Sarılıp yatmak mümkün değil bende senden kalan hayale.
Halbuki sen orda, şehrimde gercekten varsin etinle kemiğinle
Ve balindan mahrum edildigim kirmizi agzin, kocaman gozlerin gercekten var
Ve asi bir su gibi teslim oluşun ve beyazligin ki dokunamıyorum bile...
NAZIM HİKMET RAN
Kısacık anlatımlarla koca bir deryaye atandır....
'Ayrılıklar uyandırmalı kör yüreğim
Cehennem yangınlarından ölmeden çıktıysa beden
Artık benim olmalı,benim
Yeter yüreğimin bir çift gözünü ateşine rehin verdiğim
Ateş artığı değildir karşılığımız
Pusatını dağ sisinden alan
Firarını mevsimine emanet eden bir namludur bu eşkiya sevda
Ki zulasına asılı durur kefenlediği ölümü
Ellerinin çeliğine su verilmişti ta Adem'den beri
Bilir
Ve intihar cürretiyle yoklar yüreğinin tetiğini
Güneşin kızılca kıyametine çatar kuruyan umut dallarını
Yanacaksa cehennemden beter yanmalı
Kim anlarki eşkiyanın sağlamlığını
Özleminin çiseyle yıkanmış şafak değerini
Kim...
Hani ellerine kuşlar inerdi
Kardan üşüyen kuşlar
Bahçen kuş sevinçleriyle inlerdi ay ŞAHRUT!
Üşüyorum ha
Aç ellerini
.......................................
'Ne zaman iki satır yazmaya kalksam
Hep sana hep seni hep bizi yazıyorum
Ne zaman bir kadeh alsam elime
Hep sana hep seni hep bizi içiyorum
Her gece kederdeyim
Durmadan içiyorum
Sevda ektim kalbime
Yalnızlık biçiyorum'
......................................
Çoğumuzu Türk Sanat Müziğine bağımlı kılandır Zeki Müren.
Zeki Müren:Sanattır diyorum
Şehrin uykuda olduğu saatlerde dinlemek Mercan Dedeyi......
Tüm hücrelerine yayılması müziğin ince ritminin......
Nerdeyim ben Tanrım,neresi burası.........Bilmediğim şehirler bu kadar aydınlık mıydı oysa.Karanlıklarda kaybolmuşum meğer.
Mercan Dede; huzura ermektir.........
herkesin bir feride'si vardır ben bilmez miyim
herkesin bir ayakkabısı gibi bir de şarkısı
herkesin bir kimsesi vardır ben bilmez miyim
bir de kimsesizliği
(...)
d(erken) yıllar geçer
o herhangi bir gün de akşam olur
akşam olur sen bana bir bardak çay getirirsin
ensenden öperim, o saat bardakta şeker gibi erirsin
sen bir yaz güneşisin bakınca gözlerine bir sevinir
bir sevinirsin
yüreğinden ansızın okul çocuklarının trampetleri geçer
tramvaylar, havai fişekler geçer
benim yüreğimde ise hep uzak ki yollar
içinden uzun yol otobüsleri, sessiz ırmaklar geçer
benim ırmaklarım
ırmaklarım benim
senin gözlerinden geçer...
…………………
feride şiir huyludur,gül kokuludur
gül kokuludur gözleri ile gözlerime dokunur
dokunur
..................
gözlerinle gözlerime dokunuyorsun
bir bilsen o an gözlerim oluyorsun
kaçalım,beni gören sen sanacak
görüyor musun dağlara dokunuyor insanlar
giderek dağlaşıyorlar
görüyor musun adınla başlıyor herşey
karın eriyişi,yağmurun dirilişi
özlemenin ilk harfi,gücün hecelenişi
adınla!
adınla herşey
şarabın dökülüşü,sesimin eskimeyişi
.....................
gözlerini sil ve bu sevda kadar koyu bir çay tutuştur ellerime
yok,gitme!
gitme aç göğsünü ısınıp kalayım öyle
.......................
caddeye bir taşıt huzmesi düştü görüyor musun?
bak bakalım beni mi arıyorlar
ya da ne geziyorlar gecede yarasa gibi
bakarken görünmesin göğüslerin pencereden
yollar bir çift gül görmeye alışık değil
........................
.......................
......................
(feride/yılmaz odabaşı)
Feride; aşktır,hasrettir,acıdır,yaradır kanar inceden inceye.......
Kavgadır,mücadeledir,yenilmektir,yenmektir.......
Hayattır Feride...
Garfield! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! Bak burada da buldum seni.
İlk okula gidiyordum.Sanırım üçüncü sınıftaydım.Ama bir cumartesi günüydü.O hafta sonu arkadaşımla kütüphaneye gitmiştik.Eve dönerken durağın yakınlarında ekmak arası köfte almak istedik.
O zamanlar el arabasına benzer bir yerlerde köfte ekmek satarlardı.Annelerimizin bizi dışarıya çıkarken sıkı sıkı tembih etmesine rağmen yine de dışarıda bir şeyler yemenin verdiği zevk,zevkten de ziyade özgürlüğün adıydı o zamanlar bizlerde....
Köftemi almış ve paramı vermiştim.Sonra durağa gidince fark ettimki; cüzdanımı düşürmüşüm.
Ama en çok biriktirdiğim GARFİELD yapıştırmalarıma üzülmüştüm:(
Aaaaaaaaa,şimdi de üzüldüm geçmişten gelen bir aşinalıkla........
Ne diyordu garfield:
'Sabahları daha çok sevebilirdim güneş biraz daha geç doğsaydı eğer...'
'Seninle ortak noktamız ne biliyor musun? Sen de beni seviyorsun,ben de beni.......'
Garfield; çocukluğumun en sevimli çizgi kahramanı,yaşadığım hayatta sana benzeyeniyle karşılaşamadımmm
Sade,koyu bir kahvenin keyfini bir de kahve verir başka..........
Bizim ailenin tiryakisi olduğu,hepimizin içmediğimiz zaman eksik kaldığı yer yüzü nün en değerli nimetlerinden biridir.
Şu sıralar acı kahveye fazlaca taktım.Rengi siyahtır.Suriye'den gelir.İçmeyenlere tavsiye edebileceğim bir lezzete sahip.
Ah Suriye dedim de; sevgili arkadaşım,benim için bir fincan iç oralarda,kentin en terkedilmiş yapılarında,beyninde kelimelerin en kalabalıklarıyla baş etmeye çalışırken.
Yaz bir şeyler o sırala,parmakların boş durmasın,kağıdın yazmaktan yıpranıncaya,ellerin kasılıncaya,parmakların uyuşuncaya kadar yaz.Ve tam da o sırada bir damla kahve damlasın yazdıklarının üzerine...Belki yollarsın sonra bana kim bilir......
Kahve:Sadeyse eğer,işte en kurak mevsim de olsa yaşadığım,yağmur kadar,yağmur kokusu kadar anlamlıdır,özeldir bende.
Kahve,Yağmur ve Ben............
Ölü bebek kokusu,nedir bu bir şaka mı?
Reddediyorum tüm gerçekliği şu an.Gerçekler isyanlardayım.........
Bebek kosu can verir,umut verir,sevdalar eker yüreğe.Heyecana sürükler en aldırmazlarımızı bile.
Bebek kokusu hayatın en masum yüzü olur çıkar karşımıza ve öyle derinden içine taaaa içine bakar ki gözlerimizin....Ne açlık,ne susuzluk o anda.
Peki ya ölü bebek kokusu:hayatın tüm çirkefliği,yüreklerin durmasıdır olsa olsa.
Tanrım!
İnsanlar anlamıyor,dinlemiyor kimseleri.Bir anlamsız başına buyrukluk alıp başını gidiyor dünyanın her köşesinde.Bir avuç toprak için,petrol için,silah için....Adına özgürlük diyorlar ama; esaretlerin en büyüğü için...........
Tanrım! Al bu hırsları insanlardan.Ve tüm yeryüzünü bebek kokulara sal....
Memleketimin çayıdır kaçak çay.Oraya da başkalarının memleketlerinden gelir elbet.Sabah sabah nereden geldim ki Nedir'e? Tüp de bitmiş,çaysızım şimdi.
Ne kadar koyu olursa o kadar güzeldir kaçak çay.Bir de kekremsi,buruk bir tat bırakmaz mı damaklarda........
Bizim oralarda misafirlere ne kadar demli konulursa çay,o kadar özel oldukları,değerli oldukları hissettirilir.Tabii bizim oraların insanı olmayıp da bizleri ziyaret edenler vardır....Hal hatır sormak,gönül almak isteyenler.İşte onlara bu kuralı uyguladığımız zaman görmüştüm gerçekten kafa yaptığını......
Ah nazar boncuğu gözlü,güzel babaannem; nasıl da sarhoş etmiştin misafirlerimizi.............
Kaçak Çay:Hasretini çektiğim memleketimin yıldızlı geceleridir.........
_Yıldızlar da kaçar mı babaanne? ? ?
A.KADİR derki;
'Sen orda bağrına bas dur en büyük çileyi
Ben burda en büyük çileyi doldurayım
Ekmeğe muhtaç,hürriyete muhtaç,sana muhtaç
Sen orda dalından koparılmış bir ZERDALİ gibi dur
Ben burda ZERDALİSİZ bir dal gibi durayım'
Fazla söze ne hacet....Bu dörtlüğü okuduktan sonra,
Zerdali:aşktır,yaradır,hasrettir,sıladır diyorum ben.....
Offffff,nasıl anlatmalı ki?
Hayal kırıklığımı yaşadığım yerdir sahaflar.Çok giderim,çıkmam genellikle sahaflardan.O tozlu rafların arasında yapılan sohpetlerin tadı nerede varki diye düşünür dururum.
Ya olmasaydı,yokluğunda yok olsaydık bizler...
Bir de kitaplarını satmak için gelenler var ki; işte hayal kırıklığımın başlangıcı.Sahaf bir arkadaşımın anlattığı o hazin gerçek.
Zengin bir kitaplığa sahip olan babalar,anneler,dedeler....Öldükten sonra çok yer kapladığı,gereksiz olduğu düşüncesiyle elden çıkarıyor geride kalanlar.
Ama bu haksızlık.....
Ama bu ihanet....
Tanrım; ardımda bıraktıklarıma,bıraktılarımın kadrini bildir.
SAHAF:Kaybettiğim huzurumun saklandığı yerdir...
Antik Yunan'da sevgi,dört ayrı kelime ile ifade edilmektedir.
EROS:Cinsel sevgiyi ifade eder.İçinde sadece şehvet ve tutku vardır.
STERGO:Anne,baba,çocuk sevgisi.Doğal sevgidir.İçten sevgidir.
PHİLEO:Dostluk,arkadaşlık sevgisi,hoşlanılana duyulan sevgidir.Ve burada hoşlanılan cansızda olabilir.
AGAPE:Karşılıksız.çıkarsız sevgidir.Ve İncil'de der ki; karşınızdaki kişiyi kendinizi sevdiğiniz gibi seviniz.Yani hatalarıyla,yanlışlarıyla beraber bir bütün olarak kabul edebilmek......
En güzeli,fakat en zoru da bu olsa gerek...Kendimiz kadar sevmek bir başkasını.......
Antik zamanlardan beri başarılamamış bir sevgi türüdür AGAPE.Eğer yerini alabilseydi yüreklerde,nerde savaşlar yaşanır,hangi bilinmezde çocuklar açlıktan ölür,hangi şehirlerde kadınlar intihar ederdi.
AGAPE:Acıdır ki; ütopik bir sevgidir düşünüldüğünde.
Agnostikler der ki;
Tanrı vardır diyemem,çünkü varlığını ispat edemem
Tanrı yoktur da diyemem,çünkü yokluğunu da ispat edemem.
Suya sabuna dokunmayan bir felsefe.Oh ne güzelllll.........
O devrin şairleri oldukça heybetli,görkemli mahlaslar alırken; Hayyam(çadırcı) mahlasını almış olması zaten yeterince yalın ve samimi olduğunun göstergesi değil midir?
HAYYAM:Huzurdur,Asudedir........
Bu gece böyle mahmur,kim getirdi ki seni,
Sis örtülü sahraya,kimler gönderdi seni,
Ateşlerin içinde yanarım alev alev;
Yumuşak bir yel gibi,kimler getirdi seni.
Haydi kalk gel! Kalk gel de,bir araya gelelim.
Beraberce seninle zorlukları yenelim.
Nasılsa toprağımız testi olmayacak mı?
Testi olmadan önce,testilerden içelim.
Sevgilim pek de güzel,aşkından yanıyorum.
Gönlüm söylüyor fakat,ben konuşamıyorum.
Yarabbi şu cihanda bundan garip ne vardır;
Ki; önümde soğuk su,bense kavruluyorum.
Mitolojide en çok sevdiğim hikayelerden biridir Pandora'nın Kutusu.Güzel,alımlı,çekici,Tanrıları bile kendisine hayran bırakacak zerafete sahip olan bir kadından ne beklenebilirdi ki başka zaten? 'tanrıların Armağanı'olarak geldiği yeryüzüne insanlığa bela çacağını o da bilmezdi ki...
Kızmayın Pandora'ya,sevin onu...Tüm kötülüklerle baş edebilme cesaretini bize bıraktı ya işte nihayetinde...
Pandora:umuttur...
Perihan Mağden denilince bir durup düşünmek yaraşır...
Nebahat gelir aklıma adını duyduğumda hep.O boyalı güvercin gibi süzülürken gecenin içinde Osman'ı düşünürüm; o da sever mi Nebahat'i sevildiği gibi? ? ? ?
..............................................
'Osman sen beni affet.Ya da affetme
Bak harbi karıyım,herşeyi söylüyorum
Tut be ellerimi.Bidaha gitmem
Seni bi baştan bi başa seviyorum.'
Bu kara yazgıdır Zilan;
Topraksız olmak,yetim kalmak yetmezmiş kimiz
Sensiz de olmak kara yazgıdır kurban........
..............................................
Kar ender yağardı Urfa'ya,
Sevdamız yağan kar kimin aktı.
Hatırli misen,bir de tutukumuz
Yağmurda 'çömçe gelin'oynamaktı
.....................................................
Celal Ülgen
İşte bu şiirdi Zilan'ı tanımama sebep.Okuyun arkadaşlar,bilin bu şiiri.
Yüreği sızlatandır Zilan.........
ŞiBuMi:sıradan,olağan görünümlerin altında yatan gizli üstünlükleri anlatır.şibumi demek; bilgiden çok anlayış demektir.ifade dolusu sessizlik........kendini kanıtlama gereği duymayan bir alçakgönüllülük.
bende okuyunca öğrendim.ne fevkalade bir kurguydu o öyle...................................
Arriconamela
23.09.2010 - 23:55Arriconamela: dinlerken izliyor hissine kaptıran insanı,filmden akıldan çıkmayan kare..
İçmek istiyor insan dinlerken
gülmek istiyor sonra
ve kalkıp dans etmek
...
hüzünleniyor sonra,tam da dansın ortasında...
dinlemek gerek,izlemek gerek
Gadjo Dilo
23.01.2010 - 01:09Tebessüm...
Das Leben Der Anderen / Başkalarının Hayatı
15.08.2009 - 00:40Avrupa sinemasından haz alanların öncelikli olarak izlemesi gereken muhteşem bir film.
Fazlasıyla etkileyici
cüppeli ahmet hoca
15.08.2009 - 00:25Fazlasıyla komik...
rubai
16.03.2007 - 00:29Sarılıp yatmak mümkün değil bende senden kalan hayale.
Halbuki sen orda, şehrimde gercekten varsin etinle kemiğinle
Ve balindan mahrum edildigim kirmizi agzin, kocaman gozlerin gercekten var
Ve asi bir su gibi teslim oluşun ve beyazligin ki dokunamıyorum bile...
NAZIM HİKMET RAN
Kısacık anlatımlarla koca bir deryaye atandır....
şahrut
25.12.2006 - 14:17'Ayrılıklar uyandırmalı kör yüreğim
Cehennem yangınlarından ölmeden çıktıysa beden
Artık benim olmalı,benim
Yeter yüreğimin bir çift gözünü ateşine rehin verdiğim
Ateş artığı değildir karşılığımız
Pusatını dağ sisinden alan
Firarını mevsimine emanet eden bir namludur bu eşkiya sevda
Ki zulasına asılı durur kefenlediği ölümü
Ellerinin çeliğine su verilmişti ta Adem'den beri
Bilir
Ve intihar cürretiyle yoklar yüreğinin tetiğini
Güneşin kızılca kıyametine çatar kuruyan umut dallarını
Yanacaksa cehennemden beter yanmalı
Kim anlarki eşkiyanın sağlamlığını
Özleminin çiseyle yıkanmış şafak değerini
Kim...
Hani ellerine kuşlar inerdi
Kardan üşüyen kuşlar
Bahçen kuş sevinçleriyle inlerdi ay ŞAHRUT!
Üşüyorum ha
Aç ellerini
.......................................
zeki müren
23.12.2006 - 05:00'Ne zaman iki satır yazmaya kalksam
Hep sana hep seni hep bizi yazıyorum
Ne zaman bir kadeh alsam elime
Hep sana hep seni hep bizi içiyorum
Her gece kederdeyim
Durmadan içiyorum
Sevda ektim kalbime
Yalnızlık biçiyorum'
......................................
Çoğumuzu Türk Sanat Müziğine bağımlı kılandır Zeki Müren.
Zeki Müren:Sanattır diyorum
BABALAR VE KIZLARI
23.12.2006 - 04:54Yeşil'e yeni anlamlar yükledim.Yeşil; güven demek,huzur demek,cesaret demek yeşil.
Gözlerine hasret kalmasın gözlerim.....
Seni seviyorum.........
Mercan Dede
23.12.2006 - 04:47Şehrin uykuda olduğu saatlerde dinlemek Mercan Dedeyi......
Tüm hücrelerine yayılması müziğin ince ritminin......
Nerdeyim ben Tanrım,neresi burası.........Bilmediğim şehirler bu kadar aydınlık mıydı oysa.Karanlıklarda kaybolmuşum meğer.
Mercan Dede; huzura ermektir.........
feride
09.10.2006 - 23:57herkesin bir feride'si vardır ben bilmez miyim
herkesin bir ayakkabısı gibi bir de şarkısı
herkesin bir kimsesi vardır ben bilmez miyim
bir de kimsesizliği
(...)
d(erken) yıllar geçer
o herhangi bir gün de akşam olur
akşam olur sen bana bir bardak çay getirirsin
ensenden öperim, o saat bardakta şeker gibi erirsin
sen bir yaz güneşisin bakınca gözlerine bir sevinir
bir sevinirsin
yüreğinden ansızın okul çocuklarının trampetleri geçer
tramvaylar, havai fişekler geçer
benim yüreğimde ise hep uzak ki yollar
içinden uzun yol otobüsleri, sessiz ırmaklar geçer
benim ırmaklarım
ırmaklarım benim
senin gözlerinden geçer...
…………………
feride şiir huyludur,gül kokuludur
gül kokuludur gözleri ile gözlerime dokunur
dokunur
..................
gözlerinle gözlerime dokunuyorsun
bir bilsen o an gözlerim oluyorsun
kaçalım,beni gören sen sanacak
görüyor musun dağlara dokunuyor insanlar
giderek dağlaşıyorlar
görüyor musun adınla başlıyor herşey
karın eriyişi,yağmurun dirilişi
özlemenin ilk harfi,gücün hecelenişi
adınla!
adınla herşey
şarabın dökülüşü,sesimin eskimeyişi
.....................
gözlerini sil ve bu sevda kadar koyu bir çay tutuştur ellerime
yok,gitme!
gitme aç göğsünü ısınıp kalayım öyle
.......................
caddeye bir taşıt huzmesi düştü görüyor musun?
bak bakalım beni mi arıyorlar
ya da ne geziyorlar gecede yarasa gibi
bakarken görünmesin göğüslerin pencereden
yollar bir çift gül görmeye alışık değil
........................
.......................
......................
(feride/yılmaz odabaşı)
Feride; aşktır,hasrettir,acıdır,yaradır kanar inceden inceye.......
Kavgadır,mücadeledir,yenilmektir,yenmektir.......
Hayattır Feride...
garfield
28.06.2006 - 00:46Garfield! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! Bak burada da buldum seni.
İlk okula gidiyordum.Sanırım üçüncü sınıftaydım.Ama bir cumartesi günüydü.O hafta sonu arkadaşımla kütüphaneye gitmiştik.Eve dönerken durağın yakınlarında ekmak arası köfte almak istedik.
O zamanlar el arabasına benzer bir yerlerde köfte ekmek satarlardı.Annelerimizin bizi dışarıya çıkarken sıkı sıkı tembih etmesine rağmen yine de dışarıda bir şeyler yemenin verdiği zevk,zevkten de ziyade özgürlüğün adıydı o zamanlar bizlerde....
Köftemi almış ve paramı vermiştim.Sonra durağa gidince fark ettimki; cüzdanımı düşürmüşüm.
Ama en çok biriktirdiğim GARFİELD yapıştırmalarıma üzülmüştüm:(
Aaaaaaaaa,şimdi de üzüldüm geçmişten gelen bir aşinalıkla........
Ne diyordu garfield:
'Sabahları daha çok sevebilirdim güneş biraz daha geç doğsaydı eğer...'
'Seninle ortak noktamız ne biliyor musun? Sen de beni seviyorsun,ben de beni.......'
Garfield; çocukluğumun en sevimli çizgi kahramanı,yaşadığım hayatta sana benzeyeniyle karşılaşamadımmm
kahve
28.06.2006 - 00:31Sade,koyu bir kahvenin keyfini bir de kahve verir başka..........
Bizim ailenin tiryakisi olduğu,hepimizin içmediğimiz zaman eksik kaldığı yer yüzü nün en değerli nimetlerinden biridir.
Şu sıralar acı kahveye fazlaca taktım.Rengi siyahtır.Suriye'den gelir.İçmeyenlere tavsiye edebileceğim bir lezzete sahip.
Ah Suriye dedim de; sevgili arkadaşım,benim için bir fincan iç oralarda,kentin en terkedilmiş yapılarında,beyninde kelimelerin en kalabalıklarıyla baş etmeye çalışırken.
Yaz bir şeyler o sırala,parmakların boş durmasın,kağıdın yazmaktan yıpranıncaya,ellerin kasılıncaya,parmakların uyuşuncaya kadar yaz.Ve tam da o sırada bir damla kahve damlasın yazdıklarının üzerine...Belki yollarsın sonra bana kim bilir......
Kahve:Sadeyse eğer,işte en kurak mevsim de olsa yaşadığım,yağmur kadar,yağmur kokusu kadar anlamlıdır,özeldir bende.
Kahve,Yağmur ve Ben............
ölü bebek kokusu
27.06.2006 - 10:34Ölü bebek kokusu,nedir bu bir şaka mı?
Reddediyorum tüm gerçekliği şu an.Gerçekler isyanlardayım.........
Bebek kosu can verir,umut verir,sevdalar eker yüreğe.Heyecana sürükler en aldırmazlarımızı bile.
Bebek kokusu hayatın en masum yüzü olur çıkar karşımıza ve öyle derinden içine taaaa içine bakar ki gözlerimizin....Ne açlık,ne susuzluk o anda.
Peki ya ölü bebek kokusu:hayatın tüm çirkefliği,yüreklerin durmasıdır olsa olsa.
Tanrım!
İnsanlar anlamıyor,dinlemiyor kimseleri.Bir anlamsız başına buyrukluk alıp başını gidiyor dünyanın her köşesinde.Bir avuç toprak için,petrol için,silah için....Adına özgürlük diyorlar ama; esaretlerin en büyüğü için...........
Tanrım! Al bu hırsları insanlardan.Ve tüm yeryüzünü bebek kokulara sal....
kaçak çay
27.06.2006 - 10:23Memleketimin çayıdır kaçak çay.Oraya da başkalarının memleketlerinden gelir elbet.Sabah sabah nereden geldim ki Nedir'e? Tüp de bitmiş,çaysızım şimdi.
Ne kadar koyu olursa o kadar güzeldir kaçak çay.Bir de kekremsi,buruk bir tat bırakmaz mı damaklarda........
Bizim oralarda misafirlere ne kadar demli konulursa çay,o kadar özel oldukları,değerli oldukları hissettirilir.Tabii bizim oraların insanı olmayıp da bizleri ziyaret edenler vardır....Hal hatır sormak,gönül almak isteyenler.İşte onlara bu kuralı uyguladığımız zaman görmüştüm gerçekten kafa yaptığını......
Ah nazar boncuğu gözlü,güzel babaannem; nasıl da sarhoş etmiştin misafirlerimizi.............
Kaçak Çay:Hasretini çektiğim memleketimin yıldızlı geceleridir.........
_Yıldızlar da kaçar mı babaanne? ? ?
zerdali
18.06.2006 - 22:29A.KADİR derki;
'Sen orda bağrına bas dur en büyük çileyi
Ben burda en büyük çileyi doldurayım
Ekmeğe muhtaç,hürriyete muhtaç,sana muhtaç
Sen orda dalından koparılmış bir ZERDALİ gibi dur
Ben burda ZERDALİSİZ bir dal gibi durayım'
Fazla söze ne hacet....Bu dörtlüğü okuduktan sonra,
Zerdali:aşktır,yaradır,hasrettir,sıladır diyorum ben.....
sahaf
13.06.2006 - 22:39Offffff,nasıl anlatmalı ki?
Hayal kırıklığımı yaşadığım yerdir sahaflar.Çok giderim,çıkmam genellikle sahaflardan.O tozlu rafların arasında yapılan sohpetlerin tadı nerede varki diye düşünür dururum.
Ya olmasaydı,yokluğunda yok olsaydık bizler...
Bir de kitaplarını satmak için gelenler var ki; işte hayal kırıklığımın başlangıcı.Sahaf bir arkadaşımın anlattığı o hazin gerçek.
Zengin bir kitaplığa sahip olan babalar,anneler,dedeler....Öldükten sonra çok yer kapladığı,gereksiz olduğu düşüncesiyle elden çıkarıyor geride kalanlar.
Ama bu haksızlık.....
Ama bu ihanet....
Tanrım; ardımda bıraktıklarıma,bıraktılarımın kadrini bildir.
SAHAF:Kaybettiğim huzurumun saklandığı yerdir...
agape
11.06.2006 - 03:08Antik Yunan'da sevgi,dört ayrı kelime ile ifade edilmektedir.
EROS:Cinsel sevgiyi ifade eder.İçinde sadece şehvet ve tutku vardır.
STERGO:Anne,baba,çocuk sevgisi.Doğal sevgidir.İçten sevgidir.
PHİLEO:Dostluk,arkadaşlık sevgisi,hoşlanılana duyulan sevgidir.Ve burada hoşlanılan cansızda olabilir.
AGAPE:Karşılıksız.çıkarsız sevgidir.Ve İncil'de der ki; karşınızdaki kişiyi kendinizi sevdiğiniz gibi seviniz.Yani hatalarıyla,yanlışlarıyla beraber bir bütün olarak kabul edebilmek......
En güzeli,fakat en zoru da bu olsa gerek...Kendimiz kadar sevmek bir başkasını.......
Antik zamanlardan beri başarılamamış bir sevgi türüdür AGAPE.Eğer yerini alabilseydi yüreklerde,nerde savaşlar yaşanır,hangi bilinmezde çocuklar açlıktan ölür,hangi şehirlerde kadınlar intihar ederdi.
AGAPE:Acıdır ki; ütopik bir sevgidir düşünüldüğünde.
agnostik
11.06.2006 - 02:32Agnostikler der ki;
Tanrı vardır diyemem,çünkü varlığını ispat edemem
Tanrı yoktur da diyemem,çünkü yokluğunu da ispat edemem.
Suya sabuna dokunmayan bir felsefe.Oh ne güzelllll.........
ğezal
11.06.2006 - 02:25Türkçe yazılışı:HAZAL
Kürtçe yazılışı:XEZAL
XEZAL:Ceylandır,ahudur.Ürkektir ki; ürkekliği ceylan oluşundan gelir...
İsimlerin en güzellerindendir Xezal.....
ömer hayyam
11.06.2006 - 02:17O devrin şairleri oldukça heybetli,görkemli mahlaslar alırken; Hayyam(çadırcı) mahlasını almış olması zaten yeterince yalın ve samimi olduğunun göstergesi değil midir?
HAYYAM:Huzurdur,Asudedir........
Bu gece böyle mahmur,kim getirdi ki seni,
Sis örtülü sahraya,kimler gönderdi seni,
Ateşlerin içinde yanarım alev alev;
Yumuşak bir yel gibi,kimler getirdi seni.
Haydi kalk gel! Kalk gel de,bir araya gelelim.
Beraberce seninle zorlukları yenelim.
Nasılsa toprağımız testi olmayacak mı?
Testi olmadan önce,testilerden içelim.
Sevgilim pek de güzel,aşkından yanıyorum.
Gönlüm söylüyor fakat,ben konuşamıyorum.
Yarabbi şu cihanda bundan garip ne vardır;
Ki; önümde soğuk su,bense kavruluyorum.
pandoranın kutusu
08.06.2006 - 01:31Mitolojide en çok sevdiğim hikayelerden biridir Pandora'nın Kutusu.Güzel,alımlı,çekici,Tanrıları bile kendisine hayran bırakacak zerafete sahip olan bir kadından ne beklenebilirdi ki başka zaten? 'tanrıların Armağanı'olarak geldiği yeryüzüne insanlığa bela çacağını o da bilmezdi ki...
Kızmayın Pandora'ya,sevin onu...Tüm kötülüklerle baş edebilme cesaretini bize bıraktı ya işte nihayetinde...
Pandora:umuttur...
perihan mağden
08.06.2006 - 01:17Perihan Mağden denilince bir durup düşünmek yaraşır...
Nebahat gelir aklıma adını duyduğumda hep.O boyalı güvercin gibi süzülürken gecenin içinde Osman'ı düşünürüm; o da sever mi Nebahat'i sevildiği gibi? ? ? ?
..............................................
'Osman sen beni affet.Ya da affetme
Bak harbi karıyım,herşeyi söylüyorum
Tut be ellerimi.Bidaha gitmem
Seni bi baştan bi başa seviyorum.'
Zilan
08.06.2006 - 01:07Bu kara yazgıdır Zilan;
Topraksız olmak,yetim kalmak yetmezmiş kimiz
Sensiz de olmak kara yazgıdır kurban........
..............................................
Kar ender yağardı Urfa'ya,
Sevdamız yağan kar kimin aktı.
Hatırli misen,bir de tutukumuz
Yağmurda 'çömçe gelin'oynamaktı
.....................................................
Celal Ülgen
İşte bu şiirdi Zilan'ı tanımama sebep.Okuyun arkadaşlar,bilin bu şiiri.
Yüreği sızlatandır Zilan.........
travenian - şibumi
28.04.2006 - 11:23ŞiBuMi:sıradan,olağan görünümlerin altında yatan gizli üstünlükleri anlatır.şibumi demek; bilgiden çok anlayış demektir.ifade dolusu sessizlik........kendini kanıtlama gereği duymayan bir alçakgönüllülük.
bende okuyunca öğrendim.ne fevkalade bir kurguydu o öyle...................................
Toplam 27 mesaj bulundu