Evren Değirmen Adlı Üyenin Nedir Yazıları - A ...

  • ...görünmez olsaydınız ne yapmak isterdiniz?

    26.09.2008 - 01:05

    :D cokkkkkkkkkkkkk şeyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyy:D:D:D zuleyhahahahahahahhaha

  • uluğ bey

    18.01.2007 - 09:16

    Uluğ Bey
    On beşinci yüzyılda yetişmiş Müslüman-Türk astronomi âlimi, Semerkant sultânı. İsmi, Muhammed Taragay bin Muinüddîn Şahruh Bahadır Mirza’dır. Güney Âzerbaycan’daki Sultaniyye şehrinde 22 Mart 1394 târihinde doğdu. Timur Hanın torunudur.
    Sarayda iyi bir öğrenim gördü. On bir yaşında Kur’ân-ı kerîmi ezberledi. Arapça'yı mükemmel bir şekilde öğrendi. Bursalı Kâdızâde-i Rûmî’den ders aldı. Genç yaşında, önemli ve ağır sorumluluklar yüklendi. 1413’te, on dokuz yaşında, Horasan ve Mâverâünnehir eyâletine hâkan nâibi gönderildi. Kendisine başşehir seçtiği Semerkant’ta, idârî serbestliğe sâhip, müstakil bir hükümdâr gibi hareket etti. Bu görevindeyken, babasının verdiği her emri itâatle yerine getirirdi. Ona karşı olan saygı ve bağlılığını belirtmek için, Herat’a giderek ziyâret eder, yaptığı ve yapmayı düşündüğü devlet işleriyle ilgili bilgi verir, müşâverede bulunurdu. Bu arada eline geçirdiği imkânlardan istifâdeyle astronomi ve matematik gibi fen bilimleri üzerinde çalıştı. Dünyâ ilim târihinin, zamânına kadar yetiştirdiği en büyük astronomi âlimi olarak şöhret yaptı. Âlimleri korudu. Yumuşak huylu, dâimâ yeni şeyler araştıran ve öğrenen bir kimseydi. Her zaman ciddî konularla ilgilenir, ilim için gerekli ortamı meydana getirmeye çalışırdı.

    İlme merâkı kadar, devlet ve hükümet işlerine de ilgi duyan Uluğ Bey, Semerkant’ta 38 sene hükümdârlık yaptı. İdârî hizmetlerinin yanında, ilmî çalışmalara büyük önem verdi ve sarayını bir akademi hâline getirdi. Devrinin meşhur ilim adamlarını topladı ve ortaya attığı meseleleri tartışmalara açtı. Sarayı; matematik ve astronomi âlimlerinin olduğu kadar, sanatkâr, şâir ve ediplerin de toplantı yeriydi. Fen alanında araştırmalar yapmak üzere Çin’e heyetler gönderdi. Zamânında başta Semerkant ve Buhârâ olmak üzere, bütün ülke, Türk mîmârisinin en seçkin eserleriyle donatıldı. Birçok ilim ve hayır müesseselerini faâliyete geçirdi. Ayrıca; tarım, ticâret ve ekonomiye büyük önem verdi. Oğlu Abdüllatif tarafından tahttan indirildi. 25 Ekim 1449 Cumartesi günü, eski düşmanlarından Abbâs tarafından, kılıçla, feci bir şekilde katledildi. Dedesi Timur Hanın yanına defnedildi.

    Hayâtını Türk-İslâm dünyâsı kültür ve medeniyetinin gelişmesi ve yükselmesine vakfeden Uluğ Bey, yalnız Türk-İslâm ilim târihinde değil, dünyâ târihinde de önemli yeri olan bir fen âlimiydi. Bilhassa astronomi ve matematiğe karşı derin bir ilgi ve alâka göstererek, hayâtı boyunca bu ilimlerle meşgul oldu. İlmî araştırma ve incelemeye çok meraklıydı. Hocası Bursalı Kâdızâde Rûmî ve devrinin ünlü astronomi âlimi Gıyâseddîn Cemşid’in matematik ve bunun uygulama alanı olan astronomi ilminin tedkiki, geliştirilmesi ve bu ilme hizmet vermesi husûsunda kendisine çok tesirleri oldu. Daha sonraları Ali Kuşçu da bu ilmî çalışmalara katıldı.

    Uluğ Bey tarafından Semerkant’ta kurdurulan rasathânedeki astronomi çalışmaları, astronominin bugünkü ileri seviyesine gelmesinde şeref payına sâhiptir. Astronomiyle ilgili çalışmalarının temelini, matematikteki trigonometrik esaslar teşkil etmektedir. Bu sebepten Uluğ Bey, trigonometri ilmi üzerinde geniş çalışmalar yaptı. Bir derecelik yayın sinüs değerini hesaplamak bu yolda yapılan çalışmaların ilkini teşkil eder. Kendisinden önceki doğu ve batı dünyâsındaki tahmînî ve takribî bilgileri bırakıp, ilmî esasları tespit ederek trigonometride yeni bir araştırma yolu açtı.

    Uluğ Beyi dünyâya tanıtan, astronomi alanında yaptırdığı eserler oldu. Onun en meşhur eseri Semerkant’ta yaptırdığı büyük rasathânedir. Günümüzden yaklaşık altı asır önce yapılan bu rasathânedeki çalışmalar, çağımızın astronomi çalışmalarına hâlâ ışık tutmaktadır. O gün yapılan hesaplar, günümüzün astronomik hesaplarına tıpatıp uymaktadır. 1420 senesinde tamamlanan rasathânenin ilk müdürü Gıyâseddîn Cemşid’dir. Daha sonra Kâdızâde Rûmî, sonra da Ali Kuşçu, bu vazîfeye getirilmiştir. Rasathâne’nin yer üstündeki kısmı, üç katlı idi. Yıldızların yüksekliklerini bulmak için kullanılan rub’-ı dâire, Ayasofya Câmiinin kubbesi kadardı.

    Uluğ Bey, İlhanlılar zamânında yapılan rasatları (gözlem) yeniden inceledi. Kontrolden geçirdi ve yeni rasatlar yaptı. On iki sene süren bu çalışmasının netîcesini, ancak 1437 senesinde alabildi ve kendi adıyla anılan büyük eseri Uluğ Bey Zîci’ni ortaya koydu. Önceki zîclerin eksiklerini tamamlayan bu eser, devrin ilmî esaslara dayanan tek cetveli olup, eski zîclerin yanlışlarını düzeltiyor ve yıldızların hareketlerini daha mükemmel gösteriyordu. Eser, bilim târihinde Batlemyüs ve Nasîrüddîn Tûsî’nin hazırladığı zîclerden sonra üçüncü büyük zîc olarak tanınmaktadır. Eserde genellikle gökyüzünün güneyinde kalan kırk sekiz takımyıldız konu edilmiş ve bu takımyıldızlar içerisinde bulunan 1018 yıldızın koordinatlarını en doğru biçimde tespit etmiştir.

    Eser dört bölümden meydana gelmiştir. Birinci bölüm; farklı kimseler tarafından kullanılan değişik kronolojik sistemleri belirtir. İkinci bölüm; pratik astronomi bilgilerini ihtivâ eder. Üçüncü bölüm; dünyâ merkezli kâinât sistemine göre, gök cisimlerinde görülen hareketler ve yerleriyle ilgilidir. Dördüncü bölüm astrolojiden bahseder. Eser 1665 senesinde İngilizce'ye tercüme edilerek, Oxford’da basıldı. Fransızca tercümesi, 1853’te Farsça metniyle birlikte basıldı. Esere Ali Kuşçu ve torunu Mirim Çelebi tarafından şerhler yapılmıştır.

    Uluğ Beyin ayrıca Dört Ulus Târihi adlı başka bir eseri olduğu söylenmektedir. Bu eser, Moğol İmparatorluğunun parçalanmasından sonra kurulan, Çin ve Moğolistan, Altınordu, Hülâgu haleflerinin idâresinde olan İran ile Çağatay haleflerinin Orta Asya’daki devletlerinden bahseder. Farsça olan eser, zamânımıza kadar intikâl etmemiştir.

    Uluğ Beye, Batı dünyâsı ilim adamları, “15. asır astronomu” unvânını vermişlerdir. Ayrıca Milletlerarası Astronomi Derneği tarafından Ay’ın görünen yüzünde bir bölgeye, Uluğ Bey Krateri adı verilmiştir.

  • fenerbahçe fobisi

    13.08.2006 - 21:31

    yasa cıkartiyo tbmm feneri avrupaya yollamayacaklarmiş :)))

  • oğlak burcu

    10.08.2006 - 13:11

    sadece burcum başka bişey deil.. inanmamda zaten burclara
    burc bana borc u cagriştiriyo:S

  • gözler

    10.08.2006 - 13:03

    Kalbin aynasiymiş ben demiyom valla
    yalan nedir bilmezmiş onlar bunuda ben demedim :))

  • Pencere

    10.08.2006 - 13:02

    pencereler onunde cürürken
    senden kalan cicwekler hayalin
    gözlerimin onunde
    bize agliyorum...

  • benimle çıkar mısın?

    10.08.2006 - 12:59

    anneme sormam lazim :)))

  • sigara

    10.08.2006 - 12:58

    Tek kötü alişkanligimm...

  • Yapma

    28.07.2006 - 11:59

    bunu bana :))

  • yorum

    28.07.2006 - 11:49

    yorum yapma para ver :)))

  • yorum

    28.07.2006 - 11:48

    nocomment:S

  • bilmiyorum

    28.07.2006 - 11:47

    ögretiriz :)))

  • ULAN

    28.07.2006 - 11:45

    herşey üstüme geliyor delirecegim:((

  • keşke

    28.07.2006 - 11:43

    dememek icin seviyorum seni,

    sen benim eş ruhumsun biliyorum,
    umuduma son yolcusun biliyorum
    ...

  • Egoist

    28.07.2006 - 09:41

    benden başka bu işi iyi yapan yoktur :)

  • beni

    28.07.2006 - 09:34

    hep sev olurmu?
    hic unutma olurmu? ,

    aklinda olayim emi :))

  • samanyolu

    28.07.2006 - 09:04

    Gitarımın içinde bir cin var
    Onundur duyduğun tüm şarkılar
    Çenesi düşüyor bazen
    Soruyor öyle olur olmaz sorular

    Seni sordu bitti dedim
    Bırakıp da gitti dedim.
    Sana bir şarkı yazmak istedi
    İçim yanar söyleyemem dedim

    Bir hüzün sardı gecelerimi
    Düşünürken gözlerini
    Bir hayal kurdum ikimiz için
    Aldım yanıma gitarımı cinimi

    Gözlerinde Samanyolu yağdı gözlerime doğru
    cinimin en son şarkısı bu İkimizin olsun bir ömür boyu
    Gözlerinde Samanyolu yağdı gözlerime doğru
    Yüreğimdeki kor ateş sönmeyecek bir ömür boyu

    Ne betermiş öyle sen uzakta
    Ben uzakta hasretine yanmak
    Kahrolduğum bir plakta
    Kor alev keman soloya dalmak

    Hakir görme çok aşığım ben
    Anladığım buymuş hüzünden
    Nakaratta bahsin geçerse
    Akacak yaşlar gözümden

    Senin aşkına düştüm düşeli
    Hayal edip gözlerini

    Dalıp ağlıyorum gökyüzüne
    Sana hasret yaz geceleri

    Gözlerinde Samanyolu yağdı gözlerime doğru
    cinimin en son şarkısı bu İkimizin olsun bir ömür boyu
    Gözlerinde Samanyolu yağdı gözlerime doğru
    Sana yazılmış bir şarkı bu aşkıma şahit bir ömür boyu

    soyleyen = ayna
    solist = erhan güleryüz
    yazan = Erhan GÜLERYÜZ

  • sevgi

    27.07.2006 - 08:08

    aplamdi ama son günlerde göremiyorum kendisini? ? nerelerde acaba..

  • gına gelmek

    27.07.2006 - 08:07

    yeter valla gına getirdin ya :))) bıktım usandim bu işlerden,..

  • Evren

    24.07.2006 - 21:05

    tabikide ben :))

  • nedir bölümü

    24.07.2006 - 16:40

    sadece milletin geyik yaptigi yer, kelimelerin anlami yerine, anlamsiz şeyler yazilan yer :))

  • son gülen iyi güler

    24.07.2006 - 16:37

    sacma bir cümleyi :)))

    kendini tatmin etmek isteyen sinirine hakim olmak icin ugraşan :))

  • ne istiyorum

    24.07.2006 - 16:35

    saglam temelli guvenilir bir .....................?

  • 27 harfli Türkçe kelimeler

    24.07.2006 - 16:33

    aleynasugermiyanligil

    1 harf eksik kaldi kusra bakmayin :)))

Toplam 80 mesaj bulundu