Hasan Büyükkara Adlı Antoloji.com Üyesinin Ş ...

Şiirde geçen ''Ko'' sözcüğü çengel yaptı bir başka şiirle zihnimde..

ikisinden de divan lezzeti damlıyor üstelik..merhaba demiş olalım bu vesileyle şiire

....

Koyverin matemi tasvire çengiyle köçek çullanadursun
Her yanlışı yeşeren dal fışkıran otla kapatsak n'olur
Ağlayış buldu eşin ...

Elbette Osman hocam..Adalardan gelen muhteva mutlaka sevgilinin parfümünü taşır maddi ve manevi anlamda..Mektup kağıdının (mazrufun) kokusu da elbette zarfa sirayet eder

mazruftaki koku zarftan dışarı sızsın diye ''zarflı mazruf'' formatıyla bir işaret çakmış olabilir Yahya Kemal..Merak ettim ...

evet sevgili doktor..yıllar önce bodler çevirisi kitapta gördüğüm bu tarzın örneğin sone gibi bir özel ismi var mı diye araştırdım ama bulamamıştım...

bilmiyorum bilen var mı?

varsa ve öğrenirsem çok mutlu olacağım..

Mehmet Binboğa dostumuzun ''Güney Kuşları'' isimli şiirini okumuştum geçenlerde..Her beşliğin ilk dört dizesi koşma tarzında...Birinci dize beşinci dize olarak tekrarlanarak oluşturulan güzel hava bu formun en can alıcı noktası sanki..Bu formda yazan kim olursa olsun derhal Sezai Karakoçun malum şii ...

:)

romantik rüyaların geometrisi de güzeldir aslında

güzel rüyalara açılan kapı olur inşaallah kızlarınız için bu günlerde yaptığı çalışmalar..baba yüreğini anlıyorum.

Kolay gelsin mutlu bitsin

Koku alma duygusu ..şiir bile belki onun ulaştığı yerlerin berisinde..evrenin nesne olmadığını hissetmöenin ve nesnenin ötesine geçişin kapısı sanki koku..

evet ,şiir bizi güzel bir kokunun kapısına bırakıyor..

eli ayağı düzgün , profesyonellik kokan bir çalışma..

veciz bir hava ..vecize söylemeye yatkın bir hava..felsefi temelleri yer yer sorgulayan ve aslında felsefi hükümler de veren bir üst duruş..

Şiir sürekli yükselen bir nida ve bilgiç bir edayla didaktikleştikçe sıktı beni...

iniş ve çıkı ...

Ey Sentezi uykun kaçsın meraktan

İçinde merak geçen her cümleyi her dizeyi çok seviyorum..

bir konya türküsünde de şöyle diyordu

Beyler besler merak için tazıyı...

birinci şiirde merak çok alakalı ..dize içinde bütünkük var

oysa türkü sözünde insana ne alaka dedirten bir hava var..

...

Keskin bıçak yoktur acı dil gibi

Ortaya karışık değil ,ortaya sade olsun...

Üstelik şiirden olsun..

Sukunetle ve suhuletle efendim..cümlemize şiir dolu günler diliyorum...

Düşünmenin ''nasıl''ından sınavı geçmiş şair..Böyle ve ince ince düşünmeli insanlar...

Dün ile yarın arasındaki ''şimdi'' nin düşüncesini ve yarınlarda uzanacağı menzili ve hedefi de içine alan bir dil kurduğu taktirde içerik de yerine oturmuş olur..

Kimbilir belki de vardır diğer şiirlerinde ...

şu ah sözcüğü ne yaman
göğüs kafesimize yetmezken gücü
sonsuzluğu yutacak denli büyütür dilimizi

dizeleri ile şu beytin

bir şulesi var ki şem i canın
fânusuna sığmaz asumanın

akrabalığı kesin

..insan aklı böyle işte..illa..kii sınıflayacak...ad koyacak...zamir..sıfat..renk ekleyecek...öyle bir yere oturtacak...sonra..hayır..o öyle değil..bu böyleydi..şu şuyduda..bu buydu..o şiir değil..bu şiir değil..bir sürü saçmalık

hımmmm

yukarıdaki cümleler çok mantıklı(!)

Bize göre imge tasvir edilenin muhayyilede daha kolay, canlı ve çarpıcı bir biçimde vücut bulmasını sağlayacak benzetmeler

denilmiş...

ilave etmek gerekirse....

bu benzetmeler bir çok kişi tarafından kullanılır ve yaygınlaşırsa mazmun dediğimiz klişeler oluşur...

serv i revan dediğimizde ...

Söylediklerimin mânâ ve önemine binaen Mustafa Miyasoğlundan bir beytle sözlerime nihayet veriyorum..

İnsan insana bakar, kör olmak içim sıkar
kar bir günü, kar bir güne, ahh efendim ne çıkar

Sevgili Bekar;

Burası şiirin kırkpınarı mıdır?

Öyle düşünenler olduğunu tahmin ediyorum ama ben öyle olduğunu sanmıyorum...

Burası eskiden 365 gün için sitede bir görevli tarafından seçilen şiirlerin yayınlandığı bir yedir..Öyle şeyler olmuş ki otomatiğe bağlanmış..Sistem geçen yıl aynı ...

hangimiz kel, hangimiz foduluz bilmiyorum ama bir elmanın yarısı olarak hissediyorum şairle kendimi..

sadece ben şiir yazabilme konusunda epeyce önceleri avlu attım..o atmıyor..

yarım asırlık....güzelliklerin içtenliği var şiirin arkasında..o güzelim güzellikleri gördükten sonra şiir kimi ...

Öykücü, tiyatrocu,müzisyen veya ressamlar v.b sanat dallarında temayüz edenler mutlaka şiir yazarlar..Ama gariptir asli sanat dalları bunlar olanların şiirlerine illâ ki bu branşların karakteristiklerinin baskın olarak düştüğüne şahit oluyoruz..

Bedri Rahminin şiirlerinde resmin izlerini, Yılmaz ...

Birinci mesele..

Şiirin özeti olmaz..Ancak şiirin özüt'ü olur..Bu özüt şiirin başlığıdır..

Şöyle ki; şiirin başlık sonrası metni elbet bir çok imge ve sembollerle anlatılamayanı anlatma gayreti içinde olan parçacıklardan oluşacaktır...Şair işte bundan sonra öyle bir imge veya simge bulmalıdı ...

Evet, bir kez daha dönerim demiştim şiire son uğrayışımda.Ama şiire yeniden baktığımda bu ''rubi küpü'' nde daha çok döneniriz diye geçirdim içimden..dönenceler halinde dönüşler.....

Şiirin bariz bir beden dili var diyorum şiiri yudumladıktan sonra fincana dikkatle baktığımda..

Beden dili d ...

şairlerin şiir yazmak yerine şiirin ne olduğunu anlatmak gibi bir tutkuları vardır..Bu sanki meslektaşlarla bir dertleşme , bir halleşme gibidir..

Şiiri anlamaya çalışan şiirler diye bir tasnif bile yapılabilir ve örneği oldukça çoktur..Puşkin bunlardan en bilinenini yazmıştır

Bu şiir de işte ...

kelimelerin kuytusuna çekildikçe, harflerin kuyusuna düşüyor insan

yorumum şiire ahengi bozacak dedim..
yüzümün resmi diye bunu ekledim.

:)

Hayırlı evladın gözünden annelere bakmak ne kadar güzel....

tek bir yorum yapılabilir şiir için..içtenlik bütün güzelliklerden daha güzel

sevgilerimi sunuyorum kardeşim diye seslenmek istediğim kıymetli şaire

Ah bilemesin

??? sanırım bir imla sıkıntısı var...

Şiir , yorgun gerçekten, itiraf etmiş...

güzel dizelerin yanısıra üstünkörü olanlar var kanaatimce...

sevgilerimle