlamanın...
--
ne verdin de ne istiyorsun yazacak ilkokul fişlerinde...ve her gün,her sevişmede; versiye değil; peşin satan kazanacak...
herkes birbirine fazla narkoz versin lütfen
rica ederim zorluk çıkarmayın baltaya
korkuluklara saygılı olun mesela, tırmanmayın
direklere neye yarar bu;
NEYE YARAR ISITMAK, DÜN ÖLEN BİR KADAVRAYI MOR BİR AŞK UGRUNA...
hepimize yeter bu aşk, aralık tut kalbini
üşürsen temmuz tut...
kar tanesinin yumuşacık süzülüşü gibidir sevişmek bu kalabalıkta
her aşk biraz yaklaşmaktır kansız bir cinayete
her aşk taslaktır, tasadır belki de
yalnızca 5'i olan bir saate bakıp bakıp
ağlamamaktır, tutmaktır kendini boşalırken bile
enteresan diyaloglar
30.04.2005 - 09:17Bir tren garında erkek arkadaşını beklemekte olan kızımız havanın oldukça soguk olması ve buluşma yerine bir süre erken gelmesi nedeni ile garda bulunan en tekin banka (yaşlı bi herifin yanı) oturur...bankın tekin görünmesine tek sebep olan yaşlı adam kızımız yanına oturur oturmaz yapıştırır soruyu...
Adam-nerelisin kızım sen?
Kız-konya
Adam-güzel...ben de Balıkesirliyim.izledin mi televizyonda bayrağı yaktılar...
Kız-yok ben televizyon izlemiyorum öyle memleket olaylarından uzak duruyorum şimdilerde
Adam-olur mu öyle şey? nasıl gençsiniz siz.hiçbişeyden haberiniz yok.niye izlemiyorsun
Kız-hani hep diziler falan çıkıyor ya.izlicek bişey de yok zaten şimdilerde...
Adam-olmaz öyle şey.haberler var,spor programları var mesela.
Kız-benim salak halkım siz bilmiyorsunuz geçin karşıma ben size öğretecem diyr haberlerde de.sevmiyorum insanları aptal yerine koyanları...
Adam-asi gençlik değil mi? her şeye itiraz etmeye başladıgınız dönemler.biz de sizin gibiydik ama biz farkındaydık her şeyin.biz biliyorduk etrafımızda olup bitenleri.hala da öyle.taraflı yayın yapıldıgını düşünüyorsan kanal 7 izle mesela ya da trt ye falan bak ya da tgrt var.ben açıyorum kanal 7 yi orada bulmadığımı tgrt de buluyorum yok olmadı mı? hemen açıyorum trt yi.çok güzel programlar var.
Kız-amca sende tarafsız dedin gittin fethullha gülenin kanalını izle diyon bana.tarafsız mı şimdi bu.
Adam-tarafsız tabi.sen şimdi bak fazla konuşmadın ama ben seni çözdüm.sivasta aydınları yaktılar diyosun sen.eşitlik diyosun.tam da müsaitsin böyle yanlış şeylere...
Kız-belli oluyor mu öyle susarken de?
Adam-olur tabi.ben kanal 7 diyorum,zaman gazetesi diyorum sen bana fethullah gülenden bahsediyorsun.
Kız-ama siz de Sivas falan dediniz hemen şimdi.
Adam-ben senin deden yaşındayım.sen daha çocukken ben o olayların içindeydim.bi insan dururp dururken bi insanı yakar mı hiç.medya aydınlar yandı diye bas bas bağırırken sen hiç sordun mu kendine bu adamlar delirdi mi de yaktılar aydınları.o aydın dedikleriniz millet Cuma namazındayken kapıda davul çalıyo.adamlar da delirdi haliyle.tahrik var yani işin içinde.
Kız-amca yapma şimdi.tahrikle adam öldürülüyo adam öldürenler de Müslüman hem de nazmaz çıkışı.yani sen şimdi öyle dedin ya..
Adam-dedim...
Kız-hz.muhammet mesela bi çok kez tahrik edilmiş ama kimseyi öldürmemiş.insan öyle kolay kolay öldürülmez.hem de grup halinde dalıyorlar.hepsi mi tahrik edildi yani...
Adam-neyse al sen sigara yak bi tane...
Kız-içinde bişi yok değil mi bunun...
Adam-haberlere bakmıyon madem gazete falan da mı okumuyorsun sen?
Kız-okumuyorum...aydınları yakanlar tahrik oluyor benim gazete okumamdan.
Adam-bak şimdi lafı nereye götürdün.
Kız-zaman gazetesinin de trajı epey yüksekmiş...
Adam-böyle doğru ol canımı ye...ne yaptı fethullah da ilticacı falan dediler sen biliyor musun...
Kız-ne yapmış
Adam-fatih koleji gibi yerleri açtı kaliteli eğitim vermeye başladı bu ülkede.baktılar onun yetiştirdiği öğrenciler uyuşturucu kullanmayacak kadar temiz.adamın önünü kesmeye çalıştılar ama nafile...
Kız-doğrudur...
Adam- neyse sen boşver bunları spor programları izle bari.
Kız-izlicem
Adam-bak sen sen ol...benden sana bi dede nasihati...sporla alakası olmayan.hayatında altılı oynamayan biriyle sakın evlenme tamam mı?
Kız-tamam.
(Bu arada kızımızın sevgilisi bitiverir hemen adamla kızın yanında...)
Adam-niye bekletiyon kızı bu kadar vakit...bak olum bi kızla mı buluşacan? kızdan 10 dk önce gelecen buluşma yerine
Çocuk-o erken gelmiş...
aşk filmlerinin unutulmaz yönetmeni
30.04.2005 - 09:13Kim o?
yılmaz erdoğan
30.04.2005 - 09:13Ben sevmeyi beceremedim
Belki de sevilmeyi...
Benim sevmeye engel evcil acılarım vardı
yılmaz erdoğan
30.04.2005 - 09:13Yardan düşmüştüm
Yaralarım yardan armağandı
Kutsal kitabımdı ziyan edilmiş sevgililer atlası
yılmaz erdoğan
30.04.2005 - 09:12Bu ufukta bitiyor yüzün
Ve başka bir gökyüzü başlıyor
Komşu ellerle sarmalanıyorsun
Yanıyorsun
Ne kadar övünsen az
Avazım çıktığı kadar susuyorum ismindeki sesli harfleri
Mayınlı bir gülümsemeydi senin karasularında olmak
Üstünde ilkbahar bilen tarih..
Sanki yeniden eski bir öyküye başlamak...
Yüzündeki o billur akşam kahvaltısı
Sürgülerken özümü...
Ne kadarını sustuk konuştuklarımızın...?
yılmaz erdoğan
30.04.2005 - 09:12Yerle yeksan,ıslak saçlı,kem gözlü,
Kavim göçlerinden bu yana ağlayan
Ve durmadan cep kanyağı yakıcılığında ezgiler çalan; çaldıran..
Yakalatan,adı bende gizli bir kadındı İstanbul,
yılmaz erdoğan
30.04.2005 - 09:12Biz ne zaman içsek; köfte geç gelir ve oturur muhabbetin terkisine çıplak bir efkar söcüğü
Biz ne zaman içsek; sabah akar meycinin cebine,günde kaç kez öpüşür ki akrep ile yelkovan
Biz ne zaman içsek; iç değilizdir aslında...dışımızda bronz bir akşam sözcüğü çırıl bir efkar sözcüğü,eften püften bir kar beklentisi,delikanlı kıvamında sevda değilse de,tabansız sevişmelerdeki; el değmemiş pişmanlık...
Biz ne zaman içsek; iç değilizdir aslında...
Bu alkol ikindisi şiirle şimdi burada açılsaydım; adının baş harfi gibi...belki ağustos kokardı ağustos.
Sen; fikrini ipotek etmiş kiralık sevdalara...senine boyuna sevilmiş sen,yalanı sevdasından büyük sen,bir bil sen...
Biz ne zaman içsek; seni düşünüyoruz,genzimizde göl...gözyaşları
Biz ne zaman içsek; iç değilizdir aslında
Biz ne zaman içsek; dışımızda bronz bir İzmir akşamı.
Counter-Strike
30.04.2005 - 09:12Eskiden tek hatrısayılır rakibim birfincankahveiçinbirpenny idi..şimdilerde o da formdan düştü.bir savaş oyunu olan counter strike ye sanki strateji oyunuymuşcasına kendine takdire şayan stratejiler geliştiren birfincankahveiçinbirpenny kardeşimiz; artık kapı arkalarına sinmeler; oyuna herkesten sonra çıkmalar; buldugu her zulada pusuya yatmalar işe yaramayınca haliyle bu oyunda oldukca az sayıda olan bayan rakiplerinden birine sürekli yenilmekte olup; “13-15 yaş arası” yeni kuşağa kolaylıkla dişgeçirebilir aslında...eee ne de olsa eski oyunculardan kendisi...
Neyse sözün kısası kendime yeni rakipler aramaktayım...
Eh güveniyorsanız söylediğim kadar kendinize bildirin koordinatları kapışalım...
orhan pamuk
30.04.2005 - 09:11“Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti” diye başlar Orhan Pamuk; tek işe yarar kitabı Yeni Hayat a...
karanlık
30.04.2005 - 09:09Ruhumu bulmalıyım artık her nerede bulacaksam
yüzüme kezzap döküp dolaşmalıyım meydanda
ki zaten izi kalmıştır her sevdanın yüzümde.
gelip alsınlar emanetten gözlerimi.
en son sevildiğimi duyduğum yerde kalmış kulağım.
kendi kanımı içmişim mesela sırf şarap parası bulamadığımdan.
biri gidip söylesin anama nurtopu gibi bir şizofren getirdi dünyaya...™
ajanda
30.04.2005 - 09:08Hiçbir zaman ajandamın ileri tarihlerine yapılacak işleri falan yazacak kadar düzenli biri olamamışımdır mesela...bilmem hangi ayın kaçında bilmem kimin doğum günü varmış gibi saçmalıklar vardır bir de... hatırlarsam hatırlarım unutursam unuturum kadar basittir her şey.zaten önümli tarihleri zihnimize çakmıyor muyuz ki bi de öyle gereksiz yere kayıt tutalım.?
linkin park
30.04.2005 - 09:08A place for my head var ya hani o şarkının giriş kısmı nası hoşuma gidiyo ki bi de bu şarkıdan aldığım keyfi system of a down chop suey den alırım...
almanlar
30.04.2005 - 09:07sarı zebellahlar...
ismet özel
30.04.2005 - 09:06Bu yürek gökle barışkın yaşamaya alışmış bir kere
ve inatla çevrilmiş toprağın çılgarına
yazık ki uzaktır kuşları, sokaklarıyla bizim olan şehir
ama ancak laneti hırsla tırpanlayamamak koyuyor insana
öpüşler, yatağa birden yuvarlanışlar
sevgiyle hatırlansa bile hatta.
ahmet piriştina
30.04.2005 - 09:06mesala biz ardından yakılan ağıdı abarttığımız hiç kimseyi hatırlamayız aradan aylar geçtikten sonra...çünkü göz yaşı dökerken bile gözümüzden akan yaş değil samimiyetsizliktir hani...
asansör
30.04.2005 - 09:05Bir Pazar tatilinde tüm aile toplanmış pikniğe gitme hazırlıklarına girişir.sanki bir daha eve geri dönülmeyecek; sanki bir daha yiyecek ve içecek bulunamayacak gibi tüm mutfak eşyaları itina ile 10.evden aşağıya arabaya taşınmış; bu Pazar çok eğleneceğiz planları tamamlanmış ve yola çıkmaya hazırlanılırken muhakkak her yolculuk başlangıcında olduğu gibi bu sefer de evde bir şey unutulur...hane nüfusunun tek erkek elemanı
“ateşi unuttuk”
diye seslenir ön koltuktan...arka koltukta oturan evin en küçük çocuğunun cebinde bir tane çakmak vardır ama çakmağın hemen yanında çantasında duran sigara paketinin varlığından ailenin diğer fertlerinin haberdar olmaması ve hane nufusunda küçük kızdan başka kimsenin sigara içmemesi; küçük kızın sigara içmesinden haberdar olan ailenin diğer elemanlarının küçük kızın bacaklarını kıracağı gibi faktörleri düşünen küçük kız cebindeki çakmagın varlıgından anne baba ve kardeşlerinin haberlerinin olmasını istemez ve
“ben getiririm,hem de tuvalete girmem gerek” der...
Yukarı çıkar ve evden ateş almadan geri dönmek ister çünkü zaten çantasında bir tane çakmağı vardır...arabaya gitmek 10. kattaki evlerinden asansöre biner.Ve işte hayatının en eğlenceli yolculuguna başladıgından kendisi de habersizdir.5 ve 6. kat arasındaki boşlukta asansör birdenbire duruverir.birkaç dakika bekleyen kızımız rahattır çünkü ailenin diğer üyeleri evlerinin hemen kapısında duran arabada beklemektedirler.ilk 15 dakika geçtiği zaman birkaç kere asansörün kapısına tekme atar... gariptir ki kimse yardım çağrısına cevap vermemektedir ve asansör denilen o küçücük kutunun içindeki hava gittikçe ısınmaya başlar.gelen giden de yoktur ya hani tek bir sigara içmek hiç de fana olmaz...her zaman yaptıgı gibi sigarayı eline alır almaz etrafı kolaçan etmek için etrafına bakınır ama asansörde oldugunu hatırlayarak kendine güler.sigarayı içer sonra nefes almakta güçlük çektiğini fark eden kızımız birkaç kere daha tekmeler kapıyı ama bir önceki seferde oldugu gibi bu sefer de sesini duyan yoktur.anne baba ya da kardeşlerinden birinin gelip kendisini kurtarmasını bekler ama hala kimse yoktur.25 dakika içinde neden kimsenin kendisinin merak etmediğini düşünür.hadi küçük kızlarını merak etmiyorlardı; ateşi de mi merak etmiyorlardı.? Ateş olmadan nasıl gideceklerdi pikniğe?
Sırtını duvara dayayıp yere oturur ve bir sigara daha içmeye başlar... sonrasında küçük bir hayat sorgulamasına girer. Hayatında ilk kez ailenin üvey çocugu olup olmayacagını düşünür.üzerindeki kıyafetler terden vucuduna yapışmıştır.birden bire ayaga kalkıp bağırmaya başlar.sonra küfreder.ama kimse yoktur.ve bir sigara daha...artık nefes alamamaya başladığında; bu dehşet anlardan kendisini kurtarabilecek tek yolu bulur...o yol aslında hep vardır ama küçük kızın aklına biraz geç gelmiştir.bu yolu 45 dakika sonra kullanması kendisine ömür boyunca “salak” sıfatının yapıştırılmasına sebep olacaktır ama olsun zararın neresinden dönülürse kardır ve artık nefes almak hemen hemen imkansızdır...birilerine asansörde kaldıgını haber etmek için çantasındaki cep telefonunu çıkarır ve ilkin kendisini 45 dakikalıgına unutan aile üyelerini değil de polisi falan aramayı düşünür ama bu işi uzatacaktır.ve babasını arar...
“asansörde kaldım.45 dakikadır buradayım ve artık nefes alamamaya başladım.neden beni merak etmiyorsunuz” der kız...
“tuvalete de gireceğini söyledin” diye cevap verir babası küçük kızın...
birey olmak
23.04.2005 - 22:33topluma karıştıgı zaman mide bulantılarımın artmasına sebep olan fert...
David Gilmour
23.04.2005 - 22:31pink floyd un en yakışıklı elemanı olan gitarcı za't...
zamanı değiştirmek
23.04.2005 - 20:20zaman değiştirmek...: vakti zamanında inandığım eylemlerden biri...nerede ve hangi şartlarda olursan ol; sıkıldığın an sonuçlarını göze almaksızın mekanı terkedip başka bir yere geçmek.
kaçmak
13.04.2005 - 15:42giderken topuklarının kıçına vurması...
josefk
10.04.2005 - 17:21bildiğimiz Barış...
favori şiirlerim
27.03.2005 - 03:18aşk yasaklandı artık halka açık yerlerde
el tutmak yol açıyor diye hesapsız susmalara, kaldırdık tüm tutuşmaları...
yasak kelime oyunu yapmak, yalan söylemek mecburi
ve serbest ayyuka çıkmak...
artık yağmur sonraları toprak kokmak yasak,
tomurcuklanmak günah ve bir insan gözü yüzünden yüz gün ardarda uyumamak...
kimse ölmesin diye kimsenin aklında.
her sevdalı verdiği sözü geri alacak...
güneşi,ayı hatta hiçbir tabiat olayı şahit gösterilmeyecek hiçbir sevdaya,
ne deniyorsa onu atacak kalp...
ve süresi yirmidört saate çıkarılacak meskun mahalde ağlamanın...
--
ne verdin de ne istiyorsun yazacak ilkokul fişlerinde...ve her gün,her sevişmede; versiye değil; peşin satan kazanacak...
favori şiirlerim
27.03.2005 - 03:16herkes birbirine fazla narkoz versin lütfen
rica ederim zorluk çıkarmayın baltaya
korkuluklara saygılı olun mesela, tırmanmayın
direklere neye yarar bu;
NEYE YARAR ISITMAK, DÜN ÖLEN BİR KADAVRAYI MOR BİR AŞK UGRUNA...
favori şiirlerim
27.03.2005 - 03:14hepimize yeter bu aşk, aralık tut kalbini
üşürsen temmuz tut...
kar tanesinin yumuşacık süzülüşü gibidir sevişmek bu kalabalıkta
her aşk biraz yaklaşmaktır kansız bir cinayete
her aşk taslaktır, tasadır belki de
yalnızca 5'i olan bir saate bakıp bakıp
ağlamamaktır, tutmaktır kendini boşalırken bile
Toplam 1615 mesaj bulundu