Hasan Büyükkara Adlı Antoloji.com Üyesinin Ş ...

''ooof offf sarıl bana, beni biraz anlasana'' der gibiydi şiir...

Şiirin klasik çerçevesinin içine ilginç,gizemli ve merak kışkırtıcı bir muhteva yerleştirilmiş.

Tebriklerimle..

''Siması da iması da Yusuf'un'' demişti ismet özel o görünen için...

çok duygulu, çok romantik bir şiir...çok etkileyici...

Şiirin arkasında ayrılık acısıyla akan bir su var. Ancak, fantezilerle filtre edilerek ve yumuşatılarak sertlik derecesi düşürülmüş bu suyun ve böylece içimi çok hoş bir hale dönüşmüş şiirin..

:)

Tebriklerimle

Az önce bir şiir şevki bey seslerini tahrik edince içimde bu şarkı abdurrahim abimin saçağında dinlenir dedim geldim..Şevki beyden

dinliyorum

emel i meyli vefa, sende de var, bende de var
Heves-i iyş-u safa, sende de var, bende de var
Zail olmaz dil-i aşüftemizin sevdası
Heves-i iyş-u sa ...

Hüzün aslında kepenk kapattırır..cumaya gittim döneceğim..5 dakika sonra döneceğim..gibi levhalar astırır esnafa..

hüznün bir garip anı olsa gerek..dutlar dökülsün diye zihnin ve bilinçaltının bir çarşaf gibi gerilmesi var dut ağacının altına ..

Yaşam ağacı silkelensin diye bekler gibi sanki ...

şehir bize farsçadan gelmiş..şahr sözcüğünden..bir de arapçadan gelen kelime var şehîr..i harfi uzatmalı olan şöhreti anlamında

tükenen hayatlar şehri ise kabristan, mezarlık

necip fazılın karacahmet şiiri ile hem tema hem de biçim yönünden akraba

ölümr içiyle ve dışıyla bakabilme çabasının ...

Bir şu'lesi var ki şem i cânın
Fânusuna sığmaz asumanın

evreni bir fenere, gökyüzünü fenerin fanusuna ve insanı fitili alev almış bir çerağa benzeten şeyh galibi hatırladım şiirin sözleri arasından geçerek

insan evrende çok küçük, küçücük bir şey ama evren de insanın gönlünde minik, minnacık ...

Şiir evrensel derinliğin dolayımlarından eserek geliyor bu belli..

Şiir ilhamının suretinde, dilin kuytularına saklanan evrensel ürpertinin alacakaranlığı bir resim olarak gözüküyor..

Şair tahmin ediyorum ki bu şiire bir denizaltı dalgıcı gibi daha çok inecek..

İnecek ve kozmik dünyanın in ...

Elbette bir çok tasnif yapılabilir insanlar hakkında..Baktığınız ve bakabildiğiniz açı genişliğince..

İnsanlar için yeni bir tasnif yapma dürtüsü verdi bana şiir..

1.İdeolojiyi, bir lobi,bir yalnız kalma korkusundan kurtuluş veya bir çıkar işbirliği olarak alanlar

2. İdeolojiyi; yaşanmay ...

Ah bu duyarlı zamanlar..ne kadar insan yapıyor bizi..ne büyük derinlikler buluyoruz böylesi zamanlarda kendimizde..

Bazan uçurumlarca yuvarlanıyor, bazan minareler boyu yükseliyoruz içimizin gökyüzünde..

Türünün lirizmini mükemmel yakalamış şiir..sürçmeden okunuyor..

Ancak şu dizede takıldım..leb dudak demek..dudak sözcüğünü koyduğumda anlamlı bir sonuca ulaşamıyorum bu dizede

Adını zikirden kuruttun lebi

Belki de benim anlayışım takıntılıdır bugün ve kaçırdığım bişeyler vardır..dörtlük b ...

huzurda olmak, huzurun farkına varmak..mutuluğun bir türlü yapılamayan resmine mısra düşürmek

:)

Soğukkanlı bir üslupla yazılmış ama şiirin dizelerindeki kan çok sıcak..Gerçek okuyucuların motorunu yakacak ve radyatör suyunu kaynatacak cinsten bir harareti var..


Oldukça (objektif) nesnel resimleri var şiirin..Subjektif (öznel) konulara ait hususları ise -ikilemlerle- okuyucuya bır ...

Naiflik duygusu içinden huzur akıtan bir şiir..Yürek dolusu tebrikler

Bergson amcam bana daha yakın geliyor abi..Yani sezgiyle halletmeye çalışıyorum meselelerimi..Dekart amca gerçi '' düşünüyorum öyleyse varım'' diyorsa da bi şeyler eksik kalıyor..

Matematik bile kabul ile başlıyor..Tartışılmaz öncülleriniz, postülalarınız olacak diyor işe (işleme) başladığımızd ...

Şu karşıki dağda kar var duman yok diye başlardı hani...

Kimbilir şöyle bir türkü müdür şiire sazıyla yol gösteren..Muzaffer Sarısözenden alınma ve nezahat bayram ile yorumlanma eşliğinde mi yazdı kalem acep şiiri..

Şu karşıki dağda titirer dallar
Benim gönlüm arzu çeker tomurcuk güller
K ...

Hiç kimse karşılığını almadığı bir dua etmemiştir. Emerson


sondan bir önceki dizenin son harfi ''k ''olmalı...Gerçi arife tarif gerekmez ama

Aynı görüşteyim..Olağan görünümlü bir olağanüstülük..Bir deja vu ya benzer yaşamak. Sanatsal algıya yönelince bilhassa yürek

Tebrikler...Her iki şiir dostuna....

Kara trenlerin bekleme salonlarında görülmüştü en son olarak bu kadar ter û telaş içinde alacakaranlık..Bir de doğacak bebekler rahimde duymuştu bu heyecanın alacasını...

Alacakaranlık, şafak türkülerinin ilk dizelerinin yüreğe damladığı mekanlardır diye biliriz ayrıca..

Kürt Remzi vardı çocukluğumun mahallesinde ayakkabıcı ve tamircisi.Yılmaz Güney gibi kara kavruk,şakakları çıkık,burnu yüzünü hiç unutturmayacak büyüklükte Çukur gözlerinin siyahından süzülen bakışları yürekleri kıyan, acıtan bal gibi bir tad bırakırdı insanın gönlünde...Adanadan toplayıp geldiği ...