Hamza Ressam Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Ant ...

  • sanki

    30.06.2006 - 14:28

    sanki ne olurdu bir kere yıksan benliğini, ne olurdu beni tercih etsen karanlıklarımdayken yapayalnız... ne olurdu geri dönsen bana...
    sanki uçacak gibi döndürseydin yine başımı ne olurdu ne olurdu....
    hiç acımadan gelmiyorsun bilmediğim o adamdan
    dayanamıyorum ne artık ne olur dön bana sev beni...

  • kaide

    30.06.2006 - 14:26

    kaidelerle çerçevelendirmişiz hayatımızı
    emanet olduğunu unutup bir lahza da olsa bu yaşamın
    dikenli teller misali sarmalamışız onu her yerinden
    aşmalıyız artık bu kurallar mahkumiyetinin sınırlarını
    yırtmalıyız kendimizi hürriyete doğru
    hissedip iliklerimize kadar bu heyecanla soğuğu
    boğulmalıyız hayret edip ufkumuzun heybeti karşısında...

    gelin kısırlaşmayalım düşüncelerimizle... açalım önümüzü özgürlüğe doğru....mankurt olmak değil hayalimiz... nirvanada sıkmak kafamıza hayatın damlalarını...

  • abidin dino

    30.06.2006 - 14:02

    necip fazıl kısakürek abidin dinoyla karşılaştığı bir yerde yanına yaklaşarak sorar:
    - abidin neden inanmıyorsun?
    abidin dinonun cevabı tüyler ürpertici bir doğruluğu adeta insanlığın yüzüne çarpar:
    - öyle bir Allah'a inanıyorsunuz ki; eğer inanırsam hiç başımı secdeden kaldıramayacağımdan korkuyorum...çünkü Onun yüceliği bunu gerektiriyor...

  • sessizliğin sesi

    04.06.2006 - 18:22

    ondan daha gürültülü birşey olduğunu zannetmiyorum

  • marmara üniversitesi güzel sanatlar fakültesi

    04.06.2006 - 18:21

    gaziden başarılı olduğunu söyleyebilirim

  • caber kalesi

    04.06.2006 - 18:20

    bildiğim kadarıyla suriye de bir kalenin adı. kale koruması türkiye cumhuriyetii devleti tarafından sağlanmaktadır

  • ölüm

    01.06.2006 - 15:12

    mölü

  • dolunay

    01.06.2006 - 15:00

    bedra

  • zaman

    01.06.2006 - 14:57

    zamana olmayan varlıktır diyelim tezatların uyumundaki estetiğin kanatlarına sığınarak....
    kontrasttır zaman! zıtlıktır. ve göz kamaştırıcı bir armonidir hareketin esintisiyle... hareket varsa vardır zaman... domino taşlarına yüklenmiştir bütün masumiyeti ve tüm azgınlığı...
    ölümdür zaman hayattan öte...

  • Half Life

    23.05.2006 - 15:08

    yarım hayat... çocukluğumun oynu

  • mankurtlaşmak

    07.05.2006 - 13:06

    yanlış hatırlamıyorsam aytmatovun bir kitabında bahsettiği insan türü...
    mankurtlaşma olayı şöyel oluyor: -tabi bunu çinliler zuzun zaman esir türklere uygulamışlar.- önce esirin kafasındaki bütün saçlar kesilir ve yeni kesilmiş bir devenin sıcak derisi saçsız kafaya iyice sarılır ve adam bir çölün ortasına açılan kuyuya bırakılır tabi ölmemesi için yiyecek ve içecek verilir. sıcakta deri kurumaya ve adamın kafasını sıkmaya başlar o kadar sıkar ki kim olursa olsun çığlıklarıyla çölü saatlerce inletir ve artık öyle bir zaman gelir ki adamaın kesilen saçları uzamaya başlar saç uzarken bire engele çarpar ve bu engel delinebilecek bir engelde değildir çöl sıcağında kurumuş ve sertleşmiş deve derisidir. saç deriyi delemez ve geri döner ve ondan daha yumuşak olan saçlara batmaya başlar bu sırada eleman kafayı yer o artık bir moron yada idiottur.
    işte bu insanlara mankurt bu olaya ise mankurtlaşmak denir.

  • altın vuruş

    30.04.2006 - 22:44

    bu vuruşta tsubasa sağda misıgi ise soldadır. topa aynı anda vururlar top o kadar büyük bir hıza ulaşır ki kalecinin birşey yapamaması yetmez ağları da deler top ve maçın kaderini belirleyen gol olur...

  • altın vuruş

    30.04.2006 - 22:40

    tsubasa ozhora ile takım arkadaşı misugi'nin nankatsu-takinera karşılaşmasında maçın son dakikalarında attığı müthiş golün adı...
    bu gol onların maçı kazanmasını sağlamış tüm nankatsu taraftarını sevince boğmuştu. buna küçük golcü çizgifilmini izleyen ve tsubasa yı sevenlerde dahildir.

  • ağlarken terim eklemek

    20.04.2006 - 18:11

    sanırım night elf'in yaptığı birşey.

  • parşömen

    18.04.2006 - 15:06

    ilk kez mısırlıların kullandığğı bir kağıt.sazın kabuğundan yapılıyordu sonra işi geliştirdiler ve içindeki yumuşak şeyden yapmaya başladılar sonra işi abartıp daha kalitelilerini çıkardılar

  • insan sıcağı

    18.04.2006 - 15:05

    geçen sene arkadaşıma aldığım doğum günü hediyesi.üzerine şöyle bir not yazmıştım:sana içimden gelen sıcacık bir hediye gönderiyorum... :)

  • kıtmir

    18.04.2006 - 14:56

    köpeklerin efendisi olarak kabul edilir.cennete giren 10 hayvandan biridir.

  • kıtmir

    18.04.2006 - 14:55

    köpek demek. ayrıca ashab-ı kehf'in sadık köpeğinin adıdır.

  • stalingrad

    18.04.2006 - 14:52

    stalingrad bütün tarihçiler tarafından ikinci dünya savaşı için bir dönüm noktası olarak nitelendirilir.o tarihlerde naziler tüm avrupa diyebileceğimiz kadar büyük bir toprağı işgal etmişlerdi(belçika, hollanda, lüxemburg, polonya, danimarka, norveç, fransa, yunanistan, çekoslavakya, sırbistan bunlardan bazılarıdır.) .yalnız naziler bu kadar büyük bir alana yayılmışken dimağları hala açtı.ve batıdan sonra gözleri bakir doğuya yönelmişti.naziler doğuyu ele geçirmek için yeni bir yayılma siyaseti hazırladılar: Neuer Lebensraum im Osten (dğuya yeni bir yaşam alanı) ...almanlar 1942'nin ağustosunda tüm avrupa da zirveye oturmuştu.
    nazi ordusu 22 Haziran 1941'de Sovyetler Birliği'ne karşı yeni imzaladıkları ve dostluk niteliği taşıyan birbirine karşı saldırmazlık antlaşmasına (Molotov-Ribbentrop Paktı) ihanet ederek barbarrossa harekatını başlattılar.almanlar üç şehri işgal bölgeleri arasında favori tutyorlardı: Leningrad,Moskova,Staligrad.bu üç şehir ayrıca Rusyayı güney kuzey olarak ayıran bir çizgi niteliğindedir.bu yüzden de iştah kabartmaktadır.Almanlar leningradı ele geçirirler.ama ilk başarısızlıklarını 1941 kışında Moskova önünde yaşarlar.
    1942'nin ağustosu geldiğinde savaş bugün ki adı Volvograd olan ayrıca stalin'in adını taşıyan STALİNGRAD yakınlarına gelir. şehir rus halkı için çok önemlidir çünkü gerek stratejik konumu gerekse stalinin adını taşıması nedeniyle manevi değeri çok fazladır.bu yüzden şehir halkının stalingrad'ı teslim etmeye hiç niyetleri yoktur.bu da savaşın çetin olacağı ve çok kan akacağının bir habercisi niteliğindedir.
    Stalingrad muharebesi, Nazilerin dünyayı fethetme umutlarının sonunu temsil ettiği gibi, direnen Avrupa ve dünya halklarına da moral kaynağı olmuş, yenilmez bilinen kudretli Alman ordularının yok edilebileceğini göstermiştir.
    almanların baskını bakalım nasıl gerçekleşmiş?
    22 Haziran 1941 günü ani Alman saldırısı Rusları çok şaşırttı. Bu şaşkınlık o denli büyüktü ki saldırıyı izleyen ilk birkaç saatte Stalin bunun tamamen yanlışlıkla yapılmış bir harekat olduğuna inandı ve kendilerine saldıran Alman birliklerine karşılık veren Rus tümenlerin komutanlarından bazılarını idam ettirdi. Ancak her şey gerçek ve bir o kadar da ciddiydi.

    Bu büyük saldırı öncesinde Hitler, bu konuda çekingen davranan bazı generallere şöyle moral veriyordu; ”Karşımızda sadece kapısı sağlam olan çürük bir bina var. Biz sadece kapıyı tekmeleyeceğiz ve ardından bina tamamen çökecek.” Savaşın ilk birkaç ayında bu söz doğrulanır gibi oldu. Alman savaş makinesi, İngiltere Savaşında oldukça yıpranan ancak hala çok büyük bir güç olan Luftwaffe’ nin (Alman Hava Kuvvetleri) koruma şemsiyesi altında hızla ilerledi, birçok Rus tümenini yok etti ve sonbaharda Moskova önlerine kadar geldi. Ancak kış mevsimine hazırlıklı olmayan Alman birliklerinin artık ilerleyecek gücü kalmamıştı. Ayrıca Luftwaffe artık o kadar etkili bir güç olmaktan yavaş yavaş çıkıyordu çünkü uçakların ve mühimmatın mevzilendiği havaalanları çok gerilerde kalmıştı ve yeterli hava desteği kara birliklerine sağlanamıyordu. Ayrıca Almanların ele geçirdiği topraklar o denli ilkel ve fakir bölgelerdi ki bırakın havaalanını piyade ve tankların ilerleyeceği doğru dürüst yollar bile yoktu. Bu nedenle savaş, Moskova önlerinde tekrar şiddetleneceği bahara kadar durdu. Bu arada Ruslar da cepheye yeni Sibirya tümenleri getirmek, savaş üretimlerini arttırmak ve ilk şoku atlatarak toparlanmak imkanı buldular.

    Almanların savaş teknolojisi ise Ruslara kıyasla çok daha iyiydi. Ruslar bu savaş için hazırlanmamışlardı. Saldırı başladığında ise silah araştırma-geliştirme çalışmaları neredeyse tamamen durdu. Ancak Almanların ilerleyişi Moskova önlerinde karlara saplandığında Ruslar rahat bir nefes aldılar. Artık fabrikalar üretime geçebilirdi. 1942 yılında Kuzey Buz Denizinden Müttefik konvoylarının (efsanevi PQ, QP ve HX konvoyları) yardımı başladı ve böylelikle Ruslar giderek güçlendiler. Öncelikle halledilmesi gereken sorun Alman Zırhlı birlikleriydi. Alman savaş stratejisi ağırlıklı olarak panzerlere bağlıydı. Eğer bu panzer güçleri zayıflatılırsa zafer piyade bakımından daha güçlü olan Rusların olacaktı. İşte bu nedenle zaten tasarımı 1930 yıllardan başlayan ve asıl kullanım amacı tank yok etmek olan IL-2 Sturmovik üretime konuldu. Bu tank kadar güçlü, düşürülmesi üzerinde taşıdığı inanılmaz zırhı nedeniyle oldukça güç olan hızlı uçak sayesinde panzerleri durdurabilen Ruslar daha ileriki yıllarda en az Alman tankları kadar hızlı, etkili ve güçlü tanklar ürettiler ve böylelikle savaşı kazanan taraf oldular.

  • mustafa demirci

    16.04.2006 - 19:12

    sanırım ilahi sanatçısıydı...

  • sabah

    15.04.2006 - 15:52

    en karanlık gecenin bile tatlı bir sabahı vardır.
    her halde sabah yapılabilecek en rahatlatıcı şey; elinde buharı üstünde olan bir bardak çayla çamlıca tepesinden marmaranın hışırtılarını dinlemek olurdu...

  • primus inter partes

    13.04.2006 - 22:35

    eşitler içinde birinciye denir.
    parlamenter sisteminde başbakan için kullanılan bir terimdir

  • patriarşi

    13.04.2006 - 22:34

    her türlü kararda erkek hakimiyetine denir

  • yâd etmek

    13.04.2006 - 22:30

    anmak.
    geçmişi hatırlayıp düşlerin ve sözcüklerin dünyasında yeniden günümüz dakikalarına getirip ütaopyamızda yaşatmak

Toplam 594 mesaj bulundu